Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/632 E. 2021/379 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/632 Esas
KARAR NO : 2021/379

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 18/06/2018
KARAR TARİHİ : 04/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müflis bankanın 16.11.2017 günü iflasına karar verildiğini, müvekkilinin 28.09.2020-29.08.2015 tarihleri arasında … no.lu yatırım hesabından müflis bankadan hisse alımları gerçekleştirdiğini ve 200.000 adet hissesinin bulunduğunu, yatırımcı bakiye raporuna istinaden 200.000,00 TL alacağının iflas masasına kaydı talebiyle … 1. İflas Dairesinin … sayılı dosyasına başvurulmuşsa da, … kayıt no.ya alınan talebinin tamamen reddedildiğini, red kararının 11/06/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, tebliğ avansının 13/06/2018 tarihinde yatırıldığını, gerekçesiz red kararının hukuka aykırı olduğunu, TTK md 543 gereği tasfiye sürecinde ve sonrasında mevcut alacağının tahsiline ilişkin hakları iflas sürecinde belirleneceğinden, müvekkilinin hak kaybına uğramaması için alacağının sıra cetveline kaydına karar verilmesi talebiyle İİK md 235’e göre hukuki yarar bulunduğundan dava açmak zorunda kaldıklarını belirterek, fazlaya, faize ve hesap hatalarına ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200.000,00 TL bedelli hisse senedi alacağının müflis banka iflas masasında sıra cetveline kaydına, sıra cetvelinin buna göre düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı iflas idaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan; Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 22.07.2016 tarih ve 6947 sayılı Kararı ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun 21.07.2016 tarih ve 9029 sayılı yazısında yer alan talebi üzerine, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 107. Maddesinin son fıkrası hükmü çerçevesinde … Bankası A.Ş.’nin faaliyet izninin kaldırılmasına karar verildiğini, bunun üzerine, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin… E. Sayılı dosyasından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından açılan iflas davasında, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 106.maddesi uyarınca müvekkili bankanın iflasına, iflasın 16.11.2017 tarih ve saat 15.28 itibariyle açılmasına, iflas tasfiyesinin fon tarafından yerine getirilmesine karar verildiğini, müflis bankanın iflas tasfiyesinin, … 1. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyası üzerinden TMSF tarafından önerilen ve İcra Hakimliğince atanan iflas idaresi tarafından yürütüldüğünü, müvekkil İflas İdaresince tanzim edilen sıra cetvelinin … tarihli … Gazetesinde ilan edildiğini, davacının müflis bankadan 200.000,00 TL tutarında alacaklı olduğu gerekçesiyle … 1. İflas Müdürlüğünün …iflas sayılı dosyasına 2118 kayıt numarasıyla alacak kayıt talebinde bulunduğunu, müflis bankanın iflas tasfiye işlemleri halen devam ettiğini, İflas tasfiyesi neticesinde sıra cetveline kayıtlı tüm alacaklar ile sukuk alacakları ödendikten sonra tasfiye bakiyesinin kalması halinde, hisse senedi sahiplerine garameten ödeme yapılabileceğini, bu kapsamda davacı tarafın müflis şirketin hisse sahibi olduğu dikkate alındığında hisse senedine dayalı olarak iflas masasına alacak kayıt talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, bu nedenle hisse senedi alacak kayıt talebinin reddedilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığını, fazlaya ilişkin her türlü talep, dava ve şikayet hakları saklı kalmak kaydıyla, hak düşürücü süre içerisinden açılmamış ise davanın öncelikle usulden reddine, dava süre içerisinde açılmış ise izah edilen nedenlerle davanın esastan reddine, müvekkili Müflis Banka’nın harçtan muaf olduğuna, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, iflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline itiraz yoluyla alacağın iflas masasına kayıt kabulü talebine ilişkindir. Davanın hukuki dayanağı 2004 sayılı İİK’nun ”Sıra Cetveline İtiraz ve Neticeleri” başlıklı 235. maddesidir.
Mahkememizce davacının iflas masasına başvuru dilekçesi ve ekleri, başvuruya ilişkin iflas idare memurlarının kararı, sıra cetveli, tebligat belgesi ve sıra cetvelinin ilanına ilişkin gazete suretleri celbedilip incelenmiştir. … 1.İflas Müdürlüğü … İflas dosyasından alınan yazı cevabında, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sırasında açılan davada 16/11/2017 tarihli … E. … K. sayılı karar ile 5411 sayılı Yasanın 106. maddesi uyarınca müflis … Bankası A.Ş.’nin iflasına karar verildiği, düzenlenen sıra cetvelinin … tarihli … ve … tarihli … gazete ilanlarıyla ilan edilmiş olduğu, davacının dava konusu alacak kayıt başvurusunun 2118 sıraya alındığı, kayıt başvurusunun reddine dair kararın davacıya 12/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının kayıt başvurusu sırasında, verilecek cevabın kendisine tebliği için masraf avansı yatırmış olduğu bildirilmiştir. İİK md 223 uyarınca gider avansı yatırmış olan davacının, kendisine red kararı tebliğinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde İİK md 235’e göre kayıt kabul davasını açmış olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 2018/544 E sayısına kaydedilen dosyada ön inceleme aşaması gerçekleştirildikten sonra, mahkememizin 22/03/2019 tarihli 2019/269 K sayılı kararıyla, müflis bankanın iflas tasfiyesi TMSF tarafından önerilen kişiler arasından icra mahkemesince atanan iflas idare memurları eliyle ve iflas dairesi yetkilendirilmek suretiyle yürütüldüğünden, iflas idaresinin red kararının idari işlem mahiyetinde olduğu gerekçesiyle idari yargı görevli olduğundan yargı yolu caiz olmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararın istinaf incelemesi sonucu İstanbul BAM 17.HD 2019/3203 E 2020/324 K sayılı kararıyla istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, temyiz talepleri de Yargıtay 23.HD’nin 2020/927 E 2020/1816 K sayılı ilamıyla reddedilerek İstanbul BAM kararının onanması ve mahkememiz kararının bu suretle kesinleşmesi üzerine, davacı tarafından … 9.İdare Mahkemesinin …E dosyasıyla açılan davada olumsuz görev uyuşmazlığı çıkarılarak dosya 2247 sayılı Kanuna göre Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmiş, Uyuşmazlık Mahkemesinin 2020/476 E 2020/561 K sayılı içtihadı ile uyuşmazlıkta adli yargının görevli olduğuna ve mahkememiz görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiş, karar ve dosyamız mahkememize gönderilmiş, Uyuşmazlık Mahkemesi kararı 2247 sayılı Kanun hükümleri uyarınca bağlayıcı olmakla, dosya mahkememizde yeni esasa kaydedilerek yargılamaya kaldığı yerden devam edilmiştir.
Merkezi Kayıt Kuruluşu ile yazışma yapılarak davacının müflis bankada mevcut hisse senedi adet ve kayıtları (aktif husumeti) teyit edilmiştir.
Konuyla ilgili Yargıtay 23. HD’nin ve Bölge Adliye Mahkemelerinin emsal içtihatlarında da belirtildiği üzere, 6102 sayılı TTK’nin 379-389. maddelerinde, anonim şirketlerde belli istisnalar dışında şirketin kendi hisse senetlerini temellük edemeyeceği öngörülmüş, buna paralel olarak TTK’nin 480/3. maddesinde ise, “Pay sahipleri sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemezler; tasfiye payına ilişkin hakları saklıdır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu nedenle anonim şirket ortağı, ödediği sermaye miktarı için şirketten alacaklı olmaz. Zira, ortakların payları için yapılan ödemeler ortaklığın sermayesini oluşturur. Sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından ortaklığın iflası halinde ortaklar kural olarak iflas alacaklısı olamazlar. Diğer bir anlatımla, ortaklar ödedikleri sermaye borcunu iflas masasına alacak olarak kaydettiremezler. Ancak, pay cetveline göre paylaşım yapıldıktan sonra ve İİK’nin 196. maddesi uyarınca faiz ödemelerinden sonra masada para kalması halinde pay sahiplerine ödeme yapılması mümkündür. (Yargıtay 23.HD 2014/10329 E 2015/6925 K, 2011/6362 E 2012/24555 K, 2018/1666 E 2020/4488 K, Sakarya BAM 7.HD 2020/222 E 2020/644 K vb)
Yargıtay 19. HD’sinin emsal 10.6.1996 tarihli E.1996/2968, K.1996/4360 sayılı içtihadında da”…davacının anonim ortaklıktaki payı hisse senedine bağlanmıştır. Ortakların payları için ödediği hisseler ortaklığın sermayesini oluşturur. Sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından, ortaklığın iflâsı halinde hisse senedi sahipleri kural olarak iflâs alacaklısı olamazlar. Diğer bir anlatımla, hisse senedinin değerini iflâs masasına alacak olarak kaydettiremezler (Pekcanıtez, Hakan; Anonim Ortaklıkların İflâsı, Ankara 1991, sh. 68; Atalay, Oğuz; Anonim Ortaklıkların İflâsı, İzmir 1996, sh. 204). Hisse senedi sahipleri ancak, kanunda yazılı şartların bulunması halinde kâr payı, hazırlık dönemi faizi, yan edim yükümlülüklerinin karşılıkları ve sermaye azaltılmasında iadesine karar verilmiş sermaye pay miktarı için doğmuş alacaklarını iflâs masasına alacak olarak yazdırabilirler.
Davacı ise, …hisse senetlerinin bedelinin iflâs masasına kaydını talep ettiğinden, davacının iflâs masasına kaydı gereken alacağı bulunmamaktadır. Ancak, pay cetveline göre paylaşım yapıldıktan ve İİK.nun 196. maddesi uyarınca faiz ödemelerinden sonra masada para kalması halinde, hisse senedi sahiplerine ödeme yapılması mümkündür.” (Yargıtay 19.HD., 10.6.1996 t, E.1996/2968, K.1996/4360 – YKD., Ocak 1997/1, s.81-82 ; Doç. Dr. Timuçin MUŞUL, Gerekçeli – Notlu – İçtihatlı İcra ve İflâs kanunu ve İlgili Mevzuat, 3. Baskı, İstanbul-2004, s.615).” şeklinde doktrin görüşleriyle birlikte, anonim şirketlerde hisse senedi bedellerinin, müflis şirketten iflas tarihi itibariyle alacaklı olan üçüncü kişilerin alacaklarını kaydettirmesi için İİK hükümlerine göre oluşturulan iflas sıra cetveline kaydının hukuken mümkün olmadığı doktrin görüşleriyle birlikte açıklanmıştır.
Davacı vekiline davadaki talebinin hukuki niteliğinin açıklanması için verilen sürede sunulan 13/03/2021 tarihli dilekçede, 200.000 adet hisse senedi bedeliyle birlikte tüm yan hakları, temettü paylaşımlarını ve hissesi karşılığındaki tüm kazanımların davada talep edildiği belirtilmişse de, iflas masasına yapılan kayıt talebi sadece 200.000 adet hisse senedi nedeniyle 200.000,00 TL hisse senedi bedeli alacağına ilişkin olup, dava dilekçesindeki kayıt kabul talebi de hisse senedi bedeli alacağına ilişkin olduğundan, kayıt kabul davası niteliğindeki davada kaydı talep edilmemiş alacakla ilgili mahkememizce hüküm kurulması mümkün değildir.
Tüm bu nedenlerle, istikrar kazanmış Yargıtay ve BAM içtihatları, TTK ve İİK hükümleri uyarınca, davacının iflas tasfiyesi sonunda bakiye bedel kalması halinde iflas masasından talep hakkının saklı olduğu belirtilmek suretiyle, iflas sıra cetveline kaydı hukuken mümkün olmayan anonim şirket hisse senedi bedeli alacağıyla ilgili kayıt kabul davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacının müflis banka iflas tasfiyesi sonunda iflas masasından dava konusu hisse senedine dayalı haklarını talep hakkı saklı kalmak kaydıyla, davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 59,30 TL olup, peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı iflas idaresi vekille temsil edildiğinden yürürlükteki AAÜT gereği hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.04/06/2021

Katip …

Hakim …