Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/432 Esas
KARAR NO : 2023/586
DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı … A.Ş. arasında akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalanmış ve sözleşme kapsamında … 14/02/2013 tarih ve … No … nolu 500.000-TL üst limitli teminat mektubu davalıya teslim edildiğini, müvekkili şirkete ait akaryakıt istasyonunda 07/08/2015 tarihinde yapılan denetimde ulusal marker seviyesi geçersiz akaryakıt ikmal edildiği iddiasıyla akaryakıt istasyonu mühürlendiğini, akabinde müvekkili şirkete 5015 sayılı Kanunun 19. maddesi uyarınca 1.144.373,00 TL idari para cezası uygulandığını ve şirket yetkilisi hakkında petrol kaçakçılığı suçlamasıyla ceza davası açıldığını, mühürleme işlemine karşı bizzat taraflarından açılan davada yürütmeyi durdurma kararı verildiğini ve istasyonun mühürlerinin fek edildiği ancak ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı üzerine idare mahkemesinin de iptal davasını reddettiğini ve akaryakıt istasyonunun 23/06/2016 tarihinde yeniden mühürlendiğini, Akaryakıt istasyonunun mühürlü olduğu bu dönemde davalı … A.Ş. ‘nin müvekkiliyle yeniden bayilik sözleşmesi imzalandığı, Davalı, akaryakıt istasyonunun mühürlü olduğu gerekçesi ile sözleşmeyi feshettiğini 25/06/2018 tarihli ihtarname ile müvekkilime bildirmiş olup, davalının bu gerekçesi hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, feshedilen sözleşmenin, istasyonun mühürlü olduğu dönemde imzalandığını, 07/08/2015 tarihli denetimden 3 yıl kadar sonra bu denetim esas alınarak sözleşmenin feshedilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirket, haklarında 5015 S.K. m.19/2-b gereği ceza uygulandığını müvekkili şirkete bildirdiği; şirket yetkilileri de kendilerinin kaçakçılık suçunu işlemediklerini, iptal davası açılması halinde cezanın iptal edileceğini muhatap şirkete bildirdiğini, davalı şirket tarafından 22/12/2017 tarihli tazmin talebi kapsamında yukarıda sayılan hususlar için verilen teminat mektubunun nakde çevrildiğini, müvekkilinin eylemi nedeniyle davalı şirkete idari para cezası uygulanması teminat mektubunun nakde çevrilmesine imkan vermediğini, mektubun nakde çevrildiği tarih itibariyle müvekkilinin davalı şirkete; akaryakıt alımından doğan 116.610 TL borcu bulunduğu, bu borç için davalıya …’tan keşideli 116.610-TL bedelli çek verildiğini müvekkilim şirketin (davalı şirkete 116.610,00 TL cari hesap ve davalı şirkete uygulanan 286.093,25 TL ceza toplamı) 402.703,25 TL mahsup edildikten sonra kalan 97.296,75-TL’nin müvekkiline iadesi gerekirken iade edilmediği, müvekkili şirket adına yürüttükleri hukuk mücadelesi sonucunda ceza mahkemesinden beraat kararı alındığını, beraat kararının kesinleşmesinden sonra EPDK akaryakıt istasyonundaki mühürleri fek ettiğini müvekkili şirket hakkında uygulanan idari para cezalarının da iptal edildiğini, müvekkili şirketin eylemi nedeniyle EPDK’nın davalı şirkete uyguladığı idari para cezasının da iptal edilmiş olması ve davalının EPDK’ya ödediği 214.569,94 TL’yi faizi ile iade almış olması gerektiğini, Davalı şirketin grup şirketi Akpet ile bir başka şirket arasında aynı istasyon için bayilik sözleşmesi imzalaması sırasında usulsüz olarak nakde çevrilen aksi düşünülse dahi müvekkilinin beraat etmesi ve idare mahkemesinin de cezaları iptal etmesi nedeniyle teminat mektubu tazmin bedeli olan 500.000,00 TL’den (karşılıksız kalan çek bedeli 116.610,00 TL mahsup edildikten sonra kalan) 383.390,00 TL’nin iadesi talep edildiği; davalı şirket iade talebine sessiz kaldığı, bu kez ihtarname keşide edildiği ve en sonunda da arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, arabuluculuk sürecinde de davalı şirket müvekkilime ödemesi gereken bedeli iade etmediğini, Dağıtıcı … A.Ş. (…)’nin bayisi olarak … adresinde … Nolu Bayilik Lisansı kapsamında faaliyette bulunan … Tic. Ltd. Şti. (…)’ne ait akaryakıt istasyonunda 07/08/2015 tarihinde yapılan denetim nedeniyle 5015 sayılı Kanunun m. 19/2-b bendi uyarınca davalı … A.Ş. (…)’ne idari para cezası uygulanıp uygulanmadığının, uygulanan idari para cezasının ödenip ödenmediğinin, bu idari para cezasının iptal edilip edilmediğinin, iptal edilmiş ise ödenen kısmın davalı şirkete iade edilip edilmediğinin sorulmasına, buna ilişkin belgelerin dosyaya gönderilmesinin istenmesine, davanın belirsiz alacak davası kapsamında yürütülmesine, bu talebin reddi halinde ise kısmı dava olarak yürütülmesine, davalının müvekkiline iade etmesi gereken ana para ve faizin deliller toplandıktan sonra bilirkişi marifetiyle tespitine, dava sonunda ise davanın kabulü ile, bilirkişi marifetiyle tespit edilen alacak miktarının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, hükmedilecek alacak miktarı esas alınarak davalı tarafın AAÜT’de belirlenen asgari hadden az olmamak üzere avukatlık ücretine mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının iddiasının aksine söz konusu banka teminat mektubunun nakde çevrilmesi nedeniyle davacının müvekkilinden herhangi bir alacağı bulunmadığını, EPDK 02.02.2017 tarih ve 6900-17 sayılı kararında müvekkil hakkında 5015 sayılı Kanunun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca belirlenen 286.093-TL tutarındaki idari para cezası uygulanmasına karar verildiğini, karara karşı müvekkili tarafından ikame edilen dava neticesinde … Bölge İdare Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı kararıyla idari işlemin iptaline karar verildiğini, … Bölge İdare Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı ilamına karşı davalı EPDK tarafından temyiz kanun yoluna başvurulduğunu, kararın henüz kesinleşmediğini, öncelikle … Bölge İdare Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesine karar verilmesi gerektiğini, bayilik sözleşmesine konu istasyon EPDK’nın yukarıda anılan kararında belirtilen gerekçeler ile mühürlenmiş ve davacı bayilik ve akaryakıt satış faaliyetini durdurmuş olduğundan müvekkilş tarafından keşide edilen … 26. Noterliği’ nin… tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile sözleşmeler haklı nedenle feshedildiğini, Davacı gerçek fesih nedeninin farklı olduğunu iddia etmiş ise de davacı tarafından ileri sürülen fesih gerekçesinin ne maddi ne de hukuki dayanağı bulunmadığını, müvekkilinin davacıdan kabul ettiği çek bedeli dışında da alacakları olduğunu, bu alacakların cari hesaba yansıtılarak söz konusu banka teminat mektubu bedelinden tahsil edildiğini, bu nedenle davacının banka teminat mektubunun nakde çevrilmesi nedeniyle alacaklı olduğu iddiasının kabulü mümkün olmadığını açıklanan nedenlerle davacını davasının reddine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Tartışılması, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Taraflar arasında akdedilen 30/07/2016 tarihli Bayilik Sözleşmesi, 30/07/2016 tarihli Çerçeve Protokol, Ticari Koşullar ile Ariyet Demirbaş Listesi Sözleşmeleri, … 26.Noterliği’ni … tarih ve … yevmiye nolu fesih ihtarnamesi, teminat mektubu, nakde çevrilme yazısı, ödeme talepleri, … Bölge İdare Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, … 69.Noterliği’nin …tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi, ticari defter ve kayıtları, banka hesapları, EPDK kayıtları, … Arabuluculuk Bürosu … Esas sayılı arabuluculuk dosyası, celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya talimat yoluyla S.M. Mali Müşavir Bilirkişi …’na tevdi edilmiş, mali bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 09/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “… Davacı … Şti. ile davalı … A.Ş. arasında alım satımdan kaynaklanan ticari ilişkinin olduğu, davacı şirketin, davalı şirket ten 31/10/2021 tarihine kadar almış olduğu faturaların bedelini ödediğine dair muhasebe kayıtları yaptığı, 31/12/2017 tarih ve 2006 nolu yevmiye kaydında 379.402,26TL “Teminat mektubundan alınan virman” açıklaması ile davalının 120.277 Alıcılar hesabına borç kaydı yaptığı, davacı …Tic. Ltd. Şti nin e deftere tabii olduğu için tasdik kapsamında olmadığı, ilgili dönemlere ait olan Gelir idaresine gönderilmesi gereken beratları zamanında gönderdiği, davacı şirketin 31/12/2017 tarihinden bu güne kadar, davalı şirketten 379.402,26TL alacaklı olarak devir bakiyesi ile devam ettiği, davacı şirketin kanuni e defter kayıtlarının tetkiki sonucunda tespit edilmiş olup …” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya Akaryakıt Alanında ve Borçlar Hukuku Alanında Uzman Öğretim Görevlisi … ve Mali Müşavir …’dan oluşan bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan 22/08/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle ve sonuç olarak; “… İdari Yargılama Usulü Kanunu m.52/1 hükmü uyarınca temyiz yoluna başvurulmuş olmasının … Bölge İdare Mahkemesi’nce verilen iptal kararının icrasını etkilemeyeceği, Teminat mektubunun paraya çevilmesinden sonra, irat kaydedilen 500.000-TL bedelden davacı şirketin davalı şirkete olan borcunun düşülmesi sonucunda kalan bakiye miktarın iadesinin gerektiği, Davacı şirketin defterleri incelendiğinde; davacı tarafın davalı şirkete 120.597,74-TL borçlu olduğu, bu miktarın teminat mektubunun paraya çevilmesiyle irat kaydedilen 500.000-TL’den düşüldükten sonra 379.402,26-TL bakiye alacağın kaldığının görüldüğü, Davalı şirketin defterleri incelendiğinde ise, …Akaryakıt ve ..’ın alacaklarının teminat mektubunun paraya çevrilmesiyle irat kaydedilen 500.000-TL’den düşülmüş olduğunun görüldüğü, buna göre 259.655,11-TL bakiye alacağın kaldığının görüldüğü, Davalı … firmasıyla olan ilişkide verilen teminat mektubunun paraya çevilmesi sonucunda elde edilen gelirden … Akaryakıt ve …’ın alacaklarının tahsil edilmesinin mümkün olup olmadığına ilişkin nihai kararın Yüce Mahkeme’ye ait olduğu, bu tahsilatın gerekçesinin davalı şirketçe açıklanması gerektiği,
Sonuç ve kanaatine varılmıştır…” şeklinde tespit edilmiştir.
Dosya, kök raporda eksik bırakılan hususların tamamlanması amacıyla ek rapor alınmak üzere Akaryakıt Alanında ve Borçlar Hukuku Alanında Uzman Öğretim Görevlisi Doç. …, akaryakıt sektör bilirkişi … ve Mali Müşavir …’dan oluşan bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu tarafından dosyaya sunulan 11/05/2023 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle ve sonuç olarak; “… Nihai takdir Yüce Mahkeme’ye ait olmak üzere, kanaatimizce fesih haklı bir nedene dayanmadığı; zira sonradan ortaya çıkan bir ifa engeliyle karşılaşılmamış olduğu; sözleşmenin imzası anında var olan ve taraflarca bilinen yahut bilinmesi gereken ifa engelinin varlığını sürdürdüğü; bu ihtimalde, davalının cezai şart yahut tazminat gibi taleplerde bulunamacağı, Öte yandan, Yüce Mahkeme, dürüstlük kuralı uyarınca akde tahammül etmenin artık talep edilemeyeceği yönünde görüş oluşturacak olursa, bu ihtimalde de kusura dayalı olmayan bir feshin söz konusu olacağı; bu durumda, tazminat yahut cezai şart gibi kusura dayalı taleplerde bulunmanın mümkün olmayacağı, O halde, davalı tarafın, “mashup” beyanıyla ileri sürdüğü taleplerden; cezai şart ve tazminat talebine yer olmadığı, Davalı tarafın demirbaşların iadesi talebinin haklı olduğu; buna karşın dava dosyasında demirbaşların iade edilip edilmediğine, iadenin gecikip gecikmediğine, iade talep edilip edilmediğine dair denetime elverişli bir rapor hazırlanması için yeterli bilgi ve belgenin davalı tarafça sağlanmadığı, Ariyetlerin söküm ve iade bedelleri hakkında dosya kapsamında bir talebe, kesilen faturaya, iade bedelinin miktarına ilişkin denetime elverişli bir rapor düzenlemek için gerekli bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, davalı tarafın bu hususta yeterli delil ibraz etmediği,Geç teslimden kaynaklı cezai şart hakkında, dosya kapsamında kesilmiş bir faturaya, iade talebine veya teslimin ne kadar geciktiğine dair bilgi ve belgeye rastlanmadığı, davalı tarafın bu hususta yeterli delil ibraz etmediği, Davalının diğer alacakları hakkında, dilekçede bir açıklama yapılmamış olduğu, “müvekkilin diğer alacakları” denilmekle yetinilmiş olduğu, bu konuda denetime elverişli bir “diğer alacak” hesabı yapılmasının mümkün olmadığı, davalı tarafın bu hususta yeterli delil ibraz etmediği, İdari Yargılama Usulü Kanunu m.52/1 hükmü uyarınca temyiz yoluna başvurulmuş olmasının … Bölge İdare Mahkemesi’nce verilen iptal kararının icrasını etkilemeyeceği, Teminat mektubunun paraya çevilmesinden sonra, irat kaydedilen 500.000-TL bedelden davacı şirketin davalı şirkete olan borcunun düşülmesi sonucunda kalan bakiye miktarın iadesinin gerektiği, Davacı şirketin defterleri incelendiğinde; davacı tarafın davalı şirkete 120.597,74-TL borçlu olduğu, bu miktarın teminat mektubunun paraya çevilmesiyle irat kaydedilen 500.000-TL’den düşüldükten sonra 379.402,26-TL bakiye alacağın kaldığının görüldüğü,
Davalı şirketin defterleri incelendiğinde ise, …ve …’ın alacaklarının teminat mektubunun paraya çevrilmesiyle irat kaydedilen 500.000-TL’den düşülmüş olduğunun görüldüğü, buna yönelik olarak davacı ve davalı arasında tarihsiz ve sadece davacı tarafından imzalanmış olan bir taahhütnamenin bulunduğunun anlaşıldığı, buna göre 259.655,11-TL bakiye alacağın kaldığının görüldüğü, Davalı … firmasıyla olan ilişkide verilen teminat mektubunun paraya çevrilmesi sonucunda elde edilen gelirden …ve…’ın alacaklarının tahsil edilmesinin davacı tarafından davalıya verilen tarihsiz davalı tarafından imzalanmış bir taahhüde dayandığı …” şeklinde tespit edilmiştir.
Davacı vekili 01/09/2023 tarihli ıslah dilekçesinde; dava dilekçesinde belirsiz alacak davası kapsamında 300.000,00 TL olarak beyan ettikleri dava değerini 79.402,26 TL artırarak 379,402,26 TL’ye yüklettiklerini, bu tutar üzerinden davanın kabulünü talep etmiştir.
Dava, akaryakıt bayilik sözleşmesi kapsamında davacı bayi tarafından davalı akaryakıt dağıtım şirketine verilen teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrilmesi sebebiyle teminat mektup bedelinden davacı bayinin borçları mahsup edildikten sonra kalan alacak tutarının tahsili istemine ilişkindir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından davacı … Ltd. Şti.’ nin akaryakıt istasyon bayiliği faaliyetinde bulunduğu “…” adresinde 07/08/2015 tarihinde yapılan denetim sonucunda ulusal marker seviyesi geçersiz akaryakıt ikmali ile seyyar tank kullanılması nedeniyle 5015 s. Kanunun 19/b. maddesi uyarınca davacı … Ltd. Şti. hakkında, EPDK’nın 02/02/2017 tarih 6900-15 s. Kararı ile 1.144.373,00 TL ve EPDK’nın 02/02/2017 tarih 6900-16 s. Kararı ile 1.144.373,00 TL idari para cezalarının uygulanmasına karar verildiği, davacı bayinin idari para cezası işlemlerine karşı ayrı ayrı yürütmeyi durdurma talepli idare mahkemesinde iptal davaları açtığı, EPDK’nın 02/02/2017 tarih 6900-15 s. Kararının iptali için … 7. İdare Mahkemesin 2017/756 E. sayılı dosyası ile iptal istemiyle açılan davada verilen ret kararı üzerine istinaf başvurusu ile … Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesinin … E. … K. sayılı ilamı, akabinde temyiz başvurusu üzerine Danıştay 13. Dairesinin 2018/4069 E. 2019/1728 K. sayılı ilamı sonucunda bahse konu idari para cezası işleminin iptaline karar verildiği, EPDK’nın 02/02/2017 tarih 6900-16 s. Kararının iptali için … 2. İdare Mahkemesin … E. sayılı dosyası ile iptal istemiyle açılan davada verilen ret kararı üzerine istinaf başvurusu ile … Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesinin … E. … K. sayılı ilamı, akabinde temyiz başvurusu üzerine Danıştay 13. Dairesinin 2018/4045 E. 2019/1730K. sayılı ilamı sonucunda bahse konu idari para cezası işleminin iptaline karar verildiği, nihayetinde davacı hakkında tesis edilen tüm idari para cezası işlemlerinin iptal edildiği anlaşılmıştır. (… Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesinin 2019/2713 E. 2019/11856 K.)
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından davacı …Ltd. Şti.’ nin akaryakıt istasyon bayiliği faaliyetinde bulunduğu “…” adresinde 07/08/2015 tarihinde yapılan denetim sonucunda ulusal marker seviyesi geçersiz akaryakıt ikmali (kaçakçılık) nedeniyle ayrıca davacı şirket yetkilisi … hakkında 5607 s. Kanuna muhalefetten suç duyurusunda bulunulmuş, … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin …E. …K. sayılı dosyasında sanığın atılı suçtan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, işbu kararın sanık müdafi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 2017/15404E. 2018/6338K. sayılı ilamı ile mahkumiyet kararı bozulmuş, yeniden … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sırasına kaydedilen ceza dava dosyasında bu sefer davacı şirket yetkilisi …’ ın atılı suçtan ilk derece mahkemesince beraatine karar verilmiş, işbu kararın bu sefer katılan EPDK tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2019/2893E. 2019/33398K. sayılı ilamı ile katılanın temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiş, bu suretle atılı suçtan sanık … hakkında verilen beraat kararı kesinleşmiştir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından davacı …Ltd. Şti.’ nin akaryakıt istasyon bayiliği faaliyetinde bulunduğu “…” adresinde 07/08/2015 tarihinde yapılan denetim sonucunda istasyonda lisans belgelerine aykırı olarak seyyar tank bulunması nedeniyle 5015 s. Kanunun 4/l. maddesi ile 19/b. maddesi uyarınca, ayrıca dağıtım şirketi olan davalı … A.Ş. hakkında 286.093,00 TL idari para cezası uygulanmasına karar verildiği, davalı dağıtım şirketinin anılan Kanundaki indirimden faydalanarak EPDK’ ya toplam 214.569,75 TL idari para cezasını ödediği, ancak, mevcut idari para cezası işlemine karşı davalı … A.Ş. tarafından da … 1. İdare Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile iptal istemiyle dava açıldığı, nihayetinde önce istinaf başvurusu ile … Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesinin … E. … K. sayılı ilamı, akabinde temyiz başvurusu üzerine Danıştay 13. Dairesinin 2019/262 E. 2019/1729 K. sayılı ilamı sonucunda bahse konu idari para cezası işleminin iptaline karar verildiği, bunun üzerine davalı … A.Ş.’nin, EPDK’ ya ödemek zorunda kaldığı 214.569,75 TL’nin iadesini kurumdan talep ettiği, EPDK ile … Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Başkanlığından celp edilen yazı cevaplarından ve eklerinde yer alan ödeme belgelerinden 214.569,75 TL tutarın 03/03/2020 tarihinde davalı … A.Ş.’ye geri ödendiği, bu bağlamda davalıdan tahsil edilmiş bir idari para cezasının da kalmadığı / bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı … A.Ş., davacı bayi tarafından verilen teminat mektubunu nakde çevirmiş, 22/12/2017 tarihinde mektup bedeli olan 500.000,00 TL davalıya ödenmiştir
Buraya kadar anlatılan hususlar, dosya içerisinde yer alan Kurumlara ilişkin yazı cevapları ve ekleri, banka tarafından gönderilen yazı ve dekont sureti, taraflarca sunulan belge ve deliller ile mahkeme ilamları uyarınca sabit olup, esasen taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir.
Davacı akaryakıt bayilik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, davalı hakkında uygulanan idari para cezası işleminin iptal edildiğini, teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrilmesi sebebiyle davalı şirkete cari hesaptan kaynaklanan ve karşılıksız çıkan çek bedeli mahsup edildikten sonra teminat mektubundan bakiye kalan alacak tutarının kendisine ödenmesi gerektiğini iddia ederken; davalı sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacı bayinin eylemleri sebebiyle davalı dağıtım şirketi hakkında idari para cezası uygulandığından teminat mektubunun nakde çevrilmesinde hukuka aykırılık olmadığını, ayrıca hem cari hesap hem de sözleşmenin haklı feshi nedeniyle cezai şart, kar kaybı ve yatırım katılım bedelinden dolayı davacıdan alacaklı olduğunu, bu alacaklar mahsup edildiğinden davacının teminat mektubundan bakiye kalan bir alacağının bulunmadığını savunmuştur.
Uyuşmazlığın temeli, akaryakıt bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haklı / haksız olarak feshedilip feshedilmediği, teminat mektubunun nakde çevrilmesi sebebiyle davacının mektup bedelinden dolayı davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa davacının cari hesap borcu düşüldükten sonra kalan bakiye yönünden alacağın tutarı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı …Ltd. Şti. ile davalı … A.Ş. (birleşme suretiyle … A.Ş.) arasında 30/07/2016 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalanmıştır.
Bahsi geçen sözleşme, davalı dağıtım şirketi tarafından Beşiktaş 26. Noterliğinin 25/06/2018 tarihli fesih ihtarnamesi ile “bayinin faaliyet yürüttüğü akaryakıt istasyonunun davacı bayinin eylemleri sebebiyle mühürlenip kapatılması, bayilik ve akaryakıt satış faaliyetlerini durdurması” gerekçesiyle 25/06/2018 tarihi itibariyle tek taraflı olarak feshedilmiştir.
Ancak, taraflar arasında 30/07/2016 tarihi itibariyle akdedilen sözleşmede, davacı bayinin işlettiği akaryakıt istasyonunun yukarıda değinilen idari işlemler ve ceza dava dosyası ile zaten kapalı olduğu, diğer bir söyleyişle istasyonun faaliyette bulunmadığı, EPDK’ nın dosya içerisinde yer alan ve kolluk kuvvetlerine gönderilen müzekkerlerelerde davacı bayinin akaryakıt istasyonunun 23/06/2016 tarihi itibariyle yeniden mühürlenerek kapatıldığı, bu itibarla sözleşmenin akdediği tarih itibariyle zaten istasyonun mühürlenmesi ve kapatılması sebebiyle faaliyette olmadığından davalının fesih sebebinin açıkça haksız olduğu anlaşılmıştır. Zira, sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle faaliyette bulunmayan ve bu durumu kendisine de idari para cezası uygulandığı / hatta indirimli olarak cezayı ödediği için iyi bilen davalı dağıtım şirketinin, ahde vefa ilkesine aykırı şekilde bu sefer aynı hususlara fesih sebebi olarak dayanması hukuka aykırı olduğundan, davalı tarafından sözleşme haksız feshedilmiştir.
Diğer taraftan; sözleşmenin imzalandığı 30/07/2016 tarihinden, işbu sözleşmenin feshedildiği 25/06/2018 tarihinde kadar geçen iki yıllık süreçte akaryakıt istasyonu faaliyette olmadığı halde davalı tarafından sözleşmenin feshedilmeyip, iki yıl geçtikten sonra sanki bu sebep yeni ortaya çıkmış gibi fesih hakkının kullanılması, TMK 2. maddesi hükmü kapsamında dürüstlük kurallarına açıkça aykırılık ve hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.
Nitekim, Akaryakıt Alanında ve Borçlar Hukuku Alanında Uzman / Ticari Sözleşmeler Uzmanı Öğretim Görevlisi ile Akaryakıt Sektör Bilirkişisi 11/05/2023 tarihli ek raporlarında, hem sözleşme hükümleri hem de sektörel olarak davacı bayinin akaryakıt istasyonunun kapalı olduğu dönemde davacı ile akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalanmasının sektörel olarak 7 gün 24 saat esasına göre çalışan akaryakıt istasyonlarının ürün ve verdiği hizmetler kıyaslandığında davalının, davacının yaşadığı süreci kabul ettiği, davacının yaptığı itirazlar ve idare mahkemesinde açtığı davalar sonucunda davacı lehine karar çıkmasını muhtemel öngörerek sözleşme imzalandığı, aksi durumda ise davalının istasyonun sözleşme tarihinde kapalı olması sebebiyle muhtemel kar kaybını göze aldığı şeklinde değerlendirileceği, kaldı ki taraflar arasında akdedilen sözleşmede “istasyonunun hizmete açılmaması durumunda sözleşmenin tek taraflı feshine” yönelik davalı lehine herhangi bir hükmün de bulunmaması karşısında; fesih ihtarnamesinde belirtilen fesih sebebinin haksız olduğu sonucuna varılmıştır. Sözleşmenin feshinin haksız olduğuna ilişkin işbu mütalaaya iştirak edilmiş, ek gerekçe olarak mahkememizce benimsenmiştir.
Açıklanan nedenler karşısında; … 26. Noterliğinin … tarihli fesih ihtarnamesi ile; davalı dağıtım şirketi tarafından akaryakıt bayilik sözleşmesi haksız olarak feshedilmiştir.
Bu itibarla, davalı tarafından sözleşme haksız olarak feshedildiği için davalının, davacı bayiden cezai şart talep etme ve müspet zarara ilişkin kar kaybı isteme hakkı bulunmamaktadır. Davalı cevap dilekçesinde, cezai şart ve kar kaybının, mektup bedelinden mahsubunu talep etmiş ise de; davalı sözleşmeyi haksız feshettiği için bu savunması / mahsup talebi yerinde görülmemiştir. Öte yandan; demirbaşların iadesi ve söküm bedelleri hakkında ayrıca mahsup talebinde bulunulmuş ise de; dosya içerisinde buna ilişkin belge ve delil bulunmadığından hatta talebin içeriği dahi belirsiz olduğundan (hangi demirbaşlar, bedeller vs…) iş bu kaleme yönelik mahsup talebinin ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, akaryakıt sektör bilirkişisi tarafından mütalaada belirtildiği üzere, sözleşmenin feshi halinde akaryakıt dağıtım şirketlerinin sektörel uygulamada kendilerine verilen teminat mektuplarından varsa cezai şart, kar kaybı, ariyet eşya, demirbaşlar, bunların iade ve söküm bedellerine ilişkin tüm alacak kalemleri mahsup edildikten sonra varsa bakiye tutarın bayiye iade edildiği, ancak somut olayda davalı dağıtım şirketince, davacı bayinin aldığı petrol ürünü dışında cari hesabından hiçbir mahsubun yapılmadığı, fatura dahi düzenlenmediği görülmekle sektörel olarak yukarıda sayılan alacakların bulunmadığı vurgulanmıştır. Nitekim, davalının ticari defter ve belgeleri incelendiğinde aynı durum muhasebesel yönünden / kayden de benimsendiği görülmüştür. Nihayetinde, 11/05/2023 tarihli ek raporda daha detaylı olarak ifade edildiği üzere, hasılı davalının cezai şart, kar kaybı ve diğer alacak kalemlerinin davacının mektup bedelinden mahsubunu isteyemeyeceği / gerçekleştiremeyeceği sonucuna varılmıştır.
Davalı tarafından akaryakıt bayilik sözleşmesinin haksız feshedilmesi, ayrıca işbu sözleşme kapsamında davalı şirkete verilen teminat mektubunun haksız nakde çevrilmesi sebebiyle davacının borçları mahsup edildikten sonra kalan bakiye mektup bedelinin davacıya ödenmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında süregelen ticari ilişkide cari hesapların incelenmesi, karşılaştırılması ve alacak – borç hesabı yapılması için ticari defter ve belgeler üzerinde ayrıca mali bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılmasına karar verilmiştir.
Davacının ticari defter ve belgeleri talimat mahkemesi kanalıyla mali bilirkişi tarafından incelenmiş, mali bilirkişinin 09/02/2022 tarihli raporu ile davacının, davalı şirkete olan akaryakıt ürün bedellerinden kaynaklanan borçları mahsup edildiğinde, teminat mektubundan bakiye 379.402,26 TL davalı şirketten alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Davalının ticari defter ve belgeleri de mahkememizce seçilen mali bilirkişi tarafından incelenmiş, mali bilirkişinin 22/08/2022 tarihli raporu ile davacının, davalı şirkete olan akaryakıt ürün bedellerinden kaynaklanan borçları mahsup edildiğinde, teminat mektubundan bakiye 379.402,26 TL davalı şirketten alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Bu itibarla, esasen taraf defterleri arasında mutabakatsızlık bulunmamaktadır.
Ancak, … A.Ş., ‘ nin birleşmek suretiyle tüm mal varlığının davalı … A.Ş.’ye geçtiği, davacı bayinin 2017 ve 2018 yıllarında … A.Ş.’den petrol ürünleri almaya devam ettiği, bu dönemde alınan petrol ürünlerinin (119.747,11 TL) davacı bayinin cari hesabından mahsup edildiği, netice itibariyle davalı defterlerine göre davacının, davalı şirketten (379.402,26 TL – 119.747,11 TL) 259.655,11 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Mali bilirkişi …’ ten alınan ürün bedellerinin mahsubunun gerekip gerekmediğini hukuki mesele olarak mahkememiz takdirine bırakmış, taraf defterlerinin mali kayıtlarını gerekçeli olarak dosyaya sunmuştur.
Davacı, … A.Ş.’den alınan petrol ürünlerinin bedelinin cari hesap borcundan düşülmemesi gerektiğini ileri sürmüş, buna dayanak olarak teminat mektubunun … A.Ş.,’ye verildiğini, başka şirketlerin alacaklarının mahsup edilemeyeceği savunmasına dayanmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, sunulan beyan dilekçesinden de görüleceği üzere, davacı bayinin davalı … A.Ş.’den 2017 ve 2018 yıllarında petrol ürünleri aldığı inkar edilmemiş olup, bu husus ihtilafsızdır. Esasen, davacının, davalı … A.Ş.’nin 119.747,11 TL tutarındaki alacağına itirazı da yoktur. İki şirketin başka şirketler olduğu konusuna gelince, mali bilirkişi tarafından ifade edildiği üzere, konu hukuki mesele içermekte olup, yapılan değerlendirmede; … A.Ş., dosya içerisine alınan ticaret sicil gazetesinden görüleceği üzere 21/12/2021 tarihinde .. A.Ş. ile birleşmek suretiyle infisah olmuş, bu husus 27/12/2021 tarihinde sicil gazetesinde tescil ve ilan edilmiştir. Mahkememizce davalının UYAP kaydında gereken düzeltmeler yapılmakla birlikte, nihayetinde birleşmek suretiyle infisah olan / tüzel kişiliği sona eren … A.Ş.’nin tüm mal varlığının aktif ve pasifleri ile birlikte davalı … A.Ş.’ye geçtiği noktasında duraksanmamalıdır. O halde, davalının, davacı bayinin hem bizatihi kendisinden aldığı hem de birleşen Lukoil şirketinden alınan petrol ürünlerinin bedellerini tek bir cari hesapta tutması, davacı bayinin teminat mektup bedelinden bu alacakları mahsup etmesinde hukuka aykırılık yoktur. Kaldı ki, birleşmek suretiyle infisah gerçekleştiğinde artık iki farklı şirketten ve tüzel kişilikten de bahsedilemez. Açıklanan nedenler karşısında, davacının bu yöne ilişkin hukuki iddialarına; şirketlerin birleşmek suretiyle infisah olması, tüzel kişiliğin birleşme ile son bulması ve 6102 s. TTK hükümleri nazara alınarak itibar edilmemiştir.
O halde, tarafların ticari defter ve belgeleri dikkate alındığında, davacının nakde çevrilen teminat mektubundan bakiye olmak üzere dava tarihi itibariyle davalı şirketten toplam 259.655,11 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan açıklamalar karşısında; davalı tarafından akaryakıt bayilik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği, davalı sözleşmeyi haksız feshettiği için davacı bayiden cezai şart ve kar kaybını isteme hakkının bulunmadığı, davalının diğer alacaklarının bulunduğu savunmasını dosyada bu yönde hiçbir belge ve delil bulunmadığından / ayrıca davalının ticari defter ve belgelerinde muhasebesel yönden de hiçbir lehe kayıt olmadığından ispatlayamadığı, bu durumda her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere yalnızca davacı bayinin davalıdan satın aldığı akaryakıt ürün bedellerine ilişkin cari hesap borcunun mahsubunun gerektiği, nitekim taraflar arasında bu hususta ihtilaf da bulunmadığı, davalı dağıtım şirketinin sözleşmeyi haksız feshetmesi ve idari para cezası işlemlerinin iptaline karar verilmesi sonucunda teminat mektubunu haksız olarak nakde çevirdiği, bu bağlamda davacı bayinin cari hesap borcunu mahsup ettikten sonra teminat mektubundan bakiye kalan alacak tutarını davacıya ödemek zorunda olduğu, tarafların ticari defter ve belgelerinde karşılaştırmalı olarak yapılan inceleme sonucunda haksız olarak nakde çevrilen teminat mektubu sebebiyle davacı bayinin cari hesap borcu mahsup edildikten sonra davalı dağıtım şirketinden teminat mektubundan bakiye 259.655,11 TL alacaklı olduğu 11/05/2023 tarihli bilirkişi ek raporu ile sabit olup anlaşılmakla, davanın 01/09/2022 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda (ıslah dilekçesinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi talep edilmiştir. / taleple bağlılık ilkesi nazara alınarak) 259.655,11 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine olmak üzere davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın 01/09/2022 tarihli ıslah dilekçesi doğrultusunda KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-259.655,11 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Kabul edilen dava değeri (259.655,11 TL) üzerinden alınması gereken 17.737,04 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 5.123,25 TL ile 1.356,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik kalan bakiye 11.257,79 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 5.123,25 TL peşin harç, 1.356,00 TL tamamlama harcı, 6.500,00 TL bilirkişi ücreti, 600,00 TL yerinde inceleme ücreti ile 448,30 TL posta masrafı olmak üzere toplam 14.027,55 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 9.600,16 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (259.655,11 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 39.351,72 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (119.747,15 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 18.962,07 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-6183 sayılı Kanuna göre dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin tarafların haklılık durumlarına göre;
a) 903,38 TL’sinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
b) 416,62 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.05/07/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır