Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/366 E. 2022/156 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/366 Esas
KARAR NO : 2022/156

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalı banka ile aralarında imzaladıkları 28.09.2012 tarihli genel krediz sözleşmesine binaen davalıdan 2.000.000,00 TL kredi kullandığını, kredi borcunun 9 taksidini yani 401.831,82 TL’sini ödediğini, bakiye 1.778.065,65 TL borcunun kaldığını, daha sonra müvekkilinin kredi faiz oranlarının düşmesinden faydalanarak kalan borcunun tamamını kapattığını, davacı banka için erken kapama ücreti alınmayacağının beyan edilmesine rağmen haksız olarak müvekkilinden bakiye borcun % 4’ünden de fazla olan 74.678,60 TL erken ödeme ücreti alındığını, ayrıca davalının müvekkilinden 7.000,00 TL dosya masrafı, 01.01.2013 tarihinde ve müteakip aylarda hesap işletim ücreti olarak 7,00’şer olmak üzere toplam 56,00 TL alındığını, ek olarak 18.07.2013 tarihinde 5.067,48 TL faiz tahsilatı ve buna bağlı olarak 253,37 TL aynı tarihte BSMV matrahı alındığını, müvekkilinin bakiye borcun tamamını ödemiş olduğu tarihe kadar ödediği faiz ve erken kapama ücreti toplamının, ödemiş olduğu anaparadan çok fazla olduğunu, davalının toplamda müvekkilinden 266.949,92 TL haksız para aldığını, müvekkilinin yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde belirlenecek alacağından, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden işletilecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dosyaya bakmaya İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetki itirazında bulunmuş, müvekkilinin müşterilerine erken kapama opsiyonu olan ve olmayan 2 ayrı kresi seçeneği sunduğunu, davacının faiz oranı daha düşük olan, erken kapama opsiyonu olmayan sabit faizli krediyi kullanmayı tercih ettiğini, davacıdan alınan erken kapama ücretinin sözleşme kapsamında alındığını, bu konuda da davacının önceden bilgilendirildiğini, davacının kredisini erken kapatması nedeniyle üvekkilinin 418.984,87 TL faiz kaybı olduğunu, erken kapama komisyonu ile bunun 74.678,60 TL’sinin tahsil edilebildiğini, erken kapama ücretinin değişkenlerinin çok olduğunu, önceden belirlenmiş sabit bir oran üzerinden alınmasının mümkün olmadığını, davacıdan tahsil edilen 5.067,48 TL faizin kredinin normalde ödeme planındaki ödemesi yapılan 10.07.2013 tarihinden erken kapama tarihi olan 18.07.2013 tarihine kadar olan işlemiş faiz tahsilatı olduğunu, müvekkil tarafından davacı hakkında başlatılmış bir icra takibinin olmadığını, davacının haciz baskısı altında ödeme yaptığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, tahsil edilen dosya masraflarının da yine sözleşme çerçevesinde alındığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/12/2013 tarih, … esas, … karar sayılı yetkisizlik kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/5440 esas, 2014/7409 karar sayılı kararı ile onanması üzerine dosya mahkememize gönderilmiş olup Mahkememizin 2014/757 Esas sayılı dosyamız ile yargılamaya mahkememizde devam olunmuştur.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, Genel Kredi Sözleşmesine istinaden davacıdan alınan erken ödeme ücreti, dosya masrafı, hesap işletim ücretinin iadesi istemine ilişkindir.
Dava ilk olarak Antalya mahkemelerinde ikame edilmiş; … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas-… Kararı sayılı dosyası ile taraflar arasında imzalanan 28.09.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin Sair Hükümler başlıklı 11.11 maddesinde de … Merkez mahkemelerinin yetkili kılındığı anlaşıldığından, yetkisizlik kararı verilerek mahkememizin bozma öncesindeki esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizc verilen 23/02/2016 tarih ve 2014/757 Esas, 2016/145 Karar sayılı ilamı ile, ” 60 ay sürede geri ödemesi planlanan kredinin ilk 9 taksitinin ödenmesinden sonra 51 ay önce kapanmasının bankanın maliyetlerini artıracağı, yargı içtihatları ve diğer bankaların da taksitli ticari kredilerin erken kapatılması durumunda ana para üzerinden %4- %5 oranında erken kapama komisyonu tahsil ettikleri dikkate alındığında davalı banka tarafından %4 oranı üzerinden erken kapama komisyonu tahsil edilmiş olmasının uygun olduğu, genel kredi sözleşmesinin 2.09 maddesindeki düzenlemenin haksız şart olarak değerlendirilemeyeceği, davacının basiretli bir tacir gibi hareket ederek öncelikle bir çok bankadan faiz oranı ve dosya masrafı gibi tüm masraflara ilişkin fiyat alıp sonra en avantajlı fiyatlama yapan bankadan kredi kullanmaya karar vereceğinin kabul edilmesi karşısında 7.000 TL dosya masrafı alınacağının kabul edilerek kredinin kullanıldığının kabulünün gerektiği, alınan dosya masrafının da kullanılan kredinin %0,35’i olduğu dikkate alındığında davacının dosya masrafı adı altında tahsil edilen tutarı iade isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine” dair verilen kararın Yargıtayca incelenmesi neticesinde; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 02/06/2020 tarih ve 2018/5122 Esas 2020/2566 Karar sayılı ilamıyla taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinin 2.08 ve 2.09 maddelerinde bankanın komisyon ve erken ödeme ücreti alabileceği belirtilmiş, ancak bu komisyon ve ücretlerin oranına ya da hesaplama tarzlarına sözleşmede yer verilmemiştir. Alınan masraf ve komisyonlar konusunda 6098 sayılı TBK döneminde alınan krediler yönünden 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 144. maddesinin vermiş olduğu yetkiye istinaden, Bakanlar Kurulunun 16.10.2006 tarih ve 2006/11188 sayılı kararına istinaden Merkez Bankasının çıkarmış olduğu 09.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 2006/1 sayılı tebliğin 4. maddesi hükmü de dikkate alınmak suretiyle, Merkez Bankasına yapılan bildirim oranları varsa bu miktarlar aşılmamak suretiyle, gerek 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 80. ve gerekse de 6098 sayılı TBK’nın 96. maddeleri gözetildiğinde, davalı bankanın erken ödeme halinde uygun bir komisyon alabileceği kabul edilerek, mahkemece, genel kredi sözleşmesi, banka kayıtları ve konuya ilişkin sözleşme hükümleri ile diğer bankaların da benzer işlemlerdeki emsal uygulamaları getirtilip, bankacılık uygulamasında davalının tahsil ettiği tutarın uygun olup olmadığı konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetine dosyanın tevdii ile bilirkişi raporu alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozularak mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
Davacı vekili, müvekkilinin genel kredi sözleşmesine istinaden davalı bankadan kredi kullandığını, müvekkilinin kredi borcunu erken kapatmasına rağmen müvekkilinden erken kapatma ücreti tahsil edildiğini, ayrıca davalı bankaca dosya masrafı, hesap işletim ücreti, faiz ve buna bağlı BSMV tahsilatı yapılmış olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 11.11.2014 kayıt tarihli dilekçesi ile toplam 74.678,60 TL’nin tahsilini istemiştir.
Davacı taraf, ticari kredi sözleşmesi kapsamında davalı banka tarafından tahsil edilen komisyon ve ücretlerin haksız olduğunu ifade ederek, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 20. vd. maddeleri uyarınca mevcut sözleşme hükümlerinin genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, anılan Yasanın 21.maddesi uyarınca genel işlem koşulu mahiyetindeki bu maddelerin yazılmamış sayılmasına karar verilerek bu tutarların iadesini talep etmiştir.
Dilekçedeki anlatımlar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, hukuksal neden olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun ‘ da yer alan Genel İşlem Koşullarına dayanılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Genel İşlem Koşulları Başlıklı 20. maddesinde “Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bu koşulların, sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımaz. Aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin metinlerinin özdeş olmaması, bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin, genel işlem koşulu sayılmasını engellemez. Genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, tek başına, onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmaz. Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır. ” denilmiş,
Anılan Yasanın 21. Maddesinde Yazılmamış Sayılma “Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır. ” şeklinde hukuki yaptırıma bağlanmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin tetkikinde; Genel Kredi Sözleşmesinin 2.08 Komisyon ve Ücretler başlıklı maddesinde: “Bankanın dilediği; zaman müşterinin onayını almaya gerek kalmaksızın ve herhangi hir ihbarda bulunmaksızın faiz ve komisyon oranını mevzuatın izin verdiyi e’n yüksek orana çıkarmaya yetkili olduğunu müşteri kabul,eder. Bu çerçevede müşteri tarafından ödenmesi gereken krediye ilişkin komisyonlar ve ücretler, sayılanlarla sınırlı olmamak üzere her bir kredi için ayrı ayrı düzenlenen ekte tespit edilmiş veya bankanın internet sitesinde, şubelerinde ilan edilmiş yahut doğrudan müşteriye bildirilmiş olabilir. Banka tarafından müşteriye tebliğ edilecek hesap özetlerine, müşteri bunları aldığı tarihten itibaren hir ay içinde noter aracılığı ile itiraz etmediği takdirde, bu hesap özetlerin muhtevasını kabul etmiş sayılır. ” demektedir.
Yine Kredi Sözleşmesinin 2.09 Vadeli Kredilerin Müşteri Tarafından Erken Geri Ödenmesi başlıklı maddesinde: “Müşteri tarafından vadeli krediler, ilgili kredi için (varsa) ekte belirlenen erken geri ödeme esaslarına aykırı olmamak kaydıyla erken ödenebilir. Herhangi bir erken ödeme durumu bankaya asgari on (10) gün önceden ve hiçbir tereddüde mahal vermeyecek şekilde bildirilmelidir. Aksi banka tarafından açık olarak kabul edilmedikçe, erken ödeme yapılacak tutarın ödeme gününe kadar işleyecek faizi de bu ödeme ile birlikte yapılmalıdır. Erken geri ödeme halinde, bir ceza uygulaması veya farklı fiyatlama yapılması hakkında ki esaslar söz konusu kredi için düzenlenen ekte tespit edilmiş veya Banka tarafından müşteriye bildirilmiş olabilir.” hükümlerini kabul etmişlerdir
Huzurdaki davada davalı banka tarafından tahsil edilen erken kapama komisyonu ilgili banka ve müşterinin 25.06.2013 tarihli yazışmada karşılıklı mutabakatı dosya içeriğinde bulunmakla; tararların tacir niteliği ve genel işlem koşullarının üç aşamalı denetime tabi tutulması neticesinde taraflarca sözleşme hükmünün müzakere edildiği ve erken ödeme komisyonu kapsamında ayrıca mutabakatın sağlandığı anlaşılmakla somut sözleşme kapsamında genel işlem şartları niteliğinde hükümlerin varlığından bahsedilemeyecektir.
Taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinin 2.08 ve 2.09 maddelerinde bankanın komisyon ve erken ödeme ücreti alabileceği belirtilmiş, ancak bu komisyon ve ücretlerin oranına ya da hesaplama tarzlarına sözleşmede yer verilmemiştir.
Yasal ve sair mevzuattaki düzenlemelere bakıldığında;
5411 sayılı Bankacılık Kanunun 144. maddesinde Faiz Oranları ve Diğer Menfaetler “Merkez Bankası, bankaların ödünç para verme işlemleri ve mevduat kabulünde uygulanacak azamî faiz oranlarını, katılma hesaplarında kâr ve zarara katılma oranlarını, özel cari hesaplar dâhil her türlü işlemlerinden elde edecekleri ücret, masraf, komisyon ve diğer menfaatlerin nitelikleri ile azamî miktar ya da oranlarını tespit etmeye, bunları kısmen veya tamamen serbest bırakmaya yetkilidir.”
22/11/2006 tarihli ve 26354 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulunun 16/10/2006 tarih ve 2006/11188 sayılı Kararında ” Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları ile Özel Cari Hesaplar Dahil Bu İşlemlerde Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Karar”ın yürürlüğe konulması; Devlet Bakanlığı’nın 12/10/2006 tarihli ve 3065 sayılı yazısı üzerine, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 144 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 16/10/2006 tarihinde kararlaştırılmıştır. Bankaların kredi işlemlerinde sağlayacakları faiz dışındaki diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ile azami miktar ya da oranları ve bunların kısmen veya tamamen serbest bırakılması Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca yayımlanacak tebliğlerle düzenlenir (m.4/2).”
09/12/2006 tarihli ve 26371 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının 2006/1 sayılı Tebliğ Kararında “Bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir. Bankalarca serbestçe belirlenen mevduat ve kredi işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranları ile katılma hesaplarında uygulanacak kâr ve zarara katılma azami oranları uygulamaya konulmadan önce Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası İdare Merkezince tespit edilecek esaslar çerçevesinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilir. (m.4,6.)” şeklinde düzenlenmiştir.
Yasal düzenlemeler dikkatlice incelendiğinde; 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 144. maddesi Bankalara, faiz dışında her türlü bankacılık işlemlerinden ücret, masraf, komisyon veya sair diğer menfaatleri elde etme hakkı tanıdığı, anılan madde gereği, Bakanlar Kurulunun 16.10.2006 tarih, 2006/11188 sayılı Bakanlar Kurulu kararı uyarınca ücret, masraf, komisyon veya sair diğer menfaatler hakkında bunların nitelikleri, azami miktar ya da oranları veya kısmen ya da tamamen serbest bırakılmasına ilişkin Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına yetki verildiği ve bu kurum tarafından yayımlanacak tebliğlerle düzenleme yapılmasının karara bağlandığı, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasınca 09.12.2006 tarih 26371 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2006/1 Sayılı Tebliğ uyarınca, Bankaların her türlü işlemlerinden verdikleri hizmet karşılığında müşterilerden alacakları ücret, komisyon, masraf ve sair menfaatlerin nitelik ve azami sınırlarını serbestçe belirlemeye yetkili oldukları kararlaştırılmıştır.
O halde, Türkiye’de bankacılık hizmeti veren diğer tüm bankalarda olduğu gibi, davalı … A.Ş.’ nin de her türlü bankacılık işlemlerinden verdiği hizmet karşılığında ücret, masraf, komisyon ve diğer menfaatleri istemeye ve bunları müşterileriyle serbestçe belirlemeye hakkının olduğu aşikardır.
Nitekim, eldeki davaya ışık tutabilecek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/12678 Esas, 2017/7238 Karar sayılı ilamında: “…davalı taraftan kesintiye ilişkin tüm evraklar temin edildikten ve bu sözleşmeler uyarınca kredi kullanılıp, masraf ödemesi yapılıp yapılmadığı belirlendikten sonra, dairemizin yerleşmiş içtihatlarında da vurgulandığı üzere, sözleşmede belirlenmiş bir ücretin olması durumunda bu ücret, olmaması durumunda, emsal banka uygulamaları da araştırılıp, diğer bankalarca hangi oranda ücret tahakkuk ettirildiği ve buna göre davalı banka uygulamasının yerinde olup olmadığı, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususlarında değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken…” şeklinde açıklanmıştır…” (Aynı yönde başka kararlar için bakınız. Yargıtay 11. HD. 2016/6124E , 2021/5022 K; Yargıtay 11. HD. 2016/13235E. , 2018/700 K; Y.argıtay 11. HD. 2016/11273 E. , 2018/1357 K; Yargıtay 11. HD. 2016/12436 E. , 2018/4133 K; Y.argıtay 11. HD. 2016/13081 E. , 2018/569 K; Yargıtay. 11. HD. 2016/80 E. , 2016/6217 K.).
Emsal Yargıtay içtihatları ve bozma ilamı doğrultusunda, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda rapor düzenlenmesi amacıyla bankacılık konularında uzman 3 kişilik bilirkişi heyeti oluşturulmasına, bozma ilamında belirtilen hususların tek tek karşılanması amacıyla bilirkişilere davalı banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilmesine, ayrıca yine bozma ilamında belirtildiği üzere, benzer işlerdeki emsal uygulamaların tespiti amacıyla, bilirkişilerce HMK’ nın 275/2 maddesi kapsamında dosyada yapılacak ön inceleme neticesinde, hangi kurumdan hangi kayıt ve belgelerin incelemesine ihtiyaç duydukları hususunda mahkememize bilgi verilmesinin istenilmiş; bilirkişi ön raporu doğrultusunda bankaların 2012 ve 2013 yıllarında ayrı ayrı, yasa gereği TCMB’na bildirdikleri , ticari kredi kullandırımlarında müşterilerinden tahsil ettikleri komisyon ve/yeya masraf oranları, aynı yıllar için ticari müşterilerinden uzun vadeli (5 yıl) , sabit faizli (erken kapama opsiyonu bulunmayan) ve eşit taksit ödemeli (Taksitli Ticari Kredilerinin) kredilerin kapamasında alınan komisyon ve/veya masraf oranları ve varsa bu yıllarda kendi müşterilerinden bizzat tahsil edilen min. ve max. kredi erken kapama oranlarına ait bilgiler verilmesi, ilgili yıllarda ticari müşterilerinden alınan Hesap İşletim Ücreti tutarları,18.07.2013 tarihinde bankalarında uygulanan min. ve max. Eşit Taksitli Ticari Kredi aylık faiz oranlarının örnek/emsal mahiyette bilirkişi incelemesine esas olarak dosyaya kazandırılmıştır.
Dosya Bilirkişi …., …, …’a tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan 09.02.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle ve sonuç olarak; davacının krediyi erken kapatmak istediği 9 uncu taksit ödemesi sonrası kalan anapara tutarı 1.778.062,65.-TL’dır. Davalı banka tarafından davacıya bildirilen erken kapamaya esas kredinin anapara hesabında bir hatanın bulunmadığı olduğu, dosya masrafı yönünden yapılan değerlendirmede davalı banka tarafından TCMB na yapmış olduğu bildirilmde TTK de kredi ödeme konisyonu %l olarak bildirimiş olduğu, davalı bankanın davacıdan – 2.000.000.00 TL lık kredi kullandırım sırasında % 1 oranında 20.000.00 TL alması gerekirken %0.35 oranında 7.000.00 TL tahsil etmesinin sözleşme şartları ve TCMB na yapılan bildirimler dikkate alındığında yerinde olacağı, davalı bankanın tahsil etmiş olduğu % 0,35 oranında 7.000.00 TL lık kredi kullandırım ücretinin diğer banka ortalamalarından düşük olduğu; davalı banka tarafından TCMB yapılan bildirimde hesap işletim ücretinin 7 TL olarak bildirildiği dikkate alındığında davacının talebinin yerinde olmadığı, davalı bankanın – tahsil etmiş olduğu %4.20 oranındaki 74.678.60 TL lık erken kapama komisyonun diğer banka ortalamalarından yüksek olduğu, tarafların davalı bankanın %2 komisyon alması konusunda anlaştıkları, sözleşmede %2 komisyon alınacağının yazılı olmamamsına karşın TCMB % 2 erken ödeme komisyonu bildirildiğinden davalı bankanın kredinin kapatıldığı 18.07.2013 tarihinde alıması gereken komisyon % 2 olup 1.778.062.65 TLX %2= 35.561.25 TL erken kapama komisyonu alması gerekirken 74.678.60 TL tahsil etmesi nedeniyle (74.678.60 TL-35.561.25-) 39.117.35 TL fazla tahsilat sağladığı; yönünde denetime açık rapor tanzim edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından kök ve ek raporunda davacının iadesini talep ettiği ve kesinti yapılan tüm masraf, ücret ve komisyonlar tablo halinde; alınan tutarlar ve emsal banka uygulamaları karşılaştırılarak gerekçeli olarak açıklanmıştır. Davaya konu her bir kesinti kalemi için ayrı ayrı izahtat yapılmıştır. Bu bağlamda, rapor denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan hükme de esas alınmıştır.
Davacı vekili tarafından 18.02.2022 tarihli bedel arttırım dilekçesi sunduğu, davacının davasını fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile 10.000,00-TL üzerinden ikame ettiği, 11.11.2014 tarihli dilekçesi ile eksik harcı yatırmak suretiyle 74.678,60-TL üzerinden devam edip hüküm verildiği, dosyanın Yargıtay kanun yolu incelemesinden geçerek esasa ilişkin tahkikat eksikliği nedeniyle bozulduğu görülmekle; davacı vekili tarafından 18.02.2022 tarihli bedel arttırım dilekçesi sunulmuş olsa da, 11.11.2014 tarihli dilekçesi ile eksik harcı yatırmak suretiyle 74.678,60-TL üzerinden devam edip hüküm verildiği ve bedel arttırım daha önceki aşamada yapıldığı anlaşıldığından, 18.02.2022 tarihli dilekçenin davalıya tebliğine yer olmadığı anlaşılmakla açık yargılamaya devam olunmuştur. Bu haliyle de 11.11.2014 tarihli dilekçesi ile eksik harcı yatırmak suretiyle 74.678,60-TL üzerinden dava ikame edildiği, 18.02.2022 tarihli bedel arttırım dilekçesi olarak sunulup bedelin azaltımına yönelik herhangi bir ıslah ifadesini barındırmadığı anlaşılmakla; davanın 11.11.2014 tarihli dilekçe ile talep edilen miktar üzerinden değerlendirilmesi ile hüküm tahsisi yoluna gidilmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde; dava tarihinden itibaren reeskont faizi talep ettiği, bilirkişi heyetince yasal faiz yönünde rapor içeriğinde bağlayıcı olmayan görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Aynı zamanda davacı vekilinin 11.11.2014 tarihli dilekçesi ile eksik harcı yatırmak suretiyle 74.678,60-TL üzerinden talepte bulunurken bu kez dava dilekçesindeki “reeskont faizi” talebinin yerine “avans faizi” talebinde bulunduğu, görülmektedir.
Davacının faiz türü tercihinde bulunma imkanı var iken dava dilekçesinde daha düşük faiz oranını içeren reeskont faiz talebinde bulunduktan sonra davacının faiz türünü ıslah dilekçesiyle dahi daha yüksek oran içeren avans faizine dönüştürmesi mümkün değildir. (Emsal nitelikte bu yönde Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2019/3093 Esas, 2020/905 Karar sayılı ilamı) 04.12.1984 tarih ve 3095 sayılı Yasa’nın 2/3. maddesinde, arada sözleşme olmasa bile, ticari işlerde temerrüt faizinin, TCMB’nın kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faiz oranı olduğu belirtilmiş iken, 15.12.1999 tarih ve 4489 sayılı Yasa ile 3095 sayılı Yasa’nın ticari işler için temerrüt faizini düzenleyen 2/2. maddesinde yapılan değişiklik ile 01.01.2000 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanacak temerrüt faiz oranı, TCMB’nın kısa vadeli avans işlemlerine uyguladığı faiz oranı olarak değiştirilmiştir. Ancak 3095 sayılı Kanun’un 1. maddesi yasal faizi düzenlemiş olup, ticari olmayan işler için temerrüt faizi 2/1, ticari işler için temerrüt faizi ise 2/2. maddede düzenlenmiş ve 1. fıkra temerrüt faizi oranını öngörürken 1. maddede yazılı yasal faiz oranına atıf yapmış, 2. fıkra ise 1. madde hükmünde öngören oranı kısmen baz alarak kendisi ayrı bir oran belirlemiştir. Diğer anlatımla, 1. madde hükmü temerrüt faizini düzenlememiş, “temerrüt faizi” başlıklı 2. maddenin oran olarak kaynağı ve dayanağını oluşturan çerçeve bir hüküm olarak ve ayrıca ticari olan ve olmayan işler için sadece kural olarak uygulanmak üzere sevkedilmiş olup, bu kuralın istisnası olarak 2. maddede temerrüt faizi bakımından farklı bir oran öngörülmüştür. Bu maddeye atıf yapan ve ticari olmayan işleri için temerrüt faizini düzenleyen 2/1. maddesinde yer alan reeskont faizi ibaresi 21.04.2005 tarih ve 5335 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/4247 Esas, 2013/6569 Karar sayılı ilamı) Ticari işlerde 3095 sayılı Yasa’nın değişik 2/2. maddesi gereğince avans faizi isteme hakkına sahip davacı, reeskont faizi talep etmiştir. 3095 sayılı Yasa’da 2005 yılında yapılan değişiklik ile kaldırılan ve avans faizi oranından daha düşük seviyedeki reeskont faizi oranları Merkez Bankası’nca yayınlanmaya devam edilmektedir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/4247 Esas, 2013/6569 Karar sayılı ilamı) Davacının somut ihtilafın dava tarihi ve faiz başlangıç talebi de gözetilerek; 21.04.2005 tarihinden sonraki bir tarihten sonra faiz başlatılmasının gerekmesi halinde davacının yasal faiz oranından daha yüksek, ancak, avans faizinden daha düşük olan bir oranda faiz talep etmesinde kendini daha düşük bir oran ile bağladığı için hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi işletilmek suretiyle hüküm kurmak gerekliliği ile davanın kısmen kabulü ile, 39.117,35-TL fazla tahsil edilen erken kapama komisyon bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya yönelik istemlerin reddine, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
-39.117,35-TL fazla tahsil edilen erken kapama komisyon bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya yönelik istemlerin reddine,
2-Kabul edilen dava değeri (39.117,35 TL) üzerinden alınması gereken 2.672,10 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 170,78 TL, 961,00 TL peşin harç ve 497,26 TL ıslah harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 1.043,06 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 170,78 TL ve 961,00 TL peşin alınan karar ve ilam harcı, 497,26 TL ıslah harcı ve 24,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.653,34 harca ilişkin yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 238,70 TL posta, tebligat, 3.400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3638,70 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.897,88 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 70,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 14,36 TL’ sinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 maddesi uyarınca belirlenen 5.867,60- TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca belirlenen 5.334,19- TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.01/03/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır