Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/710 E. 2022/211 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/710 Esas
KARAR NO : 2022/211

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Mal Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2019
KARAR TARİHİ : 18/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Mal Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirketten olan alacağının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, icra takibine haksız şekilde davalı tarafından itiraz edildiğini, taraf ticari defter ve kayıtları incelendiğinde alacağının varlığının ortaya çıkacağınını, davalı vekilinin icra takibine ilişkin yetki itirazının geçersiz olduğunun, geçerli bir yetki itirazının olması için yetkili icra müdürlüğünün doğru ve açık şekilde belirtilmesi gerektiğini, davalı tarafın sadece yetkiye itiraz ettiğini belirtmesine rağmen yetkili icra müdürlüğünün belirtilmediğini bu sebeple icra dosyasının yetkisinin kesinleştiğini, mahkemenin yetkili olduğunu belirterek, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin talep ve dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.155,10 TL’lik kısma ilişkin itirazın iptaline, alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Usule uygun tebligata rağmen davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Celbedilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. Takip dosyası incelendiğinde, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 13/09/2019 tarihinde 35.608,13 TL asıl alacak ve takip sonrası değişen oranda yasal faiz istemiyle başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulduğu, davanın İİK md 67’de düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde ve itirazın kısmen iptali istenerek (20.155,10 TL alacak için) açılmış olduğu görülmüştür.
Davalının icra dairesi yetkisine itirazı, itiraz dilekçesinde yetkili icra dairesi belirtilmemekle, usule uygun yetki itirazı yapılmadığından İİK madde 50 atfıyla HMK madde 19 uyarınca ön inceleme celsesi ara kararıyla reddedilmiştir.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, takip dosyası, davacı vekilince sunulan faturalar, davacının açık hesap-muavin defter dökümleri, davalı şirketin (fatura dönemlerinde) vergi dairesine verdiği BA formları celbedilip incelenmiş, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde mali bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Davalının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için …Asliye HM (ATM)’ye talimat yazılmış, talimat mahkemesince talimat yazımıza uygun şekilde inceleme günü belirlenerek, inceleme günü ve “inceleme gününde ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmezse HMK md 222/3 uyarınca ibrazdan kaçınmış sayılacağı ve davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucu alınacak rapora ve dosya kapsamına göre karar verileceğine” dair yasal ihtaratı içeren mahkememizin talimat yazısı da eklenerek, davalı şirkete (HMK md 222’de 7251 s.K.ile yapılan yasal değişiklik sonrasındaki tarihte) usule uygun tebligat yapılarak ihtar edilmişse de, davalı tarafın bilirkişi incelemesine defter-belgelerini ibraz etmediği, bu nedenle bilirkişi raporu alınamadığı bildirilmiştir.
Davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için … Asliye HM (ATM)’ye talimat yazılmış, alınan mali bilirkişi raporu gönderilmiştir.
Davacı defterleri hakkında talimatla alınan mali bilirkişi raporunda özetle; davacının incelenen 2018-2019 ticari defterlerinin noter açılış-kapanış tasdikleri süresinde yaptırılmış, e-defter beratı alınmış, kayıtları muhasebe usul ve esaslarına uygun tutulmuş yani sahibi lehine delil teşkil eder mahiyette bulunduğu, taraflar arasındaki mal alım-satım ilişkisinin 2018-2019 yılları içinde çeşitli mal satış faturaları-davalının kambiyo evrakıyla veya nakden ödeme kayıtlarıyla devam ettiği, davalının yaptığı ödemeler olduğu, davacının davalıya düzenlediği 02/09/2019 tarihli 15.453,02 TL bedelli son faturadan sonra davalı aleyhine yaptığı 9.000,00 TL’lik alacak kaydının dayanağı ispatlanamadığından dikkate alınmadığı, akdi ilişki boyunca davacının davalıya 2018 yılında 66 adet, 2019 yılında 33 adet fatura düzenlemiş olduğu, davalının ödemelerinin 2018’de 86.250,00 TL, 2019’da 26.800,00 TL olduğu, fatura bedellerinden davalının ödemelerinin mahsubu sonucu takip tarihi itibariyle davacının davalıdan kendi ticari defterine göre (bedeli ödenmemiş faturalarından kaynaklanan) bakiye 28.608,10 TL alacaklı olduğu tespit edilip bildirilmiştir. Bu rapor taraflara tebliğ edildikten sonra, davacı vekilince sunulan beyan dilekçesinde tespitin kabul edildiği açıkça beyan edilmiş, davalı tarafça ise rapora karşı yasal sürede bir itiraz-beyan dilekçesi sunulmamıştır.
Tarafımızca incelenen davacının rapora ekli muavin defter kayıtlarına göre, davacı defterinde takip tarihi itibariyle olan 28.608,10 TL alacağın kaynağı, davalının kısmi ödemeleri TBK md 102 gereği vadesi önce gelen faturalardan başlayarak mahsup edildiğinde, bilirkişinin tespit ettiği 28.608,10 TL alacağın davacının 24/04/2019 tarihli 2.436,94 TL bedelli faturasından kalan bakiye 231,01 TL alacak ve bu fatura sonrası 2019/4-5-6-9. aylarda düzenlediği faturalara isabet ettiği tespit edilmiştir.
Davalının celbedilen BA formları incelendiğinde, davacının 2019/4-5. aylarda düzenlediği faturaların davalı tarafından mal alışı olarak vergi dairesine BA formu ile beyan edilmiş olduğu, 2019/6.ayda düzenlenen fatura bedeli yasal 5.000,00 TL’lik BA formu verme sınırı altında olduğundan beyan edilmemiş olduğu, 2019/9. aya ilişkin ise davacının faturası toplam 15.453,02 TL olmakla yasal sınırın üstünde olsa da davalı tarafından BA formuyla bildirilmemiş olduğu tarafımızca tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, incelenen deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu tespitleri hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının takip konusu alacağının kaynağı mal satış faturalarının 4-5. Aylara ilişkin olanların davalı tarafından BA formu ile mal alışı olarak vergi dairesine beyan edilmiş durumda olduğu, bu hususun esasen davalının bu faturaları ticari defterine kaydedip KDV indiriminde de kullandığının delili olduğu, HMK md 220-223’e göre davalıya tebliğ edilen yasal ihtarat ve tebliğ edilen bilirkişi raporuna itiraz edilmemesi nedeniyle davacı lehine/davalı aleyhine oluşan usuli kazanılmış hak durumları hep birlikte değerlendirildiğinde, davalının TTK md 21/2 kapsamında 8 günlük yasal sürede itiraz etmemesi nedeniyle fatura içeriklerinin kesinleşmiş olduğu, kısmi ödemesinin de bulunduğu, yapılan yasal ihtara rağmen bildirilen inceleme gününde ticari defterlerini incelemeye ibraz etmeyen davalının ibrazdan kaçınmış sayıldığı, borçlu olmadığını ticari defteriyle ispat imkanı verilmişse de ispat edemediği, bu nedenle mal teslimi karşılığı fatura bakiye alacağı bulunduğunun davacı tarafından sahibi lehine delil teşkil eder mahiyetteki ticari defter kayıtlarıyla ispatlandığının kabul edilmesi gerektiği, bakiye borcun ödendiği veya davacının sahibi lehine delil teşkil eder mahiyetteki ticari defter kayıtlarına itibar edilmemesini gerektiren bir delilin de davalı tarafça ileri sürülmediği gibi, ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine ibraz ederek borcu olmadığını ispatlama imkanı verilmesine rağmen ibrazdan kaçınmış olduğu, bu nedenle davalıya HMK md 222/3 (7251 s.K.ile değişik hali) kapsamında tebliğ edilen yasal ihtaratın sonucu olarak davacı lehine usuli kazanılmış hak da oluştuğu, davalının faturalara 8 günlük yasal süre içinde itiraz ettiğine dair bir delilin de davalı tarafça sunulmadığı, alınan uzman bilirkişi raporundaki tespitlerin denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, itiraza da uğramadığı görülmekle, aşağıdaki şekilde takibe itirazın kısmen iptali istemiyle açılan davada itirazın iptaline karar verilmesi talep edilen tutarın (20.155,10 TL) bilirkişi raporuyla hesaplanan alacaktan (28.608,10 TL) daha düşük olduğu görülmekle davanın talep gibi kabulüne ve davalının itirazının kısmen iptaline, talep gibi takip sonrası değişen oranda yasal faiz talep edilebileceği değerlendirilmekle takibin 20.155,10 TL asıl alacak yönünden takip sonrası aynı koşullarda devamına, fatura alacağı likit ve itiraz kısmen haksız olduğundan kabul edilen alacak yönünden davacı lehine %20 icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü… Esas takip dosyasına itirazının kısmen iptaline, takibin talep gibi 20.155,10-TL asıl alacak yönünden takip tarihi sonrası aynı koşullarda devamına,
Kabul edilen alacağın %20’si oranında 4.031,02-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 1.376,79-TL olup, peşin alınan 344,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.032,59-TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 144,00-TL, bilirkişi ücreti 450,00-TL’den oluşan 594,00-TL yargılama gideri ile 44,40-TL başvuru harcı, 344,20-TL peşin harç toplamı 982,60-TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
5-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan davalıdan 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
18/03/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır