Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/183 Esas
KARAR NO : 2023/545
DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 18/02/2020
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müflis hakkında … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 13.06.2019 Tarih …esas sayı ile iflasın açılmasına karar verilmiş olup müvekkil banka tarafından iflas işlemlerinin … 3, İflas Müdürlüğü … İflas sayılı dosyası ile sürdürülen Müflis … Ltd. Şti.’nin masasına … kayıt numarası ile alacak istemi yazdırıldığını, müflis şirketin … Tic. A.Ş. tarafından müvekkil bankanın … Şubesi’nde kullanılan kredilerden dolayı müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile borçlu bulunduğunu, 13.06.2019 tarihi itibariyle müflis şirketin … Tic. A.Ş.’ye kefaletinden kaynaklanan … risk numaralı Ticari Yapılandırma Kredisi’nden kaynaklanan 4.105.366,63 TL anapara, 180.923,28 TL faiz ve 9.046,16 TL BSMY olmak üzere 4.295.336,07 TL, … risk numaralı … Yapılandırma Kredisi’nden kaynaklanan 1.753.330,56 TL anapara, 77.269,18 TL faiz, 3.863,46 TL BSMY olmak üzere 1.834.463,20 TL, toplamda 6.129.799,27 TL nakdi, bankalarınca sorumlu tutarı ödenebilecek durumda olan çeklere ilişkin 36.540,00 TL gayrinakdi olmak üzere toplam 6.166.339,27 TL kefaleten banka alacağının bulunduğunu, ayrıca … A.Ş.’nin bankadan kullanmış olduğu kredilerin teminatında yer alan çeklerden firma kredilerinden takibe aktarıldığı tarihten önce sağlanan tahsilatlardan, firma kredilerinin takibe aktarıldığı tarih itibarıyla hesapta bulunan toplam 135,445,59 TL, 21.10,2019 tarihi itibariyle firmanın banka takip hesaplarında izlenen risklerden mahsup edildiğini, reddedilen 143.023,06 TL müvekkil banka alacağının müflis şirket masasına kayıt ve kabulüne, sıra cetvelinde reddedilen kısmı ile ilgili olarak 143,023,06 TL’sinin kabul neticesinde alacak kaydının sıra cetveline 6.166.339,27 TL üzerinden kaydı ve kabulü ile bu meblağ üzerinden 2. Alacaklılar toplantısında Oy kullanılmasına izin verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, iflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline itiraz yoluyla alacağın iflas masasına kayıt kabulü talebine ilişkindir. Davanın hukuki dayanağı 2004 sayılı İİK’nun ”Sıra Cetveline İtiraz ve Neticeleri” başlıklı 235. maddesidir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. m).Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.
… 3. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyası üzerinden yazı cevabında,… 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından iflasına karar verilen,… adresindeki, Müflis … LTD. ŞTİ.’nin(İst. Ticaret Sicil No: … – Vergi no: … 13/06/2019 günü saat: 17:07’den itibaren iflasının açılmasına karar verildiği, tasfiyenin münferiden temsile yetkileri bulunan iflas idare memurları tarafından yürütüldüğü, davacının iflas masasına … kayıt numarası ile 6.516.396,60 TL alacak kayıt başvurusunda bulunduğu, alacak kayıt talebinin 36.540,00-TL’sinin 4. Sırada şarta kabul edildiği, 5.986.776,21-TL’sinin 4. Sırada kabul edildiği, Bakiye 493.080,39 TL’lik’nin ise reddine karar verildiği, red kararının alacaklıya 07/02/2022 tarihinde tebliğ edildiği, sıra cetvelinin 2 Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde 20 Şubat 2020 Tarihinde, Türkiye Gazetesinde 8 Şubat 2020 Tarihinde ilan edildiği, davacı tarafından kararın tebliği için masraf yatırıldığı bildirilmiş olmakla davacı tarafından 18/02/2020 tarihinde yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı banka tarafından iflas idaresince reddedilen kısmın yalnızca bir bölümü için; müflis şirket, … Tic. A.Ş. Tarafından müvekkilinin … Şubesi’nden kullanılan kredilerden dolayı müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile borçlu bulunduğunu, 07.02.2020 tarihinde … 3. İflas Müdürlüğü… iflas sayılı dosyasından düzenlenen Sıra Cetveli taraflarına tebliğ edildiğini, işbu davayı süresinde açtıklarını, reddedilen 143.023,06 TL müvekkilinin alacağının müflis şirket masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini, … 3. İflas Müdürlüğü … İflas sayılı dosyasından düzenlenen sıra cetvelinde reddedilen kısmı ile ilgili olarak 143.023,06 TL’sinin kabulü talebi ile huzurdaki dava ikame edilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan alacağın iflas masasına kaydı talebinden ibarettir.
Davacı banka ile dava dışı … A.Ş. Arasında imzalanan genel kredi sözleşmeleri bulunduğu, Müflis şirketin … Tic. A.Ş. firmasının borçlarına kefil olması sebebiyle davalı konumunda olduğu anlaşılmıştır. Borçlu … A.Ş. açısından kredi limitinin 6.035.000.-TL olduğu, İşbu sözleşmeyi DAVALI MÜFLİS kefilinde (… Ltd.Şti) 15.500.000,00 TL kefalet limiti dahilinde “ müteselsil kefil ” sıfatıyla imzalamış oldukları açıkça görülmüştür.
Kefalet sözleşmesi alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefalet sözleşmesi kişisel bir teminat sözleşmesidir.Kefiller kendi temerrüdünün sonuçlarından ve kefalet limiti kapsamında asıl borçlunun borcu kadar sorumludur. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2018/1320 Esas, 2020/402 Karar sayılı ilamı)
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın 583. maddesinde ”Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz ” düzenlemesi bulunmakta olup, anılan yasa az önce yukarıda belirtildiği üzere kefaletin geçerli olması için kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla ve bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğunu öngörmüştür. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesinin 2018/891 Esas, 2020/782 Karar sayılı ilamı)
Davaya konu GKS incelendiğinde tüm bu şartların yerine getirildiği ve kefilin 15.500.000.-TL kefalet limitine kadar sorumlu olduğu tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların hesabın kat edildiği tarih itibariyle muaccel hale gelecekleri, muacceliyet için kat ihtarının tebliğine dahi gerek olmadığı, kat ihtarının tebliğinin ancak muhatap borçlu ya da kefiller için takip öncesi temerrüt durumunu etkilediği, öte yandan genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil olan kişilerin asıl borçlu gibi kredi borcundan kefalet tutarları / kefalet limitleri kadar kendi temerrütlerinden hukuken sorumlu bulundukları, bu bağlamda asıl borçlunun genel kredi sözleşmesindeki kredi borçlarını geri ödeyememesi halinde alacaklının pekala müteselsil kefilleri takip ve dava edebileceği konusunda duraksama yoktur.
Dosya kapsamına sunulan kök ve ek raporların denetime açık olmadığı, taraf itirazlarını karşılamaktan uzak olduğu ve özellikle kefil yönünden davanın iflastan sonra kayıt kabul niteliği de gözetilerek davacının kabul edilen ve masaya kaydedilen alacağı da dikkate alınarak REDDEDİLEN MİKTARIN DAVA KONUSU OLDUĞU DA GÖZETİLEREK reddedilen miktar yönünden masaya ne kadarlık kısmın kaydedilmesi gerektiğine yönelik hüküm vermeye elverişli denetime açık rapor için kayıt başvuru miktarı da dikkate alınarak rapor tanziminin istenilmiş, Dosyanın bilirkişi Mehmet ERDEM’e tevdi edildiği, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 09/05/2023 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Davalı tarafından kefil sıfatı ile imzalanan genel kredi sözleşmelerinde rakamsal bir faiz oranına yer verilmemiş olup davalı bankanın benzer nitelikteki kredilere fiilen uyguladığı akdi ve temerrüt faiz oranları belirlenerek yaptırılacak hesap sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06/06/2022 tarih ve 2020/6309 Esas 2022/4512 Karar sayılı ilamı) bankanın T.C. Merkez Bankası’na bildirdiği faiz oranları esas alınarak yapılan hesaplama yapılmamış; Bu durumda dava konusu kredilere FİİLEN uygulanan akdi faiz oranları %19,80 olduğundan, 19,80 akdi faiz oranı esas alınıp, sözleşmenin temerrüdü düzenleyen 12 m. hükmü uyarınca, bu akdi faizin %/50’sinin ilavesi suretiyle 29,70 oranında temerrüt faizi belirlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunu ve 3095 Sayılı Kanun’da ticari işlerde akdi faizi sınırlayacak bir hüküm bulunmamaktadır. 6102 Sayılı TTK’nın 8. ve 9. maddelerinin gerekçesinde; ticarî işlerde faiz oranının serbestçe tayin olunacağı hususunun TTK’nda temel bir ilke olarak yer alması gerektiği, ticarî işlerde temel bir kanun olarak TTK’nun konunun düzenlenmesi gereken yer olduğu, ayrıca bir kanunun sadece kendi kapsamındaki konuları düzenlemesi, bunlara ilişkin hüküm koyması gerektiği, bu sebeple hükmün mülga 6762 sayılı TTK’da olduğu gibi ticarî işlere özgülendiği, 6762 sayılı TTK’da kullanılan “tayin olunabilir” ibaresinin ilke ile bağdaşmayan gereksiz bir esnekliğe yer verdiği, ilkenin tam olarak öngörülebilmesi için kesin bir ifade kullanılması gerektiği, bu sebeple ibarenin “belirlenir” şeklinde düzeltildiği vurgulanmıştır. Dava dışı asıl borçlunun tüzel kişi tacir konumu da dikkate alınarak; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesinde ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği hükmüne aynı maddenin 3. fıkrasında tüketicinin korunmasına ilişkin hükümlerin saklı tutulacağına ilişkin bir istisna getirilmiş ise de başkaca bir istisna bulunmamaktadır. Aynı Kanunun 9. maddesinde, ticari işlerde kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan hükümde sözü edilen ilgili mevzuatın 3095 Sayılı Kanun hükümleri olduğunun, akdi faiz oranı yönünden bir sınırlama getirmediğinin ve 6102 sayılı TTK’nın 8. ve 9. maddelerinin ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olup ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerekir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesinin 2020/311 Esas, 2021/869 Karar sayılı ilamı) Bu haliyle TBK m.88 ve 120 maddelerindeki faiz sınırlamasının somut dava yönünden uygulanabilir olmadığı tespit edilmiş, bilirkişi tarafından rapor içeriğindeki faiz hesaplaması denetime açık yasaya uygun olduğundan itibar edilmesi gerekmiştir.
Davacı bankanın keşide ettiği yukarıda belirtilen hesap kat ihtarları ise 04.11.2019 ve 30.09.2020 tarihinde düzenlendiği, olayısıyla her iki kat ihtarı da iflas tarihinden sonra keşide edildiği tespit edilmiştir. 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunun 195.maddesinde iflasın açılmasının müflisin borçlarını muaccel kılacağını, iflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masraflarının asıl alacağı ilave edileceği belirtilmiştir. İflas anına kadar doğmuş alacaklar yine bu tarihe kadar işlemiş faizi ile birlikte masaya kaydedilir. İflasın açılmasından sonra da faiz işlemeye devam eder ancak tahakkuk edecek faiz ödemeleri 195.maddeye göre hesaplanan anaparalar ödendikten sonra bakiyesi üzerinden yapılabilir (İİK 195 ve 196.maddeleri).
Bilirkişi tarafından banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, İİK m.195 hükmü de ayrıca gözetilerek; banka defter ve kayıtlarının da delil niteliğinde olması sebebiyle temin edilen hesap ekstreleri üzerinden yapılan incelemelerde, usulüne uygun taraflar arasındaki kefalet sözleşmesi ve teminat altına alınan genel kredi sözleşmesi faiz hükümleri de nazara alınarak yapılan hesaplamaya göre denetime açık 09/05/2023 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak bankanın temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranı belirlenip, bu orana %50 fazlası ilave edilmek suretiyle borçlunun sorumlu olduğu temerrüt faizi miktarı tespit edilerek sonucuna göre müflis şirketin iflas tarihi (13.06.2019) itibariyle tespit edilen 145.976,19 TL alacağın ilaveten İlİK’nun 235 m. hükmü uyarınca 4. Sıraya “adi alacak statüsünde” kaydının yaptırılabileceği, davacının davasındaki talebi 143.023,06 TL olduğu gözetilerek davacının 143.023,06 TL alacağının Müflis … LTD. ŞTİ.nin … 3. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında iflas masasında düzenlenen sıra cetvelinde kayıt ve kabulüne, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile,
143.023,06-TL alacağın … 3. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasına istinaden açılan iflas masasına kayıt ve kabulüne,
2-Kayıt kabul davaları maktu karar ve ilam harcına tabi olduğundan alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan posta ve tebligat masrafı 122,00 TL, bilirkişi ücreti 6.950,00 TL olmak üzere toplam 7.072,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yatırılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline iadesine,
Dair, e-duruşma ile katılan davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/06/2023
Katip …
Hakim …