Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/705 E. 2020/302 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/358 Esas
KARAR NO : 2020/305
DAVA :Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :17/07/2020
KARAR TARİHİ :09/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta Anonim Şirketinin … nolu sigorta poliçesi ile zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) bulunan … plakalı araç ile 25.02.2020 tarihinde müvekkillerinin müşterek oğulları/murisi olan elektrikli scooter martı kullanan …’a trafikte arkadan çarpması sonucu … TC kimlik nolu …’ın hayatını kaybettiğini, … plakalı araç sürücüsünün hem alkollu hem de kusurlu olduğunu, olay … güzergahında şehir içi yolda meydana geldiğini, … plakalı araç kamera görüntülerinden anlaşıldığı üzere en az 100 KM civarında bir hızla kazaya karıştığını, kaza yaparken sürücünün ışıklı ve açık yolda önüne bakmadığı kamera kayıtlarından çok net anlaşılabildiğini, hız sınırı olan 30 KM sınırını gösteren trafik levhası hemen yol kenarında sol refüjde kazanın olduğu yerde bulunduğunu, ayrıca aynı yerde yaya geçidi levhası bulunduğunu, 30 KM hız sınırının olduğu ve yaya geçidinin olduğu yerde takriben 100 KM hızla önüne bakmadan …’a çarpan araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, müvekkiller murisinin bir kusuru bulunmadığını, müvekkillerinin murisi vefat eden … kaza tespit tutanağında kaza anında sadece karşı tarafın ve yanlış görgü beyanları baz alınarak kusurlu gösterildiğini, kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, araç sürücüsünün arkadan …’a çarptığını, arkadan çarpma eylemi trafik yasalarını göre asli kusur olduğunu, bu hususun kaza tespit zaptında yer bulmadığını, maktul … şerit değiştirmeyi tamamladıktan sonra geride 100 Metre mesafeten 90-100 KM hızla araç kendisine arkadan çarptığını, şerit değiştirmede hata bulunmadığını ve kendisine trafik kurallarına aykırı olarak arkadan çarpıldığını, … Cumuriyet Başsavcılığı tarafından aldırılan bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, kaza tespit tutanağı ve Savcılık kusur bilirkişi raporlarına itiraz ettiklerini ve yeniden bir kusur incelemesi ve değerlendirmesi yapılmasını, gerekirse keşif yapılmasını, araç sürücüsü … Asliye Ceza Mahkemesinin 2020 /166 esas sayılı dava dosyasında taksirle adama öldürme suçundan yargılandığını, tüm olay anı kamera kayıtları ve dosya ile ilgili delillerin bu dosyada olduğunu, davalının sigorta firması olduğunu ve kazaya karışan aracın kaza tarihinde bağlı olduğu zorunlu trafik sigortasının sigortacısı olan şirket olduğunu ve sigorta poliçesi sorumluluk limiti dahilinde müvekkillerine karşı maddi tazminat konusunda sorumlu olduğunu, kazaya karışan araç ise bir şirkete ait olan araç olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre kazaya karışan aracın sahibi bir ticari şirket ise bu durumda destekten yoksunluk tazminatı kapsamında sigorta firmasından talep edilecek tazminat temerrüt faizi, ticari faiz olacağını, bu nedenle ticari faiz talep ettiklerini, bu nedenlerle tüm maddi ve manevi tazminat talepleri, her türlü hakları ve talepleri saklı kalmak kaydı ile; kaza kusur oranlarının (tüm taraflar ve dava dışı martı scootter sahibi şirket açısından) tespiti için bilirkişi incelemesi yapılarak yeniden tespit edilmesini, tahkikat sonucu müvekkili davacı … için maddi tazminat (destekten yoksunluk tazminatı) miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğu anda artırılmak üzere her türlü hakları saklı kalmak üzere şimdilik asgari 5000 TL maddi tazminatın (sigorta poliçe tazminat sorumluluk limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesini, müvekkili davacı … için maddi tazminat (destekten yoksunluk tazminatı) miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğu anda artırılmak üzere her türlü hakları saklı kalmak üzere şimdilik asgari 5000 TL maddi tazminatın (sigorta poliçe tazminat sorumluluk limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesini, yargılıma masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava öncesi dava şartı arabuluculuğa başvurulmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, davacı taraf Karayolları Trafik Kanunu gereğince usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığından davanın usulen reddi gerektiğini, talep edilen eksik belgelerin müvekkili şirkete iletilmediğini, iş bu nedenle trafik sigortası genel şartları gereğince davacının dava açma hakkı bulunmadığını, davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere re’sen gözetilerek müterafik kusurun tespiti halinde hesaplanan tazminattan indirim yapılması gerektiğini, ayrıca müteveffanın 18 yaşından küçük olması nedeniyle yasak olduğu halde aracı kullanması nedeniyle davacı anne ve babanın bakım ve gözetim yükümlülüğüne uymadığını, kusur dağılımı yapılırken iş bu hususun da mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanmasını, aksi takdirde asgari ücret olarak alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere müteveffanın evli olup olmadığı şayet evli ise çocuğunun bulunup bulunmadığı da tespit edilerek eğer varsa dava dışı desteklerin de payları ayrılarak tazminat hesap yapılması büyük önem taşıdığını, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere re’sen gözetilerek müterafik kusurun tespiti halinde hesaplanan tazminattan indirim yapılması gerektiğini, kaza sırasında elektrikli scooter kullanan davacının kask ve koruyucu teçhizat kullanıp kullanmadığı tespit edilerek müteveffanın zararın artmasında müterafik kusuru bulunduğu gözetilerek hesaplanan tazminattan indirim yapılması gerektiğini, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi doğrudan olan zarar kalemleri için teminat verdiğini, davacı tarafın taleplerinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkili şirketin sorumluluğunun teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, kabul manasında olmamak üzere davacı tarafın başvuru tarihinden itibaren avans faizi talebi yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüt tarihinin KTK hükümleri doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası olması, ayrıca faizin yasal faiz olması gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle usulden reddine, usulden reddin bu aşamada kabul görmeyecek ise yapılacak yargılama sonucunda davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle açılan destekten yoksun kalma maddi tazminat istemine ilişkindir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü mevcuttur.
6325 sayılı kanunun m.18/A.2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” denilmektedir.
Açıklanan hüküm karşısında davacının, arabuluculuğa tabi olan işbu davayı açtığı tarih itibariyle arabuluculuğa başvurmadığı ve nitekim arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin sunulmasının dava tarihi itibariyle imkansız hale geldiği ortaya çıkmıştır. Kaldı ki, davacılar vekili 23/07/2020 tarihli beyan dilekçesi ile ara buluculuğa başvurmadan sehven dava açtıklarını ikrar etmiş, başka bir anlatımla bu yola başvurulmadan doğrudan dava açıldığı sübuta ermiştir.
Yukarıda ifade edilen kanun hükümlerinde de görüleceği üzere bahse konu eksiklik, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddini gerektirmektedir. Davacılar vekili, her ne kadar dava açıldıktan sonra zorunlu ara buluculuğa başvuru yapıldığını bildirmiş ise de, söz konusu dava şartı sonradan tamamlanabilen bir dava şartı değildir. (Emsal karar için bakınız. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2019/1038 Esas, 2019/869 Karar)
Bu itibarla, davacının arabulucuya başvurmaksızın bu davayı açmış olması karşısında 6102 sayılı TTK.m.5/A hükmüne atfen ve 6325 sayılı Kanuna eklenen m.18/A hükmü nedeni ile dava şartı yokluğundan dolayı davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Öte yandan, davalının savunma hakkının kısıtlanmaması için dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmiş, davalı vekaletname ve cevap dilekçesi sunarak davaya cevap vermiş olmakla, davacı aleyhine vekalet ücreti takdir edilmiş, aşağıda gösterilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Ayrıntısı ve Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere)
1-Davacının arabulucuya başvurmaksızın bu davayı açmış olması karşısında 6102 sayılı TTK.m.5/A hükmüne atfen ve 6325 sayılı Kanuna eklenen m.18/A hükmü nedeni ile dava şartı yokluğundan dolayı davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 116,38 TL harcın talep ve istek halinde davacılara veya vekiline İADESİNE,
3-Davacılar tarafından yapılan masrafların kendileri üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2, 13/1 maddeleri uyarınca belirlenen 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-6100 sayılı HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde kullanılmayan ve artan bakiye gider avansının resen davacılara veya vekiline İADESİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/09/2020

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)