Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/387 E. 2020/315 K. 11.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/387 Esas
KARAR NO:2020/315

DAVA:Alacak, Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/07/2020
KARAR TARİHİ:11/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak, Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile … arasında 27.12.2018 tarihinde davacının kiraladığı araç nedeniyle 38.900,00 TL bedelli Şoförlü Araç Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini ve 1 aylık şöförlü araç kiralama hizmeti verildiğini, bu miktarın 5.000 TL’lik kısmının sözleşmede de belirtildiği üzere nakit olarak alındığını, bakiyenin ise hizmet alan tarafından kredi kartının yapısı gereği 5.000 TL, 19.000 TL, 9,000 TL ve 900 TL olmak suretiyle müvekkilinin hesabına parça parça gönderildiğini, bu işlemlerin imzalı sliplerden de görülebileceğini, müvekkili tarafından verilen hizmete karşılık olarak 12/02/2019 tarihinde 33.990 TL’lik fatura kesildiğini, bu hususta ayrıca kiraya verilen … plakalı … model … aracın köprü otoyol vs kayıtlarının … ve … kayıtlarının celp edilebileceğini, müvekkilinin tacir olup o dönem araç kiralama işi ile uğraştığını, tüm bunlara rağmen müvekkilinin banka hesabındaki 33.900,00 TL’lik parasına davalı banka tarafından sebepsizce bloke konulduğunu, kendilerinde hizmetin verildiğine dair sözleşme ve slipler mevcut olmasına ve tüm bunları 10.10.2019 ve 21.07.2020 tarihli ihtarnameler ile de ihtar etmiş olmalarına rağmen bloke kaldırılmadığı gibi ihtara cevap da verilmediğini, müvekkilinin bankadaki blokeli parayı kullanamadığını ve ticari olarak zarara uğradığını, bu sebeple blokeli paranın bloke tarihinden itibaren hesaplanacak faizinin müvekkile ödenmesi ve müvekkilin uğradığı zararın tazmini gerektiğini belirterek, müvekkilinin davalı banka nezdindeki … IBAN numaralı hesabına konan blokenin kaldırılmasına, bu hususta tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin hesabındaki blokeli para miktarının bloke tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek avans faizi oranında hesaplanacak faizinin, davalı banka tarafından müvekkiline ödenmesine, davalının ayrıca blokeli para miktarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacının ihtiyati tedbir talebi gerekçeli ara kararla reddedilmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddinin gerektiği, davacının davasını müvekkili yönünden somutlaştırmadığını, taraflar arasında Üye İşyeri Sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşmenin XI. Sair Hususlar başlığı altında düzenlenen 19. maddesinde, müvekkili bankanın fraud ve … süreci devam ederken davacı hesaplarında bloke işlemi gerçekleştirebileceği konusunda yetkili kılındığını, müvekkili Banka’nın ilgili bölümü tarafından yapılan inceleme neticesinde, davacının kullanımına sunulan POS cihazından yurtdışı bankalara ait kartlarla şüpheli şifresiz (…) işlemler gerçekleşmiş olduğunun tespit edildiğini, aynı zamanda davacı kullanımında bulunan POS cihazından işlem yapılan kartlarla ilgili olarak yurtdışı bankalarından işlem teyidi talebinde bulunulduğunu, müvekkili bankanın ise Uluslararası Visa/Mastercard … Kuralları gereği davacıdan davaya konu gerçekleşen işlemlerle ile ilgili olarak bilgi ve belge talebinde bulunduğunu, uluslararası kartlı ödeme sistemleri kurallarına göre kart sahiplerinin kendi kartlarıyla yapılan işlemlere itiraz etme hakkına sahip olduklarını, bu itirazın kart sahibi banka tarafından işyeri bankasına iletildiği, işyeri bankasının ise ilgili işyerinden itiraz edilen işlem ile ilgili belgeleri talep etme hakkının bulunduğunu, … işleminde itiraz süresinin itirazın nedenine göre değişiklik göstermekte olmakla birlikte hiçbir koşulda işlemin karta yansıma tarihinden itibaren 540 günü aşmayacağını, bu süre içerisinde kalmak koşuluyla kart hamillerinin ürün/hizmet temini ile ilgili itirazlarda beklenen teslim tarihinden, iade belgesi söz konusu olduğunda ise iade belge tarihinden, diğer itiraz türlerinde ise işlemin karta yansıma tarihinden itibaren en fazla 120 günlük itiraz süresinin bulunduğunu, müvekkili banka ile davacı arasında akdedilen üye iş yeri sözleşmesinin yukarıda belirtilen maddeleri ile Uluslarası Visa/MasterCard Kuralları gereği davacı hesabına belirtilen itiraz süresinde bloke konulduğu ve söz konusu 540 günlük … işlemi itiraz süresi dolduğundan davacı hesabına bankacılık mevzuatı, taraflar arasında akdedilen üye işyeri sözleşmesi ve uluslararası … kurallarına uygun olarak konulmuş olan blokenin kaldırılarak davacının hesapta bulunan tutarı çektiğini, davanın açılmasına müvekkili banka sebebiyet vermediğinden konusuz kalan dava dosyasında yargılama masrafları ve vekâlet ücreti talebinin davacı üzerinde bırakılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davacının banka mevduat hesabına konulan blokenin kaldırılarak bloke tarihinden itibaren işleyecek avans faizinin ve ayrıca hesaptaki meblağın %20’si oranında talep edilen maddi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Tensip ara kararıyla dava öncesi dava şartı arabuluculuk kapsamında olan dava nedeniyle arabuluculuk son tutanağını sunmak üzere davacı tarafa kesin süre verilmişse de, davacı vekilince dava öncesi arabuluculuğa başvurulmadığı beyan edilmiş, davanın “tespit” davası olduğu gerekçesiyle dava şartı arabuluculuğa tabi olmadığı ileri sürülmüştür.
Ticari dava niteliğindeki davada talep, davacının mevduat hesabına davalı banka tarafından konulan blokenin kaldırılarak, haksız bloke nedeniyle uğranılan zarara karşılık olarak hesaptaki meblağa işleyen avans faizinin ve mevduatın %20’si oranında maddi tazminatın davacıya ödenmesi talebine ilişkindir, bu nedenle talebin “tespit” davası olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği nitelikte olan ticari davada, 6102 sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince davadan önce arabulucuya başvurmadan konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin dava açılamayacağından, davanın arabulucuya başvurulmaksızın açıldığı sabit olduğundan, 6102 sayılı TTK.na 7155 sayılı Kanunla eklenen 5/A maddesi ve 6325 sayılı Kanuna yine 7155 sayılı Kanunla eklenen 18/A maddesi gereği dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davanın niteliği yukarıda açıklanmışsa da, dava dilekçesinde dava değerinin bildirilmediği ve ön bürodan tespit davası şeklinde ve sadece maktu harçlar yatırılarak açıldığı tespit edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yatırılan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
11/09/2020

Katip …

Hakim …