Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/308 E. 2023/245 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/308 Esas
KARAR NO : 2023/245

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (MENFİ TESPİT)
DAVA TARİHİ : 23/11/2018
KARAR TARİHİ : 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … 14. İcra Müdürlüğünün… sayılı dosyası davalı banka tarafından … esas sayılı icra dosyaı ile takip başlatıldığını ve takipsizlik nedeniyle düşmüş dosyanın yenilenmesi nedeniyle yapılan bir takip olduğunu bu davaya sebep haksız takibin konusu ana para miktarının çok düşük olduğunu, ilerleyen zaman içinde faiz nedeniyle borç miktarının yükseldiğini, davalı banka tarafından gerekli işlemlerin yapılmadığını, kullanılan Kredi Sözleşmesinde tarafın …olduğunu, kredinin kullanıldığı döneme denk tarihlerde o dönem şirket ortağı olan … tarafından dolandırıldığını, mallarının şirketin varlığını hile ile gaspettiğini, bununla ilgili durumu savcılığına bildirdiğini, … İş Mahkemesinde bu durum sebebiyle görülen dava dosyasında mevcut olduğunu, şirkete kayyum talebinde bulunduğunu, açılan hesaplarda ve borcun sebebi gösterilen takibin dayanağı belgelerde tarafının imzasının bulunmadığını, ilgisinin olmadığını, şirketin ortakları olarak çift imza şartı getirmiş olduklarını bu nedenle imzası olmayan bir kredi sözleşmesine dayanarak takip yapılmasının ve tarafının mağdur olmasını kabul etmediğini, iddia edilen senette tarafının kesinlikle imzasının bulunmadığını, bu nedenle borcu ve tarafına başlatılan takipleri kabul etmediğini, dayanak sözleşmenin hukuken geçersiz olduğunu, uğrayacağı muhtemel zararların enlgellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, menfi tespit davalarının kabulünü, kötü niyetle açılmış olan … 14. İcra Müdürlüğünün … nolu takibinin durdurulmasını ve iptal edilmesini, kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … 14. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yaptıkları icra takibine davacının yasal süresince itiraz etmediğini, yapılan ilamsız icra takibi borçlusu… Şti. İle müşterek borçlu ve müteselsil kefil … arasında ticari kredi ilişkisinden doğan takip tarihi itibariyle 2190,00-TL toplam alacak tutarı bulunduğunu,borcun ifa edilmediğini, taraflarına ihtarname keşide edilmiş, usulüne uygun tebligat yapıldığını ve İİK 68. Madde gereği yasal süresinde itiraz edilmediğini, bu sebeple davacının ileri sürdüğü beyanların asılsız olduğunu alacağın muaccel olmadığı beyanının reddini, anılan takibin muhtelif zamanlarda yenilendiğini bu süreçte müvekkili bankanın 4684 sayılı Kanun uyarınca 06/07/2001 tarihi itibariyle tasfiye sürecine girdiğini, bankanın tasfiye sürecini hızlandırmak için alacaklarının tahsiline çalıştığını, banka alacağının 4389 sayılı yasa ve bunun değiştirilen 5020 sayılı kanun çerçevesinde hazine alacağı sayıldığını, ek madde 5 kapsamındaki alakcaklı bankalardan olduğunu, yine aynı yasanın ek 3 maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğunu, uygulanan faizin oranının akdi faiz oranı olduğunu borçlunun itirazının bu açından da reddini, 5411 sayılı yasa gereği dosyanın iş bölümü gereği 1-2 Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini konusunda görevsizlik kararı verilmesini, iş bu davanın reddini, %20den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas – …Karar sayılı görevsizlik kararı, … 14. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmiştir.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Öncelikle görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ve görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca her zaman ileri sürülebileceği gibi, Hakim tarafından da yargılamanın her aşamada resen nazara alınması zorunludur.
Eldeki menfi tespit davası / dava dosyası, görevsizlik kararı neticesinde (tarafların görevsizlik kararını istinaf etmemesi üzerine istinaf yoluna başvurulmaksızın dosya kesinleşerek) mahkememize tevzi edilmiştir.
… 3.ATM’nin 14/05/2019 tarihli …E. …K.sayılı gerekçeli kararında;
“Davacı bankanın 4684 yasa uyarınca; 06/07/2001 tarihi itibari ile tasfiye sürecine girdiği, davacı vekili tarafından açıklanmıştır. 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 142.maddesi ilk bendinde; fon, fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına Asliye Ticaret Mahkemelerinde bakılacağı o yerde birden fazla Asliye Ticaret Mahkemesi bulunması halinde bu davaların (1) ve (2) numaralı Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği hükme bağlanmıştır. 5411 sayılı Kanunun geçici 11.maddesinde; “Bu Kanunun yayımı tarihinden önce 26/12/2003 tarihine kadar temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi fona intikal eden ve/veya bankacılık işlemleri yapmak ve mevduat kabul etme izni ve yetkileri ilişkili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılarak tasfiyeleri fon eliyle yürütülen veya fon tarafından tasfiye işlemleri başlatılan bankalar hakkında başlatılan işlemler sonuçlanıncaya kadar bu kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı kanunun 14, 15, 15a, 16, 17, 17a ve 18.maddeleri, ek 1,2,3,4,5,6 maddeleri ile geçici 4.maddesi hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.” hükmü yer almaktadır. Buna göre; uygulanması gereken 4389 sayılı yasa ve yasayı değiştiren 5020 sayılı yasa çerçevesinde davacı banka alacağı hazine alacağı sayılır. 5411 sayılı yasanın geçici 13.maddesinde; tasfiye halinde … Bankası AŞ nin de aynı katagoride yer aldığı belirtilmiştir. Buna göre; davacı banka alacağı fon alacağı sayılmakta olup, davaya bakmanın İstanbul (1) ve (2) nolu asliye ticaret mahkemelerinin görevi kapsamında bulunduğu soınucuna varılmıştır.” gerekçesiyle görevsizlik niteliğinde karar oluşturmuştur.
Mahkemenin gerekçe içeriği ve somut davanın tarafları, davayı açan, dava konusu ve mahkemenin görevsizlik gerekçesine dayanak yaptığı hüküm dikkate alınarak öncelikle Mahkememizin görevli olup olmadığı irdelenecektir.
Bu noktada öncelikle … 3.ATM’nin gerekçesinde görevsizlik kararında esas yapmış olduğu 5411 sayılı Bankacılık Kanununun m.142 hükmünün öncelikle irdelenmesi, buna göre mahkememizin görevli mahkeme olup olmadığının takdiri gerekir.
Dava, gerçek kişi davacı kefilin dava dışı asıl borçlu şirket ile alacağı temlik eden banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesindeki kefil imzasının inkar olunması, ayrıca dava dışı asıl borçlu şirket yönünden şirketin çift imza ile temsil ve ilzamı gerektiği halde kendi imzasının sahte olduğu iddiası ile açılan menfi tespit talebine ilişkin olup İİK m.72 hükmüne göre açılmıştır.
4389 sayılı Bankalar Yasasının 14/5-d maddesi 12.05.2001 gün ve 4672 sayılı ve daha sonra 12.12.2003 ve 5020 sayılı Yasalarla değiştirilerek, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 19/10/2005 tarihinde kabul edilmek suretiyle yürürlüğe girmiştir.
“Bankalar ile fon ve bankaların iflas idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür….” şeklini almıştır. Madde metnindeki “bankalar” ifadesi 4672 Sayılı Yasa ile eklendiğinden bankalar ile fon ve bankalarının iflas idaresi tarafından açılacak hukuk davalarının çözüm yerinin yasada belirtilen ticaret mahkemeleri olacağı kabul edilmişse de daha sonra yürürlüğe giren 19.10.2005 gün ve 5411 Sayılı Bankacılık Yasasının 142. maddesi; “Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesinde bakılır, o yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür” hükümü getirmiştir.
5411 Sayılı Bankacılık Yasa’sı ile “4672” sayılı Yasa ile eklenen “bankalar” sözcüğü yasa metninde çıkarıldığına göre, yasa koyucu ihtisaslaşma sağlanarak hükümlerde doğruluk ve yargılamaya hız kazandırmak istemiş olduğu anlaşılmakla, sadece “Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına birden çok asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 1 ve 2. Asliye Ticaret Mahkemelerinin” bakacağı sonucuna ulaşılır.
Nitekim doktrinde de … 3.ATM’nin görevsizlik kararına dayanak yapmış olduğu 5411 sayılı Bankacılık Kanununun m.142/f.1 hükmünde yer alan “Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesinde bakılır, o yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür” düzenlemenin sadece “Fon, Fon bankaları ve müflis bankanın iflas dairesi tarafından açılacak davalarla ilgili olduğundan; FONA, FON BANKALARINA VE MÜFLİS BANKANIN İFLAS İDARELERİNE KARŞI AÇILAN HUKUK DAVALARINA UYGULANMAYACAK; BU DAVALAR GENEL HÜKÜMLERE TABİ OLACAKTIR” ifade edilmektedir. (Prof.Dr.Seza REİSOĞLU, Bankacılık Kanunu Şerhi, Yaklaşım Yayınları, Ankara, 2015, Sayfa 142) (Bu yönde olmak üzere bkz. Yargıtay 19. HD 2018/1368E. 2019/237K.; İstanbul BAM 13. HD. 2020/1163E. 2022/1319K sayılı ve benzeri kararları.)
Somut olayda … 3.ATM’nin görevsizlik kararına esas kılmış olduğu hükmün içeriği karşısında; davacının (Nurcan Dizdaroğlu’nun); Fon, Fon Bankası veya Müflis Bankanın İflas İdaresi olmadığı tartışmasızdır. Bu itibarla adı geçen kararda belirtilen dayanak hüküm nedeniyle Mahkememizin görevli olabilmesi yasal olarak mümkün değildir.
Diğer taraftan;
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU’NUN 05.10.2005 TARİH VE 2005/11-519 E, 2005/557 K. sayılı ilamı aynen: “Bahse konu yasa maddesinde açıkça belirtildiği üzere, BU TÜR DAVALARIN (1) VE (2) NUMARALI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNDE GÖRÜLEBİLMESİ İÇİN, BANKALAR İLE FON VE BANKALARIN İFLAS İDARELERİ TARAFINDAN AÇILMASI GEREKMEKTEDİR. Somut olayda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu aleyhine açılan bir dava söz konusu olduğuna göre, mahkemece işin esasına girilerek tarafların delillerin toplanması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir ………bozma kararında açıklanan nedenlerle göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.” şeklindedir.
Yine; başka bir davada davacı şirket tarafından davalı fon bankası aleyhine açılan bir menfi tespit davasında, YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 07.03.2011 TARİH VE 2009/9389 ESAS, 2011/2377 KARAR sayılı ilamı aynen “4389 sayılı yasa 19.10.2005 tarih ve 5411 sayılı yasa ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5411 sayılı yasanın 142. maddesine göre, “Fon, Fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması hâlinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür. Yine, yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı yasanın 14/5-d maddesine göre de, “Bankalar ile Fon ve bankaların iflas idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür.” Bahse konu yasa maddelerinde açıkça belirtildiği üzere, BU TÜR DAVALARIN (1) VE (2) NUMARALI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNDE GÖRÜLEBİLMESİ İÇİN, FON VE BANKALARIN İFLAS İDARELERİ TARAFINDAN AÇILMASI GEREKMEKTEDİR. Somut olayda, Birleşik Fon Bankası aleyhine limited şirket tarafından açılan bir dava söz konusu olduğuna göre, mahkemece işin esasına girilerek tarafların delillerinin toplanması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” şeklindedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Yargıtay 11. ve 19.Hukuk Daire uygulamaları, BAM uygulamaları çerçevesinde; Bu tür davaların (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülebilmesi için, FON, FON BANKASI VEYA MÜFLİS BANKANIN İFLAS İDARESİ TARAFINDAN AÇILMASI GEREKMEKLE, davacının da böyle bir sıfatı bulunmadığından hasılı mahkememiz görevli değildir.
Kanun koyucunun amacı ve hükmün açıklığı karşısında davanın açıldığı tarih itibariyle Mahkememizin görevli olmadığı, genel görevli mahkemenin görevli olduğu, mahkememizin ihtisas alanında kalan bir dava bulunmadığı açıktır.
Yapılan açıklamalar karşısında; Mahkememizin “ihtisas mahkemesi olarak” bu davada özel görevli bulunmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK m.114/1-c ve HMK 115/2. maddesi hükmü uyarınca davanın usulden reddine, Mahkememizce verilen hükme karşı yasal süre içinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının “doğal hakim ilkesi gereği … 3. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini” taraflardan birinin talep etmesine; aksi halde davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine, Mahkememizce verilen karara yönelik istinaf yoluna başvurulması halinde ilgili daire tarafından; istinaf yoluna başvurulmaması durumunda ise karşılıklı iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğacağından davaya bakacak mahkemenin belirlenmesi ve merci tayini için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince resen görevli mahkemenin belirlenmesine, karardan sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerinin o mahkemece hükmedilmesine; karardan sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise davanın açıldığı mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacının yargılamaya giderlerine mahkum olunmasına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Mahkememizin “ihtisas mahkemesi olarak” bu davada özel görevli bulunmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK m.114/1-c ve HMK 115/2.maddesi hükmü uyarınca davanın usulden reddine,
2-Mahkememizce verilen hükme karşı yasal süre içinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının “doğal hakim ilkesi gereği … 3. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini” taraflardan birinin talep etmesine; aksi halde davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-Mahkememizce verilen karara yönelik istinaf yoluna başvurulması halinde ilgili daire tarafından; istinaf yoluna başvurulmaması durumunda ise karşılıklı iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğacağından davaya bakacak mahkemenin belirlenmesi ve merci tayini için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince resen görevli mahkemenin belirlenmesine,
4-Karardan sonra davaya başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerinin o mahkemece hükmedilmesine; karardan sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise davanın açıldığı mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacının yargılamaya giderlerine mahkum olunmasına,
Dair, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.22/03/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır