Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/724 E. 2020/147 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/724
KARAR NO : 2020/147

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 24/12/2019
KARAR TARİHİ : 12/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan şirketin ihyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda ve HSK Genel Sekreterliği’nin 23/03/2020 tarihli ve Kovid-19 hastalığı nedeniyle aldığı tedbirler,yine HSK kararı çerçevesinde 01/06/2020 tarihi itibariyle kısmen dahi olsa normal çalışma düzenine geçilmesi ve müzakere yapılması imkanına kavuşulması sonrası;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; şirket tasfiyeye sokularak tasfiye edilmiş ise de halen şirket adına kayıtlı … plakalı sayılı aracın bulunduğunu, tasfiyenin tamamlanması için şirketin ihya olunmasını ve …’ın tasfiye memuru olarak atanmasını talep etmiştir.
Davalı … Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili davayı inkar eden konumdadır.
Taraflar arasındaki tartışma şirketin ihyasının ve tasfiye memurunun atanmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
İhyası talep olunan şirketin 2015 tarihinde normal şekilde tasfiyesinin yapıldığı, bu çerçevede dosyada taraf teşkilinin tamam olduğu, esasen son tasfiye memurunun davalı olarak gösterilmesi gerekmekle birlikte davacının son tasfiye memuru olması ve bu davayı açma noktasında ise sıfat sahibi bulunması karşısında her iki unvanın birleştiği, terkin edilen şirket adına kayıtlı aracın gelen mevcut kayıtlara göre mevcut olduğu, bu suretle tasfiyenin eksiksiz tamamlanamadığı tartışmasızdır.
Dava, tasfiye sonrasında ticaret sicilinden terkin edilen işletmenin TTKm.547 hükmüne göre ek tasfiyesine ilişkin hükümden kaynaklanmaktadır.
Ek tasfiyesi talep olunan şirketin tasfiyesinin sona erdiği 2015 tarihi itibariyle sicilden kayden ve tasfiye nedeniyle terkin olduğu, ihyası talep olunan şirket adına halihazırda araç bulunduğu, bu aracın halihazırda tasfiye sürecine dahil olunmadığı açıktır.
6102 sayılı TTK’ nın ” Ek tasfiye” başlıklı m.547 hükmü: Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. ” şeklindedir.
Somut olayda davacının en son tasfiye memuru konumunda bulunduğu,aktif sıfatının bulunduğu, ek tasfiyesi istenen işletmenin terkin olduğu halde halihazırda şirket adına kayıtlı araç bulunduğu, bu çerçevede tasfiye işlemlerinin tam ve eksiksiz olarak gerçekleştirilemediği, bu şartlarda tasfiyenin tam ve eksiksiz sağlanması açısından halen terkin olunan işletmenin tasfiye işlemlerinin tamamlanması ve ihyası gerektiği, tasfiyesi eksiksiz tamamlanmayan şirketin ek tasfiyesinin kabulü noktasında kanunun aradığı zorunluluk halinin bu nedenle oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan son tasfiye memurunun davalı olarak gösterilmesi gerekse dahi son tasfiye memuru somut olayda aynı zamanda davacıdır.Öte yandan davacı,tasfiye memuru olarak davacının eşi …’ın tasfiye memuru olarak atanmasını talep etmiştir ki …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına bir engel hal bulunmamaktadır.Davalı olması gereken son tasfiye memuru aynı zamanda davacı olduğundan dolayı artık davalı olarak gösterilmesine de gerek yoktur.
Yapılan açıklamalar karşısında;davacının … Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açmış olduğu davasının kabulüne,ihyası talep olunan ”Tasfiye Halinde … Şirketinin” maliki olduğu … plaka sayılı araç ile ilgili her türlü tasfiye işleminin tamamlanabilmesini temin için … Ticaret Sicil Müdürlüğüne … sicil numarasına kayıtlı ”Tasfiye Halinde …Ticaret Limited Şirketinin” ek tasfiyesi sureti ile ihya olunmasına,adı geçen şirkete bu defa … T.C.kimlik numaralı …’ın münferit ve yetkili tasfiye memuru olarak atanmasına,tasfiye memuru için ücret takdirine yer olmadığına,kararın bir örneğinin ticaret sicil müdürlüğüne gönderilmesine ve ilanına; … Şirketi aleyhine açılan davada bu şirketin somut davada tüzel kişilik olarak gösterilmesinin Yargıtay uygulaması gereği mümkün bulunmaması, usul ekonomisi gerekleri ve davacının hukuki güvenliğini temin açısından bu şirket yönünden asıl dava dosyasında HMK.m.167 hükmü uyarınca ayırma kararı verilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-I)Davacının … Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açmış olduğu davada;
İhyası talep olunan ”Tasfiye Halinde … Limited Şirketinin” maliki olduğu … plaka sayılı araç ile ilgili her türlü tasfiye işleminin tamamlanabilmesini temin için … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı ”Tasfiye Halinde … Limited Şirketinin” ek tasfiyesi sureti ile ihya olunmasına,
Adı geçen şirkete bu defa … T.C.kimlik numaralı …’ın münferit ve yetkili tasfiye memuru olarak atanmasına,
Tasfiye memuru için ücret takdirine yer olmadığına,
Kararın bir örneğinin ticaret sicil müdürlüğüne gönderilmesine ve ilanına,
2-Bu dava nedeniyle alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile kalan harcın dahi aynı zamanda en son tasfiye memuru olan davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı aynı zamanda şirketin en son tasfiye memuru olduğundan dolayı yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Dava kabul edildiğinden davalı tarafından yapılan masrafın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Sicil müdürlüğü yasal hasım konumunda olduğundan davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansının iadesine,
II-)… Limited Şirketi aleyhine açılan davada, bu şirketin tüzel kişilik olarak gösterilmesinin Yargıtay uygulaması gereği mümkün bulunmaması, usul ekonomisi gerekleri ve davacının hukuki güvenliğini temin açısından bu şirkete yönelik açılan davanın asıl dava dosyasından HMK.m.167 hükmü uyarınca ayrılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK.341.maddesi uyarınca İstanbul BAM nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen kısa karar açıkça okunup anlatıldı.12/03/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır