Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/504 E. 2023/614 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2020/504
KARAR NO : 2023/614

DAVA : SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 12/06/2018
KARAR TARİHİ : 17/07/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen SIRA CETVELİNE İTİRAZ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı bankanın … 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.11.2017 tarih ve … E. sayılı kararı ile 16.11.2017 tarihinde iflasına karar verildiğini, söz konusu şirketten aboneliklerden kaynaklı faturalara bağlı 35.244,35.-TL alacaklarının bulunduğunu, iflas masasına yaptıkları kayıt taleplerinin gerekçe gösterilmeden reddedildiğini, öoenmeyen faturaların dilekçe ekinde sunulduğunu, ödenmeyen bir kıstm fatura alacaklarının tahsilini teminen … 4. İcra dairesinin …, … 11. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyaları üzerinden icra takibi başlatıldığını belirterek alacaklarının hatların iptal tarihinden ödeme tarihine kadar hesaplanacak %25 ve değişebilir oranlarda avans faizi, vekalet ücreti ile birlikte iflas masasına kayıt ve kabulü ile müvekkil şirketin iflas idaresi alacaklılar toplantısına katılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevabında; İcra ve İflas Kanununun 235.maddesine göre, sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilanından itibaren on beş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açma mecburiyeti olduğunu, bu kapsamda, şayet davacı taraf işbu davayı hak düşürücü süre içerisinde açmamış ise davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan; Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun … tarih ve … sayılı Kararı ile …’nun … tarih ve … sayılı yazısında yer alan talebi üzerine, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 107. Maddesinin son fıkrası hükmü çerçevesinde … Bankası A.Ş.’nin faaliyet izninin kaldırılmasına karar verildiğini, bunun üzerine, …1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasından … tarafından açılan iflas davasında, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 106.maddesi uyarınca müvekkil Bankanın iflasına, iflasın 16.11.2017 tarih ve saat 15.28 itibariyle açılmasına, iflas tasfiyesinin Fon tarafından yerine getirilmesine karar veridiğini,Müflis Bankanın iflas tasfiyesi, … 1. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyası üzerinden … tarafından önerilen ve İcra Hakimliğince atanan iflas idaresi tarafından yürütüldüğünü, davacı …A.Ş.’nin müflis bankadan 35.244,35 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle … 1. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasına 1592 kayıt numarasıyla alacak kayıt talebinde bulunulduğunu, davacı tarafın alacak kayıt talebine konu 35.244,35 TL için yapmış olduğu başvuru tümüyle reddedildiğini, belirterek davanın İİK 235.maddesi gereğince hak düşürücü süre içerisinde açılmamış ise öncelikle usulden reddine karar verilmesini, dava süresi içerisinde açılmış ise izah edilen nedenlerle davanın esastan reddine karar verilmesini talp etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
2004 sayılı İİK’nın 235/1. Maddesi gereğince Sıra cetveline itiraz edenler cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar.
… 1.İflas Müdürlüğünün … sayılı iflas dosyasında davacının alacağının masaya kayıt talebinin reddine dair kararın ve sıra cetvelinin davacı vekiline 12/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 12/06/2018 tarihinde 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2017 tarih ve … E. … K. Sayılı kararı ile davalı …Bankası A.Ş.nin 16/11/2017 tarihi itibariyle iflasına karar verilmiş, hükmün istinafı üzerine verilen İstanbul BAM 17.HD.nin 2018/629 E. 2018/829 K.sayılı kararının Yargıtay 23.HD.nin 27/01/2020 tarih ve 2018/1539 E. 2020/406 K. Sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
Mahkememizin 28/12/2018 tarih ve 2018/525 E. 2018/1436 K.sayılı görevsizlik kararı ile davaya bakma görevinin idare mahkemelerine ait olduğu düşüncesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün istinafı üzerine İstanbul BAM 17.HD. 14/01/2020 tarih ve 2019/1480 E. 2020/621 K. sayılı kararı ile istinaf talebinin reddine karar vermiştir.
… 9. İdare Mahkemesi … E.sayılı kararıyla davaya bakmaya adli yargı mahkemeleri görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi 22/06/2020 tarih ve 2020/338 E. 2020/375 K. sayılı kararı ile davaya bakma görevinin Adli Yargı yerine ait olduğuna karar vermiş, dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
Davacı taraf, müflis şirketten aboneliklerden kaynaklı faturalara bağlı alacağının 35.244,35.-TL olduğunu belirterek iflas masasına kayıt için başvurmuş, iflas idaresi de talebin tamamını reddetmiştir.
İflas idaresi 24.03.2021 tarih ve 2017/14 iflas sayılı cevabi yazılarında 2. Alacaklılar toplantısının yapılmayacağını bildirmiştir.
Dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, alınan 09.11.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre;
A. Borçlunun ifa imkansızlığı içinde bulunması hali kabul edilir ise: Davacı tarafından 17.06.2021 tarihinde verilen beyanda, 9809055741 abone numarasına ait 22.08.2016 son ödeme tarihli 28.414,11 TL faturanın 23.886,866 TL sinin sözleşmeye konu edilen SMS taahhüt gerçekleşmemesi sebebi ile ceza bedeli olduğunun görüldüğü, davacının cari hesap bakiyesinin 25.506,90 TL olup, 23.886,86 TL cezanın çıkarılması ile davacının davalıdan alacağı 1620,04 TL olduğu görülmüş olup, fatura tarihinden dava tarihine kadar faiz tutarının da 289,51.-TL olduğu
B. Borçlunun ifa imkansızlığı içinde bulunması hali kabul edilmez ise: 30.06.2017 tarihi itibari ile davacının cari hesap alacak bakiyesinin 25.506,90.-TL olduğu, 30.06.2017 tarihi ile dava tarihi olan 12.06.2018 tarihi arası temerrüt faizi ttutarının 2.364,28.-TL olduğu hesaplanmıştır.
İtirazlar üzerine alınan 04.05.2023 tarihli Ek-Raporda ise; davacının haklı bulunması halinde davacının düzenlemiş ve tahsil edememiş olduğu faturaların toplam tutarının 29.899,24.-TL ve iflas tarihine kadar % 24 faiz üzerinden hesaplanan faiz tutarının 8.555,45.-TL olduğu, davacının davalının iflasından sonra 116,78.-TL davalıya fatura tanzim ettiğinin görüldüğü yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı vekili, davacının taahhütten dolayı talep ettiği bedelin abonelik sözleşmeleri yönetmeliği’nin 15. maddesine uygun olup olmadığının bilirkişi tarafından incelenmediğini belirterek, ek rapor alınmasını istemiştir. Zira, taahhüdün, dolayısıyla cezanın uygun olup olmadığının bu madde hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği görüşündedir.
24.01.2015 tarih ve 29246 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde; “Bu Yönetmelik, tüketicinin belirli bir mal veya hizmeti sürekli veya düzenli aralıklarla edinmesini sağlayan her türlü abonelik sözleşmesini kapsar.” denilmek suretiyle yönetmeliğin tüketicileri kapsadığı belirtilmiştir. Yine, aynı yönetmeliğin “Dayanak” başlıklı 3.maddesi gereğince “Bu Yönetmelik, 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 52 nci ve 84 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.” denilmiştir. Diğer bir anlatımla söz konusu yönetmelik 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2.maddesinde tanımlanan “Tüketici”leri ilgilendirmektedir. Pek çok Yargıtay içtihadında da belirtildiği gibi tacirler fiili anlamda bir mal veya hizmetin tüketicisi iseler de yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler karşısında hukuken tüketici konumunda değildirler. Bu nedenle söz konusu yönetmelik hükümleri müflis banka yönünden uygulanamayacağından davalı vekilinin itirazları bu yönüyle yerinde görülmemiştir.
İfa imkansızlığı ise TBK.nun 136.maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmü gereğince; Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.
Bir edimin imkânsız hale gelebilmesi için para borcu gibi nevi borçlardan olmaması gerekmektedir. Nevi olan mallar, yani türüyle özelleştirilmemiş ve yerine yenisi koyulabilecek mal ve hizmetler söz konusu olduğunda imkansızlaşmadan söz edilemeyecektir. Örneğin; İki kasa elma, beşyüz lira, 50 litre benzin, 1 ton kömür vb. gibi özellikleri belirlenmemiş ve kendisi yok olsa bile yenisi yerine koyulabilecek (para dahil) mallarda ifa imkansızlığı yoktur. Bu durum “Nevi borcu telef olmaz” veya “cins telef olmaz” ilkesiyle ifade edilmektedir. İfa imkansızlığına bir örnek verecek olursak, bir mülk sahibinin belirli bir semtteki, belirli bir apartmandaki dairesinin kiraya verileceği yönünde sözleşmenin imzalanmasından sonra söz konusu binanın deprem nedeniyle çökmesi halinde artık ifa imkansızdır.
Dava konusu talebe dayanak faturalara ilişkin hizmetin verildiği dönemler iflas veya faaliyet izninin kaldırıldığı tarihten önceki dönemlerdir. Davacı tarafından hizmet verilmiş ancak hizmetin dayanağı faturalar yani para borcu ödenmemiştir. Öyleyse bura ifa imkansızlığından söz edilemez. Davalı vekilinin bu yönüyle de talebi yerinde görülmemiştir. Bu nedenle alınan bilirkişi raporu yeterli görülmüştür. Esasen itibar etmemek için bir neden de görülmemektedir. Davacının faiz dahil iflas masasından talebi 35.244,35.-TL, bilirkişi tarafından bulunan miktar ise 38.454,69.-TL (=29.899,24.-TL + 8.555,45.-TL)’dir. Bu nedenle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-38.454,69-TL alacağın … 1.İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasına istinaden açılan iflas masasına KAYIT VE KABULÜNE,
Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 269,85-TL olup, peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 233,95-TL harcın DAVALIDAN TAHSİLİYLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 340,5‬0-TL, bilirkişi ücreti 2.800,00-TL’den oluşan 3.140,5‬0-TL yargılama gideri ile 35,90-TL başvuru harcı, 35,90-TL peşin harç toplamı 3.212,3‬0-TL yargılama giderinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin DAVALIDAN TAHSİLİYLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren İİK m.363/1 hükmü gereğince 10 GÜN içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.17/07/2023

KATİP

HAKİM