Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/5 E. 2022/313 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/211 Esas
KARAR NO : 2022/318

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2017
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine … 35. İcra Müdürlüğünün … E. Sayalı dosyası ile başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, takibin alacaklısının tacir olduğunu, takibe ilişkin borcun da tacirin iştigali olan gayrimenkul kiralama-alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan hizmet bedeli olduğunu, taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğunu, davalının iş yeri satışından kaynaklanan komisyon alacağının bulunmadığını iddia ettiğini, takibin konusunun 13/01/2016 tarihli sözleşme gereği … adresinde bulunan iş yerinin satışından doğan komisyon alacağına ilişkin olduğunu, bu nedenlerle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu taşınmaz ile ilgili herhangi bir hizmet alınmadığını, kaşenin sonradan atıldığını ve sözleşmenin imzalanmadan takibe konu edildiğini, müvekkili ile davacı arasında sözleşme imzalanmadığını, müvekkilinin gerek şirketi gerekse özel hayatı bakımından çevresinde ve ticari hayatta oldukça saygın, dürüst ve basiretli bir tacir olduğunu, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce yargı yeri belirleme ilamı öncesinde;
“… Dava, taraflar arasında imzalanan taşınmaz simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde vaki itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir.
Simsarlık sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 520 ila 525. maddelerinde düzenlenmiş olup; her iki tarafın tacir olup ticari işletmesini ilgilendiren davalar ticari dava olup davalı borçlunun tüketici olduğu, davacı simsarın ise tacir olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin tüketici işlemi olduğu, tüketici işleminden kaynaklı uyuşmazlık çözüm yerinin ve görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olması nedeniyle görevsizlik kararı vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Görev hususu 6100 sayılı HMK 1 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. HMK 1 maddesine göre ” Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. ”
Görevsizlik kararı kamu düzenine ilişkin olmakla yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerekir.
Simsarlık sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 520 ila 525. maddelerinde düzenlenmiş olup; her iki tarafın tacir olup ticari işletmesini ilgilendirmesi halinde simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan davalar ticari dava niteliğinde olacak, uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olacaktır.
Bu tespit ve yasal çerçeve içerisinde tüm dosya kapsamına göre; dava konusu somut olayda davacının simsar olarak sözleşme ile kararlaştırılan simsarlık ücreti alacağının tahsili istemiyle simsarlık hizmetinden yararlanan diğer taraf davalı hakkında icra takibi başlatmış, vaki itiraz üzerine itirazın iptalini talep etmiş ise de; davalının tacir olmadığı gibi ticari işletmesi de bulunmadığı, kendi kullanımındaki taşınmazı ticari işletmenin faaliyeti kapsamında satışa çıkarmadığı, bireysel tasarrufu olarak satın aldığı, simsarlık sözleşmesine de bu maksatla taraf olduğu, 6502 sayılı kanunun 3/1-k maddesinde belirtilen tüketici olduğu ve taraflar arasındaki işlemin de tüketici işlemi olduğundan görevli mahkeme bu hale göre tüketici mahkemesi olup; 6100 sayılı H.M.K’nun 1, 114/1, ve 115/2 maddeleri ile 6502 sayılı yasanının 3/1-l, 3/1-k, 73/1. maddeleri gereğince dava şartından ötürü açılan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 2018/3105 Esas 2019/997 Karar sayılı ilamında:
“…Dava emlak komisyon bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesince, davacının tüketici olduğu uluşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
… 9. Tüketici Mahkemesi tarafından ise, uyuşmazlığa konu taşınmazın işyeri niteliğinde olduğu, tarafların ticari amaçla hareket ettikleri gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. Maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanunun 73. Maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine … 35. İcra Müdürlüğünün … E. Sayalı dosyası ile başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, takibin alacaklısının tacir olduğunu, takibe ilişkin borcun da tacirin iştigali olan gayrimenkul kiralama-alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan hizmet bedeli olduğunu, taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğunu, davalının iş yeri satışından kaynaklanan komisyon alacağının bulunmadığını iddia ettiğini, takibin konusunun 13/01/2016 tarihli sözleşme gereği … adresinde bulunan iş yerinin satışından doğan komisyon alacağına ilişkin olduğunu, bu nedenlerle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ettiği görülmüştür.
Buna göre sözleşme konusu taşınmazın işyeri niteliğinde olduğu , davacıların ve davalının tüketici tanımına uymadığı, taraflar arasında tüketici işlemi bulunmadığı tacir sıfatına haiz yanların ticari işletmelerini ilgilendiren ticari mahiyetteki uyuşmazlığın … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir….” denilerek Mahkememiz yargı yeri olarak belirlenmiş, dosya yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiştir.
Dosya Bilirkişi …’e tevdi edildiği, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 13.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “İnceleme konusu … Kiralama- Alım-Satım’ başlıklı 13.01.2016 tarihli, Gayrimenkul Görme ve hizmet Bedeli Sözleşmesinde tahrifat olarak nitelendirilebilecek herhangi bir bulgu saptanmamış olup, belgenin alt tarafındaki ‘… ŞTİ.” başlıklı kaşe izlerinin belgenin düzenlenmesi anında mı basıldığı, yoksa daha sonraki bir tarihte mi basıldığının yukarıda açıklanan nedenler ile teknik olarak tespit edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya Bilirkişi …’a tevdi edildiği, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 16.07.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “Belge sağ alt kesiminde ve alt kenara yakın “…” adına atılmış olan imzanın sol kesimine, “Gayrimenkulü gören kişi” adına atılmış imzanın sağ kesim ve daha açığına da mevcut “…” içerikli kaşe izinin bulunduğu, kaşe izi üzerinde herhangi bir imza mevcut olmadığı, bunun dışında stampa mürekkebinin tarihini tespite yarayan herhangi bir yöntem bilinmediğinden zaman birimleri itibari ile ayrıca bir saptama yapılmadığı kanaatindeyim.” şeklinde tespit edilmiştir.
DELİLLER:
… Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosunun … sayılı soruşturma dosyası uyap üzerinden celp edilmiştir.
… Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünden … 2 mah 666 ada 6 parsel 19 nolu bağımsız bölüme ait tapu kaydı ve resmi senet celp edilmiştir.
… 35. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğünden… tarihli müzekkere cevabı ile …’a ait bilgiler celp edilmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava emlak komisyon bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
… 35. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelendiğinde, davacı şirket tarafından 30.109,27-TL alacak için başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, icra dosyası içeriğine göre borçlu tarafından tebliğ için gider avansı yatırılıp itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğundan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Taraflar arasında 13/01/2016 tarihli “Gayrimenkul Görme ve Hizmet Bedeli Sözleşmesi” nin akdedildiği, davalı tarafça cevap dilekçesi içeriğinde imza inkarında bulunulmadığı, sözleşmenin şekline yönelik olarak şirket kaşesinin sözleşme tarihinden sonra sözleşmeye işlendiği iddia edilmiştir.
Davacı şirket TTSG kayıtlarına göre 20/04/2011 tarihinde kurulduğu ve ana sözleşmesini tescil ettirdiği, görülmekle davalı tarafın açıkça imzaya itirazı olmadığı da anlaşıldığından sözleşme yazılı şekil olarak bir eksiklik barındırmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar mahkememizce daha önce davalı savunmalarına itibar edilerek sözleşmedeki kaşenin ne zaman sözleşmeye basıldığına yönelik grafolojik incelemeye girişilmiş ise de dosya kapsamında uzman raporlarından da anlaşılacağı üzere stampa mürekkebinin tarihini tespite yarayan herhangi bir yöntem bilinmediğinden tespit yapılamamış olup; taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliği davacının iddia, davalının savunma beyanları gözetildiğinde davalı vekilinin dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdine yönelik talebinin bu aşamada reddine, karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki davacının iddia ettiği sözleşme ilişkisine konu olan tapu kayıtların celbi için … ili … İlçesi 666 Ada, 6 Parsel 19 nolu bağımsız bölümün resim tapu senetlerini de gösterir takiyidatlı tapu kayıtlarının celbi için ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazılmış, verilen cevapta taşınmazın davalı … tarafından 21/04/2016 tarihinde resmi senet yoluyla mülkiyetinin alındığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmede … ili … İlçesi 666 Ada, 6 Parsel 19 nolu bağımsız bölüm için 950.000-TL ücret kararlaştırılmış, yine sözleşme serbestisi uyarınca davacının talep edebileceği komisyon bedeli de bu bedelin %3’ü olarak tayin edilmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde dava konusu hizmetin alınmadığına yönelik savunma bulunduğu ve yine yemin delilline dayanması karşısında Yargıtay HGK uygulaması da dikkate alınarak bu noktada davacı şirkete yemin teklif edip etmeyeceği hususunun davalı vekiline hatırlatılmış, davalı vekilince yemin teklif edilmiş; ancak 6100 Sayılı HMK m.74 uyarınca yemin teklifinin vekaletname de özel yetki gerektiren hallerden olduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesi ekindeki vekaletnamesinde yemin teklif etme yetkisinin yer almadığından HMK m.77 uyarınca davalı vekiline, yemin teklif etmeye özel yetki içeren vekaletname sunması için verilen sürede eksikliğin giderildiği görülmekle; davacı şirket yetkilisi tarafından sözleşme konusu hizmetin verildiğine yönelik yemin eda edilmiştir.
Bu haliyle 13/01/2016 tarihli “Gayrimenkul Görme ve Hizmet Bedeli Sözleşmesi” uyarınca davalı tarafın … ili … İlçesi 666 Ada, 6 Parsel 19 nolu bağımsız bölümün satın alma bedelinden bağımsız olarak kararlaştırılan 950.000-TL bedelin komisyon bedeli olarak belirlenen %3’lük komisyona ilişkin hak kazanması için yine sözleşme hükmü uyarınca davalı … tarafından 21/04/2016 tarihinde resmi senet yoluyla mülkiyetinin alınmasına yönelik şartın da gerçekleştiği görülmekle huzurdaki emlak komisyon bedelinin tahsiline yönelik talebinin yasal dayanağını usulüne uygun yazılı delil ve yemin delili ispatladığı, hizmetin alınmadığına yönelik davalı tarafça dosya kapsamına kesin delillere karşılık bir delilin sunulmadığı görülmekle, davalı tarafın cevap dilekçesi içerisinde tanık deliline dayanmasına karşın HMK m.201 gereği senede karşı tanıkla ispat yasağının somut ihtilafta işlerlik kazandığı da gözetilerek davalının … 35. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynı koşullar altında aynen devamına, karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2021/3214 Esas, 2021/7424 Karar sayılı ilamı) Taraflarca imzalanan sözleşme içeriğinde açıkça davalının borçlu olduğu bedelin miktar olarak belirlendiği de gözetildiğinde alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilir olduğu anlaşılmakla, davacı lehine icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın kabulü ile,
Davalının … 35. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynı koşullar altında aynen devamına,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla 30.109,27-TL’ nin %20′ tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen dava değeri (30.109,27 TL) üzerinden alınması gereken 2.056,76 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 363,65 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 1.693,11 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 363,65 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı, posta ve tebligat masrafı 248,00 TL, bilirkişi ücreti 650,00- TL olmak üzere toplam 1.293,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille tensil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve e-duruşma ile katılan davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 19/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır