Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/227 E. 2021/102 K. 12.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/227 Esas
KARAR NO : 2021/102

DAVA : İtirazın İptali (Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2019
KARAR TARİHİ : 12/02/2021

Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/220 Esas 2020/32 Karar sayılı 14/01/2020 tarihli YETKİSİZLİK kararının kesinleşmesi sonucu mahkememize tevzi edilen itirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında uluslararası taşımacılık şartları gereği ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili şirketin Avrupa’da taşımacılık yapan şirketlerden olduğunu, davalı şirket ile arasında gerçekleşen ticari işlemler nedeniyle21/01/2016 tarihinde müvekkili şirket tarafından davalıya 10.000 Euro tutarında teminat mektubu sunulduğunu, süreç içerisinde yapılan işlemlerden sonra bakiye alacak olarak müvekkili şirkete 2.691,83 Euro ödeme yapılması gerektiğini, ancak davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı aleyhine … 5. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, itirazın haksız olduğunu bildirirek davalının icra takibine itirazının iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazları olduğunu, müvekkili şirketin adresi nedeniyle … ATM yetkili olduğunu, ayrıca tahkim itirazında bulunduklarını, davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ticari ilişkinin mevcut olmadığını, müvekkili şirketin Çek Cumhuriyeti menşeli ve merkezli yabancı bir şirket olduğunu, karayolu taşımacılığında ödeme çözümleri sağlanması, yol-yakıt ve diğer ücretler için nakit kullanmadan … kartları ile ödeme yapılabilmesi, müşterilerinin yurtdışında gerçekleştirdikleri harcamaların KDV iade alacaklarının geri iadesi için danışmanlık hizmetleri sunduğunu, müvekkili şirket ile dava dışı … arasında akdedilen … no.lu Ürünlerin Tedarikine Dair Çerçeve Anlaşma ile dava dışı anılan şirkete hizmetler verildiğini, davacı şirketin ise dava dışı anılan şirketin bu sözleşmeden doğan tüm borçlarının ifasını garanti eden ve müvekkiliyle ayrı bir Garanti Sözleşmesi imzalayan şirket olduğunu, davacı tarafından müvekkiline teminat mektubu verilmesinin üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde bir hukuki işlem olduğunu, davacının garanti verdiği dava dışı şirket borçlarını ödemediğinden davacının garantör sıfatıyla verdiği … Bankası teminat mektubunun nakde çevrildiğini ve müvekkilinin mektup lehdarı olarak bu hususta yetkili olduğunu, davacının bundan doğan zararlarını ancak ve ancak lehine teminat vermiş olduğu … Şirketinden talep edebileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tazmin edilen teminat mektubu bedelinin kısmen iadesi talebiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava ilk olarak … 2 ATM … E dosyasıyla açılmış, davalının yetki ilk itirazı üzerine verilen yetkisizlik kararının … BAM 6.HD’ce istinaf başvurusu reddedilmek suretiyle kesinleşmesi sonrası dosya 20/04/2020 tarihinde mahkememize tevzi edilmiştir.
Dosyaya celbedilen … 5.İcra Dairesinin … E takip dosyası incelendiğinde, (21/01/2016 tarihli teminat mektubu bakiyesi açıklamasıyla) 2.691,83 Euro alacak talebiyle başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Dosya mahkememize tevzi edildikten sonra davacı vekiline HMK md. 31 kapsamında süre verilerek, davalının taraflar arasında taşıma sözleşmesi ilişkisi bulunduğunu inkar etmesi, garanti sözleşmesi bulunduğunu iddia etmesi nedeniyle aradaki akdi ilişkiyi, teminat mektubu verilme sebebini ve davadaki alacağın kaynağını yani davadaki talebi açıklaması istenmiş, davacı vekilince 25/12/2020 tarihinde Uyap’tan gönderilen beyan dilekçesinde akdi ilişki açıklanarak uyuşmazlık kaynağı teminat mektubunun garanti sözleşmesi kapsamında davalıya verildiği açıklanmış; ayrıca davalı vekiline süre verilerek, cevap dilekçesi ekinde sunulan Çek dilindeki sözleşmenin noter onaylı yeminli tercüman vasıtasıyla tercüme ettirilmiş Türkçe halini dosyaya sunması sağlanmış, ayrıca dava konusu teminat mektubu örneğinin dosyaya sunulması sağlanmış, … ATM’de uyuşmazlık tespiti açık ve net şekilde yapılmamış olduğundan, yargılamanın sağlıklı yürütülebilmesi bakımından bu açıklamalar sonrası ön inceleme aşaması tekrarlanmış, tarafların kabulünde olan hususlar ve uyuşmazlık konuları tek tek tespit edilmiş, tutanak taraf vekilleriyle birlikte imza altına alınmıştır.
Taraflar arasında garantörlük sözleşmesi olduğu, dava dışı şirketin davalıya olan borçlarına davacının garantör sıfatıyla garanti verdiği, bu kapsamda davalıya10.000 Euro bedelli teminat mektubu vermiş olduğu, davalının bu mektubu tazmin etmiş olduğu tarafların kabulünde olup uyuşmazlık; davacının lehdar, davalının muhatap olduğu dava konusu teminat mektubunun davalı tarafından tazmin edilmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı, davacı lehdarın tazmin bedelini davalıdan talep etme (kısmen iade isteme) hakkı olup olmadığı, talep hakkı varsa talep edebileceği tutarın ne kadar olduğu hususlarında toplanmaktadır.
Dosyaya celbedilen davalı şirketin Ticaret Sicil kayıtlarına göre, davada husumet yöneltilen şirketin (…) Çek Cumhuriyetinde bulunan merkez şirketi olduğu, bu şirketin tek sahibi-ortağı olarak Türkiye’de kurduğu … Limited Şirketi ünvanlı (acente-şube olarak nitelendirilebilecek) şirketi bulunduğu, davada husumet Çek Cumhuriyeti’nde bulunan merkez şirketine yöneltilmişse de, merkez adına dava takibi konusunda (merkeze izafeten) Türkiye’de bulunan acente şirketin vergi kimlik no ve adresinin bildirildiği, bu husustaki yerleşik hale gelmiş Yargıtay içtihatları uyarınca yurtdışında bulunan yabancı şirketlerin Türkiye’deki acente veya şubelerinin yurtdışındaki merkez adına dava takibine yetkili olduğu, davalı vekilinin vekaletnamesinde de bir usule aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilince dosyaya aslı celbedilerek kasaya alınan, “Ürün Tedarikine İlişkin Çerçeve Anlaşmasına Dair Teminata İlişkin Düzenleme” başlıklı “…” sayılı Garanti Sözleşmesinin incelenen Türkçe tercümesi aslına göre, davacının sözleşmede garantör/kefil sıfatıyla kaşe ve imzasının bulunduğu, sözleşme başlığında borçlu olarak belirtilen dava dışı … ünvanlı Macaristan menşeli şirketin karayoluyla taşıma faaliyetine ilişkin bu şirketle davalı şirket arasında imzalanan ürün tedarik çerçeve sözleşmesinde dava dışı borçlu şirketin taahhüt ettiği edimleri davacı şirketin teminat vermek vb. suretle garanti ettiği, garanti sözleşmesinin Çek Cumhuriyeti kanunlarından hükümler içerdiği, sözleşmede “kefil ile alacaklının, borçlunun yükümlülüklerinin yerine getirilmesine ilişkin olan, iş bu düzenleme kapsamında teminat ile duruma göre kefilin yükümlülüğünün alacaklı tarafından icrası güvence altına alınan her türlü ihtilafın Çek Cumhuriyeti Ticaret Odası ve Çek Cumhuriyeti … Odasında Tahkim Kurulunda çözüleceği konusunda anlaşmışlardır (bundan böyle EC CR ve AC CR Tahkim Kurulu olarak anılacaktır)….İhtilaf, ihtilafı herhangi bir duruşma olmaksızın yalnızca yazılı belgelere dayanarak çözebilecek … Tahkim Kurulu Başkanı tarafından atanacak bir hakem tarafından çözülür…” hükümlerinin yer aldığı tespit edilmiş, anlaşılmıştır.
HMK md 413’de “Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir.Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkansız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder” hükmüne yer verilmiştir.
Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda uygulanan 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu md.5’te de HMK’ya paralel şekilde “Tahkim anlaşmasının konusunu oluşturan bir uyuşmazlıkta dava mahkemede açılmışsa; karşı taraf, tahkim itirazında bulunabilir.Tahkim itirazının ileri sürülmesi ve tahkim anlaşmasının geçerliliğine ilişkin uyuşmazlıkların çözülmesi, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilk itirazlara ilişkin hükümlerine tabidir.Tahkim itirazının kabulü halinde, mahkeme davayı usulden reddeder” hükümleri yer almaktadır.
Ayrıca HMK md 412’de ve 4686 s.Kanun md. 4’te tahkim sözleşmesi/anlaşmasının yazılı şekilde yapılması gerektiği hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında akdedilen sözleşmede tahkim yeri Çek Cumhuriyeti-uygulanacak kanun ve usul kuralları olarak Çek hukuku seçildiği anlaşılmakla tahkim yoluna başvurulması halinde anılan hakem kararı yabancı hakem kararı sayılacaktır. Bu nedenle geçerli bir tahkim şartı bulunup bulunmadığı hususunda Türkiye’nin taraf olduğu Newyork Sözleşmesi hükümlerine bakılmalıdır.
Gerek HMK, gerekse Milletlerarası Tahkim Kanunu hükümleri esasen tahkim yeri Türkiye’de bulunan uyuşmazlıklarda uygulanmaktadır. Somut uyuşmazlıkta yabancı ülkede (Çek Cumhuriyeti) hakem belirlenmesi nedenyle, geçerli ve tarafları bağlayıcı bir tahkim şartı bulunup bulunmadığı hususunda, Türkiye’nin taraf olduğu, 3731 sayılı Kanunla onayladığı, yabancı hakem kararlarının tanınması ve icrası hakkındaki 1958 tarihli Newyork Sözleşmesi hükümlerine bakılmalıdır.
Tarafların sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamının veya bir kısmının çözümünü hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmalar tahkim sözleşmesi olarak adlandırılmakta olup yalnızca iki tarafın iradeleriyle tasarrufta bulunabilecekleri konularda tahkim sözleşmesi yapılabilir. İster bağımsız bir tahkim sözleşmesi şeklinde isterse bir tahkim şartı şeklinde yapılsın tahkim sözleşmesinin geçerliliği için aranan temel unsurlar, geçerli bir tahkim iradesinin varlığı ve yazılı şekil şartıdır. Tahkim sözleşmesinin tabi olduğu şekil 1958 tarihli New York Sözleşmesi’nin 2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre geçerli tahkim şartından bahsedebilmek için (HMK ve 4686 sayılı Kanundaki hükümlere paralel şekilde) taraflarca imzalanmış yazılı bir anlaşma, karşılıklı mektup teatisi veya telgraf aranmaktadır.
Newyork Sözleşmesinin II.madde başlıklı kısmının 3.bendinde, “Bir Akit Devlet mahkemesi, tarafların, işbu maddenin anladığı manada anlaşma akdettikleri bir konu ile ilgili uyuşmazlıklarına el koyduğu takdirde, anlaşmanın hükümden düşmüş, tesirsiz veya tatbiki imkansız bir halde olduğunu tespit etmedikçe, bunları, birinin talebi üzerine, hakemliğe sevkeder” düzenlemesi bulunmaktadır.
Davalı vekilince cevap dilekçesinde ve yasal sürede HMK md 117’ye uygun olarak ileri sürülen tahkim ilk itirazı nedeniyle yapılan hukuki değerlendirme sonucunda, taraflar arasında akdedilen garanti sözleşmesinden doğacak ihtilafların Çek hukukuna tabi olarak Çek Cumhuriyetinde belirlenen tahkim kurulunca görevlendirilecek hakem aracılığıyla çözüleceği hususunda tahkim sözleşmesi-sözleşmede tahkim şartı bulunduğu, sözleşmede uyuşmazlıkların mahkemede çözüleceği hususunda bir madde veya yetkili mahkeme konusunda (tahkim anlaşmasını bağlayıcı olmaktan çıkaracak şekilde) bir yetki sözleşmesi bulunmadığı, takip ve dava konusu alacağın kaynağı olan davalı tarafından tazmin edilmiş … Bankasının 21/01/2016 tarihli 10.000 Euro bedelli teminat mektubunun bu sözleşme kapsamında davacı (lehdar) tarafından lehine düzenletilerek davalıya verilmiş olduğu, dolayısıyla taraflar arasındaki ihtilafın bu garanti sözleşmesinden kaynaklandığı, tahkim yolu yargısal alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olmakla, dava konusu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği hususlara ilişkin olduğu, tacir olan tarafların aralarındaki ihtilafları mahkeme yerine tahkim yoluyla çözme yönünde irade serbestisi bulunduğu, bu irade serbestisinin ortaya konduğu yazılı sözleşmede yer alan tahkim şartının (taraflar ortaya konan iradeden anlaşarak vazgeçmezlerse) taraflar açısından bağlayıcı olduğu, dava konusu tahkim sözleşmesinin hükümsüz, tesirsiz veya uygulanmasının imkansız olduğuna dair bir delilin dosyada mevcut olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın mahkeme önüne getirilemeyeceği, tahkim ilk itiraz olmakla birlikte esasen mahkemenin yargılama yapamaz-görevsiz hale gelmesine neden olan bir çeşit özel dava şartı hukuki niteliği de bulunduğu anlaşılmakla, davalının tahkim ilk itirazının kabulüne ve yabancı ülkede hakem belirlenmesi nedeniyle Newyork Sözleşmesi, kurulması gereken hükmün türü hakkında 4686 sayılı Kanun hükümleri, bu kanunda yapılan atıf nedeniyle HMK md 116/1-b, 117, 413/1 ve 115/2 maddeleri kapsamında aşağıdaki şekilde davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Nitekim İstanbul BAM 12. HD’nin 2020/1318 E 2020/1204 K sayılı, 2020/1120 E 2020/1169 K sayılı, 43 HD’nin 2020/1500 E 2020/167 K sayılı emsal ilamları da aynı yöndedir.
Dosyaya sunulan dava şartı arabuluculuk son tutanağında davalının imzasının bulunmadığı, arabulucunun davetine rağmen davalının toplantıya katılmadığı, bu nedenle sürecin anlaşmama tutanağı ile sonuçlandığı görüldüğünden, dava usulden reddedilse de 6325 sayılı Kanunun 18/A maddesi 11.fıkrası uyarınca davacının yaptığı yargılama giderlerinin ve yargılama gideri sayılan arabuluculuk ücretinin davalı tarafa yüklenmesine, ayrıca kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Süresinde ileri sürülen tahkim ilk itirazının KABULÜ ile, uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözülmesi gerektiği ve mahkememiz görevsiz olduğundan, HMK m.116/1b ve m.413/1 ile m.115 kapsamında davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirse de 6325 sayılı Kanun md.18/A-11 gereği davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3- Davacı tarafça yapılan ilk dava açma gideri 224,29-TL, posta ve tebligat masrafı 327,50 TL olmak üzere toplam 551,79-TL yargılama giderinin 6325 sayılı Kanun md.18/A-11 gereği davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Alınması gerekli 59,30-TL karar harcının peşin alınan 179,89-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 120,59-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, (6325 sayılı Kanun md.18/A-11 gereği) davalıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/02/2021

Katip …

Hakim …