Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/139 E. 2023/518 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İST ANBUL
ASLİYE 2.TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2020/139
KARAR NO : 2023/518
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2020
KARAR TARİHİ : 12/06/2023

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’nın, müvekkili şirketle 22.05.2004 tarihinde imzaladığı “Müşteri Temsilciliği Sözleşmesi” uyarınca her türlü gayrimenkul alım-satımı, kiralama, pazarlama, ekspertiz ve benzeri konularda bağımsız emlak danışmanı olarak hizmet vermekte iken; keşide ettiği … Noterliği’nin 18.08.2009 tarih … yevmiye no.’lu ihtarnamesi ile mevcut sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin “Müşteri Temsilcisinin Hakları ve Sorumlulukları” başlıklı 4. maddesinin 9. bendi: “İşbu sözleşmenin geçerli olduğu süre boyunca ve sözleşmenin taraflarca sona erdirilmesinden itibaren iki (yil) içerisinde, gayrimenkul danışmanı iş bu sözleşme çerçevesinde yürüttüğü işe benzer ya da rekabet halinde … ‘nın işi ile bir başka şekilde bağlantılı İşi, bu sözleşmenin geçerli olduğu ilçe sınırları dahilinde yapamayacaktır. Aksi halde 20.000 ABD Doları cezai şart ödeyeceğini, cezai bedelin fahiş olmadığını şimdiden kabul ve beyan etmiştir.” hükmüne aykırı olarak davalının, sözleşmesinin sona ermesinden yaklaşık iki ay sonra yani 2 yıllık süre henüz dolmadan, müvekkil şirkete çok yakın olan … Sok. No: … /… adresinde, müvekkil şirketin yürüttüğü iş ile tıpatıp aynı faaliyet konularında 15.10.2009 tarihinde, dava dışı … … ile birlikte 950 hisse ile ortak olarak diğer davalı … ünvanlı şirketi kurduğunu, faaliyete başladığını, davalının bu eyleminin rekabet etmeme yükümlülüğüne açık aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle sözleşme gereği belirlenen 20.000 ABD Doları ceza şartının tahakkuk ettiğini, söz konusu ceza şartı borcunun tahsili için …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nir 2014/… E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, yapılan yargılama sonucunda; 21.06.2018 tarih ve 2018/820 K. sayılı karar ile “asıl dava yönünden davacı birleşen dosya davalısının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine” karar verildiğini, dosyanın şu an istinafta olduğunu, bahsedilen dava, kısmi dava olduğundan yalnızca 2.500,00.-ABD Doları için hüküm kurulduğunu, kararın hatalı olduğunu, yalnızca davalılarından biri farklı olan … Asliye Tıcaret Mahkemesi’nin 16.05.2017 tarih, 2014/… E. 2017/… K. sayılı dosyası ile görülen davada haksız rekabet nedeniyle cezai şart istemlerinin kabulüne karar verildiğini, … BAM … HD.nin 2017/… E. 2018/… K. sayılı kararı ile istinaf taleplerinin reddedildiğini belirterek, davalı borçlunun … İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı icra dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptali ile 17.500,00.-USD tutarındaki cezai şart alacaklarının takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a. maddesi gereğince devlet bankalarının bir yıl vadeli USD mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte tahsiline, haksız itiraz nedeniyle, borçluların asıl alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, sözlemenin 4.9. maddesinin, TBK m. 129 (BK. m 111) uyarınca tam üçüncü kişi lehine düzenlenmiş olup davacının kendi lehine cezai şart talep hakkı bulunmadığını, geçerli bir ceza koşulunun varlığı ve koşulun gerçekleşmiş olduğu kabul edilse dahi bedelin davacıya değil, üçüncü kişi yararına sözleşme uyarınca doğrudan doğruya “… Türkiye” diye tabir edilen kişinin yararına doğacağını, davalı …’ya ve davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, ilk sözleşmenin 22.05.2004, ikinci sözleşmenin 01.06.2005 tarihinde 1 yıllık imzalandığını, müvekkilinin davacı ile olan hukuki ilişkisinin (emlak danışmanı) 2006 yılının sonunda bittiğini, bu tarihten itibaren ticari münasebetin, müvekkilinin şahsıyla değil, ortağı olduğu … Ltd Şti. ile devam ettirildiğini, haksız rekabet iddiasının muhatabının da müvekkili olmadığını, davacının daha önce aynı konuda …. ATM.nin 2014/… E. 2018/… K. sayılı dosyası ile dava konusu sözde 20.000 USD cezai şartın tahsili için fazlaya dair hakları saklı tutarak 2500,-USD’lik pilot dava açtığını, davanın reddine karar verildiğini, huzurdaki davanın ise sözde bakiye kısım olan 17.500,00 USD’nin tahsiline yönelik olduğunu, dava konuları tamamen aynı (başka bir müşteri temsilcisi olan …) aleyhine … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/… E. sayılı dosyası ile görülen davada haksız rekabet nedeniyle cezai şart istemlerinin kabülüne karar verildiğini, … … HD.nin istinaf taleplerini reddettiğini, kararın temyiz sonucu Yargıtay … HD.nin 05.03.2020 tarih ve 2018/… E. 2020/… K.sayılıli kararıyla bozulmuş olup açılan davanın haksız olduğu yüksek mahkemenin içtihadıyla sabit olduğunu, …. ATM.nin 2014/… E. 2018/… K.sayılı kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, TTK m. 56-60 .gereği taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkili … Ltd. Şti. ile davacı şirket arasında herhangi bir sözleşme mevcut olmadığından, bahse konu sözleşmeye dayalı olarak müvekkilimden bir talepte bulunulamayacağını, husumet düşmeyeceğini, davacı taraf ilişkinin hizmet (iş) sözleşmesi olmadığını, müvekkilinin bağımsız emlak danışmanı olduğunun … İş Mahkemesinin 2009/…E. Sayılı dosyası ile sabit olduğunu, haksız rekabet maddesinin genel işlem şartı olup anayasa ve yasalara göre geçersiz olduğunu, Anayasası’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti başlıklı 48 ve devamı maddelerini aykırı olduğunu, ortada rekabet sözleşmesi mevcut olmadığı gibi rekabet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için çalışma hürriyetini engellemesi ve müşteri temsilcisinin rakip işletmede kullanılması işvereni zarara uğratacak bilgilere sahip olması gerektiğini, oysa … Franchise Ofislerinin çalışma biçiminde müşteriler zaten müşteri temsilcilerinin bağımsız faaliyetleri sonucu oluşturdukları portföyleri olup ofisin bu portföy üzerinde ticari bir hakkı bulunmadığını, dolayısıyla bağımsız müşteri temsilcisinin haksız rekabette bulunduğundan söz etmenin de esasen mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine, davacının 6100 sayılı HMK 329/2.maddesi gereğince de kötüniyet sahibi davacının disiplin para cezası ile cezalandırılmasına, dava açmakta haksız olduğundan % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; taraflar arasında imzalanan “Müşteri Temsilciliği Sözleşmesi”nin feshinden nedeniyle, sözleşmenin haksız rekabet hükümlerinin ihlalinden kaynaklanan 20.000,00.-USD cezai şart bedelinin, 17.500,00 USD’lik kısmının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacının … İcra Müdürlüğünün 2019/7160 sayılı dosyası ile 13/02/2019 tarihinde, davalılar aleyhine, sözleşmeye ve cezai şart hükmüne dayanarak, 17.500,00.-USD Cezai Şart Bedeli, 7.500,00.-USD haksız portföy transferi olmak üzere toplam 25.000,00.-USD asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, (Örnek No:7) ödeme emrinin borçlu/davalı …’e 16.02.2019, borçlu/davalı … …Ltd. Şti.ne 15.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların 19.02.2019 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiklerini belirterek takibi durdurdukları, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline 27/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacının da 20/02/2020 tarihinde 17500,00.-USD (107.143,75.-TL) cezai şart asıl alacağı üzerinden 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında sözleşmenin ve dolayısıyla ticari ilişkinin varlığı tartışma konusu değildir.
Çözümlenmesi gereken sorun, sözleşme hükümleri gereğince davacının, davalı tarafın haksız rekabet eylemleri nedeniyle cezai şart ödemekle yükümlü olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacı taraf, davalı … ile 22.05.2004 tarihinde imzaladıkları “Müşteri Temsilciliği Sözleşmesi”nin 4/9.maddesine aykırı hareket ederek, dava dışı … … ile birlikte diğer davalı … ünvanlı şirketi kurduğunu, bu eyleminin rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğini iddia ederek, sözleşme gereği belirlenen 20.000 ABD Doları ceza şartın 17.500,00.-USD’lık kısmını talep etmektedir. Zira 2.500,00.-USD’lık kısmı …. ATM’nin 2014/… E. 2018/… K,sayılı dosyasında dava konusu yapılmıştır.
…. ATM’nin 2014/… E. 2018/… K,sayılı dosyasındaki cezai şart talebi mahkemece reddedilmiştir. Hükmün istinafının da reddi üzerine verilen karar temyiz incelemesindedir.
Davacının dava dilekçesinde dayandığı … Asliye Tıcaret Mahkemesi’nin 16.05.2017 tarih, 2014/… E. 2017/… K. sayılı dosyası ile görülen davada haksız rekabet nedeniyle cezai şart istemlerinin kabulüne karar verilmiştir. Hükmün istinafı üzerine … BAM … HD.nin 07/06/2018 tarih ve 2017/… E. 2018/… K. sayılı kararı ile istinaf talepleri reddedilmiştir. Red kararının temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi 05.03.2020 tarih ve 2018/… E. 2020/… K. sayılı ile ilamı ile ve “… somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince haksız portföy transferine dayalı cezai şart ve manevi tazminat talebinin reddine ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre bu red kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından bu karara yönelik davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Cezai şart yönünden taraflar arasındaki sözleşmede rekabet yasağının geçerli olacağı ilçe sınırlarının belirtilmediği gibi, maddede belirlenen iki yıl da Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan çalışma hürriyeti ilkesine aykırı olup; tarafların aralarında imzalayacakları bir sözleşme hükmü ile bu özgürlüğü ihlal anlamına gelecek herhangi bir düzenleme yapmaları mümkün olmayıp, buna göre cezai şart talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü doğru olmadığından hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile hükümleri bozmuştur. Bozmadan sonra yeniden yapılan yargılama sonunda … ATM.nin 01.12.2020 tarih ve 2020/… E. 2020/… K.sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün temyizi üzerine verilen karar Yargıtay … HD.nin 11.05.2022 tarih ve 2021/… E. 2022/… K.sayılı ilamı ile onanmıştır. Karar düzeltme istemleri de dairenin 10/10/2022 tarih ve 2022/… E. 2022/… K.sayılı kararı ile reddedilerek hüküm kesinleşmiştir.
Her ne kadar …. ATM’nin 2014/… E. 2018/… K,sayılı dosyasından verilen hükmün kesinleşmesinin beklenmesine karar verilmiş ise de yukarıda özetlenen karar ve içerikleri, özellikle dava dilekçesinde dayanılan ve dava dosyamızla birebir aynı nitelikteki davanın sonuçlanarak kesinleşmesi karşısında dava ve usul ekonomisi gereği bu kararın beklenmesinden vazgeçilmiştir.
Buna göre, yukarıdaki açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti başlıklı 48 ve devamı maddelerinde, herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu bildirilmiş, BK.’nun 19. maddesinin ilk fıkrasında, bir akdin mevzuunun kanunun gösterdiği sınır dairesinde serbestçe tayin olunacağı belirtildikten sonra, 2. fıkrasında bu serbestinin sınırları gösterilmiş, 20. maddesinde ise bir akdin mevzuunun gayri mümkün veya gayri muhik yahut ahlaka (adaba) mugayir olması halinde o akdin batıl olacağı düzenlenmiştir. Dolayısıyla sözleşmenin tarafları, sözleşme özgürlüğü ilkesi çerçevesinde sözleşmenin konusunu belirlemekte özgür iseler de bu özgürlüğün sınırsız ve sonsuz olduğu söylenemez. Diğer bir ifade ile Anayasa’nın ve BK.’nun anılan hükümleri sözleşme özgürlüğünün sınırlarını çizmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede rekabet yasağının geçerli olacağı ilçe sınırlarının belirtilmediği gibi, maddede belirlenen iki yıl da Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınan çalışma hürriyeti ilkesine aykırı olup; tarafların aralarında imzalayacakları bir sözleşme hükmü ile bu özgürlüğü ihlal anlamına gelecek herhangi bir düzenleme yapmaları mümkün olmayıp, buna göre cezai şart talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş olup, davanın kötü niyetle açıldığının da ispatlanamadığı kabul edilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
1-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.294,04-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.114,14‬-TL harcın karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
2-Davalılar vekille temsil olunduğundan yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m.3/2 uyarınca hesap ve takdir olunan 17.071,56-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp DAVALILARA VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
5-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin, davada haksız çıkan davacıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekili ve davalılardan … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca … BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.12/06/2023

KATİP …

HAKİM …