Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/174 E. 2023/144 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/174 Esas
KARAR NO : 2023/144

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 11/02/2011
KARAR TARİHİ : 21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalının … Belediyesi sınırları içinde muhtelif cadde ve sokaklarda, su arızası ve kanal kazısı yaparken muhtelif araç ve gereçlerle müvekkili idareye ait mevcut alt yapı tesislerine değişik tarihlerde hasar verdiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 15.521,33 TL’nin davalıdan tahsiline, mahkememiz dosyası ile birleşen … 8. Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında da, aynı şekilde davalının muhtelif cadde ve sokaklarda yaptığı çalışmalarda müvekkili idareye ait mevcut alt yapı tesislerine değişik tarihlerde hasar verdiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 14.042,03 TL’ nin davalıdan tahsiline, mahkememiz dosyası ile birleşen …. 31. Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında da, aynı şekilde davalının muhtelif cadde ve sokaklarda yaptığı çalışmalarda müvekkili idareye ait mevcut alt yapı tesislerine değişik tarihlerde hasar verdiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 15.222,91 TL’ nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Esasa ilişkin olarak müvekkilinin … projesini ifa ettiğinden …’nin yönetim, denetim ve kontrol yükümlülüğü çerçevesinde çalıştığını, müvekkilinin …’nin onaylamadığı bir işlemi gerçekleştirmediğini, kazı çalışmalarının yapıldığı yerde davacı kurumun bizzat alması gereken koruma önlemlerini almaması nedeniyle arandığını ancak davacı kurumun gelmediğini, davacının talebinin çok fahiş olduğunu, kablolarına verilen zararların ya da kısa süreli elektrik kesintisi sebebiyle bu derece zararın meydana gelmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN … (KAPATILAN) 31. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS, … KARAR SAYILI DOSYASINDA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Fatih belediyesi sınırları içerisinde bulunan muhtelif cadde ve sokaklarda su arızası ve kanal kazısı yaparken müvekkili kuruma ait yapı tesislerine zarar verdiğini, bu durumun o bölgede yaşanan abonelerin elektrik kesintisi şikayeti üzerine müvekkili kuruma başvurması neticesinde, müvekkili kurumun teknik personelin yaptığı gerekli inceleme sonunda tespit edildiğİni, davalının söz konusu yerde hafriyat çalışması yapmak ve yerin altından geçen hatlara ait güzergahları öğrenmek adına müvekkili kuruma hiçbir şekilde başvuruda bulunmadığını, davalıya ait iş makinesi ile koparılan ve koparıldığı yere gömülen kabloların ödemesi için gerek posta yoluyla gerekse noter kanalıyla başvurulmasına rağmen davalının hiç bir ödeme yapmadığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 12.522,91 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesi talebiyle davalı hakkında işbu davayı açmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğineden bahisle iş bölümü itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da müvekkilin … projesini ifa ettiğinden … nin yönetim, denetim ve kontrol yükümlüğü çerçevesinde çalıştığını, müvekkilinin … nin onayamadığı bir işlemi gerçekleştirmediğini, kazı çalışmalarının yapıldığı yerde davacı kurumun bizzat alması gereken koruma önlemlerini almaması nedeniyle arandığını ancak davacı kurumun gelmediğini, davacının talebinin çok fahiş olduğunu, kablolarına verilen zararların ya da kısa süreli elektrik kesintisi sebebiyle bu derece zararın meydana gelmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN … 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESASA, … KARAR SAYILI DOSYASINDA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının … belediyesi sınırları içerisinde bulunan muhtelif cadde ve sokaklarda su arızası ve kanal kazısı yaparkEn müvekkili kuruma ait yapı tesislerine zarar verdiğini, bu durumun o bölgede yaşanan abonelerin elektrik kesintisi şikayeti üzerine müvekkili kuruma başvurması neticesinde, müvekkili kurumun teknik personelin yaptığı gerekli inceleme sonunda tespit edildiğİni, davalının söz konusu yerde hafriyat çalışması yapmak ve yerin altından geçen hatlara ait güzergahları öğrenmek adına müvekkili kuruma hiçbir şekilde başvuruda bulunmadığını, davalıya ait iş makinesi ile koparılan ve koparıldığı yere gömülen kabloların ödemesi için gerek posta yoluyla gerekse noter kanalıyla başvurulmasına rağmen davalının hiç bir ödeme yapmadığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 14.042,03 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesi talebiyle davalı hakkında işbu davayı açmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğineden bahisle iş bölümü itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da müvekkilin … projesini ifa ettiğinden … nin yönetim, denetim ve kontrol yükümlüğü çerçevesinde çalıştığını, müvekkilinin … nin onayamadığı bir işlemi gerçekleştirmediğini, kazı çalışmalarının yapıldığı yerde davacı kurumun bizzat alması gereken koruma önlemlerini almaması nedeniyle arandığını ancak davacı kurumun gelmediğini, davacının talebinin çok fahiş olduğunu, kablolarına verilen zararların ya da kısa süreli elektrik kesintisi sebebiyle bu derece zararın meydana gelmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda davalı tarafından su arızası ve kanal kazısı yapılırken, idareye ait altyapı tesislerine değişik tarihlerde hasar verildiğini belirterek uğranılan zararın tazminini talep etmiştir.
Mahkememizce asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne yönelik verilen hüküm Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 16/05/2019 tarih 2019/882 Esas 2019/2905 sayılı kararı ile tarafların bir kısım beyanlarında davaya konu zararın ihbar edilen … Genel Müdürlüğü tarafından yargılama esnasında ödendiğinin beyan edildiği anlaşılması nedeniyle, ödeme yapılmış ise tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeyecek şekilde hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozularak yukarıda esas kaydına kaydı yapılmıştır.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, 01/04/2009 tarihinde 8.902.294,09-TL ihale bedelli davalı … Ltd Şti’ ne ihale edilen, ”2009 yılı … Şube Müdürlüğü Mesuliyet sahası içerisinde bozuk, çökk, hasarlı ve hizmet dışı kalmış mevcut atıksu ve içme suyu hatlarında kısmi yenileme ve rehabilitasyon işi” kapsamında davalı … Ltd Şti’nin 31/08/2009-28/01/2010 tarihleri arasında … İlçesi belediyesi sınırları içerisinde yapmış olduğu kazılar neticesinde davacı … … A.Ş’nin yer altı enerji kablolarına vermiş olduğu zararlara yönelik … Genel Müdürlüğü tarafından davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı, bu kapsamda ödeme yapılmış ise hangi tarihte, ne miktarda ve neye yönelik ödeme yapıldığı ve buna ilişkin belgelerin de temini ile açıklanan tüm hususlarının tek tek karşılanması suretiyle detaylı araştırma yapılarak mahkememize bilgi verilmesi için dava dışı … Genel Müdürlüğüne ve davalı …Ltd Şti’ ne müzekkereler yazılmış; müzekkere cevaplarına göre dava dışı ihbar olunan …’den alınan hesap hareket listesi ile sunulan davalı beyanına göre; … borcunun kesilerek mahsubu açıklaması ile … Fiş Nolu,… Fiş Tarihli ve … yevmiye no ile 66.748,29TL dava dışı kurum tarafından davacıya ödenmiştir.
Asıl ve birleşen davaların açılış tarihleri 11/02/2011 olup; dava dışı …’nin davacıya yaptığı ödeme davadan sonra ve yargılama içerisinde yapılmıştır. Aynı zamanda yapılan bu ödeme de birden fazla zarara yönelik tek kalem halinde yapılan bakiye borca yönelik ödeme olup, asıl ve birleşen dava konusu edilen hasar bedellerinin hangisinin uğruna yapıldığı davanın tarafları ve dava dışı ödemeyi yapan … tarafından bilinmemektedir.
Somut davada temel ihtilaf noktası; davalının dava konusu hukuki ilişki nedeniyle mevcut borcu nedeniyle dava dışı kişi tarafından dava dışı ihbar olunan … tarafından yapılan ödemenin davalının borcunu söndürüp söndürmediği noktasındadır.
TBK m.83 gereği para borçlarında borcun şahsen ifası zorunlu olmadığı gibi davacının bu hususta ayrıca menfaati de bulunmamaktadır. Davacı yararına yapılan ödemelerin ödeme miktarı kadar alacağı sona erdireceği noktasında şüphe yoktur.
Bu haliyle; Bedaş borcunun kesilerek mahsubu açıklaması ile … Fiş Nolu,… Fiş Tarihli ve … yevmiye no ile 66.748,29TL dava dışı kurum tarafından ödemenin tamamı dava konusu edilen hasar bedellerine yönelik olmayıp, yalnızca dava konusu edilen hasar bedellerine yönelik asıl alacak tutarlarının davadan sonra 42.086,27-TL olarak ödenmiş olduğu sabittir. Ancak bu ödemelerin asıl ve birleşen davaların konusu olan hasar kalemlerine yönelik olmayıp, dosya kapsamındaki ihbar olunan … kurum yazışma içerikleri ve 16/12/2022 tarihli ek rapor içeriğinde tespit edilmiş, 24.662,02-TL ödemenin 08/10/2010 ve 26/05/2011 tarih aralığındaki hasarlara ilişkin olduğu; asıl ve birleşen davaların konusunun iste bu tarihlerden önceki hasar kalemlerine ilişkin olduğu, dava konusu edilmeyen bir borcun ifasının davaya etkisi bulunmayacağı değerlendirilerek, dava dışı ihbar olunanın 24.662,02-TL’lik ödemesi dikkate alınmamıştır. Bu kapsamda ek rapordaki yapılan bu bedelin de dava konusu hasarın ödenmesine etkisi olacağına yönelik tespite, talep sonucundan bağımsız olarak hüküm verilemeyeceği gözetilerek itibar edilmemiştir. Zira asıl ve birleşen dava dilekçelerinde açıkça dava konusu edilen hasara sebebiyet veren eylemler ve tarihleri zikredilmiştir.
Bu takdirde artık dava dışı ihbar olunanın asıl ve birleşen dava konusu hasar bedellerine ilişkin 42.086,27-TL ödemesinin mahsubunun tartışılması gerekip, 6098 sayılı TBK kapsamında m.99 ve devamı maddeleri uyarınca “ödeme” ye ilişkin hükümlerin işletilmesi gerekmektedir.
Türk Borçlar Kanunu’nun kısmen yapılan ödemede mahsup hakkının düzenlendiği 100. maddesinde;
“Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz.
Alacaklı, alacağın bir kısmı için kefalet, rehin veya başka bir güvence almış ise, borçlu kısmen yaptığı ödemeyi, güvence altına alınan veya güvencesi daha iyi olan kısma mahsup etme hakkına sahip değildir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un 101. maddesinde;
“Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir.
Borçlu bildirimde bulunmazsa, yapılan ödeme, kendisi tarafından derhâl itiraz edilmiş olmadıkça, alacaklının makbuzda gösterdiği borç için yapılmış sayılır” denilmiş;
devamındaki 102. maddede ise;
“Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur.
Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır” şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Bu düzenlemeler ile; kanun koyucu, TBK’nın 100 ila 102. maddelerinde para borçlarında kısmen ödeme ve mahsupla ilgili bazı özel hükümler koymuştur. TBK’nın 100/I. maddesine göre borçlu her şeyden önce, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Ancak, bunun için borçlunun faiz ve gider borcunu ödemede gecikmemiş olması gerekir. Borçlu faiz ve giderleri ödemede gecikmiş ise, yapmış olduğu kısmî ödeme ana paraya değil, ödemekte geciktiği faiz ve gider borcuna mahsup edilir.
TBK’nın 101. ve 102. maddelerinde de birden çok para borcunda, borçlunun yaptığı ödemenin bunlardan hangisine mahsup edileceği düzenlenmiştir. TBK’nın 102/I. maddesine göre, kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı takdirde ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/15-2332 Esas, 2021/665 Karar sayılı ilamı)
Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay değerlendiğinde; dosyaya rapor sunan Mali Bilirkişiden dava konusu edilen hasarlarla ilgili ödenen miktar üzerinden; dava konusu edilen hasarlarla ilgili kök ve ek raporda tespit edilen miktarlara, önceki gerekçeli kararda ve raporlarda kabul edilen haksız fiil tarihlerinden ödeme tarihine kadar işlemiş faiz miktarının hesaplanmasının istenilmesine,
Öncelikle TBK 100 uygulaması ile ödenen bedelin bulanan faizlere karşılık olacak şekilde mahsubunun yapılmasının istenilmesine,
Devamında haksız fiil tarihleri nazara alınarak TBK m.102 maddesi uygulanmak suretiyle asıl ve birleşen davalar için mahsup işlemi yapılarak, bu haliyle dava tarihi önem arz etmeksizin haksız fiil tarihi önce olan zarar kalemini içeren dava konusu alacaktan mahsup yapılmak suretiyle bir alacağın kalıp kalmadığının asıl ve birleşen davalar için ayrı ayrı denetlenmesi için dosyanın mali bilirkişi tarafından yeniden ele alınmasının istenilmiştir.
Haksız fiil tarihlerinden ödeme tarihine kadar işlemiş faiz miktarının hesaplanması neticesinde;
Asıl davada 28.06.2010’dan ödeme tarihi 17.10.2011 tarihine kadar 15.521,33 asıl alacak ve 3.131,11- TL işlemiş faiz;
Birleşen … (Kapatılan) 31. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyasında; 20.03.2010’den ödeme tarihi 17.10.2011 tarihine kadar 12.522,91 TL asıl alacak ve 3.075,03-TL işlemiş faiz
Birleşen … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyasında; 7.12.2009’dan ödeme tarihini 17.10.2011 tarihine kadar 14.042,03 TL asıl alacak ve 4.036,67-TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu 16/12/2022 tarihli bilirkişi ek raporu ile tespit edilmiştir.
Dava konusu edilen hasar bedellerine yönelik asıl alacak tutarlarının davadan sonra 42.086,27-TL olarak ödenmiş olması karşısında öncelikle işlemiş faiz borçları olan 3.131,11- TL+ 3.075,03-TL + 4.036,67-TL=10.242,81-TL toplam faiz borcunun TBK m.100 uyarınca mahsubu gerekmiştir.
Bakiye kalan bedel yönünden de Asıl ve birleşen davalar yönünden son hasar dolayısıyla haksız fiil tarihleri ilgili davaya konu alacak kalemi muaccel hale gelecektir.
Bu kapsamda asıl dava yönünden muacceliyet 28.06.2010’dan; Birleşen … (Kapatılan) 31. Asliye Tic. Mah. … E. sayılı dosyası yönünden muacceliyet 20.03.2010’den Birleşen … 8. Asl. Tic. Mah. …E. sayılı dosyası yönünden ise muacceliyet 17.12.2009’dan itibaren başlamaktadır
Bu haliyle faiz borcunun mahsubu ile 31.843,46-TL ödemenin öncelikle asıl davaya nazaran dava konusu hasar tarihleri itibariyle daha önce muaccel olan birleşen davalarda borç lehine TBK m.102 uyarınca ödenmiş sayılması gerektiğinden birleşen davalar yönünden dava sonrası ödeme nedeniyle konusu kalmayan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Birleşen dava asıl alacak bedellerinin ( Birleşen … ( Kapatılan) 31. Asliye Tic. Mah….E. sayılı dosyasında 12.522,91 TL ve Birleşen … 8. Asl. Tic. Mah. …E. sayılı dosyasında 14.042,03 TL) de mahsubu ile ödenen 42.086,27-TL’den bakiye 5.278,52-TL borç ödemesi kalmıştır. Asıl dava yönünden de 5.278,52-TL dava sonrası borç ödemesi kadar dava konusuz kalmış; nihayetinde davacının asıl dava 15.521,33 asıl alacak tutarından 5.278,52-TL dava sonrası borç ödemesinin mahsubu ile geriye 10.243,81 alacağının asıl dava konusu hasar bedellerine yönelik olarak devam ettiği anlaşılmakla, bu miktar yönünden davanın kabulüne; fazlaya ilişkin kısım yönünden de dava sonrası ödeme nedeniyle dava konusuz kaldığından dolayı karar verilemesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş; HMK m.331 hükmü de gözetilerek ödeme nedeniyle konusuz kalma kararları yönünden dava açıldığı andaki haklılık durumunda davacının hasar tazminat taleplerinde haklı olduğu anlaşılmakla, asıl ve birleşen davalara yönelik yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin davalıya yüklenilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Birleşen … (Kapatılan) 31.Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayılı dosyası yönünden ve birleşen … 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası yönünden dava sonrası ödeme nedeniyle davalar konusuz kaldığından ayrı ayrı karar verilmesine yer olmadığına,
2-Asıl dava yönünden 10.243,81-TL maddi tazminatın 28/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin isteme ilişkin dava sonrasında ödeme nedeniyle ayrıca karar verilmesine yer olmadığına,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
3- Kabul edilen dava değeri (10.243,81 TL) üzerinden alınması gereken 699,75-TL harçtan başlangıçta peşin alınan 230,50 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 469,25-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, (Mahkemece bozma kararı öncesi … tarihli … harç numaralı harç tahsil müzekkeresi yazıldığı anlaşıldığından harç tahsil edilmişse yeniden harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine yer olmadığına, fazla tahsil edilen harç var ise karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesi için müzekkere yazılmasına)
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 230,50 TL peşin harç, 18,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 248,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Bozma öncesi davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan posta ve tebligat masrafı 301,4 TL bilirkişi ücreti 1.800,00- TL olmak üzere toplam 2.101,4-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Bozma sonrası davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan posta ve tebligat masrafı 390,00 TL, bilirkişi ücreti 5.200,00 TL olmak üzere toplam 5.590,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
BİRLEŞEN DAVA (… (KAPATILAN) 31. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … ESAS) YÖNÜNDEN;
9-Alınması gereken 179,90-TL harçtan başlangıçta alınan 186,00-TL peşin harcın mahsubu ile fazla alınan 6,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, (Mahkemece bozma kararı öncesi 11/03/2019 tarihli 2019/86 harç numaralı harç tahsil müzekkeresi yazıldığı anlaşıldığından, harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesi için müzekkere yazılmasına)
10-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 186,00 TL peşin harç, 21,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 207,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
11-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 40,60 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
12-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
13-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
BİRLEŞEN DAVA (… 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … ESAS) YÖNÜNDEN;
14-Alınması gereken 179,90-TL harçtan başlangıçta alınan 208,55-TL peşin harcın mahsubu ile fazla alınan 28,65-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, (Mahkemece bozma kararı öncesi 11/03/2019 tarihli 2019/86 harç numaralı harç tahsil müzekkeresi yazıldığı anlaşıldığından, harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz iadesi için müzekkere yazılmasına)
15-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 208,55 TL peşin harç, 21,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 229,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
16-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 72,60 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
17-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
18-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
19-Asıl ve birleşen davalar yönünden HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, asıl ve birleşen dosyalar davacı vekili davalı vekilinin yüzüne karşı, ihbar olunan … vekilinin yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 GÜN içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla YARGITAY TEMYİZ açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/02/2023

Katip …

Hakim …