Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/82 E. 2019/821 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/82
KARAR NO : 2019/821

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 14/02/2019
KARAR TARİHİ: 24/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan sıra cetveline itiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili müflis olan davalı şirkete sözleşmeye uygun şekilde hizmet verildiğini, bu çerçevede borç yapılandırması ve protokol imzalandığını, bu belgelere dayalı 239.634-Avro tutarındaki alacak miktarının ise 12/02/2015 tarihli sözleşme ile müvekkil şirkete temlik olunduğunu, müdürlüğün bu alacağın 387.605,50-TL kısmını kabul ettiği halde 898.750,65-TL kısmının reddine karar verdiğini, red kararının hukuka aykırı olduğunu, alacağın gerçek bir alacak olup belgeye dayandığını,bu nedenle red olunan alacağın davalı alacaklıya ödenmesi öngörülen payla ödenmesini talep etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı, davayı inkar eder durumda olduğu sabittir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının dava dışı şirket ile müflis davalı şirket arasında düzenlenen protokol belgesi çerçevesinde temlik aldığı alacağın dava dışı şirket lehine doğmasına esas olan belgeye itibar edilmesine engel halin olup olmadığı, protokol belgesine konu bu miktarın davacı şirketin, ayrıca ve özellikle dava dışı … Tic Ltd Şti’ nin ve davalı müflis şirketin 2013-2014-2015- 2016-2017-2018 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarında ne şekilde gözüktüğü, bu miktarların her üç şirket tarafından benimsenip benimsenmediği, ne şekilde benimsendiği ve gerekirse davalı şirket hakkındaki iflas erteleme dosyası içeriğindeki tespitler dikkate alındığında davalı aleyhine ve davacı lehine muhasebesel veri olup olmadığı, iflas idaresinin kararı da irdelenmek sureti ile kayıt kabul davasına esas olan miktarın HMK m.26 hükmü de dikkate alındığında ne olduğu, noktalarında toplanmaktadır.
Davanın kayıt kabul davası olarak açıldığı, davanın süresi içinde açıldığına dair tüm belgelerin gelmediği, dayanak olan altı sayfadan ibaret 11/01/2013 tarihli protokol başlıklı belge içeriğine ve imzalara yönelik bir itirazın ise vukuu bulmadığı tartışmasızdır.
Davacı tarafından İİK m.235 ve devamı hükümlerine göre müflis şirketi temsilen iflas idaresine aleyhine kayıt kabul davası açılmıştır.Aleyhine kayıt kabul davası açılan ve iflas eden şirket hakkında mahkememizce yapılan yargılamanın devamı esnasında davalı şirket hakkında verilen iflas kararının,Yargıtay 23 HD.2019/1116E.2019/3288K.sayılı ve 04/07/2019 tarihli kararı ile bozulduğu,bu bozma ilamı sonrası müflis şirket aleyhindeki davanın bu defa … 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin …E.sayılı dosyasına istinaden yeniden görülmekte olduğu,en önemlisi mahkemece ve 05/09/2019 tarihi itibariyle bozma ilamına uyulduğu,hatta yine mahkemece bozma kararına uyulması nedeniyle iflas kararının kaldırıldığı yönünde İstanbul ticaret sicil müdürlüğüne yazılmasına dahi karar verildiği,bu suretle bozma ilamının gerekli aşamalardan geçerek kesinleştiği kayden sabittir.
Uyuşmazlık iflasta sıra cetveline yönelik kayıt ve kabul bir başka deyişle sıra cetveline itiraz davasıdır.
İflas kararı sonucunda düzenlenen sıra cetveline yönelik kayıt kabul davaları,alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkin olup,belli bir miktarın ödenmesine yönelik değildir.(Yargıtay 23. H.D. 2014/6115E.2015/4448K.sayılı ilamı)
Bu durumda iflas kararının bozulması halinin,açılan kayıt kabul davasının niteliği gözetilerek,kayıt kabul davasına usuli etkisi değerlendirilmelidir.Yargıtay uygulamasında kabul olunduğu üzere iflas kararının bozulmasına dair ilamın kesinleşmesiyle birlikte iflas kararının tüm sonuçları ortadan kalkar;artık bu şartlarda ileride yeniden iflas kararının verilmesi ile birlikte ise iflasın sonuçları yeniden doğar.O halde davalı şirket hakkında verilen iflasın ise bozulması karşısında iflasın sonucu olarak açılan kayıt kabul davası da ortadan kalkacaktır; yani kayıt kabul davası konusuz kalacaktır.Zira yukarıda açıklandığı üzere artık iflas kararı bozulmuş ve bu iflas kararına istinaden alacağı kaydedecek bir iflas masası hukuken mevcut olmaktan çıkmıştır.
Somut dava açısından kayıt kabul davasına esas iflas kararı ortadan kalkmış olmakla bu karara istinaden açılan kayıt kabul davası da konusuz kalmış olur.Nitekim ilk derece mahkemesi tarafından kayıt kabul davası ile ilgili konusuz kalma kararı verilmiş olsa dahi yeniden ticaret mahkemesi tarafından iflas kararı verilmesi durumunda iflas masasına başvuru ve reddi halinde ise kayıt kabul davası açma imkanı hukuken imkan dahilindedir.(Yargıtay 19.H.D. 2010/1798E.2010/3789K.sayılı ilamı)
Hal böyle olunca mahkememizce bu davanın konusuz kalmasına karar verilse dahi davacının ileride yeniden kayıt kabul dava açma imkanı olduğu gibi gerekirse ve hali hazırda normal alacak davası açma veya icra takibi yapma hak ve imkanı mevcuttur.Aksi düşünce ile iflas davasının sonucunun beklenmesi bu noktada davacının hak arama hürriyetini kısıtlayacağı gibi kayıt kabul davasının iflas kararının sonucu açılan bir dava olma özelliği ile de bağdaşmayacaktır.Daha da önemlisi davalının uzun süre ve gereksiz yere dava tehdidi altında kalması da hukuk güvenliğini sarsıcıdır.
Kaldı ki davacı vekili mevcut duruma uygun karar verilmesini açıkca talep ettiği gibi vekalet ücreti ve yargılama gideri dahi talep etmediğini açıkca bildirmiştir.
Yapılan açıklamalar karşısında davalı şirket hakkında açılan iflasta sıra cetveline yönelik kayıt kabul davasında, davalı şirket hakkındaki iflas kararı bozulmuş olmakla konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı şirket hakkında açılan iflasta sıra cetveline yönelik kayıt kabul davasında, davalı şirket hakkındaki iflas kararı bozulmuş olmakla konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı vekili beyanı karşısında davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı iflas idare vekilinin bulunmaması ve davalı tarafından harcanan yargılama gideri bulunmaması karşısında davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
5-Kararın kesinleşmesi sonrası gider avansının talep halinde iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on gün süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda ve oy birliği ile karar verildi.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır