Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/411 E. 2021/701 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/411 Esas
KARAR NO : 2021/701

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/08/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili firmanın, davalı/borçlu firmanın …’de bulunan taşınmazının “konsantre lave sundurma” işini üstlenerek bahsedilen işi tamamlayarak teslim ettiğini, Davalı/borçlu firmanın kısmen ödeme yapmış ise de bakiye borcunu ödemediğinden ve uzun zaman da beklenildiğinden hakkında … 2.İcra Müd.nün… sayılı takip dosyası açıldığını, yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, … 2.İcra Müd. … sayılı dosyasına vaki haksız ve yersiz itirazının iptaline, takibin devamına, ödeme tarihine kadar ticari faiz uygulanmasına, %20 icra inkar tazminatının davalı firmadan tahsiline ,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının alacağın varlığını, faturaya konu hizmetin verildiğini ispatlamak zorunda olduğunu, ne hizmetin verildiği, ne faturaların içeriklerinin ve fatura bedellerinin kabul edildiği, ne de faturaların teslim edildiğine ilişkin bir evrakın dosyada mevcut olmayıp, davaya konu faturaların tek taraflı olarak düzenlenebilecek evraklar olduğunu, tacirler arası yapılan ticari işe konu faturaların tebliği ve tesliminin gerektiğini, davacının, hizmet karşılığında faturalar kesildiğini beyan ettiğini, taraflardan biri tarafından tanzim ve imza olunan faturanın ister itiraz edilmiş isterse kabul edilmiş olsun ne akdin hazırlık ne müzakere safhasını ne icap ve kabulü ne de bir akdin kurulduğunu göstermediğini, davacının hizmetin verildiğini, faturaların iddia edilen hizmete ilişkin olduğunu, fatura miktarlarının verilen hizmet bedeli olduğunu ispatla mükellef olduğunu, davaya konu faturalara ilişkin hizmetin verildiğini, fatura içeriklerinin kabul edildiği anlamına gelmemek üzere, taraflar arasında TTK 89 anlamında cari hesap ilişkisi mevcut olduğunu, tarafların ticari defterleri incelendiğinde bu hususun ortaya çıkacağını, bu nedenle tarafların son 5 yıllık ticari defterlerinin bilirkişi marifeti ile incelenmesini talep ettiklerini, TTK 94. Madde hükmü gereği cari hesap ilişkisinin belirli hesap devreleri sonunda kapatılfuğunu, Hesap devresi 31.12.2019 ‘dur. TTK 95 gereği faiz alacak- borç kalemlerinin çıkarılması sonucu bakiyenin kalan meblağa faiz hesap edilebilir ki hesap bakiyesi taraflar arasında çıkartılamadığını, TTK 97 gereği alacak- borç kalemlerinin bir bütün olup cari hesap kesilmeden önce tarafların birbirlerinden alacaklı ve borçlu sayılmadığını, TTK 98 gereği cari hesap süresinin kararlaştırılmadıkça taraflardan birinin ihbarı ile sona ereceğini, davacı tarafın cari hesabı sona erdirmek için bir ihbarda bulunmadığını, taraflar arasında fatura ödeme gününe ilişkin herhangi bir sözleşme mevcut olmadığını, davacının tamamen kötü niyetli olup faiz ve ücret alabilmek için işbu davayı açtığını, davacının, istemiş olduğu, hukuki dayanaktan yoksun, %20 inkar tazminatı talebinin ve davanın reddi ile kötü niyetli davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava taraflar arasında düzenlenen cari hesaptan kaynaklı olarak, … 2. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali isteminden ibaret olduğu anlaşıldı.
Davaya son veren taraf işlemleri olan feragat, kabul ve sulh, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 307 ilâ 315. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tasarruf ilkesinin bir sonucu olarak davaya son veren taraf işlemleri hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilir. Bir başka ifade ile taraflar davayı kabul ederek ya da davadan feragat ederek veya sulh sözleşmesi yaparak yargılamanın her aşamasında ve hatta kanun yollarında herhangi bir hükme gerek kalmaksızın davayı sona erdirebilirler. Ancak bu işlemler vekil tarafından yapılacaksa vekilin vekâletnamesinde özel yetkinin bulunması gerekir (HMK m. 74).
Davadan feragat, davayı kabul ve sulh, içerikleri itibariyle birer maddi hukuk işlemi olmakla birlikte, yapılış şekli itibariyle birer usulü işlemdir. Bu nedenle söz konusu işlemler bir taraftan maddi hukuk anlamında uygulama imkânı bulan iradeyi bozan hâllere dayanılarak iptal edilebilirken, diğer taraftan kesin hüküm gibi sonuç doğurmaktadır.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir (HMK m. 307). Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan kısmen veya tamamen vazgeçer.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 22/10/2021 tarihli dilekçesi ile özetle: Tarafların davaya konu borcun ödenmesi konusunda anlaştıklarını, davaya konu alacağın haricen taraflarına ödendiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücreti talep etmediklerini, bu nedenle feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 06/10/2021 tarihli dilekçesi ile özetle: Davacının davadan feragat etmesi halinde avukatlık ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan incelemede vekaletnamede davacı vekilinin davadan feragat yetkisinin olduğu anlaşılmıştır.
Davadan feragat HMK m.307. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK m.307 hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının feragat nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın; HMK’nın 307.maddesi gereğince feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 2.493,18 TL harçtan mahsubu ile, fazla alınan 2.433,88 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-Tarafların talepleri dikkate alınarak vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/10/2021

Katip …

Hakim …