Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/181 E. 2021/469 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/181
KARAR NO : 2021/469

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; kullandırılan kredilerin bir kısmı … teminatlı olduğunu, …’ nin kefaleti kapsamında, takip sonrası yaptığı tazmin ödemeleri, tahsilat niteliği taşımamakta olduğunu, söz konusu tutarların … adına müvekkil banka tarafından takip edileceğinden davalıların söz konusu kredilere yönelik itirazlarının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, bankanın kredi alacağını … tarafından tazmin edilmesinden sonra dahi diğer borçlu ve kefiller hakkındaki icra takiplerinin kredi veren banka tarafından yürütüleceğinin kararlaştırılmış olduğunu, bu sebeplerle takip açılışı sonrasında … nolu … teminatlı kredi ile ilgili olarak … tarafından 09/12/2019 tarihinde yapılan 201.132,83-TL ve 27/01/2020 tarihinde yapılan 188.236,34-TL ödemeninde ilgili mevzuat gereğince tahsilat gibi düşünülmemesi ve söz konusu tutarlar ile ilgili müvekkil bankanın … adına takibe devam etme yükümlülüğü nazara alınarak, söz konusu tutarlar bir tahsilat gibi düşünülmeyerek inceleme yapılmasını, takibin tamamına yönelik itirazların kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, müvekkil bankanın temerrüt tarihi itibari ile Merkez Bankasına bildirdiği azami faiz oranının % 50 olduğunu, söz konusu tutarın % 50 fazlası olan % 75 temerrüt faizi talep edebilme imkanı varken banka üst yönetiminin aldığı karar çerçevesinde % 40 temerrüt faiz talep edilmiş olduğunu, davalıların itirazının iptali ile % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılara usulüne uygun olarak yapıla tebligata rağmen davalılar cevap dilekçesi sunmamış olup davayı inkar eden konumdadırlar.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında gerçekleşen sözleşme gereği verilen kredinin bir kısmının … teminatlı olup olmadığı, takip sonrası yapılan tazmin ödemelerinin …’nin özelliği dikkate alındığında tahsilat niteliği taşıyıp taşımadığı, taşımamakta ise … ye ilişkin mevcut bankacılık uygulamaları da dikkate alındığında bu durumunun nedeninin ne olduğu, buna göre davacı bankanın kredi alacağının … tarafından tazmin edilmesinden sonra asıl borçlu ve kefiller hakkındaki icra takiplerinin davacı kredi veren banka tarafından yürütüleceğine dair usul ve esasları düzenleyen norm içerikleri de dikkate alındığında yapılan tahsilatların normal tahsilat gibi dikkate alınmasının gerekip gerekmediği, buna göre Yargıtay 19.HD 2014/14648 E.sayılı 2015/37 K.sayılı ilamı uyarınca alacağa uygulanacak temerrüt faiz oranının, Yargıtay 19. HD 2018/2511 E. 2019/3854 K. sayılı ilamı gereği ancak ve ancak sözleşmede belirtilen ve Merkez Bankasına bildirilen kredi faiz oranı üzerinden değil, bankacılık konusunda ehil bilirkişinin banka adresinde banka kayıtları incelenip, dava konusu kredi için bankanın emsal kredilerde fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı belirlenip, bu orana % 50 ilave yapılmak sureti ile saptanması gerekmekle bu hususlar dahi dikkate alındığında asıl borçlu ve kefil yönünden takip tarihi itibari ile hangi tür hesaptan dolayı hangi davalının hangi miktarda borçlu olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki kredi sözleşmesine dayalı davanın açıldığı, davalıların süresi içinde itiraz talebinde bulunarak takibi durdukları, süresi içinde itirazın iptali ile takibin devamı amacına yönelik olarak bu davanın açılmış olduğu tartışmasızdır.
İcra dairesinin yetkiye yönelik itirazda bulunduğu, ancak yetki sözleşmesi içeriği karşısında HMKm.17 hükmü gereği davalı borçlunun, buna bağlı olarak ise TTKm.7 hükmü gereği kefillerin İcra Müdürlüğü’nün yetkisine yönelik itirazlarının ayrı ayrı red olunduğu açıklanarak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, İİK m.67 hükmüne dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davaya esas değer 460.946,60 TL olarak belirtilmiş ise de davacı tüm davalılar yönünden itirazın iptali ile takibin devamını talep etmişlerdir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki genel usul kuralı gereği her dava,davanın açıldığı tarihe göre incelenecektir. Bu davanın açıldığı tarih itibariyle harca esas değer üzerinden yargılamaya devam edilmesi esastır. Bu nedenle 521.672,15 TL üzerinden harç eksikliği giderilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık hususlarını araştırmak için atanan bilirkişinin hazırladığı 08/03/2021 tarihli kök rapor içeriğine göre “davacı banka ile davalı kredi lehtarı …Ltd. Şti arasında “Genel Kredi Sözleşmesi” imzalandığı, işbu sözleşmeyi davalı kefillerin de müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşmeye istinaden davacı banka tarafından kredi lehtarı adına kredi hesapları açıldığı ve bu hesaplar üzerinden nakit kredilerin kullandırılmış olduğu, işbu kredi borçlarının öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle, davacı bankanın davalılar aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 1.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 483.256,25 TL’sinin kefalet limitlerinden daha yüksek seviyede olması nedeniyle davalı kefillerin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketlerin temerrütleri ile bunların hukuki sonuçlarından dolayı borcun tamamından kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebileceği, buna göre davacı bankanın takip tarihinden itibaren hesaplanan alacaklarının … ve … numaralı taksitli kredilerle ilgili yapılan incelemede asıl alacak miktarının 472.237,78 TL, işleyen temerrüt faizinin 34.207,34 TL, işleyen temerrüt faizinin %5 BSMV 1.710,37 TL olmak üzere hesaplanan ve talep edilmesi gereken miktarın 508.155,49 TL olduğu, buna göre asıl alacak tutarı olan 472.237,78 TL tutarın tamamen ödeninceye kadar %40 oranında temerrüt faizi ve bunun gider faizi ile birlikte istenebileceği, ayrıca kredili mevduat hesabı yönünden ise yapılan hesaplamada asıl alacak miktarının 11.018,47 TL, işlemiş akdi faizin 774,77 TL, BSMV’nin 38,74 TL olmak üzere hesaplanan ve talep edilmesi gereken miktarın 11.831,98 TL olduğu, buna göre hesaplanan ve talep edilmesi gereken 11.018,47 TL asıl alacak tutarının tamamen ödeninceye kadar yıllık %33 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider faizi ile birlikte istenebileceği, davalı kefillerin kefalet limitleri 1.000.000,00 TL olmakla hesaplanan alacağın tamamını kapsadığı yönünde görüş açıklanmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki davacı ile davalı banka arasındaki … sözleşmesinde dava dışı … bankalara üçüncü şahıslara vermiş oldukları kredide kefalet taahhüdü verme durumundadır. Bun nedenle 3.şahıs kredi lehtarlarının borçlarını zamanında kreditör kuruluşlarına ödememeleri halinde dava dışı …’nin taahhüt ettiği kefalet limiti kapsamında sorunlu kredi borçlarını kefalette bulunduğu bankalara ödemekte olup kefalet taahhütnamesi gereği ise aracılık eden davacı bankanın … adına kefillere ve ipotek borçlularına rücu etme hakkı mevcut olup, kefalet protokolünün A/5-13, D/4.1.2, D/4 2.1.1 maddesi ve D.4.3 maddesi bu noktada davacı lehine dayanak oluşturan hükümlerdir. Bu çerçevede davacı banka yönünden … A.Ş tarafından yapılan tazmin sonucunda, kredi borcu tamamen ödenmiş olsa dahi … A.Ş adına davacı bankanın bu bedeli doğal olarak davalılardan tahsil etmesi gerekli ve mümkündür. O halde sözleşmenin işleyiş tarzı noktasında davacı dayanak belgelerden kaynaklanan hakkını kullanarak takip yapmakta haklıdır.
Bilirkişi tarafından hesaplanan miktarlara itibar etmeye engel gerekçeli bir itiraz olmadığı gibi bilirkişi tarafından yapılan hesaplama gerekçeli ve denetime elverişlidir. Kaldı ki taksitli temerrüt faizi yönünden kredi kullandırımına dair akdi faiz oranı %27 olmakla sözleşmenin 10.maddesine göre yapılan %50 arttırım sonucunda ise temerrüt faizi %40,50 olacaktır ki HMK m.26 hükmü gereği taleple bağlılık esas olmakla %40 oranına itibar olunmuştur. Yine davaya konu kredili mevduat hesabı temerrüt faizi yönünden TCMB tebliğlerine göre 01/10/2019 tarihinde kredi kartlarına uygulanan akdi faizin %27 oranında ve temerrüt faizinin ise %33 oranında olduğu anlaşılmakla ödeme emrindeki %3 temerrüt faizi sözleşme serbestisi kuralları dahilinde talep edilmesi mümkün bir orandır. Zaten TTK m.8 hükmüne göre ticari işlerde serbesti kaidesi esastır.
Yargıtay 19. H.D.’nin yerleşik kararlarında açıklandığı üzere; “26 Kasım 2013 tarihinde yürürlükte bulunan, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde: “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez.” hükmüne yer verilmiştir.
TTK yasa tasarısının 7. maddesinin 1. fıkrasına eklenen 2. cümle ilgili olarak kanunlaşma sürecinde verilen önerge ve kanunun gerekçesinde kefile alacağın ve borcun yerine getirilmediğinin ihbarı gerektiği, ihbar edilmeden asıl borçlunun temerrüdü yönünden kefillerden temerrüt faizi istenemeyeceği belirtilmiştir. Eklenen bu fıkra 6762 sayılı eski TTK’nunda bulunmayan yeni bir hükümdür.
6102 sayılı TTK’nun yürürlükte olduğu dönem içerisindeki kefillere yönelik alacağın tahsili yönündeki hukuki işlemlerde bu hükmün uygulanması gerekir. Buna göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamaz.
Ancak kefil kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabilir.”
Somut olayda davalı kefil gerçek kişiler asıl borçluyla birlikte ve bilirkişi raporunda hesaplanan miktarlar çerçevesinde mahkememizce itibar eden raporlardan sorumludurlar. Öte evli olan eşlerin kefil olan eşlerin muvafakat alınması gerektiği TBK m.584 hükmü uyarınca yasal zorunluluk arz etse dahi davacı tarafından sunulan kayıtlar dikkate alındığında davalı gerçek kişilerin eş olmadıkları bilakis kardeş oldukları kayden sabittir. Bu durumda davalı gerçek kişilerin kefil olmaları için rıza durumları gerekmemektedir. Sunulan aile nüfus kayıtlarından anlaşılacağı üzere davalı gerçek kişiler evli olan kişiler kişi konumunda bulunmamaktadır. Bu nedenle adı geçen davalı gerçek kişiler lehine davacı aleyhine bu konuda yorum yapılabilmesi mümkün değildir.
Buna göre bilirkişi tarafından Yargıtay HGK’nin benimsemiş olduğu yönteme uygun olarak davacının alacağın kat tarihi itibariyle kayıtlardan tespit edilmesi, kat tarihinde bulunan alacağa temerrüt tarihine (kat ihtarının borçluya ve kefile tebliği ile verilen sürenin sonu) kadar akti faiz ve ferîleri uygulanması, temerrüt tarihi itibariyle bulunan akdi faiz ve ferîleri kapitalize edilerek temerrüt tarihinde borçlunun sorumlu olacağı asıl alacak tespit edilmesi, bu safhadan sonra temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar, daha önce belirlenen asıl alacağa temerrüt faizi ve ferîleri uygulanması ve takip tarihinde talep edilebilecek asıl alacak ile birlikte temerrüt faizi miktarı ve ferîleri ayrı ayrı tespit olunması, bulunan bu rakam alacaklı bankanın borçludan takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarının tespit olunması gerçekleştirilmiş, buna göre davacı bankanın davalılar aleyhine açmış olduğu davada alacak yönünden dava tarihi itibariyle davalının sorumluluk miktarları bu şekilde belirlenmiştir. Esasen bu açıklamalara itibar etmeye engel bir itiraz olmadığı gibi davacı vekili de 18/03/2021 tarihli bilirkişi raporu içeriğini kabul etmiştir.
Bilindiği üzere İİK.m.67/f.2 hükmüne göre itirazın iptali davalarında davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi karşısında borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli olması halinde ise alacaklı tazminata mahkum edilir. Nitekim somut olayda davalı borçluların dava tarihi itibariyle davacının haklı olduğu ispatlanan kısım yönünden haksız itiraz etmiş oldukları anlaşılmakla her iki tür kredi yönünden hükmedilen alacağın %20’sine isabet eden icra inkar tazminatının tek olarak -davalılardan tahsil de tekerrür olmamak üzere- tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kısmen kabulüne,… Nolu ticari krediden kaynaklanan alacak yönünden … 9. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra dosyasına konu 472.237,78-TL asıl alacak; 34.207,34-TL işleyen temerrüt faizi; 1.710,37-TL işlemiş temerrüt faizinin %5 BSMV’ si olmak üzere toplam 508.155,49-TL miktara yönelik davalıların itirazlarının iptali ile bu kısımlar yönünden takibin -tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere-aynen devamına, hükmedilen 472.237,78-TL asıl alacağa-davalılardan tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere- takip tarihinden itibaren ve asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %40 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) uygulanmasına, hükmedilen toplam 508.155,49-TL alacağın %20′ sine isabet eden icra inkar tazminatının -davalılardan tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere- davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin diğer taleplerinin reddine, 748-629887 2 Nolu tek hesaptan kaynaklanan kredili mevduat hesabı yönünden … 9. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra dosyasına konu 11.018,47-TL asıl alacak; 774,77-TL işlemiş akdi faiz; 38,74-TL BSMV olmak üzere toplam 11.831,98-TL miktara yönelik davalıların itirazlarının iptali ile bu kısımlar yönünden takibin -tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere-aynen devamına, hükmedilen 11.018,47-TL asıl alacağa-davalılardan tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere- takip tarihinden itibaren ve asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %33 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) uygulanmasına, hükmedilen toplam 11.831,98-TL alacağın %20′ sine isabet eden icra inkar tazminatının -davalılardan tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere- davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin diğer taleplerinin reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacının davasının kısmen kabulüne,
A)… Nolu Ticari Krediden Kaynaklanan Alacak Yönünden;
… 9. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra dosyasına konu 472.237,78-TL asıl alacak; 34.207,34-TL işleyen temerrüt faizi; 1.710,37-TL işlemiş temerrüt faizinin %5 BSMV’ si olmak üzere toplam 508.155,49-TL miktara yönelik davalıların itirazlarının iptali ile bu kısımlar yönünden takibin -tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere-aynen devamına,
2-Hükmedilen 472.237,78-TL asıl alacağa-davalılardan tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere- takip tarihinden itibaren ve asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %40 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) uygulanmasına,
3-Hükmedilen toplam 508.155,49-TL alacağın %20′ sine isabet eden icra inkar tazminatının -davalılardan tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere- davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacının fazlaya ilişkin diğer taleplerinin reddine,
B)… Nolu Tek Hesaptan Kaynaklanan Kredili Mevduat Hesabı Yönünden;
1-… 9. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra dosyasına konu 11.018,47-TL asıl alacak; 774,77-TL işlemiş akdi faiz; 38,74-TL BSMV olmak üzere toplam 11.831,98-TL miktara yönelik davalıların itirazlarının iptali ile bu kısımlar yönünden takibin -tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere- aynen devamına,
2-Hükmedilen 11.018,47-TL asıl alacağa-davalılardan tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere- takip tarihinden itibaren ve asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %33 oranında temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi (BSMV) uygulanmasına,
3-Hükmedilen toplam 11.831,98-TL alacağın %20′ sine isabet eden icra inkar tazminatının -davalılardan tahsilde tekerrür teşkil etmemek üzere- davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacının fazlaya ilişkin diğer taleplerinin reddine,
II-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35.520,34 TL harçtan peşin alınan 5.263,46 TL harcın, yine davacı tarafından yatırılan 1.037,50 TL tamamlama harcının ve ayrıca 2.608,36 TL icra harçları olmak üzere toplamı olan ‭8.909,32‬ TL harcın mahsup edilerek bakiye 26.611,02 TL harcın davalılardan -tahsilde tekerrür olmamak üzere- alınarak hazineye gelir kaydına,
III-Davacı tarafından yatırılan 5.263,46 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı,davacı tarafça yatırılan 1.037,50 TL tamamlama harçları toplamı olan ‭6.355,36‬ TL harcın davalılardan -tahsilde tekerrür olmamak üzere- alınarak davacıya verilmesine,
IV-Davacı tarafından yapılan 1.700,00 TL bilirkişi ücreti, 274,50 TL posta ve tebligat ücreti toplamı 1.974,5 TL’nin kabul nispetine göre (%99,67) 1.967,98 TL yargılama giderinin davalılardan -tahsilde tekerrür olmamak üzere- alınarak davacıya verilmesine,
V-Davacı vekil ile temsil edildiğinden 519.987,47 TL üzerinden yürürlükte olan AAÜT gereğince tek olarak takdir edilen 43.049,37 TL vekalet ücretinin davalılardan -tahsilde tekerrür olmamak üzere- alınarak davacıya verilmesine,
VI-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden 1.684,68 TL üzerinden yürürlükte olan AAÜT’nin 13/2.maddesine göre tek olarak takdir edilen 1.684,68 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
VII-1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin ileride Bakanlıkça ödenmesi durumunda 6183 sayılı AATUHK hükümleri gereği davalılardan -tahsilde tekerrür olmamak üzere- tahsili ile hazineye irat kaydına,
VIII-Davalılar tarafından yapılan masraf olmadığından hesaplama yapılmamasına,
IX-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde bakiye avansın iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda davalı vekilinin yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi. 24/06/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …