Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/307 E. 2020/680 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/307
KARAR NO : 2020/680

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 29/06/2020
KARAR TARİHİ : 24/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan sıra cetveline itiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile iflas idaresinin vergi alacaklarını reddetme yetkisine sahip olmadan reddetmiş olduğunu, müdürlüğün dava açmaya zorlamış olduğunu, mahkemede açılan davada incelenmesi gereken kaydı yapılan alacaklarının yalnızca vergi alacağı olup olmadığı yönünde olması gerektiğini, tüm yerel mahkeme kararları ve Yargıtay kararlarının bu yönde olduğunu, alacaklar defterinin 338 sırasına kaydı yapılan reddedilen 417.406.70-TL vergi alacağının 3.sıra alacak olarak, alacaklar defterinin 30 sırasına kaydı yapılan reddedilen 7.793.515,40-TL vergi alacağının 3.sıra alacak olarak, alacaklar defterinin 29 sırasına kaydı yapılan reddedilen 136.500,11-TL vergi alacağının 3.sıra alacak olarak, alacaklar defterinin 28 sırasına kaydı yapılan reddedilen 21.176,16-TL vergi alacağının 3.sıra alacak olarak, alacaklar defterinin 27 sırasına kaydı yapılan reddedilen 49.867,38-TL+15.308,88-TL vergi alacağının 3.sıra alacak olarak, müflis şirket alacaklılar defterine 3.sıra alacak olarak kayıt ve kabulüne, iflas idaresinin ret kararlarının ve sıra cetvelinin iptaline, İİK m.235 maddesi gereğince kayıt ve kabulünü dava ettikleri alacak için alacaklılar toplantısına tedbiren katılma ve oy kullanma yetkisi verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise cevap dilekçesi ile 2.alacaklılar toplantısından on gün öncesine kadar olmak üzere davanın durdurulmasını, esasen açılan davanın da kanunda belirtilen hallerin istisnasından olmadığını savunmuştur.
Somutlaştırılan belgeler çerçevesinde vergi müdürlüklerine … 3. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasına istinaden 15/06/2020 tarihli sıra cetveli ilanı ile kararın tebliğ olunduğu, tebliğ sonrası ise süresi içinde mahkememizde dava açıldığı, bu davanın açıldığı tarihi itibari ile iflas kararının verilmediği, bilakis bu davadan önce iflas kararı verildiği, zaten bu nedenle de kayıt kabul davasının açıldığı, bu çerçevede İİK m, 194 hükmünün de somut olayda uygulanması kabiliyetinin bulunmadığı, davanın kayıt kabul davası olarak açıldığının ise tartışmasızdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusunun iflas idaresince red olunan vergi alacaklarının mükerrer kayıt, ödeme veya zamanaşımı savunmasına dahi konu olmayan, 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre takibi gereken vergi alacaklarının kaydının iflas masasına yapılmasının gerekip gerekmediği, ikinci alacaklılar toplantısından on gün (10) sonrasına kadar beklenilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Dava, kayıt kabul istemine ilişkin olup İİK m.234/f.1 hükmü gereği “İflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166. maddenin 2. fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder.”Yine İİK m.235/f.1 hükmünün ilk iki cümlesi, “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur.” hükmünü içermektedir.
Yargıtay 23.HD uygulamasında da belirtildiği gibi “Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup bu husus üzerinde mahkemece re’sen durulmalıdır. Bu süre, kural olarak sıra cetvelinin İcra İflas Kanunu’nun m.166 hükmünde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar.Eğer davacı, aynı Kanun’un 223. maddesine göre, tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır.Bu itibarla sıra cetvelinin hangi tarihte hangi gazetede yayınlandığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklıkla belirtilmesi ve davacının tebliğe elverişli adres bildirip gerekli avansı yatırıp yatırmadığının net olarak bilinmesi şarttır.” İflas müdürlüğünden gelen cevabi yazılara göre daha dava süresi içinde açılmıştır.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin yerleşik kararında açıklandığı üzere;
“Amme alacaklarının sıra cetveline yazılması, bazı özellikler arzeder:
İflasın açıldığı ve adi tasfiye yapılacağı, İİK’nın 166 ve 219. maddeleri uyarınca amme idarelerine bildirildiği ve ilan yapıldığı için, amme idareleri, (amme) alacaklarını, (diğer alacaklılar gibi) iflas masasına yazdırmalıdırlar. Yani, iflas idaresi, bir amme alacağını, kendiliğinden (re’sen) nazara alarak, sıra cetveline yazmak zorunda değildir.
İflas masasına yazdırılan bir amme alacağı o konudaki amme alacaklarının tahakkuku usulüne göre iflastan önce kesinleşmişse veya iflası açıldıktan sonra kesinleşirse, bu kesinleşme, iflas idaresi için de bağlayıcıdır; o (kesinleşmiş) amme alacağının sıra cetveline kabul edilmesi gerekir. İflas idaresi, kesinleşmiş bir amme alacağını sıra cetveline kabul etmezse (reddederse), amme alacaklısı, sıra cetveline itiraz davası açabilir (İİK. m.235, II c.1)
Alacakları özel hukuktan doğan ve sıra cetveline kabul edilmiş olan iflas alacaklıları, o konudaki amme alacaklarının tahakkuku usulüne göre kesinleşmiş ve bu nedenle sıra cetveline kabul edilmiş olan bir amme alacağından dolayı, alacaklı amme idaresine karşı amme alacağının esası hakkında sıra cetveline itiraz (kayıt terkini) davası (İİK. m.235, II c.2) açamazlar. Ancak, iflas alacaklıları, amme alacağına sıra cetvelinde verilen sıraya itiraz edebilirler; bu itiraz sıraya itiraz niteliğinde olduğundan, iflas alacaklıları, amme idaresine karşı ticaret mahkemesinde sıra cetveline itiraz (kayıt terkini) davası açabilirler (İİK. m.235, II c.2).
İflas masasına yazdırılan bir amme alacağı o konudaki amme alacaklarının tahakkuku usulüne göre kesinleşmiş değilse, iflas idaresinin, o amme alacağının, hakkında hiçbir karar vermeden, sıra cetveline yazması gerekir. Bu halde müflisin o amme alacağına karşı başvurabileceği idari yargı yoluna (idare veya vergi mahkemesinde itiraz yoluna), müflis yerine, iflas idaresi başvurur. Buna rağmen, iflas idaresi, kesinleşmiş bir amme alacağının sıra cetveline yazılmasını reddederse, amme idaresi, iflas idaresi aleyhine (m.235, II c.1 hükmüne göre) ticaret mahkemesinde sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası açabilir. Bu davada, ticaret mahkemesi, amme alacağının esası (mevcut olup olmadığı) hakkında bir inceleme yapamaz; iflas idaresinin amme alacağına karşı idari yargı yoluna başvurmak (idare veya vergi mahkemesinde dava açma) hakkı saklı kalmak üzere, amme alacağının sıra cetveline kaydına karar verir.
İflas idaresinin kesinleşmemiş bir amme alacağının sıra cetveline yazması halinde, diğer iflas alacaklıları, amme alacağı hakkında (alacaklı amme idaresine karşı) sıra cetveline itiraz davası açamazlar; ancak, iflas idaresinden, o alacağa karşı idari yargı yoluna başvurmasını talep edebilirler. İflas idaresi (ve ikinci alacaklılar toplanması) o amme alacağına karşı idari yargı yoluna başvurmak istemezse, bu davayı açma hakkı, (İİK’nın 245. maddesine göre) isteyen alacaklıya (veya alacaklılara) devrolunur.
İflas idaresi, masaya yazdırılan amme alacağını miktar olarak aynen kabul eder (sıra cetveline yazar) ve fakat alacaklı amme idaresinin bildirdiği sırayı kabul etmezse, yani, amme alacağını iddia edilenden başka bir sıraya yazarsa, o zaman, alacaklı amme idaresi, sıra cetveline karşı icra mahkemesinde şikayet yoluna başvurabilir (m.235, IV).
Yukarıda da belirtildiği gibi, iflas idaresi, amme idaresinin iflas masasına amme alacağı olarak yazdırmak istediği alacağın, amme alacağı olmadığı, bilakis özel hukuktan doğan bir alacak olduğu kanısına varırsa, (diğer özel hukuktan doğan alacaklar gibi), amme idaresinin yazdırdığı alacağın kabul veya reddine karar verebilir. İflas idaresi alacağın reddine karar verirse, amme idaresi, buna karşı iflas idaresi aleyhine sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası açabilir (m.235, II c.1). Alacağı sıra cetveline yazılan (alacaklı) amme idaresi, sıra cetveline kabul edilen diğer alacaklıların alacaklarına veya sıralarına itiraz edebilir ve onlara karşı sıra cetveline itiraz davası açabilir (m.235, II c.2). (Bkz: Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, 2. Baskı, 2013, Ankara, Sh. 1339 vd.) Kamu alacağının haklı olup olmadığını iflas idaresinin ya da kayıt kabul davasına bakan mahkemenin inceleme yetkisi bulunmayıp, bu konuda karar vermek görevi idari yargınındır. Şeklen oluşmuş bir kamu alacağının kaydetmeyen iflas idaresi kararına karşı kamu alacaklısı olan kamu idaresini, iflas masasına karşı kayıt kabul davası açmaya zorlamak yerine, şekli yönden şartları varsa vergi alacağının masaya kaydedilmesi ve bu alacak iddiasına karşı müflis yerine iflas idaresinin idari yargıya başvurması gerekir. (Bkz. Dr. Adnan Deynekli, Hacizde ve İflasta Sıra Cetveli, 2. Bası, Ankara, 2002, Sh. 647, 648). İflas idaresi ya da kayıt kabul davasına bakan mahkeme, kamu alacağının yasal mevzuatına uygun olarak tahakkuk edip etmediğini ve muaccel olup olmadığını değerlendirmeye yetkili olup, şeklen tahakkuk etmemiş ve bu nedenle de şeklen muaccel olmamış bir kamu alacağının yazdırılması talebini iflas idaresi ve mahkeme reddedebilir. Kamu idaresinin, alacağını iflas masasına yazdırması için idari yargıda dava açması gerektiğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. H.D.’nin 01.12.1987 tarih ve 4284 E., 6743 K; YHGK’nın 28.04.1993 tarih ve 19-65 E., 182 K; Yargıtay 19. H.D.’nin 23.01.2003 tarih ve 2002/5642 E., 2003/503 K; 09.06.2010 tarih ve 4283 E., 7181 K. ilamları bu yöndedir.)
Bu çerçevede somut olay yönünden kayıt kabul talebini reddeden iflas idaresinin masaya kaydı talep olunan kamu alacağının kaydedilemeyeceği yönündeki kararı önem arz etse dahi bu noktada ilgili iflas idaresinin bu konuya ilişkin inceleme yetkisi mevcut değildir.
Bu nedenle yerleşik Yargıtay uygulamasında iflas idaresinin kayden varlığı anlaşılan kamu alacağını masaya kaydetmesi, akabinde ise iflas idaresinin idari yargıya başvuru yapması gerekmektedir. Bu nedenle şeklen tahakkuk etmiş ve muaccel gözüken ve bu davaya konu edilen kamu alacağının haklı olup olmadığı, iflas idaresi veya kayıt kabul davasına bakan mahkememizce incelenebilir nitelikte değildir. Zira konu niteliği itibariyle idari yargı tarafından tartışılabilecektir.
Kaldı ki 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanununun m.6. hükmü gereği genel bütçe, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları çözümlemek noktasında görevli olan mahkemeler vergi mahkemeleridir. İdari yargı içinde yer alan vergi mahkemeleri tarafından halli gereken bir hususun mahkememizce tartışılarak yargısal sonuca bağlanması, bu çerçevede adı geçen Kanuna da aykırıdır. Zaten mahkemelerin çalışma ve yargı usullerinin kanunla düzenleneceğine dair Anayasal düzenlemeler karşısında bu durumunun göz ardı edilerek şeklen oluşmuş olan bu kamu alacağının iflas idaresi tarafından masaya kaydının yapılmaması yukarıda açıklanan Kanun ve Anayasa hükümlerine de aykırı olacaktır.
Öte yandan somut olay yönünden davaya konu alacak vergi müdürlüğünün alacağı konumunda olup bu alacağın üçüncü sıra olarak masaya kayıt ve kabulüne dair hüküm verilmesi de Yargıtayın son uygulamaları karşısında zorunludur.(Yargıtay 23. HD 2017/1078 E. 2020/2427 K. sayılı ilamı)
Bu şartlarda açılan kayıt kabul davasının ikinci alacaklılar toplantısından on gün (10) sonraya bırakılması yönündeki davalı savunmasına itibar etmek mümkün olmadığı gibi davanın iflas sonrası açılması karşısında yasal dayanağı da yoktur.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kabulüne, davalının İdare veya Vergi mahkemesinde dava açma hakkı saklı kalmak üzere, alacaklar defterinin 338 sırasına kaydı yapılan reddedilen 417.406.70-TL vergi alacağının 3. sıra alacak olarak, alacaklar defterinin 30 sırasına kaydı yapılan reddedilen 7.793.515,40-TL vergi alacağının 3. sıra alacak olarak, alacaklar defterinin 29 sırasına kaydı yapılan reddedilen 136.500,11-TL vergi alacağının 3. sıra alacak olarak, alacaklar defterinin 28 sırasına kaydı yapılan reddedilen 21.176,16-TL vergi alacağının 3. sıra alacak olarak, alacaklar defterinin 27 sırasına kaydı yapılan reddedilen 49.867,38-TL+15.308,88-TL vergi alacağının 3. sıra alacak olarak, iflas tasfiye işlemlerini yürüten İstanbul 3. İflas Müdürlüğünün 2019/13 sayılı iflas dosyasına istinaden oluşturulan iflas masasına kayıt ve kabulüne, davacının alacaklılar toplantısına katılmasına tedbiren izin verilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulüne,
Davalının İdare veya Vergi mahkemesinde dava açma hakkı saklı kalmak üzere,
Alacaklar defterinin 338 sırasına kaydı yapılan reddedilen 417.406.70-TL vergi alacağının 3. sıra alacak olarak,
Alacaklar defterinin 30 sırasına kaydı yapılan reddedilen 7.793.515,40-TL vergi alacağının 3. sıra alacak olarak,
Alacaklar defterinin 29 sırasına kaydı yapılan reddedilen 136.500,11-TL vergi alacağının 3. sıra alacak olarak,
Alacaklar defterinin 28 sırasına kaydı yapılan reddedilen 21.176,16-TL vergi alacağının 3. sıra alacak olarak,
Alacaklar defterinin 27 sırasına kaydı yapılan reddedilen 49.867,38-TL+15.308,88-TL vergi alacağının 3. sıra alacak olarak,
İflas tasfiye işlemlerini yürüten … 3. İflas Müdürlüğünün … sayılı iflas dosyasına istinaden oluşturulan iflas masasına kayıt ve kabulüne
Davacının alacaklılar toplantısına katılmasına tedbiren izin verilmesine,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan alınması gereken 54,40 TL peşin harç ile 54,40 TL başvuru harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 85,00 TL posta ve tebligat giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı lehine AAÜT gereği takdir edilen maktu 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansının iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere taraf davacı vekilinin huzurunda davalının yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi.24/12/2020

Başkan

Üye

Üye

Katip