Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/588 E. 2023/349 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/588 Esas
KARAR NO : 2023/349

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/10/2020
KARAR TARİHİ : 19/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekilinin dilekçesinde özetle;
Dava dışı sigortalının müvekkili şirkete gönderdiği hasar bildirim yazısında; 21.05.2019 tarihinde davalı … tarafından kanalizasyon temizliği yapıldığı esnada logara basınçlı su verildiği, bunun akabinde zemin ve bodrum kattan oluşan sigortalı işyerinin bodrum katındaki tuvaletten pis suyun geri teptiği ve işyeri zeminine yayılarak emtia dekorasyon ve demirbaş kıymetlerine zarar verdiği; dava dışı sigortalının müvekkili şirkete bildirim yapması üzerine işyerinde inceleme yapıldığı düzenlenen raporda, …’nin kanalizasyon temizliği sırasında logara basınçlı su vermesi nedeniyle işyerinin zarar gördüğünün tespit edildiği rapora göre toplam hasarın 5.326,50 TL olduğunun tespit edildiği; müvekkili şirket tarafından bu bedelin sigortalıya ödendiği; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, davalının icra takibine vaki haksız itirazlarının iptali ile takibin 5.749,41 TL üzerinden; icra inkar tazminatı, ticari faiz eklenerek birlikte devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın süresi içinde açılmadığı, poliçede dahili su teminatının bulunmadığı, şehir su şebekesi arızası durumunu, kanalizasyon geri tepme riskini kapsayıp kapsamadığı,
bina içindeki ve dışındaki su borularının patlaması, dahili-harici su basması sonucu oluşan zararların teminat dışı tutulup tutulmadığının incelenmesinin gerektiği, aksi takdirde bunun hatır ödemesi sayılıp rücu hakkının doğmayacağı; müvekkili idare ihale makamı olmakla birlikte iddia edilen adreste ve bildirilen tarihlerde ihale yüklenicisi firma …Ltd. Şti. olduğu, sorumluluğun da bu firmaya ait olduğu; davanın husumet yönünden reddinin gerektiği; hasar konusu adreste idarenin iskan görüşüne aykırılık mevcut olduğu; yapılan saha kontrolünde binada şart koşulmasına rağmen motopomp kullanılmadığının tespit edildiği; kanalizasyondan kaynaklı her hasardan …’nin sorumlu tutulamayacağı, (… Deşarj Yön: md 14/12: birleşik sistem kanalizasyon şebekesine bağlı veya bağlanacak olan binaların bodrum katlarının atıksuları, yer çekimi ile akıtılabilse dahi taşınmaz sahibi parsel çıkış bacasında atıksuyun geri gelmesini önleyecek tedbir almak mecburiyetinde olduğu aksi takdirde binaların uğrayabileceği zarardan İdare mesul olmayacağı; Md14/16:ev bağlantısındaki tıkanıklıktan dolayı oluşabilecek her türlü zarar ve ziyandan mal sahipleri sorumludur…Md:14/7: …atıksu parsel bacası atıksu kanalına, yağmur suyu parsel bacası yağmur suyu kanalına bağlanır.. dendiği); binanın bodrum katı yol seviyesi altında bulunup bulunmadığı ve binanın v-beden duvarlarında yüzey sularının gelmemesine yönelik herhangi bir tedbirin bulunup bulunmadığı, bodrum katın su basmanının gerekli teknik verilere uygun bina içi işletmenin kurulu olup olmadığının incelenmesi gerektiği gibi, atık su kanalındaki herhangi bir tıkanıklığın normal zamanlarda olması gerektiği halde yoğun yağmurların çatıdan akan suların binanın konumundan dolayı biriken suların atık su kanalından taşarak yoğun yağmurlarda bina içerisine su kanalının yetersizliğinden değil bilinçsiz bağlantı ve kullanımdan kaynaklanmış olabileceği ihtimal bir vakıa olduğu; söz konusu hasarın meydana geldiği binanın iskanının olup olmadığı var ise ne zaman alındığının, ikana aykırı şekilde değiştirilip değiştirilmediğinin tespitinin gerektiği; hasar bedeli menbaının fahiş olduğu; tazminata takip tarihinden itibaren faiz istenmesinin hukuka aykırı olduğu; belirtilerek izah edilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe;
… 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, Sigorta Poliçesi, Ödeme Dekontu, Arabuluculuk Son Tutanağı, İhtarname, Hasar Bildirim yazısı, Eksper Raporu, Servis Kayıtları, Hasar Dosyası, hasara ilişkin resimler ve bilirkişi raporu celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya İ.T.Ü. Makine Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof Dr. Yüksek Mühendis …ve Sigorta Hukuk Uzmanı STK Hakemi Bilirkişi…’e tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan 20/11/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Düzenlenmiş tutanaklar ve dosya kapsamında yer alan diğer bilgi belgeler dikkate alındığında; Davalı … G.Müdürlüğü (ve/veya Yüklenicisi) çalışanları tarafından davaya konu hasarların meydana geldiği adreste dava dışı sigortalıya ait sigortalı kıymetlere zarar verildiğinin belirlendiği, Davacı …A. Ş.’nin delilleri arasında yer alan 29.09.2018 -29.09.2019 vadeli …sayılı Yangın Sigorta Poliçesi ile verdiği teminat kapsamında davaya konu
çalışmalar sırasında gerçekleşen zarardan sorumluluğu bulunduğu, Raporumuz yapılan açıklamalar çerçevesinde: 1-
Olayın meydana geldiği; …adresindeki …’nin iş yerinde meydana gelen dava konusu olaya, ”kanalizasyon temizleme” işleminin hatalı yapılması, neden olmuştur. Olayın meydana gelmesinde Davalı kurum,…% 100 (Yüzde YÜZ) kusurludur.
Davalı kurum …, bölgedeki temizlik işlemlerinin taşaronunun …Şti. firması olup bu firmaya davanın ihbarını talep etmiş ise de dosya içeriğinde bu konuda başkaca bir bilgi/belge yoktur. Olay dolayısıyla meydana gelen hasarın zarar % 10 sovtaj düşüldükten sonra 5.326,50 (BeşBin ÜçYüzYirmiAltı TL Elli Krş)’dir. Keyfiyet kanaat olarak Yüksek Mahkemenizin takdirlerine saygı ile arz olunur …” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, dava dışı sigortalıya / zarar görene ödenen sigorta tazminatının TTK 1472. maddesi uyarınca halefiyet ilkesi hükümleri gereği rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 1472 maddesinde halefiyet düzenlenmiştir. Maddede, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Sigortalının tazminat alacağının hukuki temelinin haksız eylemden, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanmış olması arasında hiçbir fark yoktur. TTK 1472. maddeden kaynaklanan halefiyet hakkı sigortacıya, zarar sorumlusundan, sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar talep hakkı ve bunun doğal sonucu olarak da zarar sorumlusuna karşı dava hakkını sağlamaktadır. Bu dava türüne doktrin ve uygulamada sigortacının rücu davası adı verilmektedir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında sigortacı halefiyet hukuki ilişkisi sebebiyle ancak selefinin sahip olduğu haklara sahip olur. Sigortacı halefiyete dayanarak rücu davasını zarar sorumlusu aleyhine yönelttiğine göre, sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı tazminat davasında sigortalı neyi ispat etmesi gerekiyorsa, sigortacıda bu davada onu ispat etmekle yükümlüdür.
2560 sayılı … Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 1. maddesinde, … hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere … kurulduğu belirtilmiş olup aynı yasanın 2. maddesinin “b” bendinde, kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak ve yaptırmak gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak kurulu olanları devralıp işletmek bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek; “d” bendinde ise, Su ve Kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmeti alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak …’nin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
2560 sayılı … Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 17. maddesinde, kanalizasyon şebekesi bulunan cadde ve sokaklardaki her taşınmazın kanalizasyona bağlanmasının zorunlu olduğu, bu bağlantıların, bedeli taşınmazın sahibinden alınmak suretiyle … tarafından yapılacağı veya projesine uygun olarak yaptırılacağı hüküm altına alınmıştır. Kanunun 18. maddesinde ise yapı için belediyeden ruhsat isteyen gerçek ve tüzel kişilerin, daha önce …’den su ve kanalizasyon durumu hakkında belge almak zorunda oldukları, …’nin o yerdeki su ve kanalizasyon şebekesine göre su ve kanalizasyon durum belgesi vereceği, yapıların durum belgesi alınmadan veya tesisatın durum belgesine aykırı olarak yapılması hallerinde imar mevzuatının ruhsatsız yapılar hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Belirtilen yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere davalı idarenin kanalizasyon hattının yapım, bakım, onarım görevlerinin yanı sıra denetim yükümlülüğü de bulunmaktadır. Yönetmeliğe göre mal sahibi, müteahhit veya apartman yöneticisi parsel çıkış bacasına atık suyun geri gelmesini önleyecek tedbirleri almalıdır. Ayrıca, yağmur suları ve kirli olmayan bütün diğer yüzeysel drenaj suları atık su kanallarına ve hiçbir atık su kanalı da yağmur suyu kanalına bağlanmamalıdır. Ancak bu önlemlerin alınmamış olması davalının denetim yükümlülüğü nedeniyle olan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Kaldı ki TBK hükümlerine göre davalının kanalizasyon sisteminden doğan zararlardan yapı sahibi olarak da sorumluluğu vardır. Nitekim davalı kanalizasyon sisteminin sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlamakla yükümlüdür.
… Atıksuların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliğinin 10. maddesi ve geçici 1. maddesi, evsel atıksu kanalizasyon bağlantılarının ne şekilde yapılacağı, buna dair ruhsatın nasıl verileceği hususlarında düzenlemeler içermektedir. Yönetmeliğin 23. maddesinde ise yönetmelik hükümleri uyarınca yada diğer mevzuatla yasaklanmış olan eylem ve işlemlerin yada faaliyetlerin tespiti halinde bu faaliyetlerin veya eylemlerin durdurulması, engellenmesi yada ortadan kaldırılması için yapılacak işlemlerin neler olduğu belirtilmiştir. Yine 3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinin “Yapı Kullanım İzni” başlıklı 64. maddesinin 6. fıkrasında, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapıların elektrik, su, kanalizasyon, haberleşme ve benzeri hizmetlerden ve tesislerden faydalanamayacağı, bu hizmetlerden yararlanılması durumunda hizmeti veren idarenin sorumlu olacağı belirtilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 69. maddesinde yapı malikinin sorumluluğu düzenlenmiştir. Maddede, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikinin bunların yapımındaki bozukluk veya bakımındaki eksiklikten doğan zararı gidermekle yükümlü olduğu ifade edilmiştir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre TBK’nun anılan maddesindeki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan ağırlaştırılmış bir kusursuz sorumluluk halidir. Kusursuz sorumlulukta illiyet bağının kesilebilmesi için zarar görenin ağır kusurunun olması veya üçüncü kişinin illiyet bağını kesebilecek nitelikte ağır kusurunun olması veya zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde öngörülmeyen bir halin bulunması gerekmektedir. Davalıya ait su hattı, imal olunan şey kavramına dahil olup davalı bu hattın kötü yapılmasından veya muhafazasından kaynaklanan zarardan sorumludur. Sigortalı binada izolasyonun ve temel çevresi drenaj sisteminin olmaması davalının kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldırmaz, zira bu durumda davalının sorumluluğunu gerektiren illiyet bağı kesilmemiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan dava dışı Abdulgafur Beki’nin sigortalı “…” iş yeri adresinde 21/05/2019 tarihinde davalı … tarafından kanalizasyon temizliği yapıldığı sırada lögara basınçlı su verilmesi sebebiyle sigortalı iş yerinin tuvalet bölümünden pis suyun geri teperek iş yeri zeminine yayıldığı ve iş yerinde bulunan dekorasyon, demirbaş malzeme ve emtialara zarar verdiği, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalının başvurusu üzerine 27/08/2019 tarihinde 5.326,50 TL hasar tazminatı ödemesinde bulunduğu, davalının hasara binanın şart ve koşullara uygun inşa edilmemesinin sebep olduğunun savunulduğu, uyuşmazlığın temelinin hasarın neden kaynaklandığı noktasında toplandığı, mahkememize meselenin halli teknik bilgi ve uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, denetime açık ve gerekçeli 20/11/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da vurgulandığı üzere hasarın kanalizasyon temizliği sırasında davalı …’nin lögora basınçlı su vermesinden kaynaklandığı, davalının kanalizasyon temizliği sırasında gerekli önlemleri almadığı, ”kanalizasyon temizleme” işleminin hatalı yapılması sebebiyle hasar meydana geldiğinden davalının %100 oranında ve tamamen kusurlu olduğu, öte yandan dava konusu taşınmaza ilişkin atıksu kanal bağlantısının fenni şartlara uygun olduğu, nitekim kanal bağlantısının fenni şartlara uygun olduğunun davalı … tarafından verilen belge ile sabit olduğu, bu itibarla kanalizasyon temizlik işleminin hatalı yapılması ve gerekenden fazla basınçlu su verilerek zarara yol açılmasında hasarın davalının eylemleri ile meydana geldiği tespit edildiği, bilirkişi kurulu tarafından eksper raporundaki hasar miktarının piyasa rayiçleri ile uyumlu olduğunun belirlendiği, davalının kusurlu eylemleri sonucunda oluşan hasar ve zarardan sorumlu olduğu, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına hasar ödemesinin 5.326,50 TL olduğu, hasar ödeme tarihi olan 27/08/2019 tarihinden icra takip tarihi olan 14/07/2020 tarihine kadar işlemiş faizin 422,91 TL olduğunun hesap edildiği, açıklanan nedenlerle davacının 30/03/2021 tarihli talep açıklama dilekçesi de gözetilerek davanın kabulü ile;
davalının … 8.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile; takibin 5.326,50 TL asıl alacak ve 422,91 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.749,41 TL üzerinden takip talebinde gösterilen şartlarla devamına, ancak davacı her ne kadar icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ise de; alacağın likit ve muayyen olmadığı, rücuen tazminat alacağının varlığının ve miktarının yargılama sürecinde toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları sonucunda tespit edilebildiğinden İİK 67.maddesindeki yasal koşulların bulunmaması sebebiyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının … 8.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile; takibin 5.326,50 TL Asıl Alacak ve 422,91 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 5.749,41 TL üzerinden takip talebinde gösterilen şartlarla DEVAMINA,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin yasal koşullar oluşmadığından REDDİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (5.749,41 TL) üzerinden alınması gereken 392,74 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 68,81 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 323,93 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 68,81 peşin harç, 276,60 TL posta ve tebligat masrafı ve 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.145,41 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin kabul edilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 5.749,41 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, ihbar olunan vekilinin yokluğunda HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/04/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır