Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/171 E. 2022/439 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/171 Esas
KARAR NO : 2022/439

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 07/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/10/2012 tarihinde … plakalı aracın, tescilsiz motosiklete çarpması sonucunda müvekkili …’ın yaralandığını, yapılan inceleme sonucunda müvekkilinin %5 oranında sürekli sakat kaldığını, davalı kurum tarafından müvekkiline 18/03/2013 tarihinde 6.100 TL ödeme yapıldığını, ancak müvekkilinin mağduriyetini davalı kurum tarafından ödenen miktarın çok üzerinde olduğunu, müvekkilinin geçimini sağlayamaması nedeniyle davanın da adli müzaheretli açıldığını belirterek adli yardım talebinin kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kadıyla şimdilik sürekli sakatlık tazminatı olarak 2.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 20/04/2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 25.895,00 TL ‘ye arttırmıştır.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın … plakalı aracın maliki olan …’ye ihbarı gerektiğini, motosikletin tescilsiz ve plakasız olması nedeniyle Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasına tabi olamayacağını ve bu araç için poliçe yaptırma zorunluluğunda bahsedilemeyeceğini, kazada davacının kusurlu olduğunu, kazaya konu ceza dosyasının da celbi gerektiğini, davacıya SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap: İhbar Olunan … Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait olan … plakalı aracın iddia edildiğinin aksine sigortasız olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusurunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce bozma ilamı öncesinde; “… davanın kısmen kabulü ile 15.225,48 TL maddi tazminatın 26/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur….” şeklinde karar verilmiş, işbu karara karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuş; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/8621 Esas 2019/4522 Karar sayılı ilamı ile bozularak mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkememizce verilen kararın Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/8621 Esas 2019/4522 Karar sayılı ilamında; öncelikle hükme esas alınan aktüerya raporunda, davacının askerlikte geçecek süresini de kapsar biçimde bakiye ömür süresinin tamamı için tazminat hesaplaması yapıldığı; davacının kazadaki yaralanmasından kaynaklanan %8,1 oranındaki maluliyetinin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceği konusunda da herhangi bir araştırma yapılmadığı, davacının kazadan kaynaklanan %8,1 oranındaki maluliyetinin derecesi ve niteliğine göre, askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin (maluliyet raporu eklenerek yazılacak yazı ile) ilgili askerlik şubesinden sorulması; alınacak cevaba göre askerlikte geçireceği sürede de efor tazminatı verilip verilmeyeceği tartışılarak davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi yönünde bozma kararı verildiği görülmekle; … Askerlik Şubesine müzekkere yazılarak davacının 17/10/2012 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası sonucunda kazadan kaynaklanan %8,1 oranındaki maluliyetinin derecesi ve niteliğine göre, askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin bildirilmesinin istenilmiş ve yazı cevapları dosyaya kazandırılmıştır.
Davalı … Hesabı tarafından yapılan ödemeyi tazminat hesabı yapılmadan önce alan davacı, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldığı paranın yasal faizi kadar kazanım da elde etmiş olup zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya yapılan ödemenin, ödeme günü ile tazminatın hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekir. Mahkeme gerekçesinden, davalı … Hesabı tarafından dava tarihinden önce ödenen tazminatın güncellenmiş tutarının düşülmediği ayrıca bozma sebebi yapılmıştır.
Bozma ilamı sonrası alınan bilirkişi … tarafından sunulan rapor içeriklerindeki hesaplamaların bozmadaki eksiklikleri karşılamadığı anlaşılmıştır. Öyle ki önceki bilirkişi raporunda bozma ilamında %35 kusur indirimi yapılması (%65 kusura isabet eden zarar tutarının nazara alınması) gerektiği ve daha sonra %20 hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği belirtilmesine rağmen %15 oranında kusur tenzili yapıldığı; halbuki askerlik hizmetini yerine getirdiği anlaşılan davacının, bu durumda, maluliyetinin askerliğe engel teşkil etmemesi sebebiyle, askerlikte geçirdiği sürede gelir elde edemeyeceği hususu doğrultusunda askerlik süresi dahil edilmeksizin hesaplama yapılması, aynı zamanda Davalı … Hesabı tarafından yapılan ödemeyi tazminat hesabı yapılmadan önce alan davacı, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldığı paranın yasal faizi kadar kazanım da elde etmiş olup zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya yapılan ödemenin, ödeme günü ile tazminatın hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekliliği, bulunan zarar tutarından % 35 oranında kusur (davacı vekili tarafından temyiz nedeni yapılmayarak kabullerinde olduğu anlaşılan) ve % 20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle bulunacak tazminata karar verilmesi gerektiği açıktır.
Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle bu gibi taşımalarda TBK’nin 51. m. uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de indirim yaptığı takdirde indirim oranını objektif ölçüler içinde takdir etmek zorundadır.
Somut davada; aktüer bilirkişi raporunun düzenlenmesini müteakip davalı vekilince bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ileri sürülen hatır taşıması indirimi yapılmasına yönelik savunmaya (def’i) (davacı vekiline tebliğ edildiği anlaşılan), davacı vekili tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığının (savunmanın genişletilmesine karşı çıkılmadığının) ve dava dışı motosiklet sürücüsü ile davacının arkadaş olduklarının dosya kapsamından anlaşılmış bulunmasına göre bozma ilam içeriği de dikkate alınarak hatır taşıması indirimi de uygulanmak durumundadır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki bir başka kararında da 26/02/2020 tarih, 2018/3173 E. ve 2020/2190 K. sayılı kararında açıklandığı üzere “… Borçlar kanunu hükümlerine göre tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Bu nedenle ilk olarak zararla ilgili indirim sebepleri uygulanarak gerçek zarar belirlenecek (önce kusur indirimi, sonra yapılan ödemeler), sonra da tazminattan indirim nedenleri olan 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde (mülga 818 sayılı BK’nun 43. maddesi) düzenlenen hatır taşıması indirimi ve 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde (mülga 818 sayılı BK’nun 44. maddesi) düzenlenen müterafik kusur indirimi uygulanacaktır.” (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 23/06/2020 tarih, 2018/3903 E. ve 2020/3867 K. sayılı kararı).
Bozma ilamındaki tüm eksiklikleri karşılayan rapor tanzimi amacıyla Dosya Bilirkişi …’a tevdi edildiği, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 18.04.2022 tarihli bilirkişi raporunu sunmuştur.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2021/2388 E, 2021/3038 Karar sayılı ilamı) Yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3089 E, 2021/3411 Karar sayılı ilamı uyarınca “kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.” şeklindeki tespitler dikkate alındığında dosya kapsamında bulunan ve somut uyuşmazlıktaki kaza tarihi de dikkate alınarak ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3089 E, 2021/3411 Karar sayılı ilamı ve uygulaması gereğince aktüer hesabında TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması gerekliliği belirtilmiştir. Bu kapsamda yapılan aktüer hesabı ile dosyaya rapor sunan bilirkişiden dosya kapsamında bulunan ATK Başkanlığının maluliyet raporuna ilişkin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı tespit işlemleri yönetmeliği ile Özürlülük Ölçütü Sınıflandırma Yönetmeliği uyarınca alternatifli olarak hesaplama yapılmasının istenilmiş, alternatifli hesaplamanın her iki yönetmelik yönünden deYargıtay 4. HD’ nin 08/06/2021 tarih 2021/3068 E, 2021/2526 K.sayılı güncel içtihat doğrultusunda TRH 2010 ve Progresit rant yöntemi kullanılarak kullanılarak yapılan hesaplamaya itibar edilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından kusur belirlemesine itiraz edilmediğinden hatır taşıması indirimi öncesindeki zararın yine %35 kusur indirimi yapılarak %65 kusura isabet eden tutarın davacı yararına değerlendirilmesi; kalanından %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerekliliğine itibar edildiği, davalı tarafından yapılan ödemeyi tazminat hesabı yapılmadan önce alan davacı, hesap tarihine kadar geçen süre nedeni ile aldığı paranın yasal faizi kadar kazanım da elde etmiş olup zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacıya yapılan ödemenin, ödeme günü ile tazminatın hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi ile birlikte hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekliliğine de ayrıca riayet edilerek; dosyadaki ödeme makbuzundan davacıya 20.03.2013 tarihinde 6.100,00 TL ödeme yapıldığı, davacıya yapılan ödeme, bozma ilamı öncesinde hükme esas alınan bilirkişi raporu tarihi olan 05.08.2015 tarihine kadar işlemiş faiziyle güncellenerek hesaplanan maddi zarar tutarından tenzil edildiği görülmekle, TRH-2010 bakiye ömür tablosuna göre:
1) %65 kusura isabet eden maddi zarar (50.852,82 TL x %65 kusur) 33.054,33 TL
2) Ödeme indirimi (anapara+faiz) — 7.405,57 TL
3) Ödemenin güncel tutarının indirimi sonrası kalan tutar 25.648,76 TL
4) Hatır taşıması indirimi (25.648,76 TL x %20) 5.129,75 TL
5)Davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararı 20.519,01 TL olarak hesaplanan bozma ilamına uygun düzenlenen rapor niteliği ile, denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporuna itibar edilerek, 20.519,01-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 26/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
-20.519,01-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 26/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen dava değeri (20.519,01 TL) üzerinden alınması gereken 1.401,65 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 24,30 TL ve ıslah harcı olan 81,62 TL toplamda 105,92 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 1.295,73 TL harcın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Alınması gerekli ve davacı tarafından yatırılan bakiye 24,30 TL peşin harç, 24,30 TL başvurma harcı ve 81,62 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 130,22 TL harca ilişkin yargılama giderinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 801,50 TL posta, tebligat, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.501,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.982,17 TL’sinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 32,00 TL posta, tebligat yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 6,64 TL’sinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 5.100,00 TL vekâlet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 5.100,00 TL vekâlet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı ve ihbar olunanın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.07/06/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır