Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/487 E. 2021/13 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/487 Esas
KARAR NO : 2021/13

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2019
KARAR TARİHİ : 13/01/2021

İstanbul 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/363 E-2020/188 K sayılı ve 02/07/2020 tarihli GÖREVSİZLİK kararının kesinleşmesi üzerine mahkememize tevzi edilen İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu aleyhine hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine 668,10 TL hasar bedeli, 42,83 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 710,93 TL nin tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, yapılan itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu belirtmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının tazminat talebine dayanak gösterdiği olguların hizmet kusuru olduğunu, 2577 sayılı İYUK 2 ve 13. Maddeleri gereği görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğunu, müvekkili idarenin ihale makamı olmamakla birlikte mezkur adreste herhangi bir çalışmasının bulunmadığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, olayın gerçekleştiği 16.01.2018 tarih ve … Şube Müdürlüğünce herhangi bir kazı çalışması yapılmadığının tespit edildiğini belirtmiş, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
… 3. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasının getirtilerek incelenmesinde; takibin davacı alacaklı tarafından davalı İski aleyhine açılan 710,93 TL miktarlı ilamsız takiplerden olduğu, borçlu şirketin yasal süresi içinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itirazda bulunduğu, takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde delilleri sunulmuş olmakla, arabuluculuk tutanağının yer almadığı görülmüş ve davacı vekiline arabuluculuk tutanak aslını sunmak üzere verilen 1 haftalık kesin sürede arabuluculuk tutanağı aslının sunulduğu anlaşılmıştır. Tutanak aslının incelenmesinde dava konusu hakkında, dava şartı arabulucuğa 06/07/2020 tarihinde başvurulduğu ve anlaşmazlık son tutanağının 21/07/2020 tarihinde düzenlendiği görülmüştür.
Dava, davacı şirkete ait elektrik tesislerinin davalı şirket tarafından zarara uğratılmasından ötürü hasar bedelinin tazminine yönelik olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
19/12/2018 tarih 30630 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca, 6102 sayılı TTK’ya “3.Dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile eklenen 5/A maddesi uyarınca; 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Kanunun 23. maddesi ile 6325 sayılı HUAK’ya “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı eklenen 18/A maddesinin 2. fıkrasında; davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceği, ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verileceği, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği ve devam eden maddelerde arabulucuğa ilişkin düzenlemenin 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.
Eldeki dava dosyası, Mahkememize görevsizlik kararı sonucunda tevzi olunmuştur. Dava dosyasının süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderilmiş olması halinde, bu dava görevsiz mahkemede açılan dava ile aynı davadır, bir başka deyişle aynı dava kaldığı yerden şimdi de görevli mahkemede devam etmektedir (Yılmaz, Ejder, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, C.I, Yetki Yayınları, 3.Baskı, 2017, s.563).
Somut olaya gelince; huzurda açılan dava, ticari şirketler arasındaki haksız fiile dayalı ticari işten / davadan kaynaklandığı için mahkememizin görevli olduğu, davanın görevsiz asliye hukuk mahkemesinde 23/01/2019 tarihinde açıldığı, 02/07/2020 tarihinde verilen görevsizlik kararı sonrası davacı vekilinin dava şartı kapsamında arabulucuya başvurduğu, tarafların anlaşamadığına dair anlaşmazlık son tutanağının 21/07/2020 tarihinde düzenlendiği, davacı vekilinin dosyanın görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi için başvuruda bulunduğu, görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği, görevsiz mahkemede dava açılmış olsa bile davanın açılma tarihinin görevsiz mahkemeye başvurma tarihi olduğu göz önüne alındığında davanın görevsiz mahkemeye açıldığı tarihte arabulucuk dava şartı yerine getirilmediği, 7155 sayılı Kanun ile ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuğun tamamlanabilir bir dava şartı olmadığı (Aynı yönde bakınız. Ankara BAM 23 H.D. 2020/1757 E., 2020/1466 K.; İzmir BAM 4. H.D. 2020/778E., 2020/712 K.) anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere );
1-7555 sayılı Kanuna eklenen 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi hükmü uyarınca eldeki davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında olması ve 6325 sayılı HUAK 18/A maddesi hükmü gereğince arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 13/1.2. maddeleri uyarınca belirlenen 710,93 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/01/2021

Katip
(e-imzalıdır)

Hakim
(e-imzalıdır)