Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/514 E. 2023/180 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/514 Esas
KARAR NO : 2023/180

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/09/2020
KARAR TARİHİ : 02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …, 07.03.2014 günü saat 09.00 sıralarında, … ilçesine … Caddesinde, … istikametine doğru … Plakalı motosikletiyle seyir halindeyken, plakasını alamadığı bir aracın sıkıştırması sonucu kaza geçirdiğini, ve ağır derecede yaralandığını, Olayla ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından… nolu soruşturma başlatıldığını, Söz konusu kaza müvekkilin kalıcı olarak maluliyetine sebep olmuştur. . Bu konuda … Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’ndan alınan Heyet raporuna göre müvekkilin tüm vücut özür oranının %14,3 olduğu ve iyileşme süresinin 120 güne kadar uzayabileceği tespit edildiğini, iş bu kaza dolayısıyla Güvence Hesabı’na 11.12.2019 tarihinde başvuru yapıldığını, başvuruda söz konusu kazaya ilişkin maluliyet nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu geçici ve sürekli iş gücü kaybı nedeniyle tazminat talep edildiğini, davalının herhangi bir ödeme yapmaması üzerine tarafımızca Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulduğunu, komisyon …E. … K. Sayılı kararıyla, kazaya ilişkin yeterli araştırma yapılabilmesi için yerinde inceleme yetkisi verilmesi gerektiği, bu yetkinin de komisyonda bulunmaması sebebiyle görev yönünden başvurumuzu reddedildiğini, müvekkile sürdüğü motosiklete çarparak kaçan arabanın plakası tespit edilemediğinden, ilgili sigorta şirketi de tespit edilemediğini, davalı güvence hesabının sorumluluğunun olduğunu, dava şartı gereği tarafımızca arabuluculuğa başvurulduğunu, davalı kurum ile yapılan toplantı sonucu anlaşamama şeklinde arabuluculuk tutanağı tanzim edildiğini açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 07/03/2014 tarihli kaza sebebi ile müvekkilin kaza nedeniyle uğramış olduğu maluliyete ilişkin olarak; 50 TL geçici, ve 50 TL sürekli iş göremezliğe ilişkin olmak üzere 100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı, 07.03.2014 tarihinde … plaka sayılı motosiklet ile seyir halinde iken plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın dikkatini dağıtmış olduğu sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybetmiş olup iddia edilen maluliyete istinaden sürekli iş göremezlik tazminatı ve geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin iş bu dava açılmış olup cevap verme zorunluluğu hasıl olduğunu, ibraz etmiş olduğumuz yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere, başvuru konusu trafik kazasına sebebiyet verdiği iddia edilen plakası tespit edilemeyen aracın varlığının ve trafik kazasına plakası tespit edilemeyen aracın sebebiyet verdiğinin başvuran tarafça ispatı gerektiğini, davacı sigorta tahkim komisyonuna başvuru yapmış olup kusur dağılımı yapılamadığı için kurumumuzun sorumluluğu varsa tespit edilemediğini, başvurunun reddine karar verildiğini, davacı söz konusu kazaya istinaden şikayet hakkını kullanmamış olup delillerin toplanmasına engel olduğunu, 5684 sayılı yasanın 14. maddesi ve güvence hesabı yönetmeliği gereği güvence hesabı bedensel zararlardan sorumlu olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı dolaylı zarar kavramı ıçerısınde değerlendirilmekte olup gelir kaybına ilişkin müvekkil kurumun herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, genel şartların A.2. maddesinin (d) bendinde tanımlanan zarar kavramı içerisinde geçici iş — göremezlik — tazminatı düzenlenmediğini, maddesinde kapsama giren teminat türleri arasında geçici iş göremezlik tazminatı yer almadığını, başvurucunun maluliyet ile ilgili tazminat talebinde bulunabilmesi için maluliyet oranını ve malül kaldığını tam teşekküllü hastane raporları ile belgelendirmesi gerektiğini, Kurumumuzun sorumluluğunun tespiti açısından öncelikle kazaya karışan araçlar ile motosiklette sürücü konumunda bulunan davacının kusur oranlarının bilirkişi tarafından tespit edilmesi gerekir. Kusur oranı belirlenmeden Kurumumuzun sorumluluğuna gidilemeyeceğini, mahkemeye sunulmuş olan evraklardan kazanın oluş biçimine kanaat getirilememiş olup Sayın Mahkemenizce aksi kanaate varılması halinde; bu hususlar gözetilerek, başvuru konusu kazaya sebebiyet veren tarafın tespiti ve oranlarının tespiti konusunda uzman bir bilirkişiden oluşa uygun, denetime elverişli kusur raporunun temin edilmesine karar verilmesi gerektiğini, başvuran kaza esnasında seyahat ettiği motosiklet koruyucu tertibatını kullanmaması sebebiyle müterafik kusurlu olduğunu, müvekkili kurum aleyhine hüküm tesis eder iken başvuranın trafik kazası sırasında araca gerekli tüm koruyucu tertibatı takmadan binmiş olması sebebiyle müterafık kusurunun olabileceğini dikkate alarak hüküm tesis edilmesi gerektiğini, motosıklet sürücüsü olduğunu belirten davacının sürücü belgesi dosyaya sunulmamış olması dolayısıyla sürücü belgesinin talep edilmesini, kaza esnasında sürücü belgesi mevcut değilse başvurucu bakımından müterafik kusur indirimi yapılmasını, özel yasaları gereğı ssk, bağkur ve emeklı sandığı kurumunun yaptıkları ödemeler sebebıyle rücu hakkı bulunmadığını, bu kurumlara resen yazı yazılarak; başvurucuya peşin sermaye değerli ödeme yapılıp, yapılmadığının tespıt edilmesi eğer ödeme yapılmışsa tazmınattan düşülmesi gerekeceğini açıklanan nedenlerle haksız, mesnetsiz, usul ve yasaya aykırı davanın usulden reddini, Kusur durumunun çelişkeye mahal vermemesi adına ceza dosyanın celbini, ilgili dosya eksikliği tamamlanflıktansoqra dosyanın kül halinde İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne sevkine karar verilmesini, aleyhe karar verilmesi halinde maluliyet raporları arasında çelişkinin giderilmesi adına dosyanın kül halinde istanbul adli tıp kurumu ilgili ihtisas dairesi’ne sevkine karar verilmesini, Aksi takdirde haksız ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacak nitelikteki talebinin esastan reddi ile yargılama masraf ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe
Dosyanın 29/11/2022 tarihinde yapılan duruşmasına taraflardan duruşmaya katılan olmamış, davacı tarafın herhangi bir mazeret bildirimine de rastlanmamış olup, davayı takip eden taraf bulunmadığından HMK md.150 uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK 150. maddesi “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş taraflar gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar süresinin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” hükümlerini ihtiva etmektedir.
Dosya kapsamından davacı veya davalı vekili tarafından dosyanın işlemden kaldırıldığı 29/11/2022 tarihli duruşmadan itibaren üç aylık yasal süre içerisinde dosyanın işleme konulmasının talep edilmediği anlaşılmakla, HMK 150. maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına ve yargılama giderlerinin HMK md 331/3 gereği davacı tarafa yüklenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı tarafından davanın takip edilmemesi, işlemden kaldırma kararı sonrası yasal süre içinde işleme konmasının istenmemesi nedeniyle, 6100 sayılı HMK.nın 150. maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 179,90-TL olup, peşin alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile eksik 125,50-TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından herhangi yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükteki AAÜT m.13/2 hükümleri uyarınca hesap ve takdir olunan 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.02/03/2023

Katip

Hakim