Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/533 Esas
KARAR NO : 2023/1005
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/09/2020
KARAR TARİHİ : 29/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/01/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile teminat altında olan … plakalı aracın kusuru ile yaya konumunda bulunan müvekkiline çarpması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiğini, kazada yaya …’ın kusura katılımının bulunmadığını, kaza sonrası davalı sigorta şirketine 12/11/2019 tarihinde e- mail yolu ile başvuruda bulunulduğunu, …numara hasar dosyasının ikame edildiğini ancak yasal süre içinde herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, 07/01/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile yaralanan ve malul kalan davacı için, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 300,00 TL geçici iş göremezlik, 200,00 TL bakıcı gideri ve 6.500,00 TL sürekli maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 7.000,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; …plakalı aracın müvekkil sigorta şirketi nezdinde … vadeli … numaralı ZMMS poliçesi ile dava konusu 07/01/2019 tarihinde teminat altında olduğunu, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami teminat limiti ile sınırlı olduğunu, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davacının asli kusurlu olduğunun kaza tespit tutanağında belirtildiğini, davacının sigortalı aracın sol yan kısmından çarptığını, davacının karşıdan karşıya geçtiği sırada havanın karanlık olduğunu, geçtiği yer ile yaya geçidi arasında 10 metre mesafe bulunduğunu, davacının kurallara riayet etmemesi nedeni ile dava konusu kazanın meydana geldiğini, öncelikle kazada kusur durumunun tespitinin gerektiğini, maluliyetinin ATK tarafından düzenlenen raporla tespit edilebileceğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinden sorumlu olmadıklarını, ancak kişinin % 70 sürekli maluliyet oranı üzerinde maluliyetinin bulunması durumunda sürekli bakıcı giderlerinden söz edilebileceğini, dava öncesi eksik evrak ile başvuruda bulunulduğunu ve avans faizi talep edilemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
.. Arabuluculuk Bürosu’nun …Esas sayılı arabuluculuk son tutanağı, … Üniversitesi Hastanesinin …tarihli maluliyet raporu, … Cumhuriyet Başsavcılığının… Soruşturma sayılı dosyası, … Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Hasta Dosyası, SGK kayıtları, trafik kazası tespit tutanağı, ZMMS poliçesi, hasar dosyası, davacının trafik kazası nedeniyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları, davacının sosyal ve ekonomik durum araştırma yazısı, araç ruhsat kayıtları, SGK rücuya tabi ödeme yapılmadığına ilişkin müzekkere cevabi yazısı, davacının nüfus kaydı celp edilmiştir.
Dosya, maluliyet durumunu tespit edilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, … Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’nun … tarihli raporunda; “… Kazım oğlu, 02.06.1980 doğumlu …’ın 07.01.2019 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle,30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri Kapsamında, fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, dolayısıyla; tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği, sürekli veya geçici olarak bir başkasını yardımına muhtaç durumda olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur …” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya, çelişkilerin giderilmesi, itirazların karşılanması ve kesin maluliyetin tespit edilmesi amacıyla talepler doğrultusunda Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna gönderilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İkinci Üst Kurulu’nun / Genel Kurulu 09/03/2023 tarihli raporunda özetle ; “… … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; Kazım oğlu, 1980 doğumlu …’ın 07.01.2019 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle; A-) 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri Kapsamında, fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, dolayısıyla; Tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, B-) İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği, C-) Sürekli veya geçici olarak bir başkasını yardımına muhtaç durumda olmadığı oy birliği ile mütalaa olunur …” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya, kusur durumunun tespit edilmesi ve maddi tazminatın hesaplanması amacıyla İ.T.Ü. Makine Fakültesi Öğretim Üyesi ve Yüksek Makine Mühendisi … ile Aktüerya Uzmanı …’tan oluşan bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan 30/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “… 1.Talep Konusu; 07/01/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile yaralanan ve malul kalan davacı için, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 300,00 TL geçici iş göremezlik, 200,00 TL geçici bakıcı giderleri ve 6.500,00 TL sürekli maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 7.000,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili talebi.
2. Kusur Durumu; … plakalı otomobilin sürücüsü …’ın %50 (yüzde elli) oranında eşit derecede kusurlu olduğu, Davacı yaya …’ın %50 (yüzde elli) oranında eşit derecede kusurlu olduğu, Hadisenin meydana gelmesinde, dava konusu zararın doğmasında veya artmasında başkaca etkili faktör, kusurlu kişi, kurum, kuruluş bulunmadığı, 3. Maluliyet Raporu; Adli Tıp Kurum Adli Tıp İkinci Üst Kurulunun 09/03/2023 tarih 815 karar numaralı raporunda; 02/06/1980 doğumlu …’ ın 07/01/2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı RG ‘de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında, fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, dolayısıyla; – Tüm vücut engellilik oranının % 0 (yüzdesıfır) olduğu, – İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği, – Sürekli ve geçici olarak bir başkasının yardımına muhtaç durumda olmadığının oy birliği ile mütalaa olunduğu, 4. MADDİ ZARAR; Davacının 07/01/2019 tarihinde geçirmiş olduğun trafik kazası sonrası; 3 ay süre ile geçici iş göremezlik zararının 6.350,52 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda % 50 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda, talep edilebileceği geçici iş göremezlik zararının 3.175,26 TL olduğu, SGK tarafından davacıya herhangi bir geçici iş göremezlik ödemesi yapılıp yapılmadığı konusunda bir bilginin dosyada bulunmadığı, (SGK tarafından aylık bağlanmadığının bildirildiği), herhangi bir geçici iş göremezlik ödemesi mevcut ise hesaplanan 3.175,26 TL‘lik tutardan tenzilinin gerektiğinin hukuki değerlendirmesinin elbette Sayın Mahkemeye ait olduğu, Davacının sürekli malul olmadığı, Davacının geçici ve sürekli olarak bir başkasının bakımına muhtaç olmadığı, Hesaplanan işbu tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (sigortalı araç hususidir) talep edilebileceğinin hukuki takdirinin elbette Yüce Mahkemeye ait olduğu, Ancak, Sayın Mahkemenin savunmalarının tümüne hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır
…” şeklinde tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin 14/12/2023 tarihli bedel arttırım dilekçesinde özetle; Dava miktarının arttırılmasına ilişkin taleplerinin ve davanın kabulüne, geçici iş göremezlik tazminatı talepleri olan 300,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı talebinin HMK 107/1-2. Maddesi uyarınca 2.875,26-TL artırarak 3.175,26 TL, Bakıcı Gideri talebimiz olan 200,00 TL’nin ve daimi İş Göremezlik Tazminatı talebimiz olan 6.500,00TL’nin aynen kabulü ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, talep edilen alacak ve tüm dava değerine davalının temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi yürütülmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi (geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri) tazminat istemine ilişkindir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, 14/04/2016 tarihinde 6704 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 97. maddesi uyarınca zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği, eldeki davanın açıldığı 29/09/2020 tarihi itibariyle anılan yasa hükmü uyarınca trafik kazasından doğan tazminat talepleri hakkında sigorta şirketlerine yazılı başvuru yapılmasının dava şartı olduğu, davacı tarafından dava açılmadan önce sigorta şirketine yazılı başvurunun yapıldığı, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından hasar dosyasının açıldığı, nitekim hasar dosyasının tümüyle dosya arasına celp edildiği, ancak davalı sigorta şirketi tarafından maluliyet raporu ile bir kısım belge ve kayıtlar istenerek hasar başvurusunun sürüncemede bırakıldığı ve sigorta tazminatının ödenmediği anlaşılmakla, 2918 sayılı KTK’ nın 97. maddesinde düzenlenen sigorta şirketine yazılı başvuru yapılmasına yönelik dava şartı davacı tarafından yerine getirilmiş olduğundan davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yazılı başvuru yapılmadığına yönelik usuli itirazı yerinde görülmemiştir.
… ili … ilçesinde 07/01/2019 tarihinde saat 20:20 sıralarında, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS sigortacısı olduğu, … plaka sayılı aracın dava dışı sürücü …’ ın sevk ve idaresinde bulunduğu sırada, sigortalı aracın … mevkisine geldiğinde aracının sol ön kısımları ile yaya geçidine 10,1 metre mesafe uzaklıktan yaya olarak yolun karşısına geçmeye çalışan davacı …’a çarpması sonucunda trafik kazasının meydana geldiği, bahse konu trafik kazası nedeniyle davacı …’ın yaralandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazasının yaralanmayla sonuçlanması nedeniyle soruşturma da yürütülmüş; ancak .. Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasında davacının / müştekinin şikayetçi olmaması sebebiyle 18/11/2019 tarihinde KYOK kararı verildiği belirlenmiştir.
Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı dava dışı sigortalı araç sürücüsü …’ın meskun mahal şartlarında uygun olmayan hızla ilerlemesi, ilerisinde kavşak ve yaya geçidi bulunan kesime yavaşlamadan yaklaşması, gece vakti tedbirsiz davranması ve çevresi etkin şekilde kontrol etmemesi, yolun karşısına geçmeye çalışan yayaya güvenle duramayacak mesafe kadar yaklaşması, zamanında etkili fren ve korna tedbirine başvurmadığından kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın ise az gerisinde yaya geçidi bulunduğu halde yaya geçidi olmayan kesimden yolun karşısına geçmeye çalıştığı, ilk geçiş hakkı araçlarda olmasına rağmen bu duruma riayet etmediği, gece vakti yolun karşısına geçmeye çalışırken araç trafiğini ve çevresini etkin şekilde kontrol etmediği, yaklaşan aracın hızını ve mesafesini dikkate almadığı için kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların trafik kazasında kusur durumlarının tespitine yönelik olarak dosya, trafik kazaları kusur konusunda uzman Yüksek Makine Mühendisi ve İ.T.Ü. Makine Fakültesi Öğretim Üyesi …’e tevdi edilmiştir. Mahkememizin kusur dağılımı yönündeki tespiti destekleyen ve benimseyen uzman bilirkişinin 30/07/2023 tarihli raporundaki tespitler, kazanın oluş şekli, davacı yaya ile dava dışı sigortalı araç sürücünün ihlal ettiği trafik kuralları, yasal geciktirici nedenler ve bilimsel yönden yapılan detaylı açıklamalar içeren kusur raporuna gerekçeli ve denetime açık olduğundan itibar edilmiştir. Açıklanan nedenlerle, mevcut raporda detaylı olarak ifade edildiği üzere; dava dışı sigortalı araç sürücüsü …’ın 2918 s. KTK 47/c,d, 51, 52/a,b, 57 maddeleri uyarınca %50 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ ın KTK 47/d, 68/a,b,c, 94/c maddeleri uyarınca %50 oranında kusurlu olduğu doğru bir şekilde ve somut olaya uygun olarak takdir ve tayin edilmiştir.
Davacı … trafik kazasında yaralanması sebebiyle maddi tazminat olarak geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri zararı isteminde bulunmuştur.
Davacının yaralanmasına ilişkin olarak görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları getirtilmiş, Adli Tıp Kurumu tarafından eksik olduğu belirtilen tıbbi kayıtlar davacının muayenesi yaptırılarak ve Üniversite Hastanesine sevki sağlanarak ikmal ettirilmiştir. Bu çerçevede, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 25/05/2022 tarihli raporunda davacının trafik kazasında yaralanması nedeniyle sürekli maluliyetinin bulunmadığı, sürekli ya da geçici olarak başkasının bakımına muhtaç durumda da olmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren üç ay (3) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Bahse konu Adli Tıp Kurumu raporu, kaza tarihi (07/01/2019) itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğine göre tanzim edildiğinden esasen mevzuata uygundur. Ancak, davacı vekilinin maluliyet raporuna karşı itirazda bulunması, Üst Kurul şeklinde çalışan Adli Tıp Genel Kuruluna dosyanın gönderilerek yeniden değerlendirme yapılmasını talep etmesi ve ayrıca dava açılmadan evvel … Üniversitesi Hastanesinden alınan 11/11/2019 tarihli maluliyet raporunda davacının %4 oranında maluliyeti belirlendiğinden, aynı Yönetmelik esas alındığı halde farklı sonuçlara ulaşılması, hasılı itirazların karşılanması, maluliyet raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve kesin maluliyetin tespiti için dosya Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna gönderilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu 09/03/2023 tarihli raporunda, davacı …’ın trafik kazasında yaralanması nedeniyle sürekli maluliyetinin bulunmadığını, araz bırakmadan tamamen iyileşmiş olduğunu, sürekli ya da geçici olarak başkasının bakımına muhtaç durumda bulunmadığını, ancak iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren üç ay (3) aya kadar uzayabileceği tespit etmiştir. Bahse konu Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporu, kaza tarihi (07/01/2019) itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğine göre tanzim edildiğinden mevzuata uygun olduğu, ayrıca itirazlar karşılanarak ve çelişkiler giderilerek kesin maluliyet durumu tespit edildiğinden denetime elverişli olup, rapordaki maluliyet oranına ve iyileşme süresine itibar edilmiş, tıbbi mütalaa hükümde esas alınmıştır.
Kusur durumunun tespit edilmesi ve kesin maluliyetin tayininden sonra dosya, maddi tazminat hesabı yapılması için aktüerya konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Aktüer bilirkişi … tarafından sunulan 30/07/2023 tarihli raporda, davacı …’ın geçici iş göremezlik zararı 3.175,26 TL olarak hesaplanmış, davacının geçici veya sürekli olarak bir başkasının bakımına muhtaç durumda olmaması ve kalıcı maluliyetin bulunmaması karşısında bakıcı gideri zararı ve sürekli iş göremezlik zararının bulunmadığı belirlenmiştir. Aktüer raporun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olması, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerinin ve maluliyet oranının esas alınması, hesaplamaların isabetli ve doğru şekilde yapılması, özellikle hesaplamada güncel içtihatların ve Yargıtay uygulamasının takip edilerek TRH 2010 yaşam tablosunun ve prograssive rant formülüne göre hesaplama yapıldığından hüküm kurmaya elverişlidir, bu nedenle hükme esas da alınmıştır.
Davacı vekili, aktüerya bilirkişisinin 30/07/2023 tarihli raporu doğrultusunda bedel artırım dilekçesi sunmuş, artırılan dava değeri üzerinden eksik harcı ikmal etmiştir. Bedel artırım dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatı toplam 3.175,26 TL olarak talep edilmiştir. Bedel artırım dilekçesinin bir sureti davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadıklarını, 6111 sayılı Kanun kapsamında SGK’nın bu zarardan sorumlu olduğunu ileri sürmüş ise de; ZMMS poliçesi uyarınca ve tedavi giderleri teminatı kapsamında sigorta şirketlerinin geçici iş göremezlik zararından hukuken sorumlu olmaya devam ettikleri ( Y. 17. HD. 2020/12659 E. 2021/1625 K.) bu bağlamda trafik sigortası poliçe teminat hükümleri kapsamında davacının geçici iş göremezlik zararından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu açık olduğundan, davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir. .
Nihayetinde; davaya konu trafik kazasında dava dışı sigortalı araç sürücüsü …’ın kusurlu olması nedeniyle Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş.’ nin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde zarardan sorumlu olduğu, aktüer bilirkişi tarafından hesap edilen geçici iş göremezlik maddi tazminat miktarının poliçe limitleri dahilinde kaldığı, bedel artırım dilekçesi doğrultusunda davacı … için 3.175,26 TL geçici iş göremezlik tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’den dava tarihinden (tüm belgelerle başvuru yapılmadığı için davalı sigorta şirketi tarafından dava öncesinde maddi tazminat tutarı hesap edilemeyeceğinden temerrüt, dava tarihi itibariyle gerçekleşmiştir) itibaren işleyecek yasal faizi (araç hususi olup yasal faize karar verilmeli, sigortalı araç ticari araç olmadığından avans faizine hükmedilemez) ile birlikte kabulüne; ancak davacının trafik kazasında yaralanması sebebiyle Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu raporlarına göre geçici ya da sürekli olarak bir başkasının bakımına muhtaç durumda olmaması ve kalıcı maluliyetinin bulunmaması ve fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmesi karşısında bakıcı gideri ile sürekli iş göremezlik tazminatı taleplerinin ayrı ayrı tümden reddine dair karar verilerek, davanın kısmen kabul kısmen reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın 14/12/2023 tarihli bedel arttırım dilekçesi doğrultusunda KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Davacı … için 3.175,26 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının sürekli iş göremezlik ile bakıcı gideri zararı taleplerinin ayrı ayrı reddine,
3-Kabul edilen dava değeri ( 3.175,26 TL ) üzerinden alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 54,40 TL’nin ve 10,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik kalan bakiye 205,45 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harç, 10,00 TL tamamlama harcı, 592,95 TL posta masrafı, 4.113,0 TL adli tıp rapor ücreti ile 3.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.020,35 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.578,83 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (3.175,26 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin kabul edilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 3.175,26 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (6.500,00 TL sürekli iş göremezlik + 200,00 TL bakıcı gideri = toplam 6.700,00 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3. maddesi uyarınca maddi tazminat davasının kısmen reddine karar verildiğinden davalı yararına takdir edilecek ücretin davacı yararına belirlenen ücreti geçmemek koşulu ile belirlenen 3.175,26 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-6183 sayılı Kanuna göre dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin tarafların haklılık durumlarına göre;
a- 424,42 TL’sinin davalıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
b- 895,58 TL’sinin davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 29/12/2023
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır