Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/726 E. 2022/586 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/726 Esas
KARAR NO : 2022/586

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 26/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15.06.2018 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … plakalı ve sürücüsü …’nın sevk ve idaresindeki araç ile … istikametinden seyir halinde iken yine aynı istikamette seyir halinde olan sürücüsü davalı … sevk ve idaresindeki yabancı plakalı … plakalı aracın arkadan çarpması neticesinde çift taraflı meydana gelen trafik kazasında, müvekkilinin ağır yaralandığını ve malul kaldığını, dava öncesinde davalı … Bürosuna yapılan başvuru neticesinde 05.09.2019 tarihinde 65.015,00 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığını ancak zararının tamamının karşılanmadığını, gerçek zarar ile yapılan ödeme arasında büyük fark olduğunu belirterek, 15.06.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebi ile fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 150,00 TL kalıcı maluliyet tazminatı, 150,00’TL bakıcı ve hastane giderlerinin davalılardan müşterek ve müteselsilen temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki, davalılardan müşterek ve müteselsilen tazminine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili büroya yapmış olduğu yazılı müracaat sonrasında tüm evrakların tamamlandığını, alınan aktüerya raporu dahilinde hesaplanan 65.015,00 TL maddi tazminatın 05.09.2019 tarihinde davacıya ödendiğini, işbu ödemenin 28.08.2019 tarihinde imzalanan ibraname ile yapıldığını, davacının bu; işleten, araç sürücüsü ve müvekkili ofis yönünden dava ve talep haklarından feragat meydana gelen kaza nedeni ile sorumluluklarının yerine getirildiğini, davacının herhangi bir alacağının kalmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, kazadaki kusur durumunun tespitinin gerektiğini, maluliyet durumunun ATK tarafından alınacak rapor ile illiyedi de irdelenerek tespitinin gerektiğini, tedavi giderlerinin AGK tarafından karşılandığını, aktücryal hesaplamanın Genel şartlarda belirtildiği şekilde yapılması gerektiğini, manevi tazminat taleplerinden hiçbir şekilde sorumlu olmadıklarını, avans faizi talep edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Cevap: Davalı … ve …’a dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalılar tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Dava, 15/06/2018 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle davalılardan sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri talebine yönelik belirsiz alacak davası ve sigorta şirketi dışındaki davalılardan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Huzurdaki davanın 150-TL kalcı maluliyet, 150-TL bakıcı gideri olmak üzere 300-TL maddi tazminat ve 25.000-TL manevi tazminat talep edildiği, davanın harca esas değeri olarak yalnızca 300-TL gösterildiği ve manevi tazminat talebine ilişkin tutar üzerinden harcın yatırılmamış olduğu anlaşılmış; harç eksikliği davacı tarafça giderilmiştir.
Mahkememizce davaya konu aracın hasar dosyası, soruşturma dosyası, ceza dava dosyası, kaza nedeniyle davacının SGK’ dan rücuya tabi ödeme alıp almadığına ilişkin araştırma yazıları, davacının sosyal ve ekonomik durum araştırması, kaza sebebiyle görmüş olduğu tıbbi tedavilere ilişkin tüm kayıtlar eksiksiz olarak dava dosyasına celp edilmiş, incelenmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 14/04/2016 tarih ve 6704 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değişik 97. maddesine göre; “zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” Söz konusu madde ile dava açmadan önce zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketine başvuru yapılması dava şartı haline getirilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacının dava açılmadan evvel trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle bu zararlarının tazminine yönelik olarak yazılı şekilde sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, sigorta şirketinin bir kısım tazminat ödemesinde bulunduğu, anlaşıldığından davacının dava açılmadan evvel KTK 97. madde hükmü uyarınca yazılı başvuru şartını usulünce yerine getirdiği anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nin “sorumluluğa ilişkin anlaşmalar” başlığını taşıyan 111. maddesi gereği, “ Karayolları Trafik Kanunu ile öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir”. Bu madde hükmü gereğince, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasadaki bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; davalı … tarafından yapılan ödeme savunmasının değerlendirilmesinde, KTK’nun 111/2. maddesiyle getirilen anlaşma ya da uzlaşmanın iptaline ilişkin düzenlemenin, dava içinde ya da davadan önce yapılmış anlaşma şeklinde bir ayrım içermemesi nedeni ile açıklanan tüm bu nedenlerle davacının yargılama aşamasında tazminat miktarı belirlenmeden doğmamış hakkından feragat etmiş olması mümkün olmamasına, 2918 sayılı Yasanın 111. maddesi davacı tarafça, davanın hak düşürücü süre içinde açılmasına göre de ibraname makbuz hükmünde olup belirlenen tazminattan mahsup edilecek şekilde değerlendirme yapılması gerekmiştir.(Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/22364 E.2017/3810 K. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/6254 E.2020/8748 K., Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2011/8559 E.2012/7287 K. Sayılı ilamı)
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; çalışmakta iken sakat kalan mağdurun uğradığı maddi zararın hesaplanmasında, uğradığı sakatlık oranı değil, bu sakatlık nedeniyle ortaya çıkan iş göremezlik, diğer anlatımla çalışma ve kazanma gücündeki kayıp oranı esas alınmalıdır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Dosya kapsamında olan … Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınının 15/09/2021 raporunda dava dilekçesinde bakıcı giderlerine yönelik talebi bulunmasına rağmen adli tıp kurumunca başkasının bakımına muhtaç hale gelip gelmediği, varsa muhtaçlık süresi yönünden bir belirlemenin yapılmadığı görülmekle, davacının bakıcı giderlerine yönelik talebi doğrultusunda başkasının bakımına muhtaç hale gelip gelmediği, varsa muhtaçlık süresi yönünden belirlemenin önceki rapor doğrultusunda dosya üzerinden belirlenmesinin istenmiştir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2021/2388 E, 2021/3038 Karar sayılı ilamı) Yine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3089 E, 2021/3411 Karar sayılı ilamı uyarınca “kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.” şeklindeki tespitler dikkate alındığında dosya kapsamında bulunan ve somut uyuşmazlıktaki kaza tarihi de dikkate alınarak hazırlanan … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı 08/11/2021 tarihli adli tıp raporu 15/06/2018 tarihinde geçirmiş olduğu kazaya ilişkin sürekli çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı (maluliyet) oranının %5 olduğu belirlenmiş ve bu belirlemeye göre hükme maluliyet raporu hükme esas alınmıştır.
Dosya kapsamına göre, trafik bilirkişi ve aktüerya bilirkişiden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdi ile; meydana gelen yaralamalı trafik kazasındaki tarafların kusur durumu ve (% olarak) kusur oranı, davacının müterafik (birlikte) kusuru bulunup bulunmadığı, davacının bu kaza nedeniyle uğramış olduğu bedensel zararların ve bu kapsamda talep konusu ettiği sürekli/geçici iş göremezlik zararının hesaplanması ve tespiti bakımından bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiş; 15.06.2018 günü saat 21:30 sıralarında … sevk ve idaresindeki … yabancı plakalı otomobili ile … istikametinden … istikametine seyir halinde iken, yine aynı istikamette seyir halinde olan sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyona arkadaş gidiş istikametine göre yolun sağ şeridinde çarpması sonucu çift taraflı trafik kazasının meydana geldiği, davacının …plakalı araçta yolcu konumunda olduğu, olayda …plakalı … marka aracın davalı sürücü …’ın olay yerine geldiğinde önündeki araçla arasında, aracının hızına bağlı olarak yeterli ve güvenli seyir mesafesi bırakmadığı, önündeki araç ile olan fren mesafesi yeterli olsaydı sürücünün aracını önündeki araca çarpmadan durdurabileceği, dolayısıyla …plakalı Mercedes marka otomobilin sürücüsü … 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda yer alan sürücüye ait asli kusurlarından Madde 84 “d) Arkadan çarpma,” kuralını ihlal ettiğinden kazanın meydana gelmesinde asli ve tam olarak (%100 oranında) kusurlu olduğu olduğuna yönelik raporun kapsamlı, gerekçeli ve denetime açık olması karşısında itibar edilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3089 E, 2021/3411 Karar sayılı ilamı ve uygulaması gereğince aktüer hesabında TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması gerekliliği belirtilmiştir. Bu kapsamda yapılan aktüer hesabı ile Davacıya dava öncesi 05.09.2019 tarihinde davalı … tarafından 65.015,00 TL sürekli maluliyet tazminatı ödemesi yapıldığı, Ödeme tarihi 05.09.2019 itibarıyla, davacının sürekli maluliyet zararının; TRH 2010 Yaşam Tablosu esas alınarak progresif rant yöntemiyle %5 maluliyet oranına göre, davacının kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığının kabulü ile; sürekli maluliyet zararının 64.439.27 TL olduğu, 05.09.2019 tarihinde yapılan 65.015,00 TL ödeme ile davacının Maluliyet zararının karşılandığı, kanaatlerine ulaşılmış olup; bilirkişi tarafından belirlenen tazminat tutarları güncel içtihatlara ve hesaplama yöntemlerine uygun olup bu tutarlar zarar miktarı olarak mahkememizce kabul edilmiştir.
Dosya kapsamında bulunan 16/01/2020 tarihli ödeme evrakına göre 65.015,00 TL’lik ödemenin maluliyet zararı için yapıldığı anlaşılmakla, bakıcı giderinin ise karşılanmadığı anlaşılmıştır.
Huzurdaki davanın belirsiz alacak davası şeklinde ikame edildiği gözetilerek tahkikatın bitiminden önce 6100 sayılı HMK m.107/2 hükmü uyarınca dava konusu ettiği, maddi tazminat miktarlarının tam ve kesin olarak belirlemesi için davacı vekiline süre verilmiş, davacı vekilince 27/06/2022 tarihli dilekçe ile talep artırımı yapılmadan dava dilekçesindeki miktar üzerinden hüküm verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Bu haliyle tüm dosya kapsamına göre davacının 16/01/2020 tarihli ödeme evrakına göre 65.015,00 TL’lik ödemenin maluliyet zararı için yapıldığı anlaşılmakla, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine, karar vermek gerekmiştir.
15.06.2018 kaza tarihinden itibaren davacının 3 ay süre ile bir başkasının bakımına ihtiyaç duyduğu ve kazanın oluşumunda yolcu konumunda olan davacının kusurunun bulunmadığının kabulü durumunda; 6.087,00 TL bakıcı gideri zararının bulunduğu, bu bedelin ise dava öncesinde davalı büro tarafından karşılanmamış olduğu gözetilerek, bakıcı gideri olarak taleple bağlılık ilkesi gözetilerek 150,00-TL maddi tazminatın davalılardan müşterek müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı … Bürosunun sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına,) hükmedilen maddi tazminata davalı gerçek kişiler yönünden kaza tarihi olan 15/06/2018 tarihinden itibaren, davalı … yönünden ise 2918 sayılı KTK’nın 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar” hükmü gereğince, 20/05/2019 itibaren faize hükmedilmiştir.
Davacı vekilince temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş ise de her ne kadar davanın trafik kazasından kaynaklı olduğu sabit ise de kazaya sebebiyet veren aracın belirlenmemesi nedeniyle ticari vasıfta olduğuna ilişkin davacı tarafça ispata yarayan bir delilin dosya kapsamında bulunmaması da gözetilerek yasal faize hükmetmek gerekmiştir.
Manevi tazminat talepleri bakımından, 6098 sayılı TBK’nun 56. (818 sayılı BK’nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Manevi tazminat yönünden, davacıların murisinin geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda vefatından dolayı manevi olarak elem ve ızdırap duyacakları, zarar uğrayacağı muhakkaktır. Ancak, manevi tazminatın amacı, istemde bulunanın manevi zararlarını uygun bir miktarda karşılamak olduğu kadar, sebepsiz zenginleşmesine de yer vermemektir.
Davacı 25.000,00 TL manevi tazminat talep etmiştir. Trafik kazasında yaralanması sebebiyle kazadan ötürü elem / ızdırap duyacağı ve manevi varlığında kaza sebebiyle eksilme yaşanacağı muhakkaktır. Ancak yukarıda açıklanan ilkeler karşısında kaza tarihi talep edilen manevi tazminat tutarı fahiştir.
Kazanın oluş şekli, davacının kaza tarihindeki yaşı, davacının maluliyet düzeyi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihi itibariyle paranın alım gücü ile hakkaniyet ilkesi hep birlikte değerlendirilerek 15.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalı gerçek kişilerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, bu suretle Mahkememizdeki vicdani kanıya göre hükmedilen tutarın adalet duygusunu pekiştirecek, davaya konu trafik kazası sebebiyle duyulan elem ve üzüntüyü dindirecek ve tatmin edecek düzeyde olduğu ve ayrıca tarafların zenginleşmesine – fakirleşmesine mahal vermeyeceği değerlendirilmiş, açıklanan nedenlerle davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünde karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Maddi tazminat yönünden;
-Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
-Bakıcı gideri olarak taleple bağlılık ilkesi gözetilerek 150,00-TL maddi tazminatın davalılardan müşterek müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı … Bürosunun sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına,) hükmedilen maddi tazminata davalı gerçek kişiler yönünden kaza tarihi olan 15/06/2018 tarihinden itibaren, davalı … yönünden ise 20/05/2019 itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Manevi tazminat yönünden;
-Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 15.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 15/06/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle sigorta şirketi dışındaki davalı gerçek kişilerden müşterek müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden kabul edilen dava değeri (150,00-TL) üzerinden alınması gereken 10,24- TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek (davalı … Bürosunun sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına,) HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden dava değeri (15.000,00-TL) üzerinden alınması gereken 1.024,65- TL harçtan başlangıçta alınan 44,40 TL peşin harç, 40,98 TL tamamlama harcı toplamı 85,38 TL harçtan mahsubu ile eksik alınan bakiye 939,27 -TL harcın sigorta şirketi dışındaki davalı gerçek kişilerden müşterek müteselsilen tahsiliyle HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı ve 40,98 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 129,78 TL harca ilişkin yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (…nun sorumluluğunun hakkında hükmolunan davanın kabul ve red oranına göre 64,89-TL ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 520,40 TL posta, tebligat, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.120,40 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.269,72 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak (…nun sorumluluğunun hakkında hükmolunan davanın miktarına göre 12,70-TL ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalılar tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Maddi tazminat davasında davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 150,00-TL vekalet ücretinin (davalı … Bürosunun sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına,) davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Maddi tazminat davasında davalı … ve davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT m.3/2 gereğince red sebebinin ortak olduğu da gözetilerek hesap ve takdir olunan 150,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-Manevi tazminat davasında davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin sigorta şirketi dışındaki davalı gerçek kişilerden müşterek müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-Manevi tazminat davasında davalılar … ve … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
12-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, e-duruşma ile katılan taraf vekilleri ve davalı gerçek kişiler vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde manevi tazminat yönünden mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere, maddi tazminat yönünden HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.26/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır