Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/725 E. 2021/452 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/725
KARAR NO : 2021/452

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların müvekkili bankaya borçlu olduklarını, kredi hesabının kat edildiğini ve borcun muaccel hale geldiğini, alacağın tahsili yolunda davalılar aleyhinde tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile icra takibinin yapıldığını, davalıların icra takibine haksız olarak itiraz ettiklerini, arabuluculuğa müracaat edildiğini, müzakereler sonucunda anlaşmaya varılamadığını, davalıların müvekkili bankaya borçlu olduğu hususunun yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile sabit olacağını, talep edilen faiz oranı taraflar arasında imzalanan sözleşme ile bankaya tanınan tek taraflı yetkiye istinaden kararlaştırıldığını ve bu sözleşmenin yasaya uygun olduğunu belirterek müvekkili banka alacağının tahsilini teminen … 28.İcra Müdürlüğünün…E.sayılı dosyası ile yürütülen takibe davalı-borçluların tüm itirazlarının iptalini, takibin takip talebinde yazılı şartlarla devamını, itiraz olunan alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine dayanak olan kefalet sözleşmesinin TBK’nın m.583 vd.kapsamında kefalet sözleşmesi için aranan geçerlilik şartlarını taşımadığını, kefaletin geçerlilik şartlarından olan belirlilik ilkesinin somut olayda mevcut olmadığını, müvekkilleri hakkında girişilen icra takibinin hukuka aykırı olduğunu, hiçbir suretle kabul beyanı olmamak üzere bir an için müvekkili hakkında icra takibi başlatılabileceği kabul edilse dahi, usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen ihtarname ile müvekkilinden temerrüt faizi talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kefilin yalnızca kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu tutulabileceğini, dava konusu takipte müvekkillerinden fahiş bir faiz oranının talep edildiğini, bu durumun ilgili mevzuata ve temel hukuk kurallarına aykırı olduğunu, davacı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemiyle başlatılmış olan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamının gerekip gerekmediği, taraflar lehine tazminat hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Yargılama aşamasında her iki davalı vekili 28/05/2021 tarihli e-imzalı dilekçeleri ile icra dosyasına olan itirazlarından vazgeçtiklerini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını açıklamış, yine davacı vekili 16/06/2021 tarihli dilekçesi ile davalı tarafların itirazlarından vazgeçtiklerini ve davanın konusuz kaldığını açıklamış, esasen icra müdürlüğünden gelen cevabi yazı ile dahi bu durum teyit edilmiş, bu suretle takip sonrası davalı borçlular itirazlarından vazgeçmişlerdir.
Adı geçen davalılar vekili icra dosyasına sunulan itiraz ile icra dosyasına itiraz etmiş olup dava tarihi itibariyle ise adı geçen davalı borçlular yönünden usulüne uygun olarak yapılmış bir itiraz söz konusudur.
Ne var ki mahkememizce yargılamaya devam olunduğu aşamada, adı geçen davalılar icra dosyasına yönelik itirazlarından vazgeçmişlerdir.
Bilindiği üzere itirazın iptali davasının görülebilmesi açısından hüküm anına kadar itiraz nedeniyle duran bir icra takibinin varlığı zorunludur. Aksi halde itirazın iptali davasının konusu olamayacaktır. Bu çerçevede adı geçen davalıların icra dosyasına yönelik itirazlarından vazgeçmeleri karşısında davanın konusu artık kalmamıştır. Esasen tarafların beyanları içerik olarak dahi bu yöndedir. Yerleşik Yargıtay uygulaması da gözetildiğinde itirazın iptali davasının devam ettiği aşamada borçluların icra dosyasına yönelik itirazlarından vazgeçmeleri durumunda artık itirazın iptali davasının konusuz kaldığı kabul edilmelidir. (Yargıtay 19. HD. 2013/11070E. 2013/15274K.sayılı ilamı) Adı geçen Yargıtay ilamındaki uygulama dahi gözetildiğinde ise maktu ret harcı alınacaktır.
Davalılar vekili usulüne uygun olarak icra dosyasından vazgeçmiş olmakla itirazlarını geri almışlar, itirazlarının haksız olduğunu bu suretle beyan etmişler, yargılama aşamasında ise davacı vekili ise davalılardan ayrıca icra inkar tazminatı ve vekalet ücreti taleplerinin kalmadığını açıklamışlardır. Bu çerçevede HMK m.331 hükmü uyarınca davacı dava açmakta haklı dahi olsa HMK m.26 hükmü uyarınca taleple bağlılık esas olmakla davacının icra inkar tazminatlarının ayrı ayrı ret olunmasına, davalıların icra takibinin itirazlarından vazgeçmiş olmaları ve davacının kötüniyetli olduğunun ispatlanamamış olması karşısında davalıların kötü niyet tazminatlarının reddine usuli açıdan karar verilmesi zorunludur.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının, … 28. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra dosyasının borçluları davalılar … ile … aleyhine açmış olduğu itirazın iptali ve takibin devamına dair davada dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı vekilinin 16/06/2021 tarihli dilekçesi gereği davalılardan icra inkar tazminatı taleplerinin kalmadığını açıklaması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin her iki davalı yönünden ayrı ayrı reddine, davalıların icra takibine yönelik itirazlarından vazgeçmeleri nedeni ile davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının, … 28. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra dosyasının borçluları davalılar … ile … aleyhine açmış olduğu itirazın iptali ve takibin devamına dair davada dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı vekilinin 16/06/2021 tarihli dilekçesi gereği davalılardan icra inkar tazminatı taleplerinin kalmadığını açıklaması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin her iki davalı yönünden ayrı ayrı reddine,
3-Davalıların icra takibine yönelik itirazlarından vazgeçmeleri nedeni ile davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30 TL maktu ret harcının peşin alınan 141.271,57 TL harçtan mahsup edilerek bakiye ‭‭141.212,27‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekili beyanı nedeniyle davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin ileride Bakanlıkça ödenmesi durumunda 6183 sayılı AATUHK hükümleri gereği davalılardan müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere vekillerin huzurunda ve oy birliği ile karar verildi. 17/06/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …