Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/326 E. 2023/138 K. 20.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2020/326
KARAR NO : 2023/138

DAVA : BANKA KREDİSİNİN YAPILANDIRILMASI
DAVA TARİHİ : 06/07/2020
KARAR TARİHİ : 20/02/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen BANKA KREDİSİNİN YAPILANDIRILMASI
davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı … Bankası arasında 02.08.2019 tarihinde banka kredi sözleşmesi yapıldığını, yapılan banka kredi oranının 1.181 olduğunu, ancak şu an itibariyle faiz oranlarının 0.64’e düşmesinden bahisle çekmiş oldukları banka kredisini yapılandırmak istediklerini, davalı tarafa … 15 Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, davalının yapılandırma taleplerini reddettiğini, ticari işletmelerinin kapandığını, gelir kaynaklarının azaldığını, borç ödeme imkanları kalmadığından ilgili Bakanlık ve BDDK Başkanlığının aldığı karar ve yayınlandığı tebliğler dikkate alınarak mağduriyetlerinin izalesi adına müvekkili şirket adına tahakkuk etmiş veya edecek gecikme faiz ve tutarlarının tenzilini ve de şirket adına yeni yapılandırma yoluna gidilerek ödeme kabiliyeti oluşturulan yeni bir ödeme planını kapsayan gerekli faiz indirimi yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kısmi dava açılamayacağını, Türk Borçlar Kanunu’nun “Aşırı İfa Güçlüğü” başlıklı 138. Maddesinde belirtilen, hakimin müdahalesini gerektirecek şartlar oluşmadığından davanın reddi gerektiğini, sözleşmeye bağlılık (Ahde vefa) ve Sözleşme Serbestliği ilkeleri gereğince de davanın reddi gerektiğini, 2018 yılında davacı firmanın müvekkili bankaya başvurması üzerine yabancı para kredilerinin TL olarak yeniden yapılandırıldığını, Eylül 2019 döneminde tekrar ödeme güçlüğü yaşaması neticesinde başvurusu üzerine 12 ay ödemesiz dönemli olarak kredileri tekrar yapılandırıldığını, son olarak firmanın kullanmış olduğu taksitlli kredinin taksitlerinin Covid-19 nedeniyle 2 ay süre ile ertelendiğini, kısacası müvekkili banka ile uzun yıllardır kredi ilişkisinde olan davacı firmaya her türlü destek sağlandığını, davacı firmanın ekonomik gidişatının Covid-19 pandemisi ile de ilgisi bulunmamakta olup, tamamen ticari risk kapsamında işletmesinin ekonomik durumu ile ilgili olduğunu, bu duruma tacir olan firmanın kendisinin katlanmak durumunda olduğunu, bu nedenle kredinin/faiz oranının uyarlanmasını talep etmesinin mümkün olmadığını, davacı firmanın 2012 yılından beri yürüttüğü maden işletmeciliği faaliyeti kapsamında ekonomik dalgalanmalar yaşadığını, müvekkili banka ile imzalanan sözleşmesel ilişkiden sonra beklenmeyen olağanüstü bir durum oluşmadığı gibi sözleşmenin çekilmez hale gelmesi ve temelinden çökmesi durumunun da söz konusu olmadığını, kredilerin teminatında … ili, … ilçesinde kain 4 adet taşınmaz üzerinde bulunan ipotekler bulunduğunu, taşınmazların satışı ile kredi borçlarının tasfiye edilebileceğini, davacı firmanın, nedense ticari işletmesinin borçlarını ödeyebileceği halde müvekkili bankaya karşı dava açarak sebepsiz zenginleşmeye çalıştığını, bu sektörde iş yapmanın tacir olan firmanın kendi tercihi olduğunu, dolayısıyla işletmesel riske de kendisinin katlanmak zorunda olduğunu, bu risk nedeniyle ekonomik sıkıntıya düştüğünden bahisle müvekkili bankaya dava açılmasının hiçbir mesnedi bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; davalı bankadan kullanılan ticari kredinin yapılandırılması talebine ilişkindir.
Taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı, kredi sözleşmesi gereğince davalı bankadan krediler kullanıldığı hususları tartışma konusu değildir.
Çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasında imzalanan 02.08.2019 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi gereğince davacıya 1,81 faiz oranı üzerinden kullandırılan kredinin, faiz oranlarının 0,63 oranına düşmesi nedeniyle mahkememizce sözleşmeye müdahele ederek yapılandırılmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
… 15. ATM…. E. …K.sayılı kararı ile dava dosyalarında birleştirme kararı vererek dosyalarını mahkememize göndermiş, mahkememizce de davanın heyet işlerinden olması nedeniyle bu dosyadan tefrikine karar verilerek, 2022/90 E. Numarası ile heyete gönderilmiştir.
Mahkememiz heyetince 10.06.2020 tarih ve 2022/90 E. 2022/450 K.sayılı kararı ile davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın TBK.nun “Aşırı İfa Güçlüğü” başlıklı 138. Maddesinde belirtilen hakimin sözleşmeye müdahalesini istememektedir. Davacının talebi açıkça kredinin düşük faize göre yapılandırılarak deme planı oluşturulmasından ibarettir. Bu talebi davalı bankaya iletilmiş, reddedilmesi üzerine aynı taleple dava açılmıştır. O nedenle davacının talebini hakimin sözleşmeye müdahalesi veya sözleşmenin uyarlanması talebi olarak değerlendirmek mümkün görülmemiştir.
O halde davacının, davalı bankadan 02.08.2019 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi gereğince kullandığı krediyi davalı bankanın yapılandırmaya yanaşmaması üzerine, mahkeme kararı ile davalı bankayı zorlamanın mümkün olup olmadığı üzerinde durmak gerekmektedir.
Davacı taraf tacirdir. TTK.nun 18. Maddesi gereğince; ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Mikro ve makro ekonomik dengeleri, sektörel gelişmeleri takip etmek, gerektiğine kredi çekerek büyümek, gerektiğinde ise borçlanmadan kaçınarak küçülmeyi bilmek gibi pek çok şeyi düşünmek, gerektiğinde bu konuda kendisine ışık tutacak uzmanlar çalıştırmak gibi önlemler almak zorundadır. Verdiği kararların isabetsiz olmasından dolayı zor duruma düşmesinden kaynaklanan ekonomik sıkıntıları başkasına yüklemesi mümkün değildir.
Kaldı ki tarafların serbest iradesi ile yapılan ve taraflarca belirlenen (yasa ve uygulama tebliğleri gözetilerek) faiz oranını mahkeme kararı ile düzenleyip, krediyi yeniden yapılandırarak ödeme planı oluşturmak mümkün görülmemiştir. Davacı taraf kredi kullanmadan önce basiretli bir tacir olmanın gereği olarak, pek çok banka ile görüşüp, faiz araştırması yaptıktan sonra en uygun krediyi bularak kullanmış olduğu varsayılmaktadır. Zira basiretli bir tacir olmanın gereği budur. İşlerin kötü gitmesi nedeniyle kredi borçlarının ödenememesi nedeniyle faiz oranın günün ekonomik şartları gereğince düşmesinden faydalanmak, davalı banka ile aralarında halledebilecekleri bir husus olup, bu konuda mahkememizden talepte bulunmak mümkün görülmediğinden, mahkememizce güncel faiz oranına göre ödeme planı yapılması mümkün olmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
1-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile bakiye 9,12-TL harcın DAVACIDAN TAHSİLİYLE HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davalı vekille temsil olunduğundan yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Davalı tarafından yapılan 250,75-TL posta ve tebligat masrafı yargılama giderinin DAVACIDAN TAHSİLİYLE DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair, davacının ve davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.20/02/2023

KATİP

HAKİM