Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/458 E. 2022/298 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/458 Esas
KARAR NO : 2022/298

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2020
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/Borçlunun müvekkili şirket ile aralarındaki ticari ilişkiden doğan faturaya dayalı alacağını ödemediğini, abone numaralı davalı/borçlunun mobil telefon iletişim hizmetlerini müvekkili şirket’ten aldığını, davalı/borçlu ile müvekkili şirket arasında süregelen ticari ilişkiye istinaden davalı/borçlu’nun müvekkili şirket nezdinde muaccel hale geldiğini, fakat ödenmeyen toplam 1.221,10 TL borcunun varlığının tespit edildiğini, müvekkili şirketin davalı/borçlu’ya söz konusu faturaya dayalı alacağını ödemesi için talepte bulunmuşsa da davalı/borçlu muaccel hale gelmiş olan borcunu ödemediğini, müvekkili şirket tarafından tahakkuk edilen faturalarda “Gecikme faizi oranı 24 Nisan 2015 itibariyle aylık %1,40 öncesi %2,52’dir. Gecikme faizi günlük olarak yansıtılır.” ibaresi bulunduğunu, müvekkili şirketin bildirim yükümlülüğüne uygun davranarak davalının toplam borcunu ve gecikme faiz oranını faturalarda belirttiğini, davalının söz konusu fatura içeriklerine itiraz etmediğini, fatura içeriğine itiraz etmeyen davalının faturalar hakkında borcu olmadığına ilişkin ispat yükünün kendisine ait olduğunu, davalı/borçlunun itiraz dilekçesinde her ne kadar temerrüde düşürülmediğini belirtse de 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 117’nci maddesinin 2’nci fıkrası alacaklı ile borçlu borcun ifa edileceği günü yani vadeyi birlikte belirlemişlerse borçlunun temerrüde düşmesi ile vadenin geçmesinin yeterli olacağını ayrıca ihtara gerek kalmadığını düzenlediğini, o halde kanunun açık maddesi uyarınca somut olayda ayrıca bir ihtara gerek kalmaksızın davalının temerrüde düştüğünü, davalı/borçlunun müvekkili şirket ile aralarındaki ticari ilişkiden doğan borçlarını ödemediği için hakkında … 6. İcra Müdürlüğü’nün… sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emri gönderildiğini, davalı/borçlunun geçen zamanda borçlu bulunduğu miktarı ödemediği gibi icra takibine borcunun olmadığı iddiasıyla 04.03.2019 tarihinde haksız ve dayanaktan yoksun olarak, salt takibi durdurmak niyetiyle itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, davalı’nın yapmış olduğu haksız itiraz ile icra takip işleminin durduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında 27.08.2011 tarihinde abonelik sözleşmesi akdedildiğini, ancak davalının Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim 2018 dönemine ait fatura borcunu ödemediğini, davalının müvekkili şirket’e ödemeyi taahhüt ettiği ticari ilişkiden doğan borcunu ödemesi gerekir iken anılan borcunu yerine getirmemiş olup borcu ödemediği gibi kötü niyetli davranarak borcun kendisine aidiyetini bilmesine rağmen, borca itiraz ettiğini, müvekkili şirket’in tüm iyi niyetine rağmen söz konusu fatura borcunu ödemeyerek hakkında başlatılan takibe de borçlu olmadığı iddiasıyla haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden davalının bu tutumunun hukuken korunmasının mümkün olmadığını, takibe yapılan itiraz hukuka uygun olmadığından, davalının icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi gerektiğini, davalı/borçlunun … 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası tahtında yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile icra takibinin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkili arasında mobil abonelik sözleşmesi imzaladığını, davacı ile müvekkili arasındaki ilişki maksatlı olarak eksik aktarılmış ve davacının alacaklı olduğu şeklinde bir algı oluşturulmaya çalışıldığını, müvekkili firma davacı ile arasındaki sözleşmeyi açıklanacağı üzere haklı sebep ile fesh ettiğini, bu sebeple de davacı yanın müvekkiline kesmiş olduğu 1.224,63 TL tutarındaki cezayı kabul ettiğini, ilgili faturaya karşı yasal süresi içinde itiraz ederek iade faturası düzenlendiğini, 19/07/2018 tarihli iade faturası incelendiğinde açıklama olarak 1.224,63 TL tutarındaki ceza miktarını kabul etmediğini, bu nedenle ilgili faturanın ilgili kısmı yönünden yasal süresi içinde iade faturası düzenlediğini, davacı ile müvekkili arasında imzalanan sözleşme davacının hukuka aykırı, kusurlu eylemi sebebiyle müvekkili tarafından fesh edilmiş olduğundan, davacının bu halde ceza olarak müvekkilden alacaklı olduğundan bahisle fatura düzenlemesi, faturanın müvekkiline iade edilmesi akabinde de ilgili kısım için, hiç bir hukuksal dayanağı olmaksızın icra takibi başlatmış olması usul, yasa ve yerleşik yargıtay kararlarına aykırı olduğundan … 6. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasına itiraz ettiğini, davacının müvekkili aleyhine başlatılmış olduğu icra takibinde, davacı tarafından abonelik ücreti olarak müvekkiline düzenlenmiş fatura içeriğine bir itiraz yapılmadığını, icra dosyasına abonelik sözleşmesi kapsamında kalan kısım için 1.240,00 TL ödeme yapıldığını, icra dosyasının incelenmesi ile bu durumun sabit olduğunun ortaya çıkacağını, müvekkili tarafından ilgili icra dosyasında itiraz edilen kısım davacının müvekkiline düzenlediği, müvekkili tarafından itiraz edilerek iade edilmiş faturada yer alan “SINIRLARI KALDIRAN Ses Ceza” , ” SINIRLARI KALDIRAN Data Ceza”, “12 Ay 3GB Taahhüt Ceza” alacak kalemleri olduğunu, müvekkili tarafından sözleşme haklı sebeple fesh edilmiş olduğundan davacının tarafımıza bir ceza uygulaması, bu yönüyle alacaklı olduğunu iddia ederek faiz işletmesi ve vekalet ücreti talep etmesi usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, müvekkilinin sözleşmeyi haklı olarak fesh etmesinin sebebi davacı tarafından tamamen kötüniyetli olarak müvekkili adına fazladan bir telefon hattı tanımlamaları ve hiç bir kullanım olmamasına karşın aylarca bu hat için müvekkilden para tahsil etmiş olmaları, müvekkili aylarca bu fazla fatura bedelini ödedikten sonra hasbel kader faturası ödenen numaralardan birinin kendilerine ait olmadığını fark ettiğini, bu durumu mail yoluyla davacıya iletmiş ve gereğinin yapılmasını işletildiğini, bu aşamada davacı taraf kendilerince bir yanlışlık yapıldığını kabul ettiğini, hattın müvekkili şirket adına tanımlanmış ve ücretinin aylarca tahsil edilmiş olmasına karşın bahsedilen …numaralı hattın hiç kullanılmadığını kabul ettiğini, buna karşın sorunun çözümü için hiç bir adım atılmadığını, müvekkiline hukuka ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak tahsil edilen paranın iadesinin yapılmadığını, davacı şirketin kötü niyetli tutumu karşısında müvekkili firma da davacı ile çalışmaya son verdiğini, müvekkili dikkati sayesinde, 533 687 24 30 numaralı hattın kendilerine ait olmadığını, fakat aylardır belirtilen hattın bedelinin kendilerinden tahsil edildiğini fark ettiğini, iyi niyetli olarak durumun davacıya açıkladığını, müvekkilinin iyi niyetli yaklaşımı karşısında davacı şirket, çalışanlarının hatası sonucu bu numaranın da müvekkili şirket adına tanımlanmış olduğunu kabul etmiş olmasına karşın, müvekkilden hataen tahsil edilmiş bedellerin iadesi konusunda yardımcı olmayacaklarını bildirdiklerini, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, müvekkili aleyhine haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatan davacı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri, harç ve masraflar ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlendiği iddia edilen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağı iddiasına dayalı olarak … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına borçlu tarafından yapılan kısmen itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
… 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelendiğinde; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine “… konulu alacak, ekli listesindeki faturalar” açıklamasıyla 2.164,66 TL asıl alacak, 155,86 TL işlemiş faiz %24 (30/10/2018-15/02/2019), 140,58 TL gecikme bedeli olmak üzere 2.461,10 TL toplam alacak için 15/02/2019 tarihinde başlatılan ilamsız takipte; ödeme emrinin davalıya 25/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlu vekilinin icra dosyasına sunduğu 04/03/2019 tarihli itiraz dilekçesinde, “Müvekkiline gönderilen ödeme emrinde müvekkilinin borcunun 2.461,10 TL olarak belirtildiği, fakat müvekkilinin alacaklı tarafa sadece 846,62 TL borcu bulunduğu, başkaca borcu bulunmadığı, açıklanan nedenlerle borcun 1.614,48 TL’lik kısmına itiraz ettikleri, müvekkili temerrüde düşürülmediğinden asıl alacağa faiz işletilemeyeceği, açıklanan nedenlerle faize de itiraz ettikleri, açıklanan nedenlerle borcun 1.614,48 TL’lik kısmına, faizine, vekalet ücretine, ferilerine itiraz ettikleri ve takibin kısmen durdurulmasını talep ettikleri”, işbu itiraz üzerine İcra Müdürlüğünce itiraz edilen kısım yönünden takibin durdurulduğu ve 05/03/2019 tarihli kısmi durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmemiş olduğundan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Huzurdaki itirazın iptali davasına konu … 6. İcra Müdürlüğünün …E,sayılı takip dosyasının incelenmesinde takibin beş adet fatura dayanak gösterilmek suretiyle 2.164,66 TL faturalı ana tutar, 155,86 TL işlemiz faiz, 140,58 TL gecikme bedeli toplamı 2.461,10-TL üzerinden başlatıldığı, davalı tarafça borcun 1.614,48-TL’sine itiraz edildiği, davacının davasının harca esas değeri olarak 1.221,10-TL olarak gösterdiği ancak netice-i talebinde itirazın tümüyle iptalini talep ettiği görüldü.
Davacı vekilinin 11.10.2021 tarihli beyan dilekçesi sunduğu, beyan dilekçesi içerisinde yine ve tekrarla davanın 1.221,10-TL üzerinden ikame edildiği; ancak itirazın tümüyle iptalini talep ettiği görülmekle; davacı vekiline dava dilekçesindeki netice-i talep kısmı ile harca konu ettiği esas değeri uyumlu hale getirmesi ya da itirazın kısmen iptalinin talep edilmesi durumunda ise hangi alacak kalemlerine yönelik olarak itirazın iptalinin istendiğini açıklaması için HMK m.31, HMK m.119-1/ğ gereğince 1 hafta kesin süre verilmiş; davacı vekili 18/10/2021 tarihli beyan dilekçesi ile davalı vekilinin borca itiraz dilekçesiyle, borcun 1.614,48.-TL’lik kısmına, faizine, vekalet ücretine, ferilerine itiraz etmiş olup ikame edilen işbu dava da bu tutar üzerinden ikame edilmiştir. Tarafımızca ikame edilen davada sehven 1.221,10.-TL’lik tutar girilmiş olup davanın itiraza konu olan 1.614,48.-TL’lik tutar üzerinden ikame ettiğini bildirmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222.maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m.222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m.222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (HMK m.222/4).
Dosya Mali Müşavir Bilirkişisi …’a tevdi edildiği, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 31.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “Davacının davalı adına tanzim ettiği takip konusu 30/06/2018 Tarih ve … nolu satış faturası (TEMEL e-fatura) ile ilgili olarak 8 günlük itiraz süresi geçtikten sonra davalı tarafından davacı adına 19/07/2018 Tarih ve … nolu iade faturasının (TEMEL e-fatura) tanzim edilmiş olduğu; davalının davacı adına tanzim ettiği iade faturasının da 19/07/2018 tarihinde davacı şirkete tebliğ edilmiş olduğu ancak davacı şirketin bu iade faturasına itiraz ettiği ve/veya bu faturaya karşın herhangi bir iade faturası tanzim ettiği yönünde herhangi bir bilgi/belge sunulmadığından, davacı şirketin bu faturayı itiraz etmeden kabul ettiğinin değerlendirmesinin Sayın Mahkemeniz takdirinde olduğu; davacı şirketin işbu davalının tanzim ettiği iade faturasını kabul etmiş olması halinde de taraflar arasında herhangi bir borç/alacak bakiyesi kalmayacağının açık olduğu;
Ancak, işbu rapor itibariyle taraflar arasında akdedilen sözleşmeler ile davalının sunduğu mail yazışmalarının incelenmediği; bu haliyle de tarafların tanzim ettikleri uyuşmazlık konusu faturaların haklı olarak tanzim edilip edilmediğinin tespiti yönünden öncelikle işbu delillerin “…” alanında uzman Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerektiği hususunda takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu,” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya Mali Müşavir Bilirkişisi … ve …’a tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan 31.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “Davacı … A.Ş. ile abonesi olan davalı … Şti.arasında; 27.08.2011 tarihli …Sözleşmesi, 20.01.2011 tarihli …Tip Abonelik Sözleşmesi,27.08.2011 tarihli Hat Alım Formu, 23.08.2011 tarihli Kurumsal Aboneler İçin Mobil Numara Taşıma Formu, 27.08.2011 tarihli Kurumsal Faturalı FIRSATBİZİM Tarifesi Taahhütnamesi, 27.08.2011 tarihli Kurumsal Faturalı AVANTAJBİZİM Tarifesi Aylık Sabit Ücret İndirimi Kampanyası Taahhütnamesi sözleşmelerinin … Müşteri Numarası adı altında faturalandırılmak üzere imzalanarak hizmet alımının ve ticari ilişkinin başladığı,
Davalı tarafın kendine ait olmayan bir telefon hattını uzun süredir ödediğini farketmesiyle davacı taraftan durumun düzeltilmesini istediği ve fazladan ödediği tutarların iadesi gerçekleşmeyince süresi belirsiz MOBİL İŞYERİM SÜPER Tarifesi Taahhüdü’nden caydığı, cayma işlemi ile davaya konu faturaların cezai işlemlerle tahsil edilme sürecinin ve dolayısıyla dava sürecinin başladığı,
Davaya konu fatura detaylarında; “01.05.2019 tarihinde sona erecek %20 Aylık Sabit Ücret İndirimi-12 Ay Taahhüdünüzün 2. Fatura döneminde bulunmaktasınız, 01.05.2019 tarihinde sona erecek SINIRLARI KALDIRAN-12 Ay Taahhüdünüzün 2. Fatura döneminde bulunmaktasınız, 01.05.2019 tarihinde sona erecek 12 Ay 3GB Taahhüdü taahhüdünüzün 2.Fatura döneminde bulunmaktasınız” ibareleri görülmekle MOBİL İŞYERİM SÜPER Tarifesi Taahhütü’nün 12 ay süreli bir taahhüd olduğu ve 12 Aylık Abonelik Taahhüdünün 2 aylık kısmının kullanıldığı 10 aylık taahhüd kısmının henüz kullanılmadığı anlaşılmaktadır.
Davaya konu fatura detaylarında; “SINIRLARI KALDIRAN Ses Ceza, SINIRLARI KALDIRAN Data Ceza, 12 Ay 3GB Taahhüt Ceza, %20 ASÜ İndirimi Cayma Bedel (SES), %20 ASÜ İndirimi Cayma Bedel (DATA)” ibareleri görülmekle MOBİL İŞYERİM SÜPER Tarifesi Taahhütü’nün iptalinden dolayı abonelik süresince yapılan indirimlerin davalıya yansıtıldığı düşünülmektedir.” şeklinde tespit ve değerlendirmede bulunulmuştur.
Davacı tarafça delil olarak dayanılan ve davalı tarafça da varlığı inkar edilmeyen uzun süreli anonelik sözleşmelerinden dolayı bağlı olunan mevzuat; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 2015 tarihli ABONELİK SÖZLEŞMELERİ YÖNETMELİĞİ’nin 22.maddesi uyarınca davalı tarafın kendine ait olmayan bir telefon hattını uzun süredir ödediğini farketmesiyle davacı taraftan durumun düzeltilmesini istediği ve fazladan ödediği tutarların iadesi gerçekleşmeyince, abonelik sözleşmesini feshettiği; davalı tarafça yapılan feshin bu yönüyle haklı olduğu; kendi üzerine olmayan bir hattın davalı tarafa davacı şirket tarafından tanımlanmasının kabul edilemeyeceği, bu durumun davalının hizmetten yararlanmasına engel olabilecek geçerli bir sebebin varlığı olarak kabul edilebileceği, bu yönüyle de davacının 2 aylık indirim bedellerinin talebinin haksız olduğu kanaati ile davanın reddine; davacının kötü niyetinin tespit edilememesine göre de davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine, dair hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 54,40 TL ve peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 33,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE.
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı vekili tarafından yapılan 700,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ‘nin 13/1.2 maddesi uyarınca belirlenen 1.614,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine yüzüne karşı, HMK 341/2 maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.12/04/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır