Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/637 E. 2023/98 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/637 Esas
KARAR NO : 2023/98

DAVA : İSTİRDAT
DAVA TARİHİ : 10/11/2020
KARAR TARİHİ : 08/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Dava konusu uyuşmazlık için 19.10.2020 tarihinde UYAP avukat portal üzerinden dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğu, 05.11.2020 tarihinde yapılan arabuluculuk toplantısının sonucunda davalı tarafla anlaşma sağlanamadığı, dava dilekçesi ekinde arabuluculuk tutanaklarının dosyaya sunulduğu, müvekkili aleyhine … 2. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibi başlatıldığı, dava açılarak borca itiraz edildiği, … 27. İcra Mahkemesi …Esas ve …Karar sayılı ilamı ile aleyhlerine sonuçlandığı ve itirazın reddine karar verildiği, istinaf yoluna başvurmaları neticesinde İstanbul B.A.M. 21 H.D. 2019/1459 Esas ve 2019/2695 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkemenin kararının ortadan kaldırıldığı ve itirazın kabulü ile takibin iptaline, müvekkilinin borçlu olmadığına kesin olarak karar verildiği, müvekkilinin bu süreçte kesinleşen icra takibi nedeniyle cebri icra tehdidi altında ve bir borcu olmamasına rağmen icra dosyasında ki borcu 48.324,64 TL ödemek zorunda kaldığı, davalı tarafa paranın 08.11.2019 tarihinde gönderildiği, müvekkili davacı tarafın, icra tehditi altında yapmış olduğu ödemenin haksız olduğu ve istirdadının gerektiği İstanbul B.A.M. 21 H.D. 2019/1459 Esas ve 2019/2695 Karar sayılı kesin olarak karar verildiğin sabit olduğu, arz ve izah edilen sebeplerle taleplerinin kabulü ile; müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı 48.324,64 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reskoont faiziyle birlikte istirdadına, masraflarla ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin faktoring şirketi olduğu, 19.12.2012 tarihinde davacı … ile arasında faktoring sözleşmesi imzalandığı, davacı ve dava dışı …’ün sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığı, faktoring sözleşmesine istinaden davacı tarafından takip konusu senet ve diğer bazı çeklerin müvekkili şirkete tevdi edildiği, tevdii işleminin faktoring sözleşmesi kapsamında ve ilgili mevzuata uygun şekilde yapıldığı, müvekkili şirketin gerekli araştırmaları yapmadan işlem gerçekleştirmediği, faturayla tevsik edilmemiş hiçbir alacağı temlik almadığı, akdedilen faktoring sözleşmesi uyarınca borçluya 35.339,00 TL ödendiği, belirtilen tutarın müvekkili şirkete tevdi edilen kambiyo evrakından tahsil edilemediğinden işbu sözleşmenin II.5 maddesi gereğince …. 60. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarname aracılığı ile sözleşmenin feshedildiği ve borcun muaccel hale geldiği, TTK m. 665 gereği yetkili hamil olan ve takip yapma yetkisi bulunan müvekkili şirket adına borçlular hakkında …. 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alınarak haciz işlemleri uygulandığı ve … 2. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile esas takibe geçildiği, borçlular tarafından … 27. İcra Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile icra takibine itirazları üzerine yapılan yargılama sonucunda, Mahkemece itirazın reddine karar verildiği, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye mahkemesi’nin 2019/1459 Esas sayılı dosyası ile takibin iptaline karar verildiği, bunun üzerine, davacı tarafça, ödenen bedelin iadesi amacıyla icra müdürlüğünden talepte bulunulduğu ve icra müdürlüğünce 01.07.2020 tarihli muhtıra ile İİK 40. Maddesi gereğince bedelin icra müdürlüğüne iadesi istendiği, muhtıranın iptali talebiyle … 13. İcra Hukuk Mahkemesi’nin…Esas sayılı dosyası ile şikayet yoluna başvurulduğu, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 2020/450 Karar sayılı kararı ile İİK’nun 361. ve 40. maddesinin somut olayda uygulama yeri olmadığı, borçlu tarafından genel mahkemelerde açılacak istirdat davasında iade koşullarının oluşup oluşmadığının tartışılabileceği belirtilerek muhtıranın iptaline karar verildiği, bunun üzerine davacı tarafça Mahkemenize başvurulmuşsa da davacının istirdat talebinin koşulları oluşmadığından huzurdaki davanın reddi gerektiği, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği, davacı tarafından cebri icra tehdidi altında müvekkil şirkete yapılmış herhangi bir ödeme olmadığı, takip konusu senedin yasal mevzuata uygun şekilde ve ticari ilişkiyi gösterir faturalar ile birlikte müvekkili tarafından tevdii alındığı, ayrıca imzası inkar edilmeyen senede ilişkin borçlu olmadığını iddia eden davacının bu iddialarını yazılı olarak kanıtlaması gerektiği, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek koşuluyla, bir an için ödemenin davacı tarafından yapıldığı kabul edilse dahi, davacı takipte borçlu olduğundan borçlu olduğu tutarın istirdatını talep edemeyeceği, dava konusu ödemenin dava dışı Arda Kılagöz tarafından yapıldığı, bu nedenle davacının, ödemediği bir bedelin istirdatını talep edemeyeceği, İİK 72/7’inci maddesinde tanımlanan istirdat davasının koşullarının oluşmadığı icra dosyası kapsamı ile sabit olduğu, müvekkilinin yasal mevzuata uygun şekilde ve ticari ilişkiyi gösterir fatura karşılığında tevdi aldığı vadesi gelmiş senede dayanarak borçlulara karşı icra takibine girişmesinde hiçbir hukuki engel olmadığı, imzası inkar edilmeyen senede istinaden borçlu olmadıklarını iddia eden davacının bu iddialarını da yazılı olarak ispat edemediği, öncelikle, istirdatı talep edilen ödeme davacı tarafından yapılmadığından davanın aktif husumet yokluğundan reddine, koşulları oluşmayan haksız davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 2. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası, … 27. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyası, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi’nin 2019/1459 Esas – 2019/2695 Karar sayılı istinaf ilamı, 19/12/2012 tarihli 200.000,00 TL limitli faktoring Sözleşmesi, arabuluculuk tutanakları celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya, faktoring yönünden inceleme yapılması ve rapor tanzim edilmesi amacıyla faktoring konusunda uzman Emekli Banka ve Emekli Faktoring Müdürü Mali Tablolar Değerlendirme Uzmanı – Bankacı …ve SMMM …’a tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 19/09/2022 2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “… Davacı tarafça bilirkişi incelemesine sunulan dava dışı …Ltd. Şti.’nin uyuşmazlık konusu yıllara ait ticari defter tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı, dava konusu icra takibine dayanak olan senedin dava dışı şirketin ticari defterlerinde gözükmediği, dava dışı şirketin ticari defter kayıtlarında davalı … şirketine temlik edilen 2 adet çek nedeniyle takip ve dava tarihi itibariyle 36.939,00 TL tutarında borçlu durumda gözüktüğü, Davalı … şirketinin bilirkişi incelemesine sunulan’nin uyuşmazlık konusu yıllara ait ticari defter tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı, davalı … şirketinin ticari defter kayıtlarına göre dava konusu icra takibine dayanak olan senedin dava dışı ….Ltd. Şti. ile imzalanmış olan 19/12/2012 tarihli 200.000,00 TL limitli faktoring sözleşmesi kapsamında alınmış olduğu, dava dışı şirketten faktoring sözleşmesi uyarınca tevdii alınan 2 adet çek nedeniyle takip ve dava tarihi itibariyle 35.339,00 TL alacaklı durumda gözüktüğü, Ticari defter kayıtlarına göre dava dışı …Ltd. Şti.’nin davalı … şirketine tevdi ettiği çekler nedeniyle takip ve dava tarihi itibariyle icra takibine konu edilen miktarda borçlu durumda bulunduğu belirlenmekle birlikte dava konusu icra takibine dayanak olan 200.000,00 TL bedelli senedin ödenmeyen çeklere karşılık değil de faktoring sözleşmesinin akdedildiği esnada ileride doğabilecek olan borçlar için teminat mahiyetinde alınıp verildiği anlaşıldığından faktoring mevzuatına göre takibe konu edilemeyeceği ve bu sebeple davacının istirdat talebinin mümkün gözüktüğü …” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, cebri icra baskısı altında icra dosyasına ödenmek zorunda kalınan paranın istirdadı istemine ilişkindir.
Davacı … tarafından icra takibine konu borcun takip dosyasına 31/10/2019 tarihinde ödendiği, İİK 72/7. maddesi hükmü uyarınca istirdat davasının ödeme tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerektiği, anılan yasa hükmünde düzenlenen sürenin hak düşürücü süre olduğu, mahkemece resen gözetilmesi gerektiği, bu bağlamda hak düşürücü sürenin 31/10/2020 tarihinde sona erdiği, eldeki davanın bu süreden daha sonra 10/11/2020 tarihinde açıldığı, ancak davacının süre dolmadan 12 gün önce yani 19/10/2020 tarihinde dava şartı arabuluculuk yoluna başvurduğu, istirdat davasının dava şartı arabululucuk kapsamında olduğu, ayrıca 6325 s. HUAK 18/A. maddesinin 15. fıkrasında “Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zaman aşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez.” hükmü uyarınca hak düşürücü sürenin duracağı, dilekçe ekinde sunulan arabuluculuk son tutanağından arabuluculuk görüşmesinin tarafların anlaşma sağlayamaması üzerine 05/11/2020 tarihinde sonlandığı, 12 günlük kalan sürenin bu tarihten itibaren işlemeye devam edeceği, ancak davacının henüz bu süre dolmadan 10/11/2020 tarihinde eldeki istirdat davasının yasal süre içinde açtığı anlaşılmakla, hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde icra takibine konu borcun takip dosyasına davacı … tarafından değil, dava dışı … tarafından yatırıldığını savunarak davacının aktif dava ehliyetine yönelik usuli itirazda bulunmuş ise de; … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında takibe konu tutar …’ün banka hesabı üzerinden ancak takip borçlusu … tarafından yatırıldığı, nitekim dosya içinde bulunan tahsilat makbuzunda açıkça paranın … tarafından yatırıldığı icra müdürlüğünce de şerh düşülerek belirtilmiştir. Davalı vekili dosyaya yatırılan bu parayı, aynı gün çekmiş olup, cevap dilekçesinin aksine ödemeyi dosya borçluları yapmadığı için iade etmemiş, tam aksine ihtirazi kayıt dahi / çekince koymadan parayı tahsil etmiştir. Dolayısıyla, bu yöndeki itiraz hem icra dosyası kapsamındaki delillerle bağdaşmadığı gibi, esasen çelişkili davranma yasağı ilesine ve dürüstlük kuralının (dürüst davranma ilkesinin) ihlali niteliğindedir.
… 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında; takip alacaklısının davalı … A.Ş., takip borçlularının davacı … ile dava dışı … Ltd. Şti. ve … olduğu, … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş. sayılı dosyasından verilen ihtiyati haciz kararı sonrasında borçlular hakkında toplam 35.976,12 TL üzerinden takibe geçildiği, bahse konu icra takibi kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılmış olup, takip dayanağının 19/12/2012 düzenleme tarihli, 30/12/2016 vade tarihli ve 200.000,00 TL bedelli senet / bono olduğu, takibe temel teşkil eden bonoda tüm borçluların düzenleyen olarak yer aldıkları, davalı … Faktoring A.Ş.’nin ise lehtar olduğu belirlenmiştir.
… 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında; takip, haciz ve satış işlemlerine devam edilmesi / cebri icra baskısı sebebiyle takip borçluları vekilinin talebi üzerine 31/10/2019 tarihinde kapak hesabı yapılmış, icra müdürlüğünce bu tarih itibariyle ferileri ile birlikte toplam borcun 48.324,64 TL olduğu hesaplanmış, bahse konu tutar …’ün banka hesabı kullanılarak ancak takip borçlusu … tarafından aynı gün 31/10/2019 tarihi itibariyle icra dosyasına ödendiği tahsilat makbuzundan belirlenmiş, yine takip dosyası içerisinde bulunan reddiyat makbuzundan dosyaya yatırılan 48.324,64 TL’nin tamamı aynı gün 31/10/2019 tarihinde çekilerek davalı … Faktoring A.Ş. vekili Av. …’e ödenmiştir.
… 27. İcra Hukuk Mahkemesinin … E., … K. sayılı dava dosyasında takip borçluları olan …,…Ltd. Şti. ve …’ün icra takibine konu senedin sonradan doldurulduğunu, faktoring sözleşmesi ekinde yer aldığından kıymetli evrak niteliğinde olmadığını iddia ederek takip alacaklısı … A.Ş. hakkında icra takibine (borca) itiraz davası açtıkları, mahkemece yapılan yargılama sonucunda borçluların senetteki imzalarını inkar etmemeleri sebebiyle davanın reddine karar verildiği, ilk derece mahkemesinin işbu kararının takip borçluları olan davacılar tarafından istinaf edildiği, İstanbul BAM 21. HD. 2019/1459 E. 2019/2695 K.sayılı ilamında 6361 s. Kanunun 9/2. maddesi ve Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 8/1.maddesi uyarınca bono yönünden davalının alacağını ve yetkili hamil olup olmadığını fatura ile tevsik etmesi gerektiği, anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği ve alacaklının yetkili hamil olup olmadığı yargılama gerektirdiğinden istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve … 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından davacı borçlular aleyhinde başlatılan takibin İİK 170/a maddesi uyarınca kesin olarak iptaline karar verilmiştir.
Davacı, icra takibinin istinaf mahkemesinin kesin olarak verdiği karar neticesinde iptaline karar verildiğinden cebri icra tehdidi altında icra dosyasına ödemek zorunda kaldığı tutarın ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte istirdadını talep ederken, davalı taraf 19/12/2012 tarihli Faktoring Sözleşmesi uyarınca takibe konu bononun düzenlendiğini ve kendisine verildiğini, senedin vadesinin gelmesiyle birlikte icra takibine girişilmesinde hukuka aykırı bir durum olmadığını, davacının senetten dolayı borçlu olduğundan ödediği paranın istirdadını talep edemeyeceğini savunmuştur.
Uyuşmazlığın temeli, icra takibine ve davaya konu edilen senedin davalı tarafından faktoring sözleşmesi ile temlik alındığı gözetilerek senedin tahsilinin talep edilmesinde faktoring mevzuatı uyarınca tüm yasal koşulların sağlanıp sağlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, istinaf ilamında da işaret edilen yasal düzenlemelere bakılması zorunludur.
Öte yandan; somut olayda, davalı … şirketinin davaya konu senedi / bonoyu faktoring sözleşmesiyle temlik aldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, somut uyuşmazlığın, TTK’nın kambiyo senetlerine ilişkin genel hükümlerine nazaran faktoring işlemleri bakımından özel bir hüküm niteliğinde olan ve uyuşmazlığın çözümünde öncelikle uygulanması gereken 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve buna ilişkin Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik ile BDDK Genelgeleri çerçevesinde değerlendirilip, çözüme kavuşturulması gerekmektedir. (İSTANBUL BAM 16. HD. 2018/2693 E. 2021/893 K.)
Yasal düzenlemelere bakıldığında:
6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunun 9/2. maddesi “Faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz.”
Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 8/3-4. maddesinde “Müşterilerden ek teminat mahiyetinde olmak üzere devralınan ve fatura veya fatura yerine geçen belgeler ile ilişkili olmayan kambiyo senedi veya diğer senetlerin tahsiledilebilmesi için;
a) Alacağın vadesinde ödenmeyip sorunlu hale gelmiş olması,
b) Alınan kambiyo senedi veya diğer senet karşılığında hiçbir şekilde kambiyo senedi ve diğer senedin ilgililerine finansman sağlanmaması,
c) Kuruluşun işlem ve muhasebe kayıtlarında ek teminat mahiyetinde alınan kambiyo senedi veya diğer senedin ilgili borcun teminatı karşılığında alındığına ilişkin kayıt düşülmesi gerekir..
Müşterilerden ek teminat mahiyetinde olmak üzere devralınan ve fatura veya fatura yerine geçen belgeler ile ilişkili olmayan kambiyo senedi veya diğer senedin tahsil edilmesi, ancak kuruluşun vadesinde ödenmeyen alacağı ve müşteriden olan diğer alacaklarını ilgili mevzuat çerçevesinde alacağın geri ödenebilirliğine göre Tasfiye Olunacak Alacaklar veya Zarar Niteliğindeki Alacaklar hesabında sınıflandırması, buna göre özel karşılık ayırması ve hukuki takip süreçlerini başlatmış olması halinde mümkündür” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu itibarla, icra takibine ilişkin istinaf ilamı içeriği de gözetilerek mahkememizce faktoring alanında uzman mevzuatı bilen bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır.
Faktoring bilirkişisinin 19/09/2022 tarihli bilirkişi raporu gerekçeli, ayrıntılı, tarafların ve Mahkemenin denetimine açık, yasanın geciktirici nedenlerinin gösterildiği, bilimsel yönden isabetli tespit ve değerlendirmeler içermesi ve uyuşmazlığı giderici mahiyette olması sebebiyle hükme esas alınmıştır.
Bahse konu 19/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda vurgulandığı üzere, davalı … şirketinin senedi, 19/12/2012 tarihli ve 200.000,00 TL limitli faktoring sözleşmesi ile temlik aldığı, davalı şirketin ticari defter ve belgelerinde dava konusu senedin bedeli ödenmemiş olarak muhasebeleştirildiği, faktoring sözleşmesinin ilerleyen aşamalarında senedin sonradan icra takibine konulduğu, mali kayıtlar uyarınca dava konusu senedin ödenmeyen çekler sebebiyle değil, aksine faktoring sözleşmesinin düzenlendiği tarihte aynı gün davalıya verilerek ileride doğabilecek borçlar için (faktoring sözleşmesinin akidi dava dışı … Ltd. Şti ve faktoring sözleşmesinin kefilleri davacı … ile dava dışı …’den) teminat amacıyla alındığı belirlenmiştir. Hasılı, dava konusu senet faktoring sözleşmesi ile aynı tarihte ve teminat amacıyla davalı … şirketine verilmiştir. Dolayısıyla, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunun 9/2. maddesi ile Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 8/3-4. madde hükümleri uyarınca, davalı şirketin dava konusu senedi icra takibine konu ederek tahsilini üstlenmesi yasal olarak mümkün değildir. Diğer taraftan, Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 8/3-c. maddesi hükmü uyarınca, davalı şirket kayıtlarında, senedin teminat karşılığında alındığına yönelik kayıt düşülmesi gerekirken, bu işlem hiç yapılmamış ve anılan mevzuat hükümlerine de aykırı hareket edilmiştir.
Diğer taraftan; dava konusu senedin 19/12/2012 düzenleme tarihli ve 200.000,00 TL bedelli bono olduğu, yine taraflar arasında akdedilen Faktoring Sözleşmesinin 19/12/2012 düzenleme tarihli ve 200.000,00 TL limitli olduğu, faktoring sözleşmesi ile bononun / senedin aynı tarihte düzenlendiği ve taraflar arasında faktoring ilişkisi dışında başka bir hukuksal ilişki bulunduğunu da taraflarca ileri sürülmediğinden sözleşme içeriği dikkate alındığında bononun teminat amacıyla verildiği açıktır. Bu halde de, teminat olarak verilen bononun tahsili talep edilemez ve icra takibine konu edilemez. (İSTANBUL BAM 16. HD. 2019/1642 E. 2022/99 K.)
Yapılan açıklamalar karşısında; faktoring sözleşmesinin teminatı olarak verildiği sabit olan dava konusu senedin / bononun 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunun 9/2. maddesi ile Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 8/3.4. madde hükümleri uyarınca davalı tarafından tahsilinin talep edilmesi ve bu amaçla icra takibine konu edilmesi anılan faktoring mevzuatına ilişkin yasal hükümler gereği mümkün olmadığından, davacının cebri icra baskısı altında (haciz, satış ve kıymet takdiri işlemlerine devam edilmesi) ödemiş olduğu tutarın iadesini / istirdadını istemekte haklı olduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, istinaf mahkemesince kesin olarak iptaline karar verilen … 2. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra dosyasında ödeme yaptığı 48.324,64 TL’nin ödeme tarihi olan 31/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi (taleple bağlılık ilkesi uyarınca) ile birlikte tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KABULÜ ile;
1-48.324,64 TL’nin ödeme tarihi olan 31/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Kabul edilen dava değeri (48.324,64 TL) üzerinden alınması gereken 3.301,05 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 825,27 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 2.475,78 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 825,27 TL peşin harç, 353,50 TL posta ve tebligat masrafı ile 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.178,77 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (48.324,64 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davalıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 08/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır