Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/316 E. 2022/248 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/316 Esas
KARAR NO : 2022/248

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile dava dışı borçlu …Ltd.Şti. arasında 22.10.2014 ve 10.11.2014 tarihli Genel Kredi ve Teminatı Sözleşmesi (GKS) imzalandığını, bu çerçevede kredi kullandırıldığını, davalının ise kullandırılan krediye müteselsil kefil olduğunu, borçlunun bu kredinin geri ödemesini yapmaması üzerine hesap kat edilerek, borçluya ve davalıya … 6.Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, toplam 26.851,27 TL borcun 24 saat içerisinde ödenmesi istense de ödenmediği, bunun üzerine borçlular aleyhine … 26. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, söz konusu takibe davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, itirazın haksız olduğunu, dava açmadan evvel yapılan arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını belirterek, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına, tüm yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu kredinin kullandırıldığı tarihte davacıdan kredi alan şirketin ortağı olmadığını, ortaklığını … 35. Noterliğinin …tarih ve … yevmiye nolu Limited Şirket Pay Devri sözleşmesi ile devrettiğini, müvekkilinin ortağı olduğu şirketin genel kredi sözleşmesi ile 2014 yılında davacıdan kredi alındığını, bu sözleşmeye kefil olduğunu, daha sonra ise müvekkilinin pay devrinden sonra, dava dışı şirketin dava konusu krediyi aldığını, müvekkilinin bu krediye kefil olmadığını, kaldı ki 6098 sayılı TBK’ya göre müvekkilinin bu kredi için kefaletinin geçersiz olduğunu, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 1991/7229 E ve 19. Hukuk Dairesinin 2012/15421 E -2013/1789 K sayılı ilamlarının da bu yönde olduğunu, dava konusu krediyi kullanan Poyraz Motor’un banka ile anlaşarak borcun yeniden yapılandırılıp takside bağlandığını belirterek, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, mahkeme masrafı ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı alacak istemiyle müteselsil kefil sıfatıyla davalı aleyhine başlatılmış takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
… 26.İM … E takip dosyası celbedilip incelendiğinde, davacı bankanın … tarihli … yevmiye no.lu hesap kat ihtarını ekleyerek kredi sözleşmesi ve kat ihtarına dayalı 26.851,27 TL asıl alacak, 5.096,37 TL işlemiş temerrüt faizi, 254,81 TL faizin gider vergisi, 643,60 TL masraf toplamı 32.846,05 TL nakdi alacak ve takip sonrası asıl alacak kısmına yıllık %46,8 oranında temerrüt faizi ve takip fer’ileri istemiyle dava dışı asıl borçlu şirketle birlikte dava dışı müteselsil kefil ve davalı müteselsil kefil aleyhine başlattığı ilamsız takibe davalının yasal sürede itirazı üzerine takibin davalı yönünden durdurulmuş olduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, takip dosyası, genel kredi sözleşmeleri, ödeme planı, hesap özeti, hesap kat ihtarı, tebliğ şerhleri, hesap kat tarihinde davacı bankada fiilen uygulanan faiz oranları na dair yazı cevabı, davalı vekilince sunulan dava dışı … ile dava dışı asıl borçlu arasında akdedilmiş 23/05/2019 tarihli yapılandırma protokolü, davalının 18/01/2017’de noterde düzenlediği limited şirket hisse devir sözleşmesi, dava dışı asıl borçlu şirketin ticaret sicil kayıtları incelenmiş, davacı banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi de verilmek suretiyle bankacılık ve finans uzmanı bilirkişiden kök rapor ve ek rapor alınmıştır.
Davalı vekilince sunulan ve ticaret sicil kayıtlarıyla da teyit edilen noter hisse devir sözleşmesine göre davalının 18/01/2017’de dava dışı asıl borçlu limited şirketteki tüm hisselerini devir suretiyle şirket ortaklığından ayrılmış olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişiden alınan kök raporda özetle; dava dışı …Ltd.Şti ile davacı banka arasında akdedilen 22.10.2014 tarihli 100.000,00 limitli Genel Kredi ve Teminatı Sözleşmesi ve bu sözleşmenin 10.11.2014 tarihinde yapılan 400.000,00 TL limit artırım sözleşmesi kapsamında asıl borçlu şirkete 22/12/2014 tarihinde 083-HS010295 no.lu 40.000,00 TL 21 ay vadeyle taksitli ticari kredi kullandırılmış olduğu, davalının bu sözleşme ve limit artırımını müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, müteselsil kefalet şartlarının sözleşmede mevcut olduğu, kullandırılan bu kredinin 21/02/2017 tarihinde 36 ay vadeyle yapılandırıldığı, daha sonra 22/01/2019 tarihinde davanın konusu olan … no.lu kredi kalan 23.529,08 TL’nin 24 ay vadeyle yapılandırılmış olduğu, ancak hiçbir taksidin ödenmemiş olduğu, dava konusu kredi her ne kadar yeni bir kredi referansı altında işlenmiş görünse de, 2014 yılında kullandırılan 40.000,00 TL kredinin devamı niteliğinde ve yapılandırılmış şekli olduğu, hesabın … 6.Noterliğinin … tarihli … yevmiye no.lu ihtarıyla kat edildiği, 24 saat ödeme süresi verildiği, kat ihtarının dava dışı asıl borçluya 28/05/2019 tarihinde (sözleşme adresinden iade gelmek suretiyle) İİK md 68/b kapsamında tebliğ edildiği, davalıya gönderilen tebligatın sözleşme adresine değil farklı adrese gönderildiği ve 28/05/2019 tarihinde iade geldiği, bu nedenle temerrüt tarihi konusunda (takip öncesi sadece akdi faiz hesaplanarak ve ayrıca bu tarihler temerrüt tarihi esas alınarak) takipte istenebilecek alacakla ilgili seçenekli hesap yapıldığı, takibin 16/10/2019’da başlatılmış olduğu, takipte temerrüt faizi olarak davacı bankaca TCMB’ye bildirilen azami oran olan %36’nın %30 fazlası olan %46,8 nın talep edilmiş olduğu ve bu oranın GKS’nin 11. maddesinde belirtilen %50 fazlasıyla hesaplanan oranın altında kaldığı,noter ihtar masrafı makbuzunun dosyaya sunulmuş durumda olduğu, takip öncesi sadece akdi faiz hesaplanması seçeneğine göre takip tarihi itibariyle davalıdan talep edilebilecek alacağın 26.761,29 TL asıl alacak, 3.719,82 TL işlemiş akdi faiz, 185,99 TL faizin gider vergisi, 643,60 TL ihtar masrafı toplamı 31.310,71 TL hesaplandığı, davalı 18/01/2017 tarihinde şirketteki hissesini devretmiş olsa da kefaletten caydığına dair davacı bankaya bilgi-belge verilmemiş olması ve sözkonusu kredinin davalının asıl borçlu şirkette ortak olduğu dönemde alınan kredinin ödenmemesinden kaynaklanması sebebiyle, imzaladığı GKS’deki kefalet limiti altında kalan kredi borcundan sorumlu olduğu tespit ve görüşleri bildirilmiştir.
Mahkememizin 15/10/2021 tarihli celsesinde, kök rapora davalı vekilinin süresinde itiraz ettiği de gözetilerek, “Alınan bilirkişi raporunda dosyadaki delil durumuna uymayan hususlara rastlanmakla, bu haliyle denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşıldığından ek rapor alınmasına, bilirkişiden, dava dışı asıl borçlu firmanın 2017 ve sonrası akdettiği başka GKS olup olmadığının, dava konusu kredinin dosyada mevcut 2014 GKS’ye göre kullandırılan kredi olup olmadığının davacı banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verildiğinden bu yetki bizzat kullanılarak tespiti, 2014 tarihli GKS’ye göre kullandırılan kredinin tamamen ödenmekle kapanmış olup olmadığının tespiti, dava konusu kredi alacağının 2014 tarihli GKS’ye göre kullandırılan kredinin ödenmediği için yeniden yapılandırılmış bakiyesi olduğunu gösterir kayıtların, varsa protokol vb. kayıtların banka kayıtlarından tespiti ve rapora eklenmesi; ayrıca hesap yapılırken, taraflar arasında akdedilen ve dosyada mevcut GKS md.11’de yer alan temerrüt faiz oranının ne şekilde belirleneceğine ilişkin maddelere dikkat edilmek ve rapora yazılmak suretiyle, dosyaya celbedilen ve davacı bankada hesap kat tarihi itibariyle fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı esas alınarak GKS md.11’e uygun şekilde temerrüt faizi oranının tespiti, ayrıca taraflar arasında akdedilen GKS ve yapılandırma ödeme planında yazılı akdi faiz oranının tespiti, ödeme planında yazan aylık %2,41 akdi faiz oranının neden uygulanmadığının veya uygulanamayacağının açıklanması suretiyle, hesap kat tarihi itibariyle kapitalize edilmiş asıl alacağın GKS ve tarafların imzaladığı yapılandırma belgelerine uygun şekilde tespit edilmesi, sonra davalı müteselsil kefilin temerrüt tarihine kadar akdi faiz, temerrüt tarihi ile takip tarihi arası GKS md.11’e göre (TCMB’ye bildirilen azami faiz oranı değil GKS md 11’deki hüküm nedeniyle kat tarihinde fiilen uygulanan azami orana dikkat edilip) işlemiş temerrüt faizi hesaplanmak, davalı kefilin takip öncesi temerrüdü oluşmamışsa kat tarihi ile takip tarihi arası işlemiş akdi faiz hesaplanmak suretiyle, takip tarihi itibariyle talep edilebilecek alacağın hesaplanması, takip tarihi sonrası istenebilecek temerrüt faizi oranının tespiti” istenerek, bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Dosyaya davacı vekilince sunulan 2014 tarihli GKS md 11’e göre talep edilebilecek temerrüt faizi oranının, muacceliyet tarihinde bankada fiilen uygulanan en yüksek orana %50’sinin ilavesiyle bulunacak oran şeklinde düzenlenmiş olduğu görülmektedir.
Bilirkişiden alınan ek raporda özetle; davacı bankanın Şişli şubesinde yerinde inceleme yapılarak kayıtlarının araştırıldığını, dava dışı asıl borçlu şirkete dosyada mevcut 22.10.2014 tarihli 100.000,00 limitli Genel Kredi ve Teminatı Sözleşmesi ve bu sözleşmenin 10.11.2014 tarihinde yapılan 400.000,00 TL limit artırımı kapsamında 40.000,00 TL eşit taksitli ticari kredi kullandırılmış olduğu, ayrıca şirket kredi kartı ve kredili mevduat hesabı, çek karnesi yoluyla da krediler kullandırıldığı, şirketin borçlarını vadelerinde ödeyememesi ve talebi üzerine borcunun, şirketle akdedilen 20/02/2017 tarihli 40.000,00 TL limitli ayrı bir GKS ile yapılandırma kredisi kullandırılmak suretiyle yapılandırılmış olduğu, sonra da 29/12/2017 tarihinde 35.000,00 TL limitli başka bir GKS akdedilmiş olduğu, bu borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilmiş olduğu ve dava konusu takibin başlatılmış olduğu, davalının 10/11/2014 tarihli GKS ile 22/10/2014 limit artırımında müteselsil kefalet imzası bulunsa da, 20/02/2017 tarihli GKS’de ve 29/12/2017 tarihli GKS’de sadece dava dışı Hakan Tekinırk’ın müteselsil kefaletinin bulunduğu, davalının bu son iki GKS’de kefaletinin bulunmadığı, davacı bankaca dosyaya sunulmamış olan 20/02/2017-29/12/2017 tarihli GKS’lerin sadece imza ve temerrüt faizinin düzenlendiği sayfalarının davacı bankadan edinilebildiği ve rapora eklendiği, davacı bankaca 20/02/2017 tarihli GKS ile kullandırılan kredinin, önceki 2014 tarihli GKS’den doğup ödenmemiş borçların kredi kullandırılmak suretiyle ödenmesini teminen dava dışı şirkete “yapılandırma kredisi” ismiyle kullandırılmış olduğu, 20/02/2017 tarihli GKS ile kullandırılan kredi ile, 2014 tarihli önceki GKS’den doğan borçların tamamının ödenmiş olduğu, ancak bu yeni kredilerin taksit ödemelerinin yapılmaması nedeniyle dava konusu takiple davalıdan talep edildiği, 20/02/2017- 29/12/2017 tarihli GKS’ler kapsamında kredinin yıllık %28,92 akdi faizle kullandırıldığı, 2017 tarihli GKS’lerin 11.b maddesine göre (bankanın mevzuat gereği TCMB’ye bildirdiği kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %30’unun ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi tatbik edileceği maddesi) bankanın ilgili tarihte uyguladığı en yüksek faiz oranı yıllık %36 olduğundan talep edilebilecek temerrüt faiz oranının %30’u ilavesiyle yıllık %46,8 olduğu, bankanın da takipte bu oran üzerinden yani doğru oranda talepte bulunmuş olduğu, borcun kaynaklandığı 20/02/2017 ve 29/12/2017 tarihli GKS hükümlerine göre (raporun 6.sayfasında 2 no.lu kısımda tablolaştırılan seçenekli hesaba göre) davalının sözleşme adresi olmayan adresine gönderilen kat ihtarı tebligatı iade geldiğinden takip öncesi temerrüde düşmediği seçeneğine göre kat tarihi ile 16/10/2019 takip tarihi arası akdi faiz işletilmek suretiyle hesap yapıldığında, takip tarihi itibariyle davacının alacağının 26.804,25 TL asıl alacak, 2.993,05 TL işlemiş faiz, 149,65 TL faizin BSMV’si, 643,60 TL masraf toplamı 30.590,55 TL hesaplandığı tespit edilip bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, incelenen deliller, kök rapordaki eksikliklerin bizzat banka kayıtlarında yerinde inceleme yapılmak suretiyle giderilmesine dair alınan ve denetime açık-hüküm kurmaya elverişli bulunan bankacı bilirkişi ek raporunda yapılan tespitler hep birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu takibin dayanağı kredi alacağının, davalının müteselsil kefaletinin bulunmadığı 20/02/2017 tarihli ve 29/12/2017 tarihli GKS’ler kapsamında dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılan kredilerden doğduğu, davalının müteselsil kefil olduğu 2014 tarihli GKS’den doğan borcun tamamen ödenmiş durumda olduğu, davacı bankanın 2014 tarihli GKS ile kullandırdığı kredinin taksitlerinin tamamen ödenememesi üzerine bakiye alacağın tahsili için asıl borçluya 2017’de (davalının şirket ortaklığından ayrıldığı tarihten sonra) akdettiği yeni GKS’ler kapsamında kredi kullandırmak suretiyle önceki alacağını tahsil etmesinin, borcun yenilendiği-2017’deki GKS kapsamında talep edilebileceği anlamına geldiği, esasen dava konusu takip alacağının 2017 tarihli GKS’lerin kredi kullandırımlarından kaynaklandığı, 2017 tarihli GKS’lerde önceki 2014 tarihli GKS’ye atıf yapıldığına dair davacı tarafça dosyaya sunulmuş sözleşme veya başka bir delilin de bulunmadığı anlaşılmakla, müteselsil kefaleti bulunmayan GKS’den doğan borçtan davalı sorumlu tutulamayacağından, davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Nitekim Yargıtay 11.HD’nin 2021/7802 E 2021/6565 K sayılı içtihadı ve benzer pek çok Yargıtay ve İstanbul BAM 12-13-14-43 HD içtihatları da aynı yöndedir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 80,70 TL olup, peşin alınan 396,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 316,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.25/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır