Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/130 E. 2021/98 K. 12.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/130 Esas
KARAR NO : 2021/98

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/12/2018
KARAR TARİHİ : 12/02/2021

Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1022 Esas 2019/632 Karar sayılı 04/07/2019 tarihli YETKİSİZLİK kararının istinaf edilmemek suretiyle kesinleşmesi sonucu mahkememize tevzi edilen tazminat davasının mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili küçük …’in babası olan …’in 10.10.2017 tarihinde … plakalı motorsikleti ile … istikametinden … istikametine doğru seyir halinde iken, davalılardan …’in sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araçla çarpıştığını, kazada müvekkilinin babası …’in ve (üvey) kardeşi …’in vefat ettiğini, ölen babasının eşinin (müvekkilinin üvey annesinin) ise yaralandığını, … 1.Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada davalı sürücü …’in kazada asli kusurlu olduğundan alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasına karar verildiğini, maddi zararın tazmini için davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine 38.640,50 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin maddi zararının karşılanması için bu davayı açma zarureti doğduğunu, ayrıca müvekkilinin baba sevgisine en çok ihtiyaç duyduğu bir zamanda babasız kalması nedeniyle zor duruma düştüğünü, davalının manevi destekte de bulunmadığını belirterek; belirsiz alacak davası olarak şimdilik 500,00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, ayrıca 100.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’ten, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin … ATM olduğunu, müvekkili şirket nezdinde… plakalı araç için düzenlenmiş kaza tarihinde geçerli ZMMS poliçesi bulunduğunu, davayı kabul anlamıda olmamakla birlikte azami sorumluluk teminatının 330.000,00 TL olduğunu, dava öncesi davacıya 30.01.2018 tarihinde 60.779,00 TL ödeme yapıldığını ve kendisinden ibraname alındığını, bu suretle müvekkilinin sorumluluğunun ve borcunun sona erdiğini, ibranamede davacı vekilinin imzasıyla tüm taleplerden vazgeçildiği ve ihtirazi kayıt konmaksızın ödemenin kabul edildiğini, kazada sigortalının kusuru bulunup bulunmadığının şüpheye yer bırakmayacak derecede tespiti gerektiğini, ayrıca davacının gerçek zararının tespiti gerektiğini, ZMMS Genel Şartlarının uygulanması gerektiğini, müvekkilinin manevi tazminattan sorumluluğu olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla istenebilecek faizin ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz olabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … usule uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma maddi tazminat talebi ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davanın açıldığı … 2. ATM … E dosyasında yapılan yargılama sırasında tensip ara kararıyla kazadaki kusur oranlarına ilişkin bilirkişi raporu alınmış, daha sonra 04/07/2019 tarihli ön inceleme celsesinde her iki davalı yönünden … ATM’ye yetkisizlik kararı verilmiş, her ne kadar kararda “HMK md 115/2 uyarınca mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava şartı noksanlığından usulden reddine” şekline hüküm kurulmuşsa da verilen kararın yetkisizlik kararı olduğu, davada kesin yetki durumu bulunmadığından dava şartı yokluğundan-davanın usulden reddedildiğinden bahsetmenin HMK hükümleri ve karardaki diğer hükümler uyarınca mümkün olmadığı, hükümde yer verilen HMK maddeleri ve kararlarda da görüldüğü üzere verilen kararın yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddi kararı olduğu, nitekim 04/07/2019 tarihli 2019/632 K sayılı bu kararın taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmesi sonrası, davacı vekilinin yasal sürede talebi üzerine dosyanın İstanbul Adliyesine gönderilerek 20/02/2020 tarihinde mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Davanın vasi tarafından açılmış olması nedeniyle, mahkememizce taraf ehliyeti yönünden tamamlanabilir dava şartı niteliğinde eksiklik olduğu tespit edildiğinden, vasi tarafından vesayet makamından dava açmak için izin alındığını gösterir karar getirmek üzere davacı vekiline süre verilmiş, verilen süre içinde davacı vekilince … Sulh Hukuk Mahkemesinin … E … K sayılı 30/11/2017 tarihli Ek Kararı sunulmuş, bu kararda dava konusu tazminat talepleriyle ilgili dava açmak ve avukat vekaletnamesi düzenlemek üzere, aynı dosyadan davacıya vasi olarak atandığı belirtilen vasi Mehmet Güneş’e izin verildiği anlaşılmıştır.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, dosya içinde mevcut olan veya celbedilen vasi atama kararı, nüfus kayıtları, araç tescil-ruhsat kayıtları, ceza dosyası kayıtları, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı, davalı sigorta şirketi hasar dosyası, ZMMS poliçesi, ibraname, ödeme belgesi, kaza tutanağı, SGK rücuya tabi ödeme yazışması cevabı, tarafların ve müteveffanın kolluk marifetiyle yapılan ekonomik sosyal durum araştırma sonuçları incelenmiş, müteveffanın vergi idaresi kayıtları, verdiği beyannameler, SGK kayıtları mahkememizce celbedilerek incelenmiştir.
Taraf teşkilinde-ehliyette usuli sorun bulunmadığının tespiti sonrası, mahkememizin yetkisi yönünden yapılan değerlendirme sırasında, davanın davalılardan … Sigorta AŞ’nin Bölge Müdürlüğünün bulunduğu … … ATM’de açılmış olduğu, davalı sigorta şirketi vekilince yasal sürede cevap dilekçesiyle yetki ilk itirazı yapılmışsa da davalılardan … tarafından cevap dilekçesi verilmediği ve yasal sürede bir yetki ilk itirazında bulunulmamış olduğu, … 2.ATM …E dosyasından ise her iki davalı yönünden yetkisizlik kararı verilerek dosyanın tümden mahkememize gönderildiği görülmüştür.
… 2 ATM’ce mahkememize verilen yetkisizlik kararının gerekçe kısmında; Yargıtay HGK’nun 2017/17-1092 E 2018/463 K sayılı içtihadına, Yargıtay 17.HD’nin 2013/12931 E 2014/16196 K ile 2014/4274 E 2014/4194 K sayılı içtihatlarına, mahkemelerin görev ve yetkilerinin kıyas ve yorum yoluyla genişletilmesinin mümkün olmadığına dair içtihatlara, KTK md 110/2 maddesine göre, sigorta şirketlerinin merkezinin, acentesinin, şubesinin bulunduğu yerde dava açılabileceği, ayrıca haksız fiille ilgili yetki kurallarına göre belirlenen yerlerde veya HMK md 6 genel yetki kuralına göre davalı yerleşim yerinde dava açılabileceği, sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu yerde tazminat davasının açılmasının mümkün olmadığı, davacı vekilince yetkili hiçbir mahkemede dava açılmadığından seçme hakkının davalıya geçtiği, davalı sigorta şirketinin yetki itirazının bu nedenle kabul edildiği belirtilmektedir.
Öncelikle, davaya yasal sürede cevap vermeyen ve yetki ilk itirazı ileri sürmeyen davalı … yönünden de, dosyada gerekirse tefrik vb. yapılmadan yetkisizlik kararı verilmesi HMK hükümlerine açıkça aykırıdır.
Diğer yandan, yasal sürede yetki ilk itirazı ileri süren davalı sigorta şirketi yönünden yetkisizlik kararı verilmişse de, kararda belirtilen YHGK ve Yargıtay 17 HD içtihatlarından sonraki tarihlerde bu konudaki YHGK, Yargıtay 17 HD ve BAM içtihatları tamamen değişmiş olup, son yıllarda istikrarlı şekilde, haksız fiilden zarar görenin KTK md 102/2 kapsamında sigorta şirketinin (acenteden daha yetkili ve acente-şube üzerinde denetim yetkisini haiz olan) bölge müdürlüğünün bulunduğu yerde de tazminat davasını açabileceği yönünde içtihatlar mevcuttur. Nitekim bunlardan birkaçı şunlardır: Yargıtay HGK 2017/17-1087 E 2020/125 K, Yargıtay 17 HD 2015/16351 E 2018/8919 K, 2017/1317 E 2018/4550 K, 2015/8308 E 2018/2225 K, İstanbul BAM 9 HD 2018/613 E 2018/1008 K sayılı içtihatlar.
HMK’nın 22/2. maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Son yıllarda trafik kazaları sonucu sigorta şirketlerine karşı açılan tazminat davalarında yetkili mahkeme konusunda istikrar kazanmış olan içtihatlar mevcut iken, yüksek yargının değiştirdiği önceki içtihadına dayanarak verilen yetkisizlik kararı, KTK md 102/2’nin konuluş amacına, gerekçesine, yüksek yargının güncel içtihatlarına açık aykırılık içermekte olduğundan, ayrıca yukarıda belirtildiği şekilde yetki ilk itirazı ileri sürmeyen davalı yönünden yetkisizlik kararı verilmesi de HMK’ya, usul kurallarına, kamu düzenine açık aykırılık içerdiğinden, somut uyuşmazlıkta davalı sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu tartışmasız olan … 2 ATM bu davalı yönünden bu sebeple, diğer davalı yönünden ise yetki ilk itirazı ileri sürülmediğinden yargılama yapmakta yetkili iken, usul kurallarına ve güncel içtihatlara açıkça aykırı şekilde yetkisizlik kararı vermiş olduğundan, aşağıdaki şekilde karşı yetkisizlik kararı verilmesi gerekmiştir.
… 2 ATM ve mahkememiz farklı Bölge Adliye Mahkemeleri’nin yargı çevrelerinde bulunduğundan, mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi durumunda, olumsuz yetki uyuşmazlığının çözümü ve yetkili yargı merciinin tayini için HMK md 22/2 gereğince dosyanın Yargıtay ilgili dairesine gönderilmesi gerektiği hususu da kararda belirtilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememiz yetkisiz olduğundan, yetkili mahkeme … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan, yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin REDDİNE,
2-Harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin yetkili mahkemede hüküm altına alınmasına,
3-Yetkisizlik nedeniyle red kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde, … 2.Asliye Ticaret Mahkemesi de yetkisizlik nedeniyle usulden red kararı vermiş olduğundan, olumsuz yetki uyuşmazlığının çözümü ve merci tayini için dosyanın farklı yargı çevresinde bulunan Bölge Adliye Mahkemelerine bağlı mahkemelerce ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmiş olması nedeniyle, HMK m.22/2 gereğince Yargıtay ilgili dairesine gönderilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/02/2021

Katip

Hakim