Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/29 E. 2021/678 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/29 Esas
KARAR NO : 2021/678

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili … adresinde yemek işiyle iştigal eden bir tacir olduğunu, davalı faaliyet alanı kapsamında …’ da yemek verme kararı aldığı ve karar çerçevesinde müvekkili ile anlaştığını, varılan anlaşma çerçevesinde müvekkili 30/09/2017 tarihinde anılan yemek hizmetini vermiş aynı tarihte … no lu fatura ile davalıya 62.424,00-TL bedelli fatura kesildiğini, iş bu fatura müvekkili tarafından davalıya tebliğ edildiğini davalı tarafından 35.000,00-TL lik kısmı için ödeme yapıldığını, bakiye kalan ödemenin yapılmadığını, … 20. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca itiraz edildiğini, dava şartı arabuluculuk için başvuruda bulunulduğunu, arabuluculuk sonucunda anlaşma sağlanamadığını davalının … 20. İcra müdürülüğünün … esas sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar inkar tazminatına mahkum edilmesine ayrıca dava masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkiline yapılan tebligatların tümü usulsüz olduğunu, taraf teşkili sağlanamadığını, Yargıtay kararında taraflardan birinin vakıf olmasına rağmen görevsizlik kararı veren Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı karara taraf olan ilgili vakfın tacir olmaması ve dolayısıyla ilgili davanın ticaret mahkemelerinin görev alanına girmediği gerekçesi ile bozulduğunu, arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden açılan işbu davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, davanın süresinde açılmadığından reddinin gerektiğini, davalının herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının … seri no ile düzenlenen olduğu fatura davacı müvekkili tarafından kabul edilmediği gibi dava ve icra takibi öncesinde … tebliğ edilen bir fatura söz konusu olmadığını fatura tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin belgesi sayılamayacağını haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın dava şartı yokluğundan veya resen gözetilecek nedenlerle reddini, haksız ve kötü niyetli olan davacının takip konusu alacağın %20′ sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi SMMM … tarafından mahkememize sunulan 05/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: ”Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesine rastlanmamıştır. Davacı şirketin 2017 yılı ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, kapanış tasdikine tabi yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmadığından ticari defterlerin usule uygun tutulmadığı ve takdiri delil sayılabileceği, Davaya konu … tarih, … seri numaralı, 62.424,00 TL bedelli fatura davacının yevmiye defterlerinde 30.09.2017 tarih, 72 yevmiye numaralı yevmiye maddesi ile 62.424,00 TL olarak, … Adına kaydedilmiş olup aynı yevmiye maddesinde nakit olarak tahsil edildiği kayıtlıdır. Davalı konumunda olan …Yardımlaşma Vakfının borçlu veya alacaklı olduğuna dair ticari defterlerinde herhangi bir kayıt işlenmemiştir. Faturanın, davalı tarafından tebliğ alınmış olduğuna dair fatura üzerinde imza bulunmadığı ve faturanın tam olarak “ … “ adına düzenlendiği, Davacının, davalı tarafından kısmi ödeme olarak tahsil ettiğini beyan ettiği 35.000,00 TL davalı ödemesinin davacı kayıtlarında yer almadığı gibi ticari defterlerde davacının fatura nedeniyle davalıyı borçlandırıcı bir kayıt bulunmamaktadır. kısmi ödeme ile ilgili davacının banka hesap ekstresi sunduğu ilgili ekstrede“…” kurumunun davacıya,
23.10.2017 tarihinde 15.000,00 TL
30.11.2017 tarihinde 9.000,00 TL
30.11.2017 Tarihinde 11.000,00 TL olmak üzere
Toplam 35.000,00 TL davacıya banka kanalı ile ödeme yapılmış olduğu görülmektedir. Ödeme dekontlarından “…” kurumunun davacı ile arasında alışverişe dayalı ilişki olduğu görülmektedir. Bu ilişkinin tespiti için davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi gerekir. Tüm açıklamalardan sonra davacıya ait ticari defterlere göre dava konusu faturanın kesim tarihi olan 30.09.2017 tarihinde 62.424,00 TL olarak nakit tahsil edildiği kayıtlı olduğundan somut davada davacının, davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı değerlendirilmiştir.” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; faturaya dayalı cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla … 20. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’unun (HMK) 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 114/c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Dolayısıyla görev konusunun, mahkemelerce her aşamada resen gözetilmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; davalı konumunda bulunan vakıf tüzel kişiliği olduğu gözetilerek bu kapsamda benzer nitelikteki uyuşmazlıklarda yüksek mahkemelerce verilen içtihatların tetkiki yoluna gidilerek yapılan incelemede;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 2021/218 Esas, 2021/320 Karar sayılı ilamında; “…6102 sayılı TTK’nın 4/1.maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesinden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. TTK’nun 5.maddesinde de, ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği hükme bağlanmıştır.
Davacı şirket tüzel kişiliğine sahip tacir olup, davalı ise Süreyyapaşa Vakfıdır. Davaya konu olayda, davalı tacir olmadığından, TTK’nun 4 ve 5.maddeleri uyarınca davanın ticari dava olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetilmelidir.
Dava konusu olayda hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlık söz konusu olmadığı, davalının tacir olmadığı, davanın TTK’da düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı göz önünde bulundurulduğunda, davaya bakmakla görevli mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleridir…”;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2017/1593 Esas, 2019/552 Karar sayılı ilamında; “…Taraflar arasında her iki tarafın kabulünde olan sözleşme incelendiğinde, sözleşmenin Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı 25. Yıl kitabı yapım ve baskı sözleşmesi olduğu görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin Asliye Ticaret Mahkemeleri’nce incelenerek karara bağlanacağı ifade edilmiştir
Somut olayda, davalı vakıf tacir değildir. Türk Ticaret Kanunu’nun 4. Maddesi kapsamında taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olmadığı gibi, dava mutlak ticari davalardan da değildir.
HMK 1.maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Taraflarca yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, mahkemece de res’en dikkate alınması gerektiğinden, Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası incelenerek karar verilmesi doğru olmamış,…” şeklindeki içtihatlarda değerlendirilerek huzurdaki davanın davalısının … olduğu ve mahkememizin uyuşmazlık konusu hakkında görevli olmadığı değerlendirilmekle; HMK 114/1-c ve HMK 115/2 madde hükümleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, dair aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Ayrıntısı Gerekçeli Kararda Açıklanacağı Üzere;
1-HMK 114/1-c ve HMK 115/2 madde hükümleri uyarınca mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli İSTANBUL (NÖBETÇİ) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-HMK’nın 20 maddesine göre kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili Mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği,
4-Yargılama gideri konusunda HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli Mahkemece karar verilmesine, davaya bir başka Mahkemede devam edilmediği takdirde talep halinde Mahkememizce yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.19/10/2021

Katip …

Hakim …