Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/593 E. 2021/691 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/593 Esas
KARAR NO : 2021/691

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça 16.07.2020 tarihinde davacı aleyhine … 37.lcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından keşideci Mustafa Karaşahin ve müvekkili şirket aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığını, … 11.Asliye Ticaret Mahkemesinden … D.İş. sayılı ihtiyati haczi kararı alındığını, anılan icra dosyasından … 9.İcra Müdürlüğü … Tal. sayılı dosyasından haciz yapıldığını, şirket yetkilisi tarafından haciz mahallinde yapılmak istenilen ödemenin alınmadığı, bildirilecek hesaba ödeme yapılması gerektiğinin belirtildiği, dosyanın asıl avukatı Av…. ve hesap bilgisi olarak verilen … nolu hesabına müvekkili şirket yetkilisi Mustafa Muslihan’ın talimatı ile … 37.İcra … dosya borcu açıklaması ile 102.000 TL ödendiğini; cebri icra tehdidi altında ödeme yapıldığını, muhtelif şikayetler yapıldığını, icra dosyasında fazla tahsilat yapıldığını, fazla tahsilatların tespiti üzerine arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu, arabuluculukta uzlaşmanın sağlanamadığını esasen ihtiyati haciz kapsamında yapılacak tahsilatın ihtiyati haciz miktarı ve ihtiyati haciz masrafı olacağını, diğer masraf kalemlerinin ihtiyati haciz aşamasında istenemeyeceğini, icra dosyası kesinleşmiş gibi icra vekalet ücreti, tahsil harcı ve diğer kalemlerinde ödenmesi aksi halde haciz işlemi gerçekleştirileceğinin söylenmesinin açıkça görevin kötüye kullanılması olduğunu, TTK.783/f.3 fıkrası uyarınca %10 çek tazminatından yalnızca çek keşidecisinin sorumlu olduğun, cirantanın bu çek tazminatından sorumlu tutulamayacağını, 7.200 TL çek tazminatının da icra baskısı altında müvekkilinden tahsil edilmesi nedeniyle istirdadı gerektiği, TTK.810/f.1-b bendi uyarınca ibraz tarihi ile takip tarihi arasında işleyen faiz farkının 41,65-TL olduğunu, takipte takip öncesi faizin 1.960 TL olduğunu, oysa ki faizin 1.918,35 TL olduğunu, dolayısı ile faiz bakımından 41.65 TL fazla tahsilatın söz konusu olduğunu, icra baskısı altında müvekkilden ayrıca fazla icra vekalet ücreti tahsilatı yapıldığını, vekalet ücreti hesaplamasına esas miktarın içine çek tazminatı ve fazla talep edilen takip öncesi faizin ilave edilemeyeceğini, müvekkilinden istenebilecek alacak kalemleri toplamının 74.134,35-TL. olduğunu, bu rakama göre vekalet ücretinin 10.437,47-TL. olduğunu; 22.07.2020 tarihli ödemenin ödeme emri tebliğinden önce yapıldığından vekalet ücretinin 3/4’ü 7.828,10-TL. olarak alınması gerektiğini; 10.08.2020 tarihli icra kapak hesabında ‘tam vekilat ücreti” hesaplanarak müvekkilinden 11.384,08-TL. tahsil edildiğini, AAÜT.11/ f.a. fıkrasına göre vekalet ücretinin hesaplanması gerektiğini, müvekkilinden fazla tahsil edilen 3.555,98-TL’ninde istirdadı gerektiğini; takip sonrası faiz farkının 559,72-TL. olduğunu; 10.08.2020 tarihli icra kapak hesabında 678,08-TL takip sonrası faiz gösterildiğini, müvekkilinin takip tarihi olan 16.07.2020 tarihi ile ödeme tarihi olanı 22.07.2020 arası işleyecek faiz miktarının talep edilebileceğini; işleyen faizin 9610 oranından 118,36-TL. olduğunu, fazla tahsil edilen 559,72-TL. faiz içinde istirdat talep ettiklerini, müvekkilinden istenemeyecek alacak kalemleri arasında yer alan resmi tahsil harcı oranın dahi % 9.10 üzerinden hesaplandığını, dosya borcunun ihtiyati haciz aşamasında ödeme emri tebliğinden dahi önce ödendiğinden 7.408,86-TL. tahsil harcının da istirdadı gerektiğini belirterek tüm bu nedenlerle toplamda 22.06.2020 tarihinde müvekkilinden tahsil edilen toplam 18.766,21-TL. ‘nin haksız ve kötüniyetli tahsil edildiğinden istirdadına, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmes talep ve dava etmiştir.
Cevap:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … AŞ. yetkilisi … tarafından haciz sırasında taraflarına ve |icra memuruna silah çektiğini, sinkaflı küfür edilerek haciz işleminin yapılmasına engel olunduğu, görevlilerin haciz mahallinden ayrılmaya mecbur bırakıldığını, davacı borçlunun takip borç tutarını kendi imkanlarıyla öğrendiğini ve hesaplarına dosya borcu altında para gönderildiğini, ödenen paranın cebri icra tehdidi altında ödenmiş bir para olmadığını, haciz tutanağından da anlaşılacağını, istirdadı istenilen 18.766,21 TL bedel hakkında borca itiraz davası açma süreleri devam ederken icra dairesi yerine haricen taraflarına ödeme yapıldığını, İİK.72/7. madde kapsamında davacı tarafın istirdat davası açma hususunda aktif dava ehliyeti bulunmadığını, emsal Yargıtay kararlarını sunarak takip borcu altında gönderilen para, icra dosyasına değil taraflarına haricen gönderildiğinden istirdat davasının açılabilmesinin ihtirazi kayıtla icra dosyasına ödenmesinin gerektiğini, bu nedenle davacı tarafın istirdat davası ikamesinde aktif husumet ehliyeti bulunmamasının uzantısı olarak HMK.114/1-(h) maddesi gereği de işbu davanın ikamesinde hukuki yararının bulunmadığını ayrıca esasa ilişkin olarak, davacı tarafın dava dilekçesinde faize karşı vekalet ve tahsil harcına itiraz etmiş ise de icra dosyasının celp edilmesi halinde görüleceği veya sayın mahkeme tarafından gerekli görülmesi halinde yapılacak bilirkişi incelemesinde dosya hesap raporunun hukuka ve usule uygun olduğunun açıkça görüleceğini; keza çekte lehtar ve ilk ciranta olan davacı borçlu taraf açıkça müvekkiline borçlu olduğunu, bu durumunda davacı borçlu tarafından ikrar edildiğini, açıklanan nedenlerle ve sayın mahkemece resen gözetilecek ve yargılama sırasında ortaya çıkacak nedenlerle, öncelikle HMK.114/1 (h) kapsamında hukuki yararının bulunmaması, ve aktif husumet yokluğu nedeniyle işbu dava şartlarındaki noksanlıkların giderilmesi mümkün olmadığından HMK.115/2.madde gereği davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesi, davacı/borçlu aleyhine itiraz edilen tutarın %20’siniden aşağı olmamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini; sayın mahkeme aksi kanaatte ise uyuşmazlığın esasına girilerek çelişkili ve kötü niyetli iddialara itibar edilmeyerek huzurdaki davanın reddedilmesi, davacı/borçlu aleyhine itiraz edilen tutarın %20’siniden aşağı olamamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 37. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, … 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin …D. iş sayılı dosyası, … Arabuluculuk Bürosu … başvuru numaralı ve 07/08/2020 tarihli başvuru formu, … 9. İcra Dairesinin …Talimat sayılı dosya sureti , … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosya sureti, … Cumhuriyet Başsavcılığı Seri Muhakeme Usulü Soruşturma Bürosu … soruşturma sayılı dosya sureti, 22/07/2020 tarihli dekont sureti celp edilmiş, incelenmiştir.
Dosya, Emekli İcra Müdürü ve Hesap Uzmanı …’e tevdi edilmiş bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 20/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “… 37.İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında 22.02.2020 tarihinde ihtiyati haciz aşamasında ödenmesi gereken borç miktarının 83.746,90-TL. olduğu; davacı/borçlu tarafından 22.07.2020 tarihinde ihtiyati haciz aşamasında haricen 102.000-TL.ödeme yapıldığı, ödemede 18.253,10-TL fazlalık bulunduğu ve istirdadı gerekeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır ” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, taraf vekillerince ayrı ayrı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Dava, cebri icra tehdidi altında ödenmek zorunda kalınan fazla tutarın istirdatı istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep bilikte değerlendirildiğinde; Davalı … Ltd. Şti, davalı …Ş. ve dava dışı Mustafa Karaşahin hakkında … 37. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyası üzerinden 14/7/2020 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlattığı, takibe dayanak kambiyo evrakının … Bankası A.Ş. … Şubesine ait 25/04/2020 keşide tarihli ve 72.000,00 TL bedelli çek olduğu, bahse konu çekte borçlu …’in keşideci, davalı borçlu şirketin lehtar / ilk ciranta olarak cirosunun bulunduğu, davacının icra takibine giriştikten sonra borçlulara henüz ödeme emri tebligatı gönderilmeden … 11. Asliye Ticaret Mahkemesinden 16/07/2020 tarihinde takip talebindeki borçlular hakkında ihtiyati haciz isteminde bulunduğu, … 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin …D.iş sayılı dosyası ile 17/07/2020 tarihinde çek bedeli olan 72.000,00 TL üzerinden % 15 teminat karşılığında ihtiyati haciz kararının verildiği, ihtiyati haciz kararının takip dosyasına ibraz edilerek uygulandığı, ihtiyati haciz kararı kapsamında davacının talebi üzerine fiili haciz işlemleri için … İcra Müdürlüğüne talimat yazıldığı, talimatın … 9. İcra Müdürlüğünün… s. Tal. dosyası üzerinden infaz ettirildiği, davalının iş yeri adresinde 22/07/2020 tarihinde ihtiyati haciz işlemlerinin uygulandığı, dosyaya celp edilen ihtiyati haciz tutanağından ve soruşturma dosyası kayıtlarından haciz sırasında davacı alacaklı, icra müdürü ve davalı şirket yetkilisi arasında ihtiyati haciz işlemlerine yönelik tehdit ve hakarete konu olayların yaşandığı, bu olaylarla ilgili şikayetler üzerine idari ve adli soruşturmaların yürütüldüğü, davalı şirket yetkilisinin fiili haciz işlemlerine engel olmak ve muhafaza tedbirlerini önlemek amacıyla cebri icra baskısı altında aynı gün yani 22/07/2020 tarihinde davacı alacaklı vekili Av. … banka hesabına toplam 102.000,00 TL ödemede bulunduğu, bu suretle fiili haciz işlemlerinin ve muhafaza tedbirinin son bulduğu anlaşılmıştır. Esasen buraya değin anlatılan hususlar hakkında taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır. Davalı paranın cebri icra tehdidi altında ödenmediğini, bu nedenle davacının istirdat davası açmak için aktif dava ehliyetinin ve hukuki yararının bulunmadığını savunmaktadır.
Uyuşmazlığın temeli, davalı tarafa ödenen paranın cebri icra tehdidi altında ödenip ödenmediği, buna bağlı olarak davacının istirdat davası açmak için aktif dava ehliyetinin ve hukuki yararının bulunup bulunmadığı ve davacının istirdat talebi yerinde görüldüğü takdirde istirdatı gereken paranın miktarı konularında toplanmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; İİK ‘ nın 69/2 maddesindeki “İtirazın muvakkaten kaldırılması kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçlu, takibin yapıldığı mahal veya alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde borçtan kurtulma davası açabilir.” hükmü uyarınca, borçtan kurtulma davasının açılabilmesi için öncelikle davacı borçlunun itirazının geçici olarak kaldırılması ve bu kararın davacı borçluya tebliğ edilmesi gerekmektedir. Halbuki eldeki dava dosyasında, icra takibi ile beraber davalının ihtiyati haciz isteminde bulunduğu, davacıya ödeme emri dahi tebliğ edilmeden / gönderilmeden fiili hacze gidildiği, dolayısıyla ödeme emri kendisine tebliğ edilmeyen ve yasal itiraz haklarını kullanma imkanı bulunmayan davacı borçlu yönünden borçtan kurtulma davası açılmasına hukuken imkan da bulunmaktadır. Açıklanan nedenler karşısında davalının cevap dilekçesinde ileri sürdüğü borçtan kurtulma davasının açılması imkanı bulunduğuna yönelik savunmalarına itibar edilmemiştir.
Öte yandan, icra takibinde henüz davacıya ödeme emri tebliğ edilmeden ihtiyati haciz işlemi yapıldığından davacının borca itiraz davası açma hak ve imkanın elinden alındığı, cebri icra işlemleri sırasında ve cebri icra tehdidi altında yaptığı ödemeyi genel hükümler dairesinde ve İİK 72/7. maddesi hükmü uyarınca geri isteyebileceği, bu bağlamda davalının istirdat davası açılması konusunda davacının hukuki yararının ve aktif dava ehliyetinin bulunmadığına yönelik savunmaları yerinde görülmemiştir. Kaldı ki, icra takibi için yapılan ödemenin davalı şirket adına ve hesabına şirket yetkilisi tarafından gerçekleştirildiği, fazladan tahsilat yapılmış ise bu ödemenin istirdatının yine davalı tarafından talep edilmesinde davacının aktif dava ehliyetinin ve hukuki yararının bulunduğu açıktır. Nihayetinde, fazladan yapılan ödemenin istirdatına ilişkin davacı tarafından dava öncesinde ve arabuluculuk görüşmeleri sırasında uzlaşma sağlanamadığından ve davalı taraf iade de bulunmadığından bu tutarın dava yolu ile istenmesinde davacının korunmaya değer ve güncel hukuki yararının var olduğu, bu talebi eldeki istirdat davası ile istemesinde hukuki yararının olduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır.
… 9. İcra Müdürlüğünün … s. Tal. Dosyasında ihtiyati / fiili haciz ve muhafaza tedbir işlemlerinin davalı şirketin iş yeri adresinde 22/07/2020 tarihinde infaz edildiği, davacı tarafından yapılan ödemenin aynı gün yani 22/07/2020 tarihinde haciz işlemleri sırasında gerçekleştirildiği, fiili haciz işlemleri ile ödemenin aynı gün olması, ödemenin ihtiyati haciz kararının sonrasında ve kararın icrasının talep edildiği haciz sırasında yapılması, henüz kesinleşen bir takip olmaması, ihtiyati haczin kesin hacze de dönüşmemesi nazara alındığında davacının cebri icra tehdidi altında ödeme yaptığının kabulü zorunludur.
Bilindiği üzere, ihtiyati haciz 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, alacaklının devam etmekte olan ya da açılacak olan dava veya icra takibi sonucunda, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına (önceden) geçici olarak el konulmasıdır.
2004 sayılı İİK’daki düzenleme uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı da borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ya da taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, yine alacaklı taraf ihtiyati haciz isteminde bulunabilir.
İhtiyati haciz, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 406/2 maddesinde geçici hukuki koruma olarak düzenlenmiş olup, alacaklıya henüz kesin haciz isteme yetkisinin gelmediği bir dönemde para alacağının zamanında ödenmesi güvencesini sağlamaktadır. Diğer bir deyişle, alacaklı davasında veya icra takibinde haklı çıkarsa (ihtiyati haciz kesin hacze dönüşürse), üzerine ihtiyati haciz konulan mal icra dairesi tarafından satılır ve bedeli ile alacaklının alacağı ödenir. İhtiyati hacizde, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulduğundan ihtiyati haczin kesin bir etkisi yoktur yani ihtiyati haciz (icrai) kesin hacze çevrilip takip kesinleşmeden, alacaklı ihtiyaten haczedilen malların satılmasını talep edemez.
Dava veya takipten önce konulmuş bulunan ihtiyati haczin kesinleşmesi için ise alacaklının yedi gün içinde borçluya karşı takip talebinde bulunması ya da bir alacak davası açması zorunludur.Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki, bir kambiyo senedine dayanarak ihtiyati haciz kararı alınması halinde alacaklı yedi gün içinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilir. Bu durumda, borçluya gönderilen ödeme emrine beş gün içinde itiraz edilmemesi durumunda yapılan icra takibi kesinleşir. İhtiyati haciz ise on günlük ödeme süresinin (İİK. 168/2 md.) ödemesiz geçmesi üzerine kendiliğinden kesin hacze dönüşür.
İhtiyati haczin açıklanan bu niteliği uyarınca, ihtiyati haciz kararının infazı aşamasındaki borcu kabul ve ödeme taahhüdünü içeren beyanların icra tehdidi altında yapıldığı ileri sürülebilir ise de; takip kesinleştikten ve ihtiyati haciz kesin hacze dönüştükten sonra borçlunun özgür iradesi ile icra dairesine giderek iradi olarak borcu kabulle ödeme taahhüdünde bulunması halinde, bunun haciz (cebri icra) baskısı ve tehdidi altında yapıldığını kabul etmek olanaksızdır. Kabul iradesinin önüne hiçbir şekilde geçilemeyeceği açıktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2014/19-870 Esas, 2016/966 Karar). Halbuki eldeki dava dosyasında; ihtiyati haczin haczin uygulandığı tarih itibariyle kesin hacze dönüşmediği, davacıya ödeme emrinin dahi tebliğ edilmediği, borçlunun haciz ve muhafaza tedbiri işlemleri sırasında ve aynı gün ödeme yaptığı, bu ödemenin davacının özgür iradesi ile icra dairesine yapılmış bir ödeme olarak kabulünün mümkün olmadığı ve davacının haciz baskısı altında ödeme yaptığı sübuta ermiştir.
İhtiyati haciz işlemleri sırasında davacı alacaklı, icra müdürü ve davalı şirket yetkilisi arasında ihtiyati haciz işlemlerine yönelik tehdit ve hakarete konu olayların yaşandığı, haczin bu şekilde son bularak tutanak tutulduğu, açıklanan nedenlerle davacının ihtiyati haciz tutanağına ödemeye yönelik ihtirazı kayıt koyması da mümkün olmadığından davalı vekilinin tutanağa çekince konulmadığı yönündeki savunması; tutanak içeriği, soruşturma dosyası, davalı şirket yetkilisinin kolluk tarafından haciz mahallinden uzaklaştırılması karşısında yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla, davacı tarafından yapılan ödemenin cebri icra tehdidi altında yapılan bir ödeme olduğu, davacının fazladan yapmış olduğu ödemeyi geri istemesinde başka bir anlatımla eldeki istirdat davasını açmak konusunda güncel ve korunmaya değer hukuki yararının ve aktif dava ehliyetinin de bulunduğu, fazladan ödeme yapıldığı belirtilen her bir alacak kalemi için dava dosyasında alınan bilirkişi raporunun alanında uzman emekli icra müdürü ve hesap uzmanı bilirkişi tarafından kapsamlı ve detaylı açıklamalar içerdiği, raporun denetime açık, gerekçeli, her bir kalem yönünden yasanın geciktirici ve emredici nedenlerin gösterildiği, hesaplamaların doğru şekilde takdir ve tayin edildiği, bu bağlamda 20/09/2021 tarihli raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, esasen bilirkişi raporuna karşı davacının herhangi bir itirazının bulunmadığı ve rapor doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği, davalı tirazlarının ise hem raporda karşılandığı hem de hukuki itirazlarının yukarıda detaylı olarak değerlendirilmesi karşısında bilirkişi raporu hükme esas alınmış, davacının ihtiyati haciz için fazladan yaptığı ödeme tutarının 18.253,10 TL olduğu tespit edilmiş, bu tutarın istirdatını isteyebileceği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-18.253,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Kabul edilen dava değeri (18.253,10-TL ) üzerinden alınması gereken 1.246,86 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 320,48 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 926,38 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 320,48 TL peşin harç, 27,50 TL posta, tebligat, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.147,98 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.116,59 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.2. maddesi uyarınca belirlenen 513,11 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin tarafların haklılık durumu ve davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.283,90 TL’sinin davalıdan alınarak; 39,10 TL’ sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır