Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/161 E. 2021/239 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/161
KARAR NO : 2021/239

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2020
KARAR TARİHİ : 07/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından kredi borçlusu … Ltd. Şti.lehine, davalılar … ve …’un müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukları genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, hesabın 12/09/2019 tarihinde kat edildiğini, akabinde müvekkilince borçlulara hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine … 22. İcra Dairesinin … E.sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla icra takibine başlandığını, borçluların borcun tamamına itiraz ettiklerini, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını beyanla, davalıların icra dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı bankanın asıl borçluya başvurmadan doğrudan kefile karşı takip başlatamayacağını, müvekkili davalıların kefil olma iradesinin bulunmadığını, kredinin dava dışı asıl borçlu şirket tarafından kullanıldığı için kefillerin sorumlu olmadığını, kat ihtarının tebliğ edilmediğini, talep edilen faiz oranının kanuni sınırların üzerinde olduğunu ve alacak miktarı likit olmadığı için icra ve inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini beyanla açılan davanın reddine, davacı aleyhinde %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini beyan etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 22. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihbarnamesi örneği ile tebliğ şerhleri, dava dışı asıl borçlu şirkete ait şirket ortaklarını gösteren ticaret sicil kayıtları, banka belge ve kayıtları celp edilmiş, incelenmiştir.
Dosya, tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi ve alacak miktarının tespit edilmesi amacıyla bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, bankacı bilirkişi … tarafından dosyaya sunulan 02/02/2021 tarihli raporunda özetle ve sonuç olarak; “… temerrüdün …’a ulaştığı anlaşılan 23/09/2019 tarihinden 1 gün sonrası olan 25/09/219’dan itibaren geçerli olmak üzere temerrüt faizi, taraflar arasında imzalanan GKS’ye göre %90 yıllık faiz üzerinden işleme tabi tutulduğu, diğer davalı … için ayrı bir hesaplama yapılmadığını, bu çerçevede taleple bağlılık ilkesi gereği banka alacağı olan 2.803,84 TL’nin teyit edildiği…” bildirilmiştir. Gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacağının tahsiline yönelik olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı …Ş. ile dava dışı asıl borçlu … Ltd. Şti. arasında 12/07/2017 tarihinde 150.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesinin akdedildiği, işbu genel kredi sözleşmesine davalıların sözleşmedeki limit tutarının tamamı kadar müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil oldukları, dava dışı asıl borçlu şirketin genel kredi sözleşmesi kapsamında kendisine tahsis edilen nakdi kredileri kullandığı, ancak kredi tutarının son taksitini sözleşmede gösterilen şekilde geri ödeyememesi üzerine … A.Ş’ nin PTT kanalıyla gönderdiği kat ihtarnamesi ile genel kredi sözleşmesinin 12/09/2019 tarihi itibariyle kat edildiği ve kat tarihi itibariyle bankaya olan toplam kredi borcunun ihtarnamenin tebliğinden itibaren bir (1) gün içinde bankaya ödenmesini borçlulardan talep ettiği, kat ihtarnamesinin dava dışı asıl borçlu şirket ve davalı …’ a tebliğ edilmesine rağmen borcun ödenmediği, bunun üzerine alacaklı bankanın davalı müşterek borçlu ve müteselsil kefiller hakkında … 22. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, ancak davalıların borca itirazı üzerine takibin durduğu, davacının duran takibe devam edilmesi ve kredi alacağının tahsiline yönelik işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Davalılar sözleşmeye kefil olma iradelerinin bulunmadığını, dava dışı asıl borçluya başvurulmadan doğrudan kefillere müracaat edilemeyeceğini, bu nedenle kendilerinin kefil olarak sorumluluklarının bulunmadığını savunmuşlardır.
Uyuşmazlığın temeli, davalıların genel kredi sözleşmesi kapsamında davacı bankaya borçlu olup olmadıkları, borçlu oldukları takdirde takipteki asıl alacak ve feri kalemlerle birlikte toplam borç miktarının tutarı konusunda görülmektedir.
Hemen belirtmek gerekir ki, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların hesabın kat edildiği tarih itibariyle muaccel hale gelecekleri, muacceliyet için kat ihtarının tebliğine gerek olmadığı, kat ihtarının tebliğinin ancak muhatap borçlu ya da kefil için takip öncesi temerrüt durumunu etkilediği, öte yandan genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefil olan kişilerin asıl borçlu gibi kredi borcundan kefalet tutarları kadar hukuken sorumlu bulundukları, bu bağlamda asıl borçlunun genel kredi sözleşmesindeki kredi borçlarını geri ödeyememesi halinde alacaklının pekala müteselsil kefilleri takip ve dava edebileceği konusunda duraksama yoktur. Bununla birlikte, davalı kefiller tarafından genel kredi sözleşmesindeki imzaların ayrıca ve açıkça itirazda bulunularak bu imzaların kendilerine ait olmadığı ileri sürülmediğine göre, sözleşme yapma iradelerinin bulunmadığı yönünündeki savunmalarının hukuken himaye görmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, davalıların savunmaları yerinde görülmemiştir.
Genel kredi sözleşmesi kapsamında davacı bankanın davalılardan ne kadar tutarda alacaklı olduğuna ilişkin olarak hesaplama yapılması için dosya bankacılık alanında uzman bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bankacı bilirkişi tarafından 02/02/2021 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. 02/02/2021 tarihli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, süresi içinde rapora karşı taraflarca itirazda bulunulmamıştır. Bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamında bulunan delillerle uyumlu, tarafların ve Mahkemenin denetimine açık şekilde düzenlendiği görülmekle, hükme esas alınmıştır. Açıklanan nedenlerle, bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen 02/02/2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulüne ve alacak likit ve muayyen olduğu için davalılar aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalıların … 22.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış oldukları İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin kaldığı yerden aynı koşullar altında aynen DEVAMINA,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 191,53 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 137,13 TL karar ve ilâm harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 87,50 TL tebligat ve posta masrafı gideri olmak üzere toplam 741,9‬0 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ‘ nin 13/1.2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin kabul edilen miktarı geçmemek koşulu ile belirlenen 2.803,84 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesi uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK’ nın 333. Maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayan artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacılara veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, HMK m.341/2 hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/04/2021

Katip …

Hakim …