Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/420 E. 2021/897 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/420 Esas
KARAR NO:2021/897

DAVA:Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/08/2020
KARAR TARİHİ:21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 2014 yılında … Bayi Sözleşmesi akdedildiğini, Sözleşmenin Süre ve Yürürlük başlıklı 3.1 maddesi gereğince ” taraflardan herhangi biri 30 gün önceden noter marifeti ile feshi ihbarda bulunmadığı taktirde sözleşme 12 aylık süreler halinde otomatik olarak yenileneceğini, davalı taraf sözleşmenin devamı sırasına … Cumhuriyet Savcılığı’nın … CBS numaralı hazırlık dosyasını gerekçe göstererek tarafımıza gönderdiği … 19. Noterliğinden düzenlenmiş 19 Ağustos 2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmeyi feshettiklerini ihtar etmişler söz konusu ihtarname tarafımıza 23.08.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafın fesih nedeni olarak bildirilen soruşturma dosyası ile muhtelif kişiler hakkında soruşturma yapılarak haklarında kamu davası açılmış iken müvekkil hakkında herhangi bir dava açılmadığını, sözleşme davalı tarafça haksız olarak feshedilmiş ve müvekkil yenilenen dönem sonuna kadar olan süre bakımından kar mahrumiyetine uğrayarak zarar ettiğini, açıklanan nedenlere, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak üzere, müvekkilin uğramış olduğu kar mahrumiyeti miktarının tespiti ile şimdilik 8.000 TL maddi tazminatın davalı taraftan sözleşmenin haksız fesih tarihinin tarafımıza tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmediğini, davacı tarafça sunulan arabuluculuk son tutanağı incelendiğinde de görüleceği üzere arabuluculuk görüşmeleri … A.Ş ile yapıldığını, müvekkil şirket …ile yapılmış bir arabuluculuk başvurusu ve arabuluculuk görüşmesi bulunmadığını, müvekkili …ile davacı taraf arasındaki “… Bayilik Sözleşmesi” haklı nedenle feshedilmiş olup, davacı tarafın iddiaları kabul edilemeyeceğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … nolu soruşturma dosyasından müvekkil şirkete gönderilen yazıda “,..suç işlemek amacıyla örgüt kurma, örgüt faaliyeti çerçevesinde nitelikli dolandırıcılık, tefecilik…” suçlarına yönelik yürütülmekte olan bir soruşturmada davacı tarafından aralarında bulunduğu bayilerin sosyal medya üzerinden sanal finans şirketi adı altında kredi vaadiyle cihaz satışı yapıldığı bildirilmiş ve gereğinin yapılması istendiğini, sözleşmede belirtilen fesih şartı gerçekleşmiş olup, davacı tarafın soruşturma dosyasında adının yer alması dahi müvekkil şirketin ticari itibarını zedelediğini, bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmiş olmasının yanında, taraflar arasındaki Bayilik Sözleşmesinde her durumda sözleşmede belirlenen sürenin sona ermesi halinde sözleşmenin kendiliğinden münfesih olacağı kabul edildiğini, gerek bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmiş olması ve gerekse sözleşme süresinin sona erdiği dikkate alındığında davacı tarafın kar kaybı talebinin yasal dayanağının bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin süresi 12 ay olarak kabul edilmiş ve feshedilmemesi halinde 12 aylık dönemler halinde uzayacağı öngörüldüğünü, 5 yılın sonunda kendiliğinden sona ereceği hüküm altına alındığını, taraflar arasındaki sözleşme, m. 3.2 gereği, 26.06.2019 tarihinde kendiliğinden sona ermiş olup, davacı tarafın sona erdiğini, sözleşme nedeniyle kar elde edeceği iddiasına dayalı olarak kar mahrumiyeti talebinde bulunması da usul ve yasaya aykırı olduğunu, Öncelikle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddini, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshinden kaynaklı davacı tarafın maddi tazminat talebi istemeni yöneliktir.
Davalının dava konusu olaya ilişkin sözleşmede taraf olmadığı, dolayısıyla kendilerine dava yöneltilemeyeceğine ilişkin beyanı karşısında dava şartları yönünden değerlendirilme yapılması gerektiğine yönelik savunmasına karşı, davacı tarafça 12.01.2021 tarihli beyan dilekçesi ile davaya konu sözleşmenin tarafı … İken tamamen maddi hataya dayalı yanılgı sonucunda … A.Ş. Gösterilmiştir. Bu sebeplerle HMK 124/3-4 maddeleri gereğince davalı tarafın … olarak değiştirilmesine karar verilmesinin talep edildiği, Davalının taraf değişikliği talebinin HMK’ nın 124.maddesi çerçevesinde, dürüstlük kuralına aykırı olmayan kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı anlaşılmakla, talebinin kabulü ile davalı … … A.Ş’ nin davalı sıfatı kaldırılarak, davalı tarafın …olarak değiştirilmesine, bu kapsamda dava dilekçesi, tensip zaptı ve eklerinin davalı …Ş’ ne tebliğine, karar verilmiştir.
Bu noktada ihtilaf HMK 124/3-4 maddeleri gereğince taraf değişikliği kurumunun, TTK’ya eklenen 5/A maddesindeki arabuluculuk dava şartına tabi davalar açısından uygulanabilir olup olmadığı ile ilgilidir.
19.12.2018 tarihinde yürürlüğe giren 06.12.2018 tarih 7155 sayılı Kanunun 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesinde “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmüne, aynı tarihte yürürlüğe giren aynı yasanın 23. maddesiyle 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-(2) maddesinin dördüncü cümlesinde “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davanın ticari nitelikteki alacak davası olduğu ticari nitelikteki alacak davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğu (Yargıtay 23.HD’sinin 2020/1943-4052 sayılı ilamı benzer mahiyettedir), arabuluculuğun dava tarihinde yerine getirilmesi dava şartı olup, sonradan tamamlanabilir ve giderilebilir şartlardan değildir. (Yargıtay 22.HD’sinin 2019/6709-16629 EK sayılı kararı benzer mahiyettedir.)
Somut olayda, davacı vekili tarafından davanın açılması sırasında 27/07/2020 tarihli “Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı” başlıklı tutanak dosyaya sunulmuştur. Tutanağın incelenmesinde … ile … A.Ş. arasında düzenlendiği ve arabuluculuk görüşmelerinin tarafların anlaşamaması ile sonuçlandığı anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında davacı vekili davacının aslında … olduğunu, davanın … A.Ş.’ye karşı açıldığını belirterek HMK’nın 124. Maddesi gereğince taraf değişikliği talebinde bulunmuş, bu durum davacının dürüstlük kuralına aykırı olmayan ve maddi bir hatadan kaynaklandığı anlaşılan taraf değişikliği talebi olarak kabul edilerek HMK’nın 124/3 maddesi gereğince karşı tarafın rızası aranmaksızın taraf değişikliği talebinin kabul edilmesine karar verilmiş olmasına rağmen; buna göre açılan davanın davalısı … olup, dava öncesi arabuluculuk işleminin de davalı …ile yapılması gerekirken davada sıfatı bulunmayan … A.Ş.’nin katılımıyla yapıldığından 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesindeki dava şartının gerçekleştiğinden söz edilemeyecektir.
Benzer bir uyuşmazlık hakkında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2021/2245 Esas, 2021/1499 Karar sayılı ilamında; “…Yargılama sırasında davacı vekili davacının aslında … Anonim Şirketi olduğunu, kendisine verilen yanlış bilgi nedeniyle davanın … Limited Şirketi adına açıldığını belirterek HMK’nın 124. Maddesi gereğince taraf değişikliği talebinde bulunmuş, mahkemece bu durum davacının dürüstlük kuralına aykırı olmayan ve maddi bir hatadan kaynaklandığı anlaşılan taraf değişikliği talebi olarak kabul edilerek HMK’nın 124/3 maddesi gereğince karşı tarafın rızası aranmaksızın taraf değişikliği talebinin kabul edilmesine karar verilmiştir. Buna göre açılan davanın davacısı … Anonim Şirketi olup, dava öncesi arabuluculuk işleminin de davacı … Anonim Şirketi ile yapılması gerekirken davada sıfatı bulunmayan … Limited Şirketinin katılımıyla yapıldığından 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesindeki dava şartının gerçekleştiğinden söz edilemez. O halde, mahkemece davanın zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmeden açılması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.” şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Bu haliyle; 7155 sayılı Kanun ile ticari davalarda zorunlu hale getirilen arabuluculuğun tamamlanabilir bir dava şartı olmadığı eldeki davanın arabulucuya başvurulmadan açıldığı anlaşılmakla, 7155 sayılı Kanuna eklenen 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi hükmü uyarınca davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında olması ve 6325 sayılı HUAK 18/A maddesi hükmü gereğince arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan nedenlerle;
1-7155 sayılı Kanuna eklenen 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi hükmü uyarınca eldeki davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında olması ve 6325 sayılı HUAK 18/A maddesi hükmü gereğince arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 136,62 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 77,32 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ 7.maddesinin 2.fıkrası gereğince davanın ön şart yokluğundan reddine karar verilidğinden göre hesap ve takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/12/2021

Katip …

Hakim …