Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/129 E. 2022/478 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/129 Esas
KARAR NO : 2022/478

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/02/2020
KARAR TARİHİ : 15/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.06.2018 tarihinde, Sürücü …’ın kullandığı … plakalı aracın müvekkiline çarparak yaralanmasına neden olduğunu, olayın … adresinde meydana geldiğini, araç sürücüsü hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyası ile adli soruşturma yapıldığını, olay nedeniyle müvekkilinin bacağında kırıklar meydana geldiğini, olay sonrasında davacının tedavisinin … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapıldığını ve uzun bir tedavi süreci yaşandığını, birkaç ameliyat geçiren müvekkilinin halen tam sağlığına kavuşmadığı gibi kaza nedeniyle kırılan ayağının diğer ayağına göre kısa kalma riski de ciddi anlamda mevcut olduğunu, olay tarihinde müvekkilinin 7 yaşında olduğunu, tedavi sürecinin uzun sürmesi ve ağır geçmesi, davacının kendi başına hareket kabiliyetini aylarca kaybetmesi ve yardımsız kendi başına hareket edememesinden kaynaklı sorunlar yaşadığını, müvekkilinin ilerde çalışma yaşamında yaşamı boyunca sakatlığı oranında zorluk çekeceğini, bu nedenle iş gücü kaybı tazminatı talebi olduğunu, Yargıtay’ın zamanla artık yerleşik hale gelen kararlarında, haksız eylem sonucu sakat bırakılan kişilerin bir iş ve kazançları olmasa bile, günlük yaşamlarını sürdürürlerken sakatlıkları oranında zorlanacak olmaları, yaşıtlarına göre daha fazla güç sarfederek kazanç elde edecekleri kabul olunmakta ve buna “güç kaybı kuramı” denildiğini, müvekkilinin henüz çalışma yaşamına atılmamış olsa da yaşıtlarına göre işlerini görürken daha fazla güç sarf etmesi gerektiği, uzun bir süre kendi başına işlerini göremeyecek derecede yatağa bağımlı yaşadığı hususları da dikkate alınarak bu kuralın kendisne uygulanması hakkaniyete uygun düşeceğini, her ne kadar davacının bir kısım tedavi giderleri devlet hastanesince karşılanmış ise de, kaza geçirdiği tarihten tamamen iyileşinceye kadar geçen sürede pek çok masraflar yapıldığını, bunların belgelenmesinin mümkün olmadığından, yine Yargıtay’ın, tedavi ve iyileşme giderlerinin çok kapsamlı olduğuna, bunların istenmesi için belge koşul olmadığına ve B.K. 42/2.maddesi gereğince zararın ve kapsamının belirlenmesi gerekeceğine ilişkin kararları doğrultusunda, davalıdan istenebilecek tedavi ve tüm iyileşme giderlerinin uzman bilirkişi aracılığıyla hesaplatılmasını talep ettiklerini, müvekkilinin maddi zararlarının tespiti ancak delillerin toplanması, iş gücü kaybı oranının belirlenmesi sonrasında bilirkişi incelemesi ile mümkün olabileceğini, bu nedenle davalarını belirsiz alacak davası olarak ikame etiklerini beyanla 5.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere davacının sürekli sakatlığı Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini ve dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geçici iş göremezlik talebi karşılandığından, geçici iş göremezlik tazminat talebinin ödenmediğini, tedavi masrafları ve bu kapsamda değerlendirilen geçici iş göremezlik tazminatı ve kazanma gücü kaybı bakımından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, bakıcı giderinin tamamından sigorta şirketilerinin sorumluluğu bulunmadığını, davanın aracın işletenine ve sürücüsüne ihbarı gerektiğini beyanla dava dilekçesi ve delillerin taraflarına tebliğine, maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınmasına, kusur raporunun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınmasına, tazminat raporunun hazineye kayıtlı aktüer aracılığı ile yaptırılmasına, haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyası, … plakalı aracın trafik tescil kayıtları, … nolu ZMMS sigorta poliçesi, hasar dosyası, davacının trafik kazası nedeniyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane evrakları ve raporları, SGK rücu yazısı, adli tıp raporu, sosyal ve ekonomik durum araştırma yazısı celp edilmiş incelenmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’nun 01/12/2021 tarihli adli tıp raporunda; “…Mevcut tıbbi belgelere göre; … ve … oğlu 11/08/2011 doğumlu …’ın 03.06.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 30.03.2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirildiğinde; Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…” şeklinde tespit edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat (sürekli iş göremezlik / kalıcı maluliyet) istemine ilişkindir.
… ili … İlçesinde 03/06/2018 tarihinde, davalı … Sigorta A.Ş.’ nin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu, dava dışı sürücü / ihbar olunan … ‘ a ait ve onun sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın … Mahallesi … Sokak üzerinde seyir halinde iken, bu sırada yolun karşısına geçmeye çalışan davacı …’ ya çarpmak suretiyle trafik kazasının meydana geldiği, bahsi geçen kazada olay tarihinde yedi yaşında olan davacının yaralandığı anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığının … Sr. sayılı dosyasında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan TCK 89/1. maddesi uyarınca ihbar olunan sürücü … hakkında soruşturma yürütülmüş ise de; suçun uzlaştırma kapsamında olması ve tarafların soruşturma dosyasında kendi aralarında uzlaşmaları nedeniyle, CMK 253/19 maddesi hükmü uyarınca Başsavcılık tarafından uzlaşma sağlanmış olduğundan kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı vekili 28/10/2020 tarihli talep açıklama dilekçesinde, maddi tazminat talebinin tamamının sürekli iş göremezlik / kalıcı iş gücü kaybı zararına ilişkin olduğunu beyan etmiştir. Mahkememizce, taleple bağlılık ilkesi uyarınca sürekli iş göremezlik / kalıcı (daimi) maluliyet zararı bakımından inceleme ve araştırma gerçekleştirilmiştir.
Bilindiği üzere, haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13901 E., 2022/7556 K.).
Davacının yaralanmasına ilişkin olarak görmüş olduğu tıbbi tedavilere yönelik tüm hastane kayıtları getirtilmiş, Adli Tıp Kurumu tarafından eksik olduğu belirtilen tıbbi kayıtlar davacının muayenesi yaptırılarak ve Üniversite ve Eğitim Araştırma Hastanelerine de sevki sağlanarak ikmal ettirilmiştir.
Bu çerçevede, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 01/12/2021 tarihli raporunda davacının trafik kazasında yaralanması nedeniyle fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, kaza tarihi (03/06/2018) itibariyle yürürlükte bulunan 30.03.2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin bulunmadığını tespit etmiştir.
Davacı vekili Adli Tıp Kurumu raporuna karşı her ne kadar itirazda bulunmuş ise de; itirazlarının somut ve nesnel bir tıbbi kayda dayanmadığı, bu noktada ileri sürülen itirazları destekleyecek bir delilin de bulunmadığı, itirazların tümüyle soyut nitelikte olduğu, raporun içeriğine ve bilimsel açıklamalara bir etkisinin olmadığı, ATK ön raporunda belirtilen tüm tıbbi kayıtların dosyaya celbedildiği, eksik kayıtların ise davacının yargılama sürecinde muayenesi ve tedavisi yaptırılarak dosyaya kazandırıldığı, ATK maluliyet raporunun tüm bu tıbbi kayıtlar da incelenerek kapsamlı şekilde düzenlendiği anlaşılmakla davacı vekilinin açıklanan nedenlerle itirazları yerinde görülmemiştir.
O halde, davacının davaya konu trafik kazası sebebiyle kalıcı maluliyetinin oluşmadığı, aksine fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olması karşısında kalıcı maluliyet oluştuğu iddiasına dayalı olarak açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.2. maddesi uyarınca hükmedilecek vekalet ücretinin reddedilen dava miktarını geçmemek koşulu ile belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-HMK 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde re’sen ilgili tarafa veya vekillerine İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK 341/2 maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.15/06/2022

Katip
e-imza *

Hakim
e-imza *