Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/24 E. 2020/17 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/24 Esas
KARAR NO : 2020/17

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/01/2020
KARAR TARİHİ : 16/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin murisi …’in; davalı sigorta şirketi nezdinde hayat sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, 17.11.2017 tarihinde akut böbrek yetmezliği sebebiyle vefat ettiğini, davacıların mirasçı sıfatı ile davalı sigorta şirketine yaptıkları başvurunun reddedildiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL vefat teminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Dava, davacıların murisi ile davalı sigorta şirketi arasındaki hayat sigorta poliçesine dayalı olarak vefat tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Somut olaya benzer bir olayda, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi… Esas …Karar sayılı ilamı ile ;
“Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi …’nin davalı sigorta şirketi nezdinde hayat sigortası poliçesi ile sigortalı olduğunu, 03/10/2014 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat ettiğini, davacıların mirasçı sıfatı ile davalı sigorta şirketine yaptıkları başvurunun reddedildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davayı 21.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
..
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinin 1/k maddesinde tüketicinin; “ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, ve benzeri sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı kanunun 73/1 maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesinde ise göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirtilmiş olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında görev re’sen gözetilecektir. Buna göre somut olayda mahkemece, Tüketici Kanunu’ndaki davalı aleyhine açılan iş bu dava “… Sigortası Sözleşmesi”ne dayandığından tüketici mahkemesinin görevli olduğu nazara alınarak davanın tüketici mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek yazılı olduğu biçimde karar verilmiş olduğundan, HMK’nın 353/1-a-3. maddesine göre ilk derece mahkemesinin kararının esası incelenmeksizin münhasıran görevsizlik nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.” şeklinde karar vermiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve tüketici kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.
Aynı Kanun’un 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken, 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesidir. Hayat sigorta sözleşmelerinin, niteliği gereği sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur. 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere, murisin tüketici konumunda olup davacılar da irs ilişkisine dayanarak dava açtıklarından ve davalı sigorta şirketi ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesi de bir tüketici işlemi olmasından dolayı, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığa bakma görevi anılan kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesine ait bulunmaktadır.
Uyuşmazlık, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup,6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine tabidir. (Yargıtay 11.H.D., 10.10.2016 T., 2016/7590 E., 2016/7972 K.) (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/944 Esas 2018/831 Karar Sayılı Kararı.)
Bu nedenle mahkememizin görevsizliğine dair (tarafların adalete mümkün olduğu ölçüde hızlı ulaşması ilkesi gereğince, dava dilekçesi tebliğ edilmeksizin görevsizlik kararı verilebileceğine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2013/4-2247 esas 2013/1667 karar sayılı emsal içtihadı ile,yargıda hedef süre kriterleri, HMK’nın 30. Maddesindeki usul ekonomisi ilkesi ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/1435 esas 2018/87 karar sayılı kararı da göz önünde bulundurularak) aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 114/1-c , 115/2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan mahkememizin görevsizliği ile davanın USULDEN REDDİNE , Görevli mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğuna,
2-HMK.nın 20. Maddesi uyarınca taraflardan birinin , bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak talep etmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE tevzi edilmek üzere hukuk mahkemeleri tevzi bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 20 maddesine göre kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili Mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği,
4-Yargılama gideri konusunda HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli Mahkemece karar verilmesine, davaya bir başka Mahkemede devam edilmediği takdirde talep halinde Mahkememizce yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
5-Harç ve masrafların yetkili ve görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli karar tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır