Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/116 E. 2022/918 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/116
KARAR NO : 2022/918

DAVA : İflas (Doğrudan Borçlu Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 178))
DAVA TARİHİ : 14/02/2020
KARAR TARİHİ : 29/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan iflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili olan şirketin borçlarını ödemekten yoksun olduğunu, aciz halinde olduğunu, bu durumun genel bir nitelik taşıdığını, müvekkilinin iflasını isteme zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenli iflas istemlerinin kabul olunmasını talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık İİK m.178/f.1 hükmün içeriği gözetildiğinde davacı olan şirketin iflasın maddi koşulu olan aciz halinin varlığını ispatlayıp ispatlayamadığı iken yargılama sırasında davacı tarafından davacının borca batıklık sebebine dayalı olarak ve tam olarak ıslah olması karşısında uyuşmazlığın davacı olan şirketin borca batık olup olmadığı noktasında toplandığı, bu noktada sadece davacının beyanı ile bağlı kalınmaksızın davacının somutlaştırmış olduğu deliller çerçevesinde davacının batıklık halinde bulunup bulunmadığı, buna göre davacı hakkında iflas kararı verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacının İİK m.179 hükmüne değil, İİK m.178 hükmüne dayanmak suretiyle doğrudan iflas talep ettiği, bu çerçevede usul eksikliğinin tamamlanması gerektiği, buna göre davacının mal varlığının hak ve borçlarının resen araştırılması gerektiği, mahkememizin ise görevli ve yetkili bulunduğu, alınan vekaletnameye göre davacı vekilinin iflas davası açmak konusunda vekaletnamesini sunduğu, bu arada alınacak tedbirler ile davacının borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olup olmadığı noktasında davacı vekiline gerekli tüm yasal süre imkanların dahi tanındığı tartışmasızdır.
Dava borca batıklık sebebine dayalı iflas davasıdır.
… Bankası A.Ş vekilinin 24/02/2021 tarihli müdahale talebinin, ulusal gazetedeki ilan tarihinin… olması, … de ise ilan tarihinin 22/01/2021 olması ve ilanen tebliğin ilandan itibaren yedi gün sonra sürenin başladığının kabulü, akabinde on beş günlük sürenin eklenmesi durumunda dahi süresi içinde müdahale talebi bulunmadığının kabulü ile müdahale talebinin süre aşımı nedeni ile reddine dair ara karar oluşturulmuş diğer müdahale talepleri ise süresi içinde olmakla kabul edilmiştir.
Yargılama aşamasında davasını batıklık sebebine dayanarak ıslah eden davacının bu talebinin tam ıslah niteliğinde olması, tam ıslah talebinin 6100 sayılı HMK m.74 hükmü uyarınca vekaletnamede özel yetki bulunmasını gerektirmesi karşısında bu noktada asilden alacağı özel yetkili vekaletnameyi sunmak üzere vekile gelecek duruşmaya kadar kesin süre verilmesine; aksi halde HMK gereği tam ıslaha ilişkin işlemlerin yapılmamış kabul olunabileceğinin davacı vekiline bildirilmesine karar verilmiş, bu eksiklik yargılama sırasında ayrıca tamamlatılmıştır.
Dava, İİK’nın 178. ve 179. madde hükümlerine dayalı doğrudan iflas istemine ilişkin olmakla genel açıklamalar yapılması gerekmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin yerleşik kararında belirtildiği üzere “6102 sayılı TTK’nın 376/3. ve İİK’nın 179. maddeleri uyarınca borca batık hale gelen şirket bunu mahkemeye bildirmek ve iflasını istemek zorundadır. İİK’nın 181. maddesinin aynı Kanun’un 160. maddesine yaptığı yollama nedeniyle, İİK’nın 178. ve 179. madde hükümleri uyarınca doğrudan iflas talebinde bulunan şirket temsilcisi ya da müdürü, ilk alacaklılar toplantısına kadar gerekli masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli tebliğ masraflarını avans olarak mahkeme veznesine yatırmalıdır.
İİK’nın 178. ve 179. maddesi uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir. Aciz hali borçlunun ödeme araçlarından yoksunluğu nedeniyle, derhal ödemesi gereken para borçlarını ödemek konusundaki yeterli ekonomik imkâna sahip olmamasıdır. Borca batıklık ise, borçlunun malvarlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur. Borçlunun aciz hali ne kadar ağır olursa olsun (İİK’nın 178/III deki durum olmadıkça) kendi iflâsını isteyen borçlu, aciz halinde bulunduğunu ispat etmek zorundadır. İflas talebi üzerine mahkemece bilirkişi incelemesi yapılarak iflas talebinin yerinde olup olmadığı belirlenir. Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 376/3. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır.
Somut olayda TTK’nın 376/3. maddesine göre borca batıklık bilançosunda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço üzerinde mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. Borca batıklık, TTK’nın 376/3. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlenmelidir. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Bir sermaye şirketinin borca batıklık bildiriminde bulunarak iflasını istemesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tespiti gerekir. Bu tespitin yapılmasında, davacının sunduğu delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer delillerin toplanması, bu kapsamda ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmelidir. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Açıklanan durum karşısında davacı şirketin mevcut kayıtları; mahkemece ulaşılabilecek tapu, trafik, banka, vergi daireleri, sanayi ve ticaret odaları, ticaret sicil kayıtları gibi hakkında bilgi alınabilecek belgeler ve müdahillerin sunacakları bilgi ve belgeler, varlık kalemlerinin rayiç değerlerine ilişkin uzman (teknik) bilirkişi görüşleri ve somut olay bakımından özellik arz edebilecek diğer veriler toplandıktan sonra, konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden alınacak teknik, detaylı ve denetime elverişli rapor sonucuna göre borca batıklığın tespiti gerekir”.
Mahkememizce oluşturulan 23/05/2019 tarihli duruşma tutanağında, 15/09/2018 tarihli ve 30536 sayılı ilgili tebliğ hükümleri karşısında borca batık olduğu iddia eden şirketin ”yönetim kurulunun sermaye azaltımı, sermayenin tamamlanması veya sermayenin artırılması, tedbirlerinden birinin alınamaması” yönündeki herhangi bir tedbirin alınmasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca davacı olan şirketin mal varlığı, hak ve borçlarıyla ilgili bilinen tüm bankalar nezdinde, numarası bildirilen icra dosyaları nezdinde, tapu ve emniyet müdürlüğü kayıtları ile diğer resmi ve özel kurumlar nezdinde gerekli araştırmalar tam ve eksiksiz olarak gerçekleştirilmiştir.
Bu arada davacı şirket tarafından iflas avansının depo olunamayacağı bildirilmekle Yargıtay 23.HD’nin uygulamaları çerçevesinde gerekli yazışmalar yapılarak davacı lehine söz konusu avansın depo edilmesi dahi sağlanarak bu yöne ilişkin özel dava şartı eksikliği dahi giderilmiştir.
Oluşturulan ara kararlar sonrasında davacı şirket üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmiştir. Davacı şirketin borca batıklıktan kurtulması noktasında herhangi bir tedbir almasının mümkün bulunmadığı, yine davacı şirketin borca batıklığını tespit etmeye yarayan açıklamaların sunulduğu, resmi ve özel kurumlar nezdinde özellikle bankalar ve finansal kurumlar nezdinde gerekli tüm araştırmaların tam ve eksiksiz olarak gerçekleştiği, iflas avansının depo olunduğu, gerekli ilanların yapıldığı, bu arada müdahale harcını dahi depo eden müdahale talep edenin delillerini somutlaştırması için verilen tüm sürelere rağmen bu yöne ilişkin somutlaştırılmış vakıa ve delil sunmadığı anlaşılmakla mevcut dosya kapsamı çerçevesinde ve yukarıda anılan Yargıtay uygulaması çerçevesinde gerekli incelemeler yapılmıştır.
Davacı vekilinin dilekçeleri ile davacı şirketin borca batık olduğu, şirketin hiçbir mal varlığının kalmadığı açıklanmış olmakla raporun hazırlanacağı tarih itibari ile davacı şirketin duran ve dönen varlıklarının, tüm hak ve alacaklarının, tüm borçlarının, bankalardan, vergi müdürlüklerinden, resmi kurumlardan ve kuruluşlardan gelen dosyadaki tüm bilgi ve belge içeriklerinin tek tek dikkate alınması; buna göre davacı şirketin halihazırda güncel ve fiilen borca batık olup olmadığı hususlarının tek tek araştırılması, buna göre davacı şirketin Yargıtay 23. Hukuk Dairesi uygulaması dikkate alındığında, güncel ve fiilen hangi tarihte batık olduğu hususunun araştırılması için davacı vekilinin mevcut beyanı ve dosya kapsamı gözetilerek bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bu çerçevede bilirkişi raporunun sunulduğu, bilirkişinin 13/07/2022 tarihli rapor içeriğine göre davacı şirketin sicil kayıtları, icra müdürlüklerinden gelen cevabi yazı ve içerikleri, vergi borçları, aktifte kayıtlı olan araç, incelenen ticari defter ve kayıtlar, davacı şirketin aktiflerinin muhtemel satış değerlerine göre hesaplanan rayiç değer bilançosu dikkate alındığında 31/12/2019 tarihi itibariyle bilançosuna göre özvarlık tutarı 1.073.917,96 TL, varlıklarının muhtemel satış değerlerine göre hazırlanan 30.06.2022 tarihli rayiç değer bilançosuna göre öz varlık tutarı ise (-) 2.807.284,59 TL olarak hesaplanmış olup, 31.12.2019 tarihi itibarıyla kayden borca batık olmayan şirketin 30.06.2022 tarihli rayiç değerlere göre hesaplanan (-) 2.807.284,59 TL tutarında öz varlığı çerçevesinde ve 1.000.000,00 TL ödenmiş sermayesinin tamamını kaybettiği ve borca batık durumda bulunduğunun anlaşıldığı, davacı şirketin kaydi bilançosunda yer alan 855.854,24 TL tutarında alınan çekler bakiyesinin kontrolü sağlanamadığından rayiç değer bilançosuna kayıtlı değeriyle aktarıldığı, alıcılar hesabında raporlanan bu tutarın tahsil kabiliyetini yitirdiği yönünde emareye de rastlanılmadığından alıcılar hesabında raporlanan tutarın tamamının rayiç değer bilançosunda dikkate alındığı, davacı şirketin stoklar hesap kalemi altında yer alan 153- ticari mallar hesap bakiyesinin 892.595,67 TL olarak raporlandığı, alacağının tahsili amacıyla başlatılan hacze gidildiği; 01.06.2018 tarihli haciz muhafaza zabıt tutanağında yer alan işbu tutanak tanzim tarihinden yaklaşık üç hafta önce adresten ayrıldıkları bilgisi çerçevesinde söz konusu tesis, makine ve cihazlar ile demirbaşların rayiç değer tespitlerini yapmak mümkün olmadığından kayıtlı değerleri ile rayiç değer bilançosuna aktarıldığı, davacı şirket kaydi bilançosunda “Maddi Olmayan Duran Varlıklar” hesap grubu altında 260 haklar hesap bakiyesinin 961,00 TL olduğu; detay mizanda açılımının “…” olarak yer aldığı, … Yetki belgesi; yurtiçinde, kendi adına ticari veya hususi olarak kayıt ve tescil edilmiş taşıt veya taşıtlarla, sadece kendi esas iştigal konusu ile ilgili eşya taşımacılığı yapacak ve ticari maksatla taşımacılık yapmayacak, gerçek ve tüzel vergi mükelleflerine verilen belge türü olup, satış imkanı bulunmadığından rayiç değer bilançosunda dikkate alındığı, davacı şirket kaydi bilançosunda Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar/Mali Borçlar 300-Banka Kredileri Hesap bakiyesinin 277.792,08 TL; Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar/Mali Borçlar 400-Banka Kredileri Hesap bakiyesinin ise 755.596,47 TL olmak üzere toplam 1.033.388,55 TL olduğu, ancak davacı vekili tarafından sunulu alacaklı listesi bağlamında Mahkeme tarafından yazılan müzekkerelere gelen cevabi yazılar doğrultusunda davacı şirketin 300 ve 400 banka kredilerine ilişkin kesinleşmiş icra takipleri kapak hesapları kapsamında banka kredi borçlarının toplamı 4.433.718,99 TL olup işbu tutar rayiç değer bilançosunda dikkate alındığı, davacı şirketin dava dosyasında mübrez 01.01.2019-31.12.2019 tarihli detay mizanında Kısa Vadeli Yabancı Kaynakları/Mali Borçlar/300 Banka Kredileri Hesabı ile Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar/Mali Borçlar/400 Banka Kredileri Hesabında raporlanan kaydi tutarlar ile dava dosyasında mübrez kesinleşmiş icra takipleri kapsamında rayiç değer bilançosunda dikkate alınacak tutarların belirildiği, kaydi bilançoda 309 – Diğer Mali Borçlar Hesap bakiyesi 1.826.353,92 TL olup, detay mizanda açılımının şirket kredi kartları, …, …, …, … olduğu görülmekle, “Kaydi değer bilançosunda 127-Diğer Ticari Alacaklar Hesabında raporlanan 1.371.999,51 TL tutarın Faktoring (…, …, …, …) şirketlerine verilen çekler olduğu anlaşılmakla rayiç değer bilançosuna kayıtlı değeri ile aktırıldığı, işletme pasifinde kayıtlı olan 309- Mali Borçlar hesap bakiyesi rayiç değer bilançosuna aynen aktarıldığı, davacı şirketin kaydi bilançosu pasifinde “Ticari Borçlar” Hesap Grubunda yer alan 320 Satıcılar Hesap bakiyesinin 262.418,09 TL olduğu görülmekle anılan bu hesap kalemi işletmenin gerçek borcu niteliğini taşıdığından rayiç değer bilançosuna kayıtlı değerleri ile aktarıldığı, Ticari Borçlar” Hesap Grubunda yer alan 321 Borç Senetleri Hesap bakiyesinin 2.816.136,72 TL olarak raporlandığı görülmekle anılan bu tutarın detay mizanda açılımına bakıldığında 2017 yılı vadeli çeklerden oluştuğu, ay bazında detaylandırıldığı anlaşılmakla, davacı şirket kaydi bilançosunda işbu hesap bakiyesinin temel muhasebe kavramlarından “Özün Önceliği” gereği pasifte “Ticari Borçlar” hesap grubunda yer aldığı, 321-Borç Senetleri işbu bakiyesi işletmenin gerçek borcu niteliği taşıdığından rayiç değer bilançosuna aynen aktarıldığı, 15. ve 16.sırasında yer alan ve tablodan alınarak tekrar aktarılan kesinleşmiş icra takipleri kapak hesabına göre … ve … tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takiplerine bakıldığında takibe dayalı borcun sebebinin tahsil edilemeyen çekler olduğu anlaşılmakla toplam 404.462,68 TL bedele isabet eden işbu alacak tutarı 321-
Borç Senetleri (2017 vadeli çekler) tutarı olan 2.816.136,72 TL den küçük olması sebebiyle ayrıca bilanço pasifine eklenemediği, tespit ve değerlendirmeler neticesinde; davacı şirketin varlıkları ve borçlarının 30.06.2022 tarihi itibariyle değerlendirilmesi ile 6762 sayılı TTK m.324/2 (6102 Sayılı TTK 376/3 Md.) çerçevesinde “aktiflerin muhtemel satış fiyatı” esasına göre rayiç değerler yönünden (-) 2.807.284,59 TL borca batık durumda bulunduğu, 1.000.000,00 TL sermayesinin tamamını kaybettiği; hesaplanmış olup, davacı şirketin 30.06.2022 tarihli mali tablolarına göre borca batık durumda bulunduğu, Yargıtay uygulamaları dikkate alınmak suretiyle, davacı şirketin 30.06.2022 tarihli verileri üzerinden borca batıklık incelemesinin yapıldığı; davacı … LİMİTED ŞİRKETİ’nin varlıklarının muhtemel satış değerlerine göre hazırlanan 30.06.2022 tarihli rayiç değer bilançosuna göre Öz Varlık tutarı (-) 2.807.284,59 TL olarak hesaplanmakla, borca batık durumda bulunduğunun anlaşıldığı” şeklinde görüş bildirmiştir.
Kök raporun tebliğ olunmasından sonra ise bilirkişi raporunun 6.sayfasındaki 892.595,67-TL tutarındaki ticari mal ve 78.076,27-TL tutarındaki demirbaşın değerlerinin teknik bilirkişi marifetiyle incelenmesi için incelemeye hazır edilmesi, nerede ve kim tarafından incelemeye hazır edileceği husunun açıklanması, hangi uzmanlık alanından kişinin atanmasını talep ettiğini dahi ivedi olarak bir (1) hafta içinde bildirmesi, akabinde bu konuda gerekli ara kararın oluşturulması için yazılı ve sözlü olarak kaleme başvurması için davacı vekiline bir hafta süre ve imkan tanınmasına; aksi halde gecikmeden dolayı 2023 yılı itibariyle güncel olarak yeniden bilirkişi incelemesine başlanabileceğinin bildirilmesine dair karar oluşturulmak suretiyle ek rapor alınması takdir olunmuştur.
Teknik bilirkişi ve SMMM bilirkişinin katılımıyla hazırlanan 15/11/2022 tarihli raporda ise bu defa “yapılan inceleme ve araştırma neticesinde, bahse konu dekoratif avize camı şeklindeki 55.000 adet civarındaki emtiaların toplamı için bilançoda görülen 892.595,67.TL‟nin makul ve mantıklı olduğu, piyasa rayiçlerinde kadr-i maruf kabul edilebileceği kanaatine varıldığı, kapsamında, davacı şirket vekili tarafından sunulu 11.10.2022 tarihli dilekçesinde; “2019 yılı detay mizan ve bu meyanda tanzim olunan bilançoda görünen 78.076,27-TL tutarında demirbaş ofis mobilyaları, mutfak eşyaları, kırtasiye malzemeleri, halı ve saire ofis içi kullanımına yarayan eşyalar olduğu, bu demirbaşlar da yangın sonucunda yanmış ve kullanılamaz hale gelmiştir.” beyanı mevcut olup, 14.11.2021 tarihli bilirkişi raporu ile huzurdaki raporda yer alan tespitler çerçevesinde işbu demirbaşların kayıtlı değeri ile kabulü gerektiğinin değerlendirildiği, davacı şirkete ait olan 892.595,67.TL bedelli emtia ile 78.076,27 TL bedelli demirbaşın yanan … bulunduğunun ve tamamının yanarak yok olduğunun kabulü halinde bu defa davacı şirketin zayi olan mallara / emtiaya ilişkin mevzuat kapsamında 213 sayılı VUK 267 ve 278.maddesi uyarınca yangından zayi olan her tür malının tespitini yaptırmamış olduğu gerçeği ile karşılaşıldığı, davacı şirketin VUK 267 ve 278.maddesi çerçevesinde zayi olduğunu beyan ettiği ticari malları ile amortismana tabi iktisadi kıymetlerinin de değer tespitini yaptırmadığından yangında her neviden zarar gören eşyanın rayiç değer bilançosunda aktiften düşülmesi mümkün bulunmadığı, başka bir ifadeyle davacı şirket aktifinde kayıtlı olan 892.595,67 TL ticari mal ile 78.076,27 TL tutarında demirbaş kayıtlı değerleri ile rayiç değer bilançosuna aktarılmış olup, 14.11.2021 tarihli rapor sonuç bölümünde değişikliğe gidilmediği, davacı … ŞİRKETİ‟nin varlıklarının muhtemel satış değerlerine göre hazırlanan 30.06.2022 tarihli rayiç değer bilançosuna göre öz varlık tutarı (-) 2.807.284,59 TL olarak hesaplanmakla, borca batık durumda bulunduğunun anlaşıldığı” ifade edilmiştir.
Bilirkişi raporu gerekçeli, denetime elverişli, ara karara uygundur. Resmi ve özel kurumlardan gelen kayıtlar gözetildiğinde davacı şirketin borca batıklığının azalmasına yol açabilecek herhangi bir veri ise yapılan tüm araştırmalara rağmen tespit edilmediği gibi davacı şirketin en son raporun hazırlandığı tarih itibariyle aktifinin artmasına yol açabilecek herhangi bir duran varlık yani taşınmaz, araç ve benzeri bir mal varlığının dahi tespit edilemediği, bu itibarla hazırlanan rapora itibar etmeye engel bir fiili ve hukuki bir durumun mevcut olmadığı re’sen yapılan araştırmadan dahi anlaşılmaktadır.
Mahkememizce itibar edilen kök ve ek bilirkişi rapor içerikleri karşısında, bu rapor içeriğindeki verileri fiili ve hukuki olarak ortadan kaldırabilecek ve somutlaştırılmış başkaca bir beyan ileri sürülmediği gibi Mahkememizce resen yapılan araştırma ve incelemeler sonucunda dahi söz konusu verilere itibar etmeye engel fiili ve hukuki bir durum tespit edilememiştir.
Somut olayda gerekli iflas avansının depo olunduğu, gerekli ilanların yapıldığı, borca batıklığa dair incelemenin eksiksiz tamamlandığı, rayiç değerlere göre borca batıklığa dair yasal koşulların tam olarak gerçekleştiği, bu itibarla iflas koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Yapılan açıklamalar karşısında; davacının davasının kabulüne, … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı davacı … Şirketi ‘ nin iflasına, iflasın 29/12/2022 günü saat:14:40 itibarıyla açılmasına, iflasın açıldığının … Nöbetçi İflas Müdürlüğüne derhal bildirilmesine, iflasın açıldığının … Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine, karar örneğinin ve iflas avansının iflas müdürlüğüne gönderilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulüne,
… Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı davacı … Şirketi ‘ nin iflasına,
2-İflasın 29/12/2022 günü saat:14:40 itibarıyla açılmasına,
İflasın açıldığının … Nöbetçi İflas Müdürlüğüne derhal bildirilmesine,
İflasın açıldığının … Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine,
3-Karar örneğinin ve iflas avansının iflas müdürlüğüne gönderilmesine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70 TL peşin harçtan peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından harcanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı talebinin kabulü karşısında hazine tarafından karşılanan 15.000,00 TL iflas avansının ileride iflas masasından tahsili ile hazineye verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde gider avansının talep halinde iadesine,
Dair, davacı vekili ile huzurdaki müdahil vekillerinin yüzüne karşı diğer müdahillerin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren on gün içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı 29/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip