Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/222 E. 2021/902 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/222 Esas
KARAR NO:2021/902

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/04/2020
KARAR TARİHİ:21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirket … A.Ş davaya konu … plakalı aracın maliki olduğunu, davalılardan … sevk ve idaresindeki … plakalı araç 04/09/2019 tarihinde müvekkili şirkete ait … plakalı araca arkadan çarptığını meydana gelen trafik kazasında müvekkili şirkete ait araçta hasar ve değer kaybı meydana geldiğini, müvekkili şirkete ait davaya konu acı kullanan …’ in kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını, kazaya ilişkin düzenlenen değer kaybı tespit raporunda … plakalı aracın müvekkili şirkete ait dava konusu araca arkadan çarpması suretiyle meydana geldiğini, davalı sürücü … kazanın oluşumunda asli ve %100 kusurlu olduğu tespit edildiğini, diğer davalı … … ve Ticaret A.Ş ise kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın ruhsat sahibi olduğunu, Kara yolları Trafik Kanunun 85.maddesi gereği ruhsat sahibi … … A.Ş’ nin dere araç işleten sıfatı ile kusursuz sorumluluğu bulunduğunu, müvekkili şirkete ait araç … D model araç yaklaşık 450.000-TL satış bedeli olan araç olduğunu, periyodik bakımlarının zamanında yapıldığı kaza anına kadar bir parça değişikliği yahut kaporta, boya çiziği ve hasarının bulunmadığını, kaza sonrası tamir masrafı olarak 36.652,36-TL tutarlı hasar bedeli söz konusu olduğunu, kazanın ve oluşan hasarın araçta değer kaybı yarattığı tespit raporunda 44.270-TL değer kaybının mevcut olduğunu, … plakalı aracın sigorta şirketi … A.Ş belirtilen değer kaybı tutarının ödenmesi hususunda başvuru yapıldığını, sigorta şirketi teminat limiti dahilinde 2.350 TL ödeme yapıldığını açıklanan nedenlerle dava konusu araçta oluşan değer kaybına ilişkin haklı talebin kabulü ile bilirkişi marifetiyle tespit edilecek değer kaybı tazminatının davalılarından tahsiline karar verilmesini, bu kapsamda araçta meydana gelen değer kaybının fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.400 TL (beşbindörtyüztürklirası) üzerinden HMK madde 109 gereğince kısmi dava olarak kabulü ile , değer kaybı tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … A.Ş vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davalı müvekkil … … A.Ş açısından davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, müvekkili şirket araç … işi ile iştigal ettiğini, birçok kurumsal şirkete ve şahıslara kendi mülkiyetindeki araçları uzun süreli … yapıldığını, davalı müvekkili ile davalı … ile dava dışı … arasında 22.01.2019 tarihinde 12 ay süreli araç … sözleşmesi akdedildiğini, dava dışı …’ a … plakalı araç teslim edildiğini, 23.08.2019 tarihinde sözleşme devam ederken … plakalı aracın davalı ve dava dışı şahısta iken hasarlanması nedeniyle araç müvekkil tarafından iade alınmış ve yine aynı tarihte … plakalı araç davalı sürücüye teslim edildiğini, kazanın meydana gelmesinden sonra aracın onarım görmesi için müvekkili tarafından bu araç davalı sürücüden teslim alındığını, yine sözleşme kapsamında davalı sürücüye … plakalı araç ikame olarak teslim edildiğini, … plaka sayılı araçla ilgili olarak işleten sıfatı davalı müvekkil … … A.Ş’ de bulunmadığını, davacı yan tarafından dilekçesinde bahsi geçen deliller tarafımıza sunulmamış olduğundan değer kaybı raporuna karşı cevap hakkımızı saklı tutarak, fahiş miktarda talep edilen değer kaybı tutarının ve kusur oranlarının kabul edilmesi mümkün olmadığını, öncelikle dosyaya sunulan deliller, yasal düzenleme ve Yargıtay’ın birlik kazandığı içtihatları doğrultusunda işleten sıfatını uzun süreli … sözleşmesi gereği davalı sürücü ve dava dışı …a devreden müvekkil davalı … … Tur. Ve Tic. A.Ş. açısından huzurdaki davanın husumet yokluğundan reddini, davacının haksız ve dayanaktan yoksun davasının reddini, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davalı müvekkili ingiliz vatandaşı olduğunu, eşinin diplomatik görevi sebebiyle geçici olarak İstanbul’ da ikamet ettiğini, kaza günü 04/09/20019 tarihinde müvekkili ailesini davalı … … A.Ş’ den kiraladığı otomobil ile … İlçesinde bulunan …’ gitmek üzere yola çıktıklarını, otoyolda en sol 1.şeritte seyir halinde davacı müvekkili davacıya ait aracı kullanan davacının çalışanı olan şoförün araç kullanırken cep telefonu ile konuştuğunu, dikkatsiz olması sebebiyle aniden ve çok sert bir şekilde frene bastığını, davacının arabasının arkasından gelen davalı müvekkilinin kontrollü ve dikkatli kullanmasına rağmen önünde bir anda otoyol kurallarına aykırı şekilde yavaşlayan davacının otomobiline arkadan çarpmak dışında başka bir çaresi kalmadığını, kaza sonrasında müvekkilinin diğer davalı … .. A.Ş’ den kiraladığı aracı sigortalayan … A.Ş, davacının maliki olduğu arasın tamirat masrafını ve değer kaybını gerektiği gibi tazmin edildiğini, davacı sigorta şirketinin ödemiş olduğu bedeli eksik buluyorsa … A.Ş’ nin iş bu davaya dahil edilmesi gerektiğini, bağımsız ve tecrübeli üyelerden oluşan bilirkişi heyetine dosyanın tevdi ile rapor alınması gerektiğini, davacının iddia ettiği hasar bedeli ve değer kaybı fahiş fiyatlar üzerinden hesaplandığını açıklanan nedenlerle davacının iddia ettiği bütün maddi zararın ve değer kaybının … A.Ş tarafından ödenmesi nedeniyle davanın reddini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Uzmanı … ve … Makine Fakültesi Öğretim Görevlisi Uzman Yüksek Mühendis …’ den oluşan bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 02/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: ” 1-) … plaka numaralı otomobil sürücüsü davalı …’un %100 (yüzde yüz) oranında tamamen
asli kusurlu olduğu, 2-) … plaka numaralı otomobil sürücüsü …’in kusursuz olduğu, 3-) Davacı … A.Ş.’ne ait … plaka ve (…) şasi numaralı otomobilin üzerinde meydana gelen değer kaybı zararının; ZMS Genel Şartları Eki’ndeki formülasyona göre 42.845,00 TL, … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 2.350,00 TL tutarındaki ödemenin tenzili ile net bakiyenin 40.495,00 TL olduğu, Yargıtay içtihatlarına göre 40.000,00 TL, … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 2.350,00 TL tutarındaki ödemenin tenzili ile net bakiyenin 37.650,00 TL olduğu, Hangi değerlendirmenin esas alınacağın Sayın Mahkeme’nin takdirleri olduğu,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili 31/05/2021 tarihli ISLAH dilekçesi ile özetle; İş bu davadaki talebi bilirkişi raporunda Yargıtay içtihatları dikkate alınarak hesaplanan bedel olan 37.650,00 TL esas alınarak ıslah etmekteyiz. Bu kapsamda dava dilekçesi ile talep edilen 5.400 TL’ye ek olarak 32.250,00 TL tutarında dava değerini artırmaktayız. Netice itibariyle bilirkişi raporunda hesaplandığı şekilde dava değerini 37.650,00 TL olarak belirtiriz. Bu kapsamda 37.650,00 TL’nin işleyecek ticari avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsil sorumluluk kapsamında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Sigorta Uzmanı … ve … Makine Fakültesi Öğretim Görevlisi Uzman Yüksek Mühendis …’ den oluşan bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 13/07/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle: ” 02.02.2021 Tarihli Kök Raporda açıkça belirtildiği üzere; davalı … … ve Tic. A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde dayanak yapılan Yargıtay Kararları 2002 ve 2004 yıllarına ait olup, davacı vekilinin 29.06.2020
tarihli cevaba cevap dilekçesinde dayanak yapılan Yargıtay Kararlarının ise 2014 ve 2019 yıllarına ait olup, 2002 ve 2004
yıllarına ait olan kararlar ile farklı hükümler ihtiva ettiğinden, işletenin tespiti ve söz konusu sözleşmenin Uzun Süreli Kira
Sözleşmesi olup olmadığı hususundaki hukuki ve nihai kararın tamamen Sayın Mahkemenize ait olduğu tespit, hesap, görüş ve kanaatine varılmış olup geçen süreçte de dosyaya görüş ve kanaatleri, tespit, değerlendirme ve
sonuçları değiştirecek nitelikte yeni bir somut delil sunulmadığı görülmüş, bu cihetle taraf vekillerinin itirazlarına rağmen
kök raporda belirtilen tespit, sonuç, görüş ve kanaatlerde herhangi bir değişiklik olmadığı,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; 04/09/2019 tarihinde meydana gleen trafik kazasında davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen, kazaya sebebiyet verdiği ve kusurlu olduğu iddia olunan … plakalı araç sebebiyle değer kaybı tazminatının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı taraf, husumeti, haksız fiil faili olan davalı … ile aracın maliki olan diğer davalı şirkete husumet yönelterek eldeki davayı açmış, davalı şirket tarafından uzun süreli kira sözleşmesine dayalı olarak husumet itirazında bulunulmuştur.
Meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur durumunun ve % (yüzde) olarak kusur oranının belirlenmesi, dosya kapsamında davacının aracında kaza nedeniyle oluşan değer kaybı zararı bulunup bulunmadığı, davalıların işleten ve kullanıcısı olduğu aracın poliçesi kapsamında davacıya ödenen tutarların değer kaybı zararı kapsamında olup olmadığı, davacının davalılardan talep edebileceği bakiye değer kaybı tazminat miktarının tespiti amacıyla Sigorta Uzmanı … ve … Makine Fakültesi Öğretim Görevlisi Uzman Yüksek Mühendis …’ den oluşan bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 02/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davalı gerçek kişinin yüzde yüz kusurlu olduğunun bilirkişi raporuna göre sabit olması karşısında, zarar gören araçtaki değer kaybının Yargıtay içtihatlarına göre 40.000,00 TL, … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 2.350,00 TL tutarındaki ödemenin tenzili ile net bakiyenin 37.650,00 TL olduğu bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Taraf vekillerinin dosyaya yapmış oldukları itirazlarının hukuki değerlendirme ve tahlillere yönelik olduğu ve bu aşamada ayrıca bilirkişi incelmesine gerek olmadığı, mevcut dosya kapsamındaki raporların bilimsel ve yargısal denetime açık niteliği de gözetilerek bilirkişi raporlarına yapılan itirazların reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı şirketin uzun süreli kira sözleşmesine dayalı olarak işleten sıfatının bulunmadığı iddiasına yönelik ayrıca değerlendirme yapılması gerekmiştir.
İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli …, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmamak kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. (Yargıtay 17. HD 2018/713E. 2019/11923K. sayılı kararı ve benzer nitelikte diğer kararları) (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesinin 2019/929 Esas, 2020/727 Karar sayılı ilamı)
Tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketçe … plakalı aracın Uzun Süreli Kira Sözleşmesi ile diğer davalı … ve dava dışı …’a 22.01.2019 tarihinde kiralandığı iddia olunmakta ise de, dosya kapsamında bulunan kira sözlşemesinin … plakalı araca ilişkin olduğu; kazaya karışan … plakalı aracın ise … plakalı araca ikame olarak davalı gerçek kişiye verildiğine dair ikame değişikliğine dair tutanak sunulduğu, dosya kapsamında bulunan araç teslim tutanağına göre, kazaya karışan aracın davalı gerçek kişiye diğer davalı şirket tarafından 23.08.2019 tarihinde teslim edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Kaza tarihi ise 04/09/2019 olup, bu noktada davalı … şirketinin işleten sıfatının ortadan kalkması için fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması halinde mümkündür. Bu haliyle kazaya karışan araca yönelik bir araç … sözleşmesinin olmadığı, davalı tarafça kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olduğu hususunun ispatlanmamış olduğu değerlendirilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/02/2019 tarih, 2016/6712 E. ve 2019/2237 K. sayılı kararı). Bu kapsamda yapılan inceleme de; davalı şirket ile diğer davalı arasındaki 22.01.2019 tarihli 2. El Araç … Sözleşmesi’nin hükümleri incelendiğinde de aracın periyodik bakımları, vergi ve sigorta işlemlerinin yürütme yetkisinin kiralayan davalı şirkette kaldığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle masraf ve rizikolardan davalı şirketin sorumlu olmayacağı nispette ve üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması bir araç … ve işleten sıfatının kalmaması hallerinin somut uyuşmazlıkta bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tüm bu gerekçelerle; davalı …’in zarar veren sıfatıyla, diğer davalı … .. A.Ş”nin de devam eden işleten sıfatıyla davacının maliki olduğu araçta oluşan değer kaybı tazminatından sorumlu olduğu kanaati ile; dava ve ıslah dilekçesinin kabulü ile; 37.650,00-TL değer kaybı zararının, davacı vekilinin kaza tarihinden itibaren tazminat talep ettiği, 6098 sayılı TBK m.117/2 uyarınca haksız fiilde fiilin işlendiği, tarihte borçlu temerrüde düşmüş sayılacağı da gözetilerek; kaza tarihi olan 04/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, dair aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava ve ıslah dilekçesinin KABULÜ ile;
37.650,00-TL değer kaybı zararının kaza tarihi olan 04/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 2.571,87 TL harçtan peşin alınan 92,22 TL harç ile 650,00 TL tamamlama harcı toplamından oluşan 742,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.885,74 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 92,22 TL peşin harç ve 650,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 742,22 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan posta, tebligat masrafı 151,00 TL, bilirkişi ücreti 1.400,00 TL olmak üzere toplam 1.551,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.647,50 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Fazla yatan avans var ise Adalet Bakanlığı HMK gider avansı tarifesinin 5. maddesine göre karar kesinleştikten sonra talep halinde elektronik ortamda hesap numarası var ise bu numara üzerinden yok ise PTT aracılığı ile adreste ödemeli gönderilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı … .. A.Ş yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/12/2021

Katip …

Hakim …