Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/361 E. 2021/356 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/361 Esas
KARAR NO : 2021/356

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2015
KARAR TARİHİ : 31/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın 20/02/2014 tarihinde …’de Yerleşik … tarafından açılan … ihalesini kazandığını ve inşaat aşamasında bölgedeki birçok firmadan olduğu gibi davalıdan da kısmi hizmetler aldığını, taraflar aralarında yapmış oldukları anlaşma gereği alınan hizmetler karşılığı 10.000,00 TL’lik ödeme yapıldığını ve bu hususta da mutabakata varıldığını, işin bitmesinin ardından davalıdan talep edilmemesine rağmen sahada kalan hurdaları davalının kendi deposuna aldığını ve bu hurdaları davacı firmadan bila bedel talep ettiğini, davacı firmanın bu hususun … ile sorun teşkil edeceğini davalıya bildirerek talebi ret ettiğini, sonrasında kendi imkanları ile haksız olarak yedinde bulundurulan hurdaların davalıdan alınarak başka bir yere taşındığını, hiçbir şekilde kalan hurdaların taşınması açısından sonuca bağlanmış taraflar arasında bir anlaşmanın olmadığını, takibe konulan faturaların düzenlenmesi için taraflar arasında akdi bir ilişkinin varlığının gerekeceğini, fatura sözleşmeinin yapılması ile ilgili olmadığını, taraflar arasında yapılmış bir satım sözleşmesinin bulunmaması durumunda düzenlenen belgenin fatura olmadığı, icap maiyetinde kabul edilebilecek bir belge niteliğinde olduğunu ve davalı firma tarafından haksız olarak borçlandırılmaya çalışılan işbu belgeye, davacı firmanın kabul etmediğini ve süresi içinde itiraz ettiklerini, söz konusu faturaların ticari defter kayıtlarına dahi alınmadığını, usulsüz yapılan tebligatlarla da icra takibine gidilerek kesinleştirildiğini ve davacının mahrumiyetine sebep verildiğini, bu faturanın temel bir borç ilişkisi olmaksızın düzenlendiğini, faturanın süresi içinde itiraz edilerek iade edilmiş olması nedeniyle mündericatının doğru olduğunun ispat yükümlülüğünün davalıya ait olduğunu, hazırlanmış olan faturayı hiçbir şekilde kabul etmemeleri ile birlikte kesilen fatura bedelinin zaten çok fahiş olduğunu, kendisinden daha önce alınan hizmetler karşılığı talep ettiği bedel ve emsal bedellerle beraber değerlendirildiğinde tamamen haksız ve kötü niyetle talep edildiğini, izah olunan nedenlerle … 11. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosya ile icraya konulan icra takibinin kesinleşmesi nedeni ile davacı firmanın uğramış olduğu mahrumiyetin giderilmesi ve müvekkili davacı firmanın davalıya borçlu olmadığının tesipt edilebilmesi amacı ile menfi tespit taleplerinin kabulü ve borcu olmamasına karşın davacı firmanın banka hesaplarına bloke konulmuş olması sonucu uğramış olduğu mali ve ticari kayıpların giderilebilmesi için davalı tarafın tazminat ödemeye hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacı şirkete karşı açılan bir icra takibi olmadığını, husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin demir aksamların çatı üzerine aktarılma işi kapsamında davacı şirkete vinç hizmeti sağladığını, dosyada mevcut çalışma formlarında bu işlerin yapıldığının belli olduğunu, formda imzası bulunan … isimli şahsın davacı şirket çalışanı olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Mahkememizce kaldırma ilamı öncesinde:
“Dava, icra takibine konu fatura nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı tarafından menfi tespit istemine konu edilen …11. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasının tetkikinden; davalı tarafından dava dışı …Tic. A.Ş. aleyhine 5.900,00 TL tutarlı fatura nedeni ile takip başlatıldığı ve takibin kesinleştiği, davacı hakkında … 11. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasında başlatılan bir takip bulunmadığı, İİK 72.maddesi kapsamında menfi tespit davasının icra takip borçlusu tarafından açılması gerektiği, davacının iş bu dava yönünden akif dava ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın HMK 114/1-d ve HMK 115/2 maddeleri gereği usulden reddine dair karar verilmiş..” olup, işbu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 23/06/2020 tarih, 2019/2861 Esas 2020/1122 Karar sayılı ilamında:
“… 11. İcra Dairesinin …nolu dosyasında … A.Ş. aleyhine icra takibi yapıldığı, davacı …borçlu bulunmadığından bahisle menfi tespit davası açtığı, yargılama aşamasında davalı vekili, icra takibindeki borçlu şirketin unvanını sehven yanlış gösterdiklerini beyan ettiği, davacı vekili de duruşmada, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını beyan etmesi karşısında davacının dava açmakta aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü ile davanın esası hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmesi gerekirken davanın, aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Kaldı ki İİK’nın 72.maddesinde takip öncesi ve sonrası menfi tespit davası açılabileceğini düzenlemiş olup, davacının takibe konu faturadan dolayı davalıya borçlu olup olmadığı konusunda dosyadaki deliller tartışıldıktan sonra karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına…” denilerek Mahkememiz kararı kaldırılmış, dosya yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmekle, kaldırma ilamına uygun şekilde yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, icra takibine konu fatura nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı şirket … ili … ilçesinde bulunan …. Bölgesinde … tarafından yapılan … ihalesini kazanmış, santralin kurulması aşamasında demir aksamların çatı üzerine aktarılma işi kapsamında davalıdan vinçle taşımaya yönelik hizmet satın almıştır. Taraflar arasında vinç taşımacılığına yönelik ticari hizmet sözleşmesinin akdedildiği konusunda uyuşmazlık yoktur.
Davacı vinç taşıma hizmetine karşılık davalı taraf ile yapılan anlaşma doğrultusunda tüm hizmet bedelinin defaten ödendiğini ve başkaca bir borcu bulunmadığını ifade etmektedir. Bu kapsamda, icra takibine konu faturaya karşılık aralarında daha sonrasında farklı bir hizmet sözleşmesinin yapılmadığını, takibe konu faturanın iade edildiğini ve faturadan dolayı borçlu olmadığını iddia ederken, davalı taraf faturaya konu hizmetin verildiğini ve bedelinin ödenmesi gerektiğini savunmaktadır.
Sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. Sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca taraflar şekil koşuluna bağlı kalmaksızın diledikleri gibi sözleşme yapabilirler. Eldeki davaya konu vinç taşımacılığı hizmetine yönelik bu sözleşmenin yazılı veya resmi bir geçerlilik koşuluna tabi kılan herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla, böyle bir ticari hizmet sözleşmesinin sözlü olarak dahi kurulabileceği nazara alındığında taraflar arasında yazılı veya resmi bir sözleşme bulunmadığına yönelik iddialar şekil serbestisi karşısında yerinde görülmemiştir.
Takibe konu 07/07/2014 tarihli, vinç çalışma bedeli açıklamalı ve toplam 5.900,00 TL bedelli fatura, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı halde; davacı şirketin kayıtlarında yer almamaktadır. Hatta, davacının önceki dönem davalı tarafından sunulan hizmetleri kabul ettiği ve toplamda 10.000,00 TL ödediğini ikrar etmesine rağmen, bu hizmetlere yönelik kesilen faturalar da davacı şirketin kayıtlarında hiçbir şekilde kaydedilmediği tespit edilmiştir. Halbuki, davalı kayıtlarında bu faturalar da usulünce kaydedilmiş ve davacı tarafından yapılan ödemeler dahi cari hesaba işlenmiştir.
Taraflar arasında ihtilaf bulunmayan önceki vinç taşıma hizmetlerine yönelik faturalarda, alacağı tevsik etmek adına çalışma formları düzenlenmiş, bu formlar davacı şirket çalışanı … tarafından imzalanmıştır. Esasen bu durum hem davalının ticari defter ve kayıtlarından hem de davacının ikrara dayalı beyanlarından sabittir. İhtilafa konu 07/07/2014 tarihli ve toplamda 5.900,00 TL bedelli fatura için de aynı şekilde çalışma formu düzenlenmiş, yine önceki vinç taşıma hizmetlerinde olduğu gibi davacı şirket çalışanı … tarafından imzalanmıştır. Bu halde artık taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmadığını iddia etmek hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğu gibi, hizmetin verildiği açıkça imzası ve aksi inkar edilmeyen bu belgelerle sübuta ermiştir. Öyleyse, davalının takibe konu faturadaki vinç hizmetini yerine getirdiği konusunda duraksama yoktur. Esasen davacı şirket dava dilekçesinde dile getirdiği vakıalarla bu durumu doğrulamaktadır. Zira, davalının kendilerinden habersiz şekilde çıkan hurdaları alıp götürdüğünü, bu durumun OSB Yönetimi tarafından sorun teşkil edeceğinin anlaşılması üzerine hurdaların başka bir yere davalı tarafından taşındığı ifade edilmiştir.
Davacı şirket her ne kadar kalan hurdalara ilişkin davalı tarafla anlaşma yapılmadığı ve bedelin ödenmemesi gerektiğini iddia etmiş ise de; davacı şirket böyle bir iradeye sahipse aynı işi pekala davalı dışında başka birine yaptırabilecekken davalı tarafından bu hizmetin verilmesi nedeniyle bedelini ödemesi gerektiği aşikardır. Aynı husus, yapılan işin (hurdaların taşınması) davacı yararına olduğu ve bedelinin ödenmesi gerektiği şeklinde bilirkişi raporunda vurgulanmıştır. Öyleyse, takibe konu faturadan dolayı davacı şirket davalıya borçlu olup kalan hurdalara ilişkin vinç taşıma hizmet bedelini ödemesi gerektiğinden haksız açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 100,76 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 41,46 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 20,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 31/05/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)