Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/102 E. 2020/406 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/102 Esas
KARAR NO:2020/406

DAVA:Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ:07/02/2020
KARAR TARİHİ:09/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İflas Sıra Cetveline İtiraz-Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından dava dışı borçlu-müflis … aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden 41.005,05 € alacağına ilişkin olarak 10.08.2018 tarihinde icra takibi başlatıldığını, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından verilen iflas kararı üzerine 22.01.2019 tarihinde müvekkili şirketin alacak kaydı için …. İflas Müdürlüğü’ne talepte bulunularak alacak kayıt talebinin 248 sayısıyla kaydedildiğini, …. İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosya üzerinden kendilerine sıra cetvelinin tebliğ edilmiş olduğunu, ancak alacak kayıt talebinin reddi kararının tebliğ edilmediğini, bunun üzerine 16.01.2020 tarihinde iflas müdürlüğüne başvurularak, kayıt talebinin reddine ilişkin kararın usulüne uygun şekilde kendilerine tebliğini, iflas idaresince cari kayıtlarda bulunmadığı gerekçesiyle reddedilen alacağın müvekkil şirket ile müflis arasında imzalanan 02.07.2014 tarihli “uzun dönem araç kiralama sözleşmesi” gereği müflise verilen teminat bedelinin iadesi talebinden kaynaklandığını, yanlış değerlendirilen cari hesapların yeniden kontrol edilerek alacak kayıt taleplerinin yeniden değerlendirilmesini talep ettiklerini, iflas idaresinin 22.01.2020 tarihli kararında “sıra cetvelinde sadece sıra değil red kararının da gerekçesiyle belirtildiği, dolayısıyla tekrar tebliğ edilmeyi gerektirecek bir husus olmadığından talebin reddine, kararın ilgilisine tebliğine, alacağın tekrar değerlendirilmesi açısından ise sıra cetveli incelemesinde değerlendirme yapılmış olup, bundan sonraki süreçte yargı yoluyla yapılması mümkün olduğundan bu talebin de reddine, kararın ilgilisine tebliğine” şeklinde karar verildiğini ve bu kararın 24.01.2020 tarihinde kendilerine tebliğ edildiğini, süresinde itirazlarına ilişkin dava açılma zorunluluğu doğduğunu , İİK md 234 uyarınca alacak kaydı iddiasında bulunan alacaklıların talebi kısmen veya tamamen reddedilen alacaklılara doğrudan doğruya haber verilmek zorunda olduğunu, alacak kayıt talebi sırasında gider avansı da yatırılmış olduğunu, red kararına 15 günlük süresinde itiraz edebilmeleri için red kararının sıra cetvelinden ayrı şekilde ayrıca kendilerine tebliğinin zorunlu olduğunu, bu nedenle itirazın süresinde kabul edilmesi gerektiğini, müvekkilinin müflis şirketle akdettiği sözleşmeye göre 33.105,00 Euro teminat ödemeyi kabul ettiğini, 12 aylık kira süresinin sonunda kira ve sair bedellerin ödenmiş olması kaydıyla sözkonusu teminatın müvekkiline iade edileceğinin kararlaştırıldığını, şirketin iflas etmesi nedeniyle İİK md 195 gereği müflisin borçlarının muaccel hale gelmiş olduğunu belirterek, itirazın kabulü ile müvekkili şirket alacaklı kaydının yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Müflis şirket iflas idaresi tarafından, usule uygun tebligata rağmen davaya cevap verilmemiştir. İflas idaresi vekilince dosyaya sunulan
27/07/2020 tarihli beyan dilekçesinde özetle, davadaki talebin tamamen soyut iddialardan ibaret olduğu belirtilerek, yargılama yapılmadan sadece davacı beyanıyla alacak kayıt talebinin kabulünün mümkün olmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği beyan edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, iflas sıra cetveline itiraz-kayıt kabul istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan uzun süreli araç kiralama sözleşmesi kapsamında müflis şirkete verildiği ileri sürülen teminat bedelinin iadesinden kaynaklanan alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü talebinin kabul edilebilir olup olmadığı, kaydedilmesi gereken alacak tutarı konularında toplanmaktadır.
Davacı şirketin Çek Cumhuriyetinde mukim olması nedeniyle MÖHUK md 48 ve HMK md 84 kapsamında yabancılık teminatı yönünden yapılan değerlendirmede, Çek Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti Lahey Sözleşmesine taraf olmakla, davacının teminat yatırma zorunluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Taraf dilekçeleri, müflis şirket hakkında 10.08.2018 tarihinde 41.005,05 Euro alacak talebiyle başlatılmış …. … E takip dosyası, sunulan sözleşme, ödeme belgeleri, iflas kararı, …. İflas Dairesi cevabı, alacak kayıt başvurusu, red kararı, tebliğ evrakı, sıra cetveli ve ilanı incelenmiştir.
Dava müflis şirketin iflas tasfiyesinin yürütüldüğü …. İflas Dairesi … İflas sayılı dosyasına bildirilmiş, dava ve iflas tasfiyesi hakkında detaylı bilgi istenmiş, anılan Daireden alınan 09/07/2020 tarihli cevapta müflis şirketin … ATM … E dosyasından 06/11/2018 tarihinde iflasına karar verildiği, iflas kararı kesinleşmediğinden ikinci alacaklılar toplantısının henüz yapılmadığı, tasfiyenin adi usulde yürütüldüğü, iflas idare memurlarının isim ve kimlikleri bildirilmiş, davacının kayıt başvurusunda gider avansı yatırdığı, ilk sıra cetvelinin … gazetesinde 20/11/2019 tarihinde ilan edildiği, davacı talebinin reddi kararının ve sıra cetvelinin davacı tarafa 20/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu bildirilerek ilgili evrak gönderilmiştir. Bu yazıda kayıt başvurusu hakkında bilgi verilen alacağın kayıt no.sunun 159 olduğu, alacaklının … olduğu yazılmışsa da, incelenen ek evraka göre üst yazıda maddi hata bulunduğu, eklerin tamamen davacı başvurusuna ilişkin olduğu, davacının 22/01/2019 tarihli … İM … E takip dosyasındaki 41.005,05 Euro alacağından bahsedilerek yaptığı 249.765,86 TL alacak kayıt başvurusunun … no.ya kaydedilmiş olduğu, 09/09/2019 tarihli kararla talebin reddedildiği, red kararının sıra cetveli içine yazılarak davacı tarafa 20/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu açıkça görülmektedir.
İİK md 235’e göre iflas sıra cetveline itiraz-kayıt kabul davasının 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılması ve kamu düzeninden olan hak düşürücü sürenin mahkemece yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur. Yerleşik hale gelmiş Yargıtay 23. HD içtihatlarında da vurgulandığı üzere bu süre, kararın tebliği için masraf avansı yatırılması durumunda kararın alacaklıya tebliği tarihinden, masraf yatırılmamış olursa sıra cetvelinin ilan tarihinden başlar.
İncelenen dosya kapsamına göre, davacı tarafın alacak kayıt başvurusu sırasında, verilecek kararın tebliği için avans yatırdığı, bu nedenle hak düşürücü sürenin red kararı tebliğ tarihinden itibaren başlatılması gerektiği, iflas müdürlüğünden gönderilen sıra cetveli ve derece kararı ve bunların tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasına göre 248 no.lu kayıt başvuru no.su da tebligat üstüne yazılmak suretiyle sıra cetveli ve derece kararının davacı tarafa 20/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, tebliğ edilen sıra cetvelinin 248. sırasında davacının kayıt başvurusunun reddedildiğinin red gerekçesiyle birlikte açıkça yazılı olduğu görülmektedir.
Davacı vekilince red kararının tebliğ edilmediği, bu nedenle 16.01.2020 tarihinde yapılan ikinci başvuru üzerine verilen cevaba göre hak düşürücü süre içinde dava açıldığı ileri sürülmekte ise de, iflas müdürlüğünden alınan e-tebligat tebliğ mazbatasına göre, red kararını ve gerekçesini belirtir sıra cetvelinin e-tebliğ yoluyla tebliğ edilmiş olduğu, bu nedenle red kararı verildiğinden haberdar olunmadığının ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, nitekim dava dilekçesinde de sıra cetveli tebliğinin yapıldığının kabul edildiği, red kararının sıra cetveliyle birlikte sıra cetvelinin içinde tebliğ edilmiş olmasının sonuca etkili olmadığı, ikinci başvurunun yeni bir hak düşürücü süre kazandırmasının mümkün olmadığı kanaatiyle, hak düşürücü süreden sonra açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine,
2-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan (dava maktu vekalet ücretine tabi dava türü olduğundan) 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 10 GÜN içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle karar verildi.09/10/2020

Katip …

Hakim …