Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/290 E. 2023/923 K. 06.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/290 Esas
KARAR NO : 2023/923

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/06/2020
KARAR TARİHİ : 06/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 12.06.2019 tarihinde yolcu olarak bulunduğu esnada … plaka sayılı araçta … istikametine seyir halinde iken solunda seyir halinde olan bir anda direksiyonu üzerimize kırmak suretiyle davalı sigortaya sigortalı … plakalı aracın çarpması sonucunda yere düşmek suretiyle yaralandığını, çok hızlı geldiği için frene bastığı halde kurtaramayarak orta kısmından araca vurmak suretiyle yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, vurmanın etkisiyle davacının motorsikletin üzerinden savrularak yola düşmek suretiyle yaralandığını, araç sürücüsü ile müvekkili davacının bindiği motor sürücüsü arasında olaydan sonra kendi aralarında kaza tespit tutanağı düzenlendiğini, burada da araç sürücüsünün kusurunu kabul ettiğini ve olayda asli ve tam kusurlu olduğunun tutanakta yer aldığını, davacıya geçirdiği kaza sonucu ilk müdahale Eğitim ve Araştırma Hastanesine yapılmasına rağmen vücudundaki kırık nedeniyle uzun bir süre okula gidemediğini, yapılan tedaviler sonucu sigortaya da bildirilmemiş olan müvekkili tarafından birçok masraflar yapmak zorunda kalındığını ve halen de tedavilerin devam ettiğini, söz konusu dosyada kaza tespit tutanağı düzenlendiği ancak araç sürücüsünün aniden ve hızla otarak direksiyonu kırması sonrasında meydana gelen kazadan sonra kendi aralarında tutanak tutmalarına engel olmadığını, araç sürücüsünüz olarak çıkması nedeniyle kazanın meydana gelişinde asli kusurlu ve sorumlu olduğu sabit olduğunu, kazadan sonra müvekkilinde kalıcı işgöremezlik meydana geldiğini, bahis konusu araç davalı … şirketine KTK zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, davalı … şirketinin limit dahilinde zararın tümünden sorumlu olacağı bilirkişi incelemesi ile sabit olacağını, kaza sebebiyle davacı, motorsikletine çarpmanın etkisiyle yaralanmasına sebep olması nedeniyle sürekli maluliyet oluştuğu için işe gidememekte ve kazadan önceki hayatına dönmesinin mümkün olmadığını, davalı şirkete limitleri dâhilinde ödeme yapılması telebinde bulunulduğu, ancak anlaşmalı tutanakların yaralamalı trafik kazalarında dikkate alınamayacağından bahisle bir ödeme yapılmaması ve İstanbul Arabuluculu Bürosunca açılan arabuluculuk aşamasında anlaşamama nedeniyle dava açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve sair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 50 TL trafik kazası sonrasında meydana gelen maddi tazminatının kaza tarihi olan 12.06.2019 tarihinden itibaren ticari faizle ile birlikte tahsiline, her türlü yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10/07/2020 tarihli talep açıklama ve somutlaştırma dilekçesinde özetle; dava dilekçesine konu tazminatın daimi iş gücü kaybı ve geçici iş göremezlik süresinden kaynaklanan tazminata ilişkin olduğunu, her iki kalem yönünden dava dilekçesindeki dava değeri ve talep miktarı yönünden fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 25’şer TL olduğunu açıklamıştır.
Cevap: Davalıya dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından herhangi bir cevap dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… Arabuluculuk Bürosu’nun … sayılı arabuluculuk dosyası, maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı, ZMMS poliçesi, Hasar Dosyası, davacının trafik kazası nedeniyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları, davacının sosyal ve ekonomik durum araştırma yazısı, araç ruhsat kayıtları, SGK rücu yazısı, nüfus kaydı, maluliyet raporu celp edilmiştir.
Dosya, maluliyet durumunu tespit edilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş,…Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … İhtisas Kurulu’nun 24/02/2023 tarihli adli tıp raporunda; “… Mevcut belgelere göre; … ve … oğlu, 09/11/1982 doğumlu, …’ın 12/06/2019 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirildiğinde; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur …” şeklinde tespit edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat (sürekli iş göremezlik) istemine ilişkindir.
… ili … ilçesinde 15/06/2019 tarihinde saat 16:45 sıralarında, davalı …Ş.’nin ZMMS sigortacısı olduğu, … plaka sayılı aracın dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresinde bulunduğu sırada, sigortalı aracın … istikametine doğru seyir halinde iken aynı istikamette ve sağ şerit üzerinde seyir halinde olan davacı …’ın yolcu olarak bulunduğu dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklete çarpması suretiyle trafik kazasının meydana geldiği, bahse konu trafik kazası nedeniyle davacı …’ın yaralandığı anlaşılmıştır.
Dava konusu trafik kazası yaralanma ile sonuçlanmasına rağmen resmi görevliler tarafından trafik kazası tespit tutanağı tutulmamıştır. Kazaya karışan araç sürücüleri kendi aralarında maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlemişlerdir. Ayrıca, dava konusu trafik kazası sebebiyle davacı …’ın yaralanmasına rağmen olay hakkında şikayetçi olmadığı, bu nedenle herhangi bir soruşturma dosyasının da bulunmadığı davacı vekilinin beyanları ile açıklığa kavuşturulmuş / ortaya çıkmıştır.
Davacı, 10/07/2020 tarihli talep açıklama dilekçesinde dava konusu trafik kazası sebebiyle sürekli ve geçici iş göremezlik zararının tazmini talep etmektedir.
Yargıtay uygulamasında kabul olunduğu üzere, haksız fiil sonucu sürekli iş göremezlik kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise, Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi … tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, … tarihi ile … tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-… tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği,… tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, …tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Davacı …’ın yaralanmasına ilişkin olarak görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları getirtilmiş, Adli Tıp Kurumu tarafından eksik olduğu belirtilen tıbbi kayıtlar davacının muayenesi yaptırılarak ve Eğitim Araştırma Hastanesine sevki sağlanarak ikmal ettirilmiştir.
Bu çerçevede, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu … tarihli raporunda davacı …’ın trafik kazasında yaralanması nedeniyle sürekli maluliyetinin bulunmadığını, yalnızca iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren üç ay (3) kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Bahse konu Adli Tıp Kurumu raporu, 15/06/2019 kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre tanzim edildiğinden mevzuata uygun ve denetime açık olup, rapordaki iyileşme süresi ile sürekli iş göremezlik / kalıcı maluliyet zararının bulunmadığına ilişkin bilimsel tespitler hükümde esas alınmıştır.
Davacı vekili her ne kadar Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca yeniden rapor alınmasını talep etmiş ise de; anılan Yönetmeliğin kaza tarihi itibariyle yürürlükte olmadığı, bu nedenle somut olaya uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı, esasen bahsi geçen Yönetmeliğe göre alınacak maluliyet raporunun hükme esas alınmasının da mümkün olmaması karşısında davacı vekilinin maluliyet raporuna yönelik itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.(Ayrıca, 05/04/2023 tarihli dilekçede davacı vekili tarafından kaza tarihi dahi yanlış yazılmıştır.)
Mahkememizce, dava konusu trafik kazasının 15/06/2019 tarihinde gerçekleşmesi, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının kesin olarak maluliyetinin tespit edilmesinden sonra, dava dosyasında kusur durumunun tespit edilmesi ve maddi tazminat hesabı yapılması için makine mühendisi ve aktüerya uzmanı bilirkişi kurulundan rapor alınmasına yönelik olarak ara kararlar oluşturulmuştur.
13/04/2023 tarihli Ara Karar uyarınca davacı vekili tarafından bilirkişi delil avansı yatırılmamıştır.
23/05/2023 tarihli Ara Karar uyarınca davacı vekili tarafından bilirkişi delil avansı yine yatırılmamıştır.
Öncesinde iki kez ara karar oluşturulmasına ve işbu ara kararların davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen bilirkişi delil avansı yatırılmamış, bu duruma dikkat çekilerek icra edilen 20/09/2023 tarihli 8. celsede davacı vekili tarafından bilirkişi delil avansının yatırılacağı beyan edilmiştir. Mahkememizce, davacı vekilinin beyanına itibar edilmiş, bilirkişi incelemesine yönelik 20/09/2023 tarihli 8.celsede (1) numaralı ara karar oluşturulmuş ve yüze karşı ihtarlar tefhim edilmiştir. Ancak, davacı vekili tarafından bilirkişi delil avansı yine yatırılmamıştır.
Mahkememizin 11/10/2023 tarihli 9. celsesinde bilirkişi delil avansı yatırılmadığı için dosyanın bilirkişi kuruluna teslim edilemediği tutanağa geçirilmiş, davacı vekili hazır olmadığı için anılan celsenin (1) numaralı ara kararı uyarınca son kez yine bilirkişi incelemesine yönelik ara karar oluşturulmuş, işbu ara karar ve tüm ihtarlar eksiksiz olarak davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, ancak davacı vekili tarafından yine bilirkişi delil avansı yatırılmamıştır.
Mahkememizce gerekli tüm özen ve çaba en üst seviyede gösterilmesine rağmen davacı vekili tarafından bilirkişi delil avansı yatırılmamıştır.
Taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen delil avansına ilişkin 324 üncü madde hükümleri uygulanacaktır. (HMK 120/3 ). Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır (HMK 324/1). Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır (HMK 324/2). Bu nedenle, tüm ara kararlarda açıkça ihtar edildiği ve bu ihtarların davacı vekiline usulünce tebliğ edildiği de nazara alınarak, mahkememizce davacının bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş ve bilirkişi incelemesi yapılmasına yönelik ara karardan 06/12/2023 tarihli 10. celsede artık rücu edilmiştir.
15/06/2019 kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığı tespit edildiğinden davacı vekili bilirkişi delil avansını yapılan tüm ihtarlara rağmen yatırmamıştır. Geçici iş göremezlik zararı yönünden ise davacının üç ay iyileşme süresi olduğu tespit edilmesine karşın bilirkişi delil avansı yatırılmadığı için bu zarar kalemi için maddi tazminat hesabı yapılamamıştır.
Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır (TBK 50).
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler (TBK 51). Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. (TBK 55).
Yapılan açıklamalar ve anılan Yasa hükümleri uyarınca; mahkememizce yargılama sürecinde tüm özen ve çaba sarf edilmesine rağmen davacı tarafından kusur ve aktüer inceleme için bilirkişi delil avanslarının yatırılmadığı, bu nedenle 6100 s. HMK 324. maddesi hükmü kapsamında davacının bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verildiği, 6098 s. TBK 50.maddesi uyarıca davacının zararını ve karşı tarafın kusurunu ispatla yükümlü olduğu, ancak somut olayda davacının zararını (geçici ve sürekli iş göremezlik zararı) ve karşı tarafın kusurunu ispat edemediğinden ispatlanamayan işbu davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 215,45 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına.
4-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (50,00 TL) üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 50,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
06/12/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır