Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/363 E. 2022/883 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/363
KARAR NO : 2022/883

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 23/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalılar/borçlular tarafından tebellüğ edilen örnek no:… ilamsız takipte ödeme emrine karşı … 9. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına 29.08.2019 tarihli dilekçe ile itiraz edilmiş olduğunu, haksız olan itirazın iptalini istemek maksadıyla işbu davayı açma zarureti hasıl olmuş olduğunu, takibe yapılan itiraz süresinde değil ise mahkeme tarafından itirazın iptaline karar verilmesi gerekmekte olduğunu, davalılar tarafından ileri sürülen yetki itirazının hukuki dayanağının bulunmamakta olduğunu, takip konusu alacak borçlular tarafından imza altına alınmış genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davalı tarafın borca itirazının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde borcun vadesinde ödenmemesi durumunda hangi faiz oranının uygulanacağı açıkça belirtilmiş olduğunu, davalı/borçlu tarafın borcun fer’ilerine ilişkin itirazının hukuki dayanağı bulunmamakta olduğunu, kötü niyetli davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmekte olduğunu, haksız itirazın iptaline ve … 9. icra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibinin devamına, takibe kötü niyetli olarak itiraz eden davalı hakkında %20’den az olmayacak miktarda icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde; kredi sözleşmesindeki imzaların kim tarafından atıldığının belli olmadığını, kredi sözleşmesine kefil olduğu beyan edilen müvekkili …’e ilişkin olarak kefalet ilişkisinin kurulmadığını, kredinin ne surette kullandırıldığı, kredi sözleşmesinin muhteviyatı, kefillik ilişkisinin ne şekilde vücuda geldiği ve de kefalet sözleşmesinin unsurlarının irdelenmesi gerektiği, varsa kefalet ilişkisinin neyi kapsadığının belirlenmesi gerektiğini, davanın reddine, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın takibe yapılan itirazın süresi içinde olup olmadığı, icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı, kredi sözleşmesinin davalılar tarafından imzalanıp imzalanmadığı, davalı borçlu şirkete kredi tahsisi ve ödemenin yapılıp yapılmadığı, takip talebindeki faiz oranları ile borcun ferilerine yönelik itirazının kabulünün gerekip gerekmediği, taraflar lehine tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği, ihtarnamenin davalı kefile tebliğ olunması halinde, kefilin temerrüd tarihinden takip tarihine kadar asıl alacağa uygulanacak temerrüd faizinden sorumluluğu açık ise de, davalı kefil yönünden kat ihtarnamesinin davalıya tebliği tarihine göre önel süresinin eklenerek temerrüd tarihinin tespiti, bu çerçevede kefilin kendi temerrüd tarihine kadar olan kefalet sınırları içinde kalmak koşulu ile asıl alacak ve asıl borçlunun temerrüdünden sorumlu olacak olması, bu çerçevede davalı kefil yönünden temerrüd için hesap kat ihtarının kefile tebliğinin şart olması, sözleşmede öngörülmediği sürece İİK.m.68 hükmünün kefil yönünden uygulanmasının ise mümkün olmaması, kefil yönünden temerrüd tarihinin ne şekilde belirlendiğinin açıklanması, buna göre temerrüd tarihinin tespiti durumunda (Yargıtay 19.HD 2015/3357E., 2015/16301K.sayılı ilamı) Yargıtay uygulaması ve sözleşme hükümleri karşısında bilirkişi tarafından banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak bankanın temerrüd halinde uyguladığı en yüksek faiz oranının belirlenmesi, bu orana da fazlasının ilave edilerek her bir borçlunun sorumlu olduğu temerrüd faizinin tespiti, (Yargıtay 19.HD 2015/7884E., 2016/2362K.sayılı ilamı yine konu ile ilgili Yargıtay Genel Hukuk Kurulunun ve 19.HD’nin emsal uygulamaları) davalı asıl borçlu ve kefil yönünden takip tarihi itibari ile ayrı ayrı sorumluluk miktarlarının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Davalı asıl borçlu şirket davalı kefilin gerçek kişi olduğu, süresi içinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, süresi içinde itirazın iptali davası açıldığı tartışmasızdır.
Taraflarlar arasında genel kredi sözleşmesinin yapıldığı, sözleşmeye davacı banka dışında asıl borçlu ve kefillerin katıldığı, süresi içinde yapılan takip üzerine itirazın durduğu tartışmasızdır.
Dava, İİK m.67 hükmüne dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın araştırılmasından önce yapılan incelemede dava şartları açısından herhangi bir engel halin mevcut olmadığı, davaya esas harç tutarının tam ve eksiksiz şekilde depo edildiği, davacının itirazın iptali ve takibin devamına dair dava açmakta yararının olduğu anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında HMK m.17 ve sözleşmenin 31.maddesi uyarınca icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazlar reddolunmuş ve ayrıca yargılama aşamasında davalılar vekilinin imza itirazıyla ilgili 01/04/2021 tarihli beyanı karşısında imza ile herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Zira bu husus uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık hususlarının araştırılması için birinci bilirkişi kurulunun hazırlamış olduğu 09/05/2022 tarihli kök rapor içeriğine göre “verilen 24 saatlık ödeme süresi sonunda herhangi bir ödeme söz konusu olmadığından, her iki davalının da 03.08.2019 tarihi itibarıyla temerrüdü söz konusu ise de; bu günün cumartesine denk gelmesi nedeniyle davalıların 05.08.2019 tarihi itibariyle temerrüde düştükleri, buna göre davacı bankaca davalıların temerrüt tarihi olan 05.08.2019 tarihi itibarıyla bankaca TCMB’ye bildirdiği faiz oranları olarak en yüksek oranın % 45 olmasına karşın, Yargıtay içtihatlarına göre bu oranın fiilen uygulanan bir oran olarak ibrazı gerektiğinden, huzurdaki davada kullandırılan kredilerden taksitli ticari kredi hesabına uygulanan akdi faiz oranı olan % 32,26 nın en yüksek fiili faiz oranı olduğu kabul edildiğinde; davacının bu oranın % 100 fazlası olan % 64,52 nispetinde bir temerrüt faizi talep hakkı mevcut iken, takip talebinde davalılar yararına bu orandan daha düşük olmak üzere taksitli krediler için % 45 temerrüt faizi talep ettiğinden talebiyle bağlı olarak % 45 nispetinde bir temerrüt faizi talebinin yerinde olduğu, kredili mevduat hesabı faiz oranları ise 2013 yılından itibaren; T.C. Merkez Bankasınca kredi kartları için 3 er aylık dönemlerde belirlediği akdi ve temerrüt faiz oranlarına tabi tutulduğundan ve davalıların temerrüt tarihi olan 05.08.20219 tarihinde de bu oranların akdi faiz için aylık % 2 ve yıllık % 24 ve temerrüt faizi için ise aylık % 2,40 yıllık % 28,80 olarak belirlendiğinden, davacı alacağının kredili mevduat bölümü için talep ettiği % 30,24 oranında bir temerrüt faizinin tespitlerimizi aşan kısmının yerinde olmadığı, ihtiyaç kredilerinin alacakları toplamına takip tarihine kadar % 45 faiz işletilmek suretiyle takip tarihinde oluşan faizli tutarı aşağıdaki şekilde hesaplandığı, temerrüt tarihi olan 05.08.2019 tarihi itibarıyla bu kredilerin genel toplamı 658.614,43 + 5.742,05 + 287,10 = 664.643,58TL. olarak hesaplandığı, bu alacak tutarına yıllık % 45 temerrüt faizi yürütülmek ve belgelenen ihtar masrafı da eklenmek suretiyle takip tarihi olan 22.08.2019 tarihi itibarıyla oluşan alacak tutarı hesaplandığı, yani davacı bankanın ihtiyaç kredisi nedeniyle davalılardan 22.08.2019 takip tarihi itibarıyla 658.614,43 TL asıl alacak, 19.737,61 TL işlemiş faiz, 986,88 TL. % 5 gider vergisi ve 1.373,79 TL. da ihtar gideri olmak üzere toplam 680.712,70 TL. alacaklı olduğu, buna mukabil davacı bankanın tespitleri uyumlu 658.614,43 TL asıl alacak ile daha yüksek olmak üzere 20.639,13 TL. işlemiş faiz, 1.031,95 TL BSMV ve 1.373,79 TL da ihtar masrafı olmak üzere toplam 681.659,30 TL talepte bulunduğundan, davacının tespitleri aşan talebinin yerinde olmadığı, tüzel kredili mevduat hesabının takip tarihindeki faizli tutarının da aşağıdaki şekilde hesaplandığı, davacı bankanın tüzel kredili mevduat kredisi nedeniyle davalılardan 22.08.2019 takip tarihi itibarıyla 10.654,95 TL asıl alacak, 223,05 TL. işlemiş faiz, 11,16 TL. % 5 gider vergisi olmak üzere toplam 10.889,15 TL alacaklı olduğu, buna mukabil davacı bankanın tespitlerden daha yüksek olmak üzere 21.903,90 TL. Asıl alacak, 461,70 TL işlemiş faiz ve 23,09 TL. BSMV olmak üzere toplam 22.388,69 TL. talepte bulunduğundan, davacının tespitleri aşan talebinin yerinde olmadığı, davacı yan keşide ettiği … 1. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarında kredi borcunun 400.000.-TL. lık kısmının ipotek teminatı altında olduğunu belirttiğinden, bu hususun doğuracağı hukuki değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğu, davacı bankanın davalılardan 22.08.2019 takip tarihi itibarıyla itibarıyla: ihtiyaç kredisi için: 658.614,43 TL. asıl alacak, 19.737,61 TL. işlemiş faiz, 986,88 TL. % 5 gider vergisi ve 1.373,79 TL. da ihtar gideri olmak üzere toplam 680.712,70 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 658.614,43 TL matrah üzerinden % 45 oranında temerrüt faizi, faizin % 5 gider vergisinin, tüzel kredili mevduat hesabı kredisi için: 10.654,95 TL. asıl alacak, 223,05 TL işlemiş faiz, 11,16 TL. % 5 gider vergisi olmak üzere toplam 10.889,15 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 658.614,43 TL. matrah üzerinden % 28,80 oranında temerrüt faizi, faizin % 5 gider vergisinin istenebileceği, asıl borçlu şirket yönünden dava konusu alacağın 400.000,- TL. lık kısmının ipotekle temin edilmiş olduğu, davacının tespitleri aşan talebinin yerinde olmadığı” şeklinde görüş bildirmiştir.
Birinci bilirkişinin hazırlamış olduğu kök rapora yönelik tarafların itirazı karşısında birinci bilirkişi …’in hazırlamış olduğu 09/05/2022 tarihli rapordaki gerekçe ve sonuç açısından farklı veya aynı gerekçe ve sonuca varılması halinde bu konuda dahi ayrıntılı açıklama yapılması, çelişkinin giderilmesi, yine ipotek ile temin edilmiş olan alacağın bulunduğu beyan edilmekle, bu husus üzerinde dahi durulması suretiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
İkinci bilirkişi tarafından hazırlanmış olan 15/09/2022 tarihli kök raporda “hesabın katı: sözleşmenin 20.maddesi hükmü uyarınca özetle … 1.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile cari hesabın 25.07.2019 tarihi itibariyle kesildiği ve kat edildiği toplam 678.910,98 TL nakdi alacağın (24) saat içinde ödenmesi, aksi halde yasal yollara müracaat edileceğinin ihtar edildiği, hesap kat ihtarına konu edilen kredilerin bakiyelerinin banka kayıtları ile, kat tarihi 25.07.2019 itibariyle uyumu bakımından irdelenmesi, ancak kısım işlemiş faizlerin aktifleştirilmemiş oldukları, fakat bu işlemiş faiz ve ferilerin dönemsel olarak hak edilmiş olduğu için talep edilebilir nitelikte bulunduğu, neticeten hesap kat ihtarıyla talep edilen alacak kalemlerinin yerinde olduğu, BDDK bankaların fiktif sayılabilecek nitelikte faiz gelirinin ticari defter kaydına izin verilmediği, dolayısıyla hak edilen bu işlemiş faiz ve fer’ilerinin hesap kat ihtarına konu edilmesinde kanımızca bir finansal ve muhasebesel engel bulunmadığı, davalı kefil- … yönünden muhatabın gösterilen adresinde bizzat kendisine 01.08.2019 tarihinde tebliği edildiği, tebligat parçasından anlaşıldığı, takdiri mahkemeye ait olmak üzere, davalı kredi lehtar şirket ve diğer kefile başta İİK’nun 68/b m. ile T.K’nun 20. m. hükmü uyarınca sonuç doğurabilecek birer tebligatın yapılmış sayılabileceği, temerrüt o halde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği düşünülen hesap kat ihtarı ile ödeme için verilen (1) günlük mehil süresi bitimine müteakip davalıların (hafta sonu C.tesi-Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle) 05.08.2019 tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüş sayılabilecekleri, davacı bankaca TCMB bildirilen %22,5 oranındaki en yüksek faizin %100 fazlası mertebesinde %45 (22,5×2=) oranında temerrüt faizi talep edildiği, davacı banka dosya içeriğine göre temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı en yüksek cari faiz oranını gösterir bir hesap ekstresi sunmamış olduğu nazara alındığında, eldeki mevcut verilerden hareketle dava konusu taksitli kredilere fiilen uygulanan %20,40; %27,12; %30,90; %31,02 ve %32,26 akdi faiz oranları dikkate alındığında, temerrüdü düzenleyen 22 madde nazara alınarak en yüksek %32,26 oranındaki akdi faiz oranına göre aşağıda temerrüt faiz belirlendiği, bu durumda mevcut delil durumuna göre %32,26 oranındaki akdi faizin sözleşmenin temerrüt hükmünü düzenleyen 22 m. uyarınca iki katı mertebesinde %64,52 (32,26×2=) oranında temerrüt faizi belirlendiği, davacı banka işe takip talebinde %45 oranında temerrüt faizi talep edildiği, davacı banka talebine itibar edilmesi gerektiği, bir üstte belirtilen TCMB yayınladığı 2013/8 sayılı tebliğ hükümleri nazara alındığında, kredili mevduat hesabı (kmh) kredilerine sözleşme ile belirlenen faizlerin değil, kredi kartları için TCMB yayınladığı akdi ve gecikme faiz oranlarının aynen KMH kredilerine de uygulanacağı, TCMB Tebliğlerine göre 01.07.2019 tarihinde (kat tarihini kapsayan dönem için) kredi kartlarına uygulanan akdi faizin 24 oranında ve temerrüt faizinin ise %28,80 oranında olduğu hesaplandığı, buna mukabil takip talebinde ise %30,24 oranında temerrüt faizi talep edildiği, bu durumda dönemsel olarak belirlenen (Kat-temerrüt aralığı) temerrüt faizi daha düşük seviyede kaldığı için, belirlenen %28,80 oranındaki temerrüt faizine itibar edilmesinin yerinde olacağı mütalaa edildiği”, buna göre taksitli ihtiyaç kredileri yönünden … 9. İcra Müdürlüğünün …E.sayılı icra dosyasına konu 658.614,43-TL asıl alacak; 20.340,23-TL işlemiş faiz; 1.017,01-TL %5 BSMV; 1.373,79-TL masraf olmak üzere toplam 681.345,46-TL’ye yönelik davalıların itirazlarının haksız olduğu, … 9.İcra Müdürlüğünün …E.sayılı icra dosyasına konu 20.177,27 TL asıl alacak; 274,41TL işlemiş faiz; 13,72-TL BSMV olmak üzere toplam 20.465,40-TL ‘ye yönelik davalıların itirazlarının haksız olduğu açıklanmıştır.
İkinci bilirkişi …’in hazırlamış olduğu rapor içeriği incelendiğinde taksitli krediler açısından temerrüt tarihi itibariyle belirlenmiş bulunan asıl alacak ve akdi faiz oranları arasında herhangi bir farklılığın bulunmadığı, yine taksitli krediler açısından temerrüt tarihi itibariyle belirlenen asıl alacak miktarlarının dahi birebir aynı olduğu, takip tarihi itibariyle her iki bilirkişinin ayrı ayrı %45 oranında temerrüt faiz oranını baz alınarak yapıldığı, taksitli krediler açısından yani ihtiyaç kredileri yönünden takip tarihi itibariyle hesaplama sonuçlarının aynı olduğu, birbirleriyle uyumlu bulunduğu açıktır. Buna mukabil kredili mevduat hesabı ekstresi birinci bilirkişinin kök raporunu hazırladığı aşamada eksik sunulmuştur. Buna mukabil ikinci bilirkişi eksik olan belgeyi HMK m.275/2 çerçevesinde temin etmek suretiyle ve temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak miktarını hesaplamıştır. Buna göre asıl alacak miktarı 20.177,27 TL’dir. Bu farkın adı geçen belgeden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Nitekim ve bu nedenle birinci bilirkişi …’ten alınan 18/11/2022 tarihli raporda bilirkişi bu konuda görevlendirilmiş, .birinci bilirkişi hazırlamış olduğu 18/11/2022 tarihli raporda yapılan görevlendirme çerçevesinde ek raporunu sunmuş ve ikinci bilirkişi … tarafından düzenlenen 15/09/2022 tarihli kök rapordaki ticari kredili mevduat hesabı kredisine ait hesaplamaların doğru ve yerinde olduğu, bunun tek nedeninin ikinci bilirkişinin kök raporunda açıkladığı üzere hesap ekstresinin tamamının incelenmemesinden kaynaklı olduğunu açıkça belirtmiştir.
Mahkememizce atanmış olan bilirkişilerin her ikisinin ayrı ayrı hazırlanmış oldukları raporlarda mevcut itirazlar dikkate alınmış, bu nedenle Mahkememizce yapılan değerlendirmede bilirkişilerin hazırlamış oldukları rapora karşı itirazın tek tek incelenmesi, gerek birinci bilirkişi … gerek ikinci bilirkişi …’in raporlarındaki hesaplamalara yönelik davacı banka vekili itirazlarının dikkate alınması, bu noktada özellikle taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve 6098 sayılı TBK m.117 ve devamı hükümleri dikkate alındığında özellikle konuya ilişkin Yargıtay uygulaması karşısında temerrüt ihtarnamesinin son bulduğu günü takip eden gün tespit edilerek bu çerçevede hesaplamaların revize olunması, sonuç olarak her bir davalı açısından açısından ve her bir talep açısından talep olunan, hesaplanan ve talep olunabilecek rakamları gösterir tablonun sunulmasına dair ara karar oluşturulmuştur. Zira banka tarafından gönderilen ihtarnamede sadece bir günlük süre verilmiş olup ertesi günün resmi tatile denk gelmesi, temerrüdün oluşmasına engel olamayacaktır. Bu noktada gerek sözleşmede gerekse TBK’da aksine bir düzenleme olmadığı gibi yargısal uygulama dahi bu yöndedir.
Belirtilen eksikliğin giderilmesi açısından ve Mahkememize oluşturulan ara karara uygun olarak rapor sunan … 30/11/20122 ve bilirkişi … ise 29/10/2022 tarihli ek raporlarda Mahkememizce oluşturulan ara kararlarda 03/08/2018 tarihini temerrüt tarihi olarak kabul etmiştir. Bu çerçevede takip tarihi itibariyle davacının talep edebileceği rakamlar yeniden araştırılmıştır. Buna göre her iki bilirkişi raporu dahi dikkate alındığında … 9. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra dosyasına konu 658.614,43-TL asıl alacak; 20.340,23-TL işlemiş faiz; 1.017,01-TL %5 BSMV; 1.373,79-TL masraf olmak üzere toplam 681.345,46-TL’ye yönelik davalıların itirazlarının haksız olduğu, … 9.İcra Müdürlüğünün…E.sayılı icra dosyasına konu 20.118,49-TL asıl alacak; 305,80-TL işlemiş faiz; 15,29-TL BSMV olmak üzere toplam 20.439,58-TL ‘ye yönelik davalıların itirazlarının haksız olduğu saptanmıştır.
Öte yandan dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptaline yöneliktir. Davacı vekili takip talebinde takip alacağının dayanağı olarak açıkça tüzel kredili mevduat hesabı alacağı ve ihtiyaç kredileri alacağına dayanmış, bunu açıkça takip talebinde belirtmiş, ayrıca bu alacak ile ilgili olan hesap ekstrelerini, hesap bilgilerini içerir ihtarnameyi ve sözleşme örneğini dahi icra dosyasına sunmuş, yine takip talebinde açıkça farklı icra dosyası ile tahsilde tekerrür etmemek üzere alacağının diğer teminatlarına ve sorumlularına müracat hakkının saklı olduğunu belirterek tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip başlatmıştır. Mahkememizce yargılama aşamasında bu kredi sözleşmesi kapsamında sözleşme ve dayanaklarının bankadan getirtilmesi, bilirkişi tarafından bu hususların incelenmesi ve yine takip talebinde belirtilen teminat kapsamında tahsilde tekerrür olmamak üzere inceleme yapılması “takibe sıkı sıkıya bağlılık” kuralının ihlâli değildir. (Yargıtay 19.HD 2017/4166E. 2019/2469K.sayılı ilamından hareket edilmiştir) Bu nedenle mahkememizce yargılama aşamasında alınmış bilirkişi raporlarına yönelik olarak davalılar vekilinin ödeme emrindeki yazılı beyanların dışına çıkılmak suretiyle rapor hazırlandığı ve iddianın genişletildiği yönündeki beyanlara itibar edilememiştir.
Mahkememizce yapılan araştırma ve incelemeler sonucunda ve sonuç olarak birinci bilirkişi …’in en son tarihli ek raporu ile …’in ek rapor içerikleri Mahkememizce oluşturulan ara karar içeriklerine uygun, tüm itirazları karşılayan, HMK m.275/f.2 hükmü uyarınca celbedilen kayıt ve belge içeriklerini ele alan nitelik taşımaktadır. Esasen bu suretle raprolar arasındaki çelişki açık ve tam olarak giderilmiş, ayrıca temerrüt tarihinin tespitine dair birinci bilirkişi ve ikinci bilirkişinin kök raporlarındaki hesaplama hatası tespit olunduğundan bu konuda ek rapor sunmaları temin edilmiştir. (Ankara BAM 21.HD 2020/301E. 2021/41K.sayılı, İstanbul BAM 2021/140 2022/41K.sayılı kararı)
Ayrıca bilirkişi kurulu raporlarında da irdelendiği üzere mülkiyeti davacı ait mesken üzerinde davacı banka lehine ipotek tesis edilmiş ise de belge içeriğine göre rehinli ipotek verilen dava dışı bankanın herhangi bir paraya çevirme yönünde işlem yapıp yapmadığı anlaşılamamaktadır. Davacı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ikinci bir takip açıp açmadığı yönünde taraflarca somutlaştırılmış beyan ve delil dahi mevcut değildir. “Açık ve kesin olan hal, şüpheli bir hal ile ortadan kaldırılamaz”. Bu durumda İİK m.45 hükmü çerçevesinde bir değerlendirme ve hesap yapılabilmesi mümkün değildir. Ne var ki bu durum alacağın tahsilinde tekerrür olmamak üzere hüküm kurulmasını gerektirmiştir. Ancak sonuç olarak davalılar aleyhine bu dava nedeniyle ipotek ile ilgili herhangi bir takip yapılması veya tahsilat durumu ispatlanamadığından yapılan hesaplamalara Mahkememizce itibar olunmuştur.
Kefil olan davalı gerçek kişinin konumu dikkate alınarak hesaplama yapılmış olup bu hesaplama tarzı da Yargıtay uygulamasına uygundur.
Nitekim Yargıtay 19. H.D.’nin yerleşik kararlarında açıklandığı üzere; “26 Kasım 2013 tarihinde yürürlükte bulunan, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde: “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez.” hükmüne yer verilmiştir.
TTK yasa tasarısının 7. maddesinin 1. fıkrasına eklenen 2. cümle ilgili olarak kanunlaşma sürecinde verilen önerge ve kanunun gerekçesinde kefile alacağın ve borcun yerine getirilmediğinin ihbarı gerektiği, ihbar edilmeden asıl borçlunun temerrüdü yönünden kefillerden temerrüt faizi istenemeyeceği belirtilmiştir. Eklenen bu fıkra 6762 sayılı eski TTK’nunda bulunmayan yeni bir hükümdür.
6102 sayılı TTK’nun yürürlükte olduğu dönem içerisindeki kefillere yönelik alacağın tahsili yönündeki hukuki işlemlerde bu hükmün uygulanması gerekir. Buna göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamaz.
Ancak kefil kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabilir.”
Sonuç olarak mahkememizce itibar olunan … ve …’in hazırlamış olduğu en son tarihli ek rapor içerikleri gerekçeli, denetime elverişli olup davalılar yönünden ise sözleşmelerin içeriğine ve Yargıtay uygulamasına uygun hesaplamaları içermektedir. Esasen münferiden rapor hazırlayan birinci bilirkişinin son ek raporu ile ikinci bilirkişi son ek raporunda belirtilen hesaplamalar yukarıda açıklanan nedenlerle itibar edilebilir niteliktedir.
Özellikle itibar edilen raporlar Mahkememizce belirtilen inceleme konularını tek tek ele alan, sözleşme içeriğine uygun, davacının her türlü itirazlarını olumlu veya olumsuz şekilde karşılayan ve çelişkiyi gideren nitelik taşımaktadır.
Bilindiği üzere İİK.m.67/f.2 hükmüne göre itirazın iptali davalarında davalı borçluların itirazının haksızlığına karar verilmesi karşısında borçlular, takibinde haksız ve kötü niyetli olması halinde ise alacaklı tazminata mahkum edilir. Nitekim somut olayda davalı borçluların dava ve ayrıca talep konusu edilen ve hükmedilen toplam tutarlara haksız olarak itiraz ettiği anlaşılmıştır. Esasen bu miktar, harcı yatan ve İİK m.67/son gereği dava konusu olan taleptir. O halde Yargıtay uygulaması da dikkate alınarak bu miktarın %20’sine isabet eden icra inkar tazminatının davalılardan -tahsilde tekerrür olmamak üzere- alınarak davacıya verilmesi gerekmiştir. Davacının kötü niyetli takip yaptığı ispatlanamadığından davalıların kötü niyet tazminat talepleri reddedilmiştir.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kısmen kabulüne, A-Taksitli ihtiyaç kredileri yönünden; … 9. İcra Müdürlüğünün …E.sayılı icra dosyasına konu 658.614,43-TL asıl alacak; 20.340,23-TL işlemiş faiz; 1.017,01-TL %5 BSMV; 1.373,79-TL masraf olmak üzere toplam 681.345,46-TL’ye yönelik davalıların itirazlarının ayrı ayrı iptali ile bu kısımlar yönünden -teminatlar ve davalı sayısı nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak üzere- takibin devamına, hükmedilen 658.614,43-TL asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık %45 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 BSMV uygulanmasına, hükmedilen 681.345,46-TL alacağın %20’sine isabet eden icra inkar tazminatının davalılardan -teminatlar ve davalı sayısı nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak üzere- tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, B-Kredili Mevduat Hesabı Yönünden … 9.İcra Müdürlüğünün …E.sayılı icra dosyasına konu 20.118,49-TL asıl alacak; 305,80-TL işlemiş faiz; 15,29-TL BSMV olmak üzere toplam 20.439,58-TL ‘ye yönelik davalıların itirazlarının ayrı ayrı iptali ile bu kısımlar yönünden -teminatlar ve davalı sayısı nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak üzere- takibin devamına, hükmedilen 20.118,49-TL asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık %28,80 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 BSMV uygulanmasına, hükmedilen 20.439,58-TL alacağın %20’sine isabet eden icra inkar tazminatının davalılardan -teminatlar ve davalı sayısı nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak üzere- tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I.Davacının davasının kısmen KABULÜNE,
A-Taksitli ihtiyaç kredileri yönünden;
… 9. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra dosyasına konu 658.614,43-TL asıl alacak; 20.340,23-TL işlemiş faiz; 1.017,01-TL %5 BSMV; 1.373,79-TL masraf olmak üzere toplam 681.345,46-TL’ye yönelik davalıların itirazlarının ayrı ayrı iptali ile bu kısımlar yönünden -teminatlar ve davalı sayısı nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak üzere- takibin devamına,
Hükmedilen 658.614,43-TL asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık %45 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 BSMV uygulanmasına,
Hükmedilen 681.345,46-TL alacağın %20’sine isabet eden icra inkar tazminatının davalılardan -teminatlar ve davalı sayısı nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak üzere- tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
B-Kredili Mevduat Hesabı Yönünden
… 9.İcra Müdürlüğünün …E.sayılı icra dosyasına konu 20.118,49-TL asıl alacak; 305,80-TL işlemiş faiz; 15,29-TL BSMV olmak üzere toplam 20.439,58-TL ‘ye yönelik davalıların itirazlarının ayrı ayrı iptali ile bu kısımlar yönünden -teminatlar ve davalı sayısı nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak üzere- takibin devamına,
Hükmedilen 20.118,49-TL asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık %28,80 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 BSMV uygulanmasına,
Hükmedilen 20.439,58-TL alacağın %20’sine isabet eden icra inkar tazminatının davalılardan -teminatlar ve davalı sayısı nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak üzere- tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
II-1)492 sayılı Harçlar Kanunu gereği toplam 701.785,04 TL üzerinden alınması gereken 47.938,93TL harcın, peşin alınan 8.503,14TL harç ile 3.520,24 TL icra harcından mahsup edilerek 35.915,55‬‬ TL bakiye ilam harcının davalılardan -tahsilde tekerrür olmamak üzere- alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafından yatırılan 8.503,14 TL peşin harç, 54,40TL başvuru harcı gideri toplamı olan 8.557,54 TL harcın davalılardan -tahsilde tekerrür olmamak üzere- alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından harcanan 337,50TL tebligat posta masrafı ile 6.300,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.637,5‬0 TL yargılama giderininden davanın kabul nispetine göre (%99) 6.571,12TL yargılama giderinin davalılardan -tahsilde tekerrür olmamak üzere- alınarak davacıya verilmesine,
4-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen 701.785,04‬TL üzerinden yürürlükte olan AAÜT gereği hesaplanan 95.196,35 TL tek nispi vekalet ücretinin davalılardan -tahsilde tekerrür olmamak üzere- alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 11.fıkrası gereği ve arabuluculuk toplantısına davalılar vekili mazeretli iştirak etmediğinden reddolunan 2.262,95 TL olmakla ve reddolunan miktar geçilemeyeceğinden 2.262,95 TL vekalet ücretinin davacıdan tek olarak tahsili ile davalılara verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 11.fıkrası gereği ve arabuluculuk toplantısına davalılar vekili mazeretli iştirak etmediğinden 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin ileride Bakanlıkça ödenmesi durumunda 6183 sayılı AATUHK hükümleri gereği davanın kabul nispetine göre (%99) 1.346,40 TL’nin -tahsilde tekerrür olmamak üzere- davalılardan, 13,60 TL’sinin ise davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Davalılar tarafından harcanan herhangi bir masraf olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
8-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda davalılar vekilinin yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi.23/12/2022
Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …