Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/70 E. 2019/130 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1098 Esas
KARAR NO : 2019/131

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 20/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket …San. Ltd. Şti ile davalıların oluşturduğu adi ortaklık olan … İnşaat-…-…-… İş Ortaklığı arasında, … Mevkii 810 Ada 1 Parselde20.000 m2lik alandaki … Projesi’nin bir takım inşaat işlerinin yapılması hususunda 19.03.2016 tarihli “… Projesi İnce İnşaat İşleri Sözleşmesi” imzalandığını, müvekkili işbu sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmek için sözleşme imza tarihini ve sözleşmede belirlenen iş süresini göz önünde bulundurarak işçi istihdamı sağladığını, inşaat işleri için malzeme temin ettiğini, çalıştığı şantiyeye kamp kurmuş ve bunun gibi işin gerektirdiği hazırlıkları, alımları ve sözleşmeleri yaptığını, müvekkilinin sözleşme konusu işin süresinde biteceğini öngörerek tüm hazırlıklarını ve çalışmalarını sözleşme süresine göre organize ettiğini, işbu sözleşme gereğince müvekkil şirketin, 810/1 Parselde bulunan yapının ince inşaat işlerini bitirmesi için öngörülen süre 1 yıl olup, işlerin karşılığı olarak müvekkile 3.415.225,88-TL ödeme yapılacağı kararlaştırıldığını, sözleşmeye göre; sözleşme bedelinin %25’i barter/konut takası ile kalan %75’lik kısmının %50’si nakit %50’si ise; 60, 90, 120 günlük çekler ile ödenmesi kararlaştırıldığını, müvekkil şirket sözleşme gereği tüm edimlerini ifa etmesine rağmen davalılar sözleşme konusu yükümlülüklerini gerektiği gibi ifa etmediklerini, müvekkile verilen iş, davalıların kusuru sebebiyle uzamış ve bu sebeple müvekkil nezdinde ciddi zararlar ortaya çıktığını, ayrıca sözleşmenin 2. maddesi gereği müvekkil şirkete yaptırılması gereken otopark ve sosyal tesis ince inşaat işleri müvekkile yaptırılmadığından müvekkil maddi zarara ve kar kaybına uğradığını, müvekkilinin davalının kusurlu davranışından dolayı işin süresinin uzaması nedeni ile fazladan ödemek zorunda kaldığı şantiye kira bedelinin şimdilik 2.000 TL’nin davalılardan müşterek müteselsil tahsiline, davalının kusurlu davranışları nedeni ile sözleşmede belirtilen sürenin uzamasından kaynaklı uğradığı ve yargılama sırasında belirlenecek olan malzeme fiyat farkı alacağının şimdilik 2.000 TL’nin davalılardan müşterek müteselsil tahsiline, işin uzaması nedeni ile müvekkilin uğradığı işçi yevmiyesi fiyat artışından kaynaklı işçi alacaklarından doğan zararlardan şimdilik 2.000 TL’nin davalılardan müşterek müteselsil tahsiline, müvekkilinin fazla işçi çalıştırmak zorunda kalmış olması nedeni ile fazladan ödemek zorunda kaldığı yargılama sırasında miktarı belirlenecek olan SGK primleri, işçi yemek bedeli, teknik personel maaşı zararı olmak üzere şimdilik 2.000 TL’nin davalılardan müşterek müteselsil tahsiline, otopark ve sosyal tesis ince inşaat işlerinin sözleşmeye aykırı şekilde haksız suretle müvekkile yaptırılmasından vazgeçilmesi sebebiyle müvekkilinin uğradığı zararlar ile mahrum kaldığı kar olmak üzere şimdilik 2.000 TL’nin davalılardan müşterek müteselsil tahsiline, ıslah sureti ile arttırmaya dair ve fazlaya dair sair hakları saklı tutarak ticari reeskont faizine hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalılara tahmil edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı dava dilekçesinde borçlar kanununda tanımını bulan gabin (aşırı yararlanma), hata, hile ve ikrah hükümlerine dayandığını, gabin hükmüne dayanabilmesi için müvekkilinin bilgisizliğinden, zor halinden müvekkilin yararlandığını ortaya koyması gerektiğini, müvekkil işveren sıfatıyla davacı ise yüklenici sıfatıyla müvekkilin taahhüdü altında bulunan … isimli projenin bir kısım ince işlerinin davacı tarafça ifa edilmesi işi olduğunu, eser sözleşmelerinde eseri meydana getirecek olan zanaatkar, herşeyden önce teknik ve hukuki olarak yapacağı işin ne olduğunu, nasıl yapılacağını, hangi malzemelerin kullanılacağını, ne kadar sürede yapılacağını, kaç kişi ile yapacağını ve ne kadar bedelle yapacağını bilerek ve isteyerek bir işe teklif verdiğinde işi bildiği varsayılan kişi olduğunu, bu nedenle işin ehli olduğunu iddia ederek müvekkilin eserini ortaya koymayı taahhüt eden davacının gabin iddiası kendi varlığını inkar olduğu gibi taahhüt edeceği işi bilmediğinin de ikrarı olduğunu, davacı zor halinden dolayı önüne konulan tip sözleşmeyi imzaladığı iddiası ise bir önceki madde de yaptığımız izahat doğrultusunda haksız davasına zorlama bir yorumla gerekçe oluşturma çabasıdır. Müvekkil davacıya işi cebren vermediği gibi davacı söz konusu işi almak için birçok kişiyi kendisine referans yapmış işi proje ve teknik şartnameye uygun bir şekilde yapacağını, sürelere riayet edeceğini ve ortaya çıkacak ayıp ve kusurları gidereceğini taahhüt ederek söz konusu işi yüklenmiş ve bunun üzerine imza öncesinde defalarca müzakere edilip tüm maddeleri üzerinde mutabık kalındıktan sonra davanın dayanağını oluşturan eser sözleşmesini imzaladığını, davacı tarafın davalı müvekkilinin sözleşme konusu işin uzamasına sebep olduğu, bu nedenle de personel ve şantiye genel giderlerinden dolayı zarara uğradığı iddiasının kabul etmediklerini, taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesinde ” iş miktarında artma ve eksilmeler, ek işler” başlığı altındaki madde metninde işveren sıfatıyla müvekkilin işlerin bir kısmını azaltabileceği gibi artırabileceğini, bu hususun yüklenici (davacının) bilgisi dahilinde olduğunu, davacının bu hususu kayıtsız şartsız kabul ettiğini, bundan dolayı herhangi bir zarar ziyan talebinde bulunmayacağını hüküm altına alındığını, bu hüküm gereğince davacının işin eksilmesi nedeniyle müvekkilden tazminat talep etmesi taraflar arasındaki sözleşme gereğince mümkün olmadığını, şantiye süresinin uzaması gerekçesiyle talep edilen zarar ve tazminat talebini kabul etmediklerini, davacının fiyat farkı talebi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin devam ettiği sürede işçi ücretlerinde atipik bir artış olmadığı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın resmi kayıtları ile sabit olduğunu, taraflar arasındaki ilişki haksız fiil ilişkisi olmadığından dolayı tanık deliline başvurulması hukuken mümkün olmadığını, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Ön inceleme duruşmasının icrasından önce davacı vekili davadan feragat ettiğine ilişkin dilekçe ibraz etmiştir.
Davalılar vekili davadan feragat nedeniyle yargılama gideri ve avukatlık ücreti talebi bulunmadığına dair dilekçe sunmuştur.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkin ikame edilmiş olup yargılama sırasında davacı vekilince feragat dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun feragate ilişkin 307 ve devamındaki maddelerine göre; feragat, davacının, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın talep sonucundan kayıtsız-şartsız vazgeçmesidir. Hükmün kesinleşmesine kadar yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
Yukarıda yazılı yasal düzenleye göre; davanın, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikteki davalardan olduğu, davacı vekilinin talep sonucundan kayıtsız, şartsız ve tamamen vazgeçtiği, feragat sebebiyle davacı tarafın davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerinden sorumlu olduğu ancak davalıların vekalet ücreti talebinde bulunmadığı hususu dikkate alınarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının feragat nedeniyle reddine,
2-Tahsil edilmesi gereken harç 44,40-TL olduğundan peşin alınan 170,78-TL’den bu miktarın mahsubu ile bakiye 126,38 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Talep doğrultusunda davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde başvurmak koşuluyla İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/02/2019

Katip …
¸E-İmza

Hakim …
¸E-İmza