Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/666 E. 2021/811 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/666
KARAR NO : 2021/811

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 03/12/2019
KARAR TARİHİ : 29/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan sıra cetveline itiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil şirketin … dan çeşitli tarihlerde kiraladığı 247 aracı kira dönelerinin sona ereceeği (… marka araçlar …, …marka araçlar da Temmuz-Ağustos 2019 tarihine kadar kiralanmıştır) Nisan 2019 ve Ağustos 2019 tarihlerine kadar sözleşmedeki kira bedeliyle kullanma imkanı varken, kiracının temerrüde düşmesi, araçları sözleşme süresince kullanı amacına uygun olarak bulundurmaması sebebiyle bu kullanımdan mahrum kalmış olduğunu, …’ un ağır kusuru sebebiyle bu sürede … şirketlerine daha yüksek kira bedeli ödemek zorunda kalmış olduğunu, ödenecek kira bedeli kıyaslanarak, müvekkil şirketin fazladan ödeyeceği topla kira bedelinin 3.216.592,34-TL iflas masasına alacak olarak bildirilmiş olduğunu, müflisten kiralanan araçların kayıtları üzerinde Ağustos 2018 tarihinden itibaren alacaklı bankalar tarafından haciz, yakalama kararı konulmuş olduğunu, ayrıca masraf yapıldığını, müvekkil şirketin ticari faaliyetini devam ettirebilmek için … şirketleriyle uzun süreli kiralama sözleşmesi yapılana kadar ayrıca Ağustos, Eylül, Ekim , Kasım, aylarında 3. Firmalardan geçici olarak kısa süreli araç kiralamak zorunda kalmış olduğunu, müvekkil şirketin haklarını korumak amacıyla İİK m.235 maddesi gereğince 2. Alacaklılar toplantısına katılmaları yönünde karar verilmesini, toplam 3.468.227,90-TL tutarındaki alacaklarının alacak kayıt tarihi olan 14/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte iflas masasına alacak kayıt ve kabulünün yapılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; mahkemenin görevsiz olduğunu, esasa girilmeksizin, görevsizlik nedeniyle de davanın reddini talep ettiklerini, dava değerinin düşük gösterildiğini, eksik harç ikmal edilmeden, davaya devam edilmesinin, bu aşamada mümkün olmadığını, eksik harcın ikmali için davacı tarafa kesin süre verilmesini, harcın, verilen kesin sürede ikmal edilmemesi durumunda, dava şartlarından olan harcın ikmal edilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, hak düşürücü süre içerisinde açılmayan işbu davanın esasa girmeden usulden reddinin gerektiğini, yargı yerinin caiz olup olmadığı, aynı konuda kesin hüküm bulunup bulunmadığı, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı, kesin yetki kuralının bulunup bulunmadığı gibi hususlar, dava şartlarından olduğundan, bu hususların da ayrıca mahkemece resen araştırılmasını ve usule aykırılığın tespiti halinde, dava şartlarının yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememiz görevli, yetkili olup süreye dair itiraz ve def’iler red olmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava dilekçesine konu 247 adet aracın kiralanmasına dair taraflar arasında sözleşmenin akdi veya fiili olarak olup olmadığı, bu 247 adet aracın davacının kusuru dışında ve resmi makamlarca el konulma işlemine tabi tutulup tutulmadığı, ne zaman ve ne şekilde el konulduğu, araçların markası da dikkate alındığında bu araçların son kullanım tarihleri farklı olmak ile birlikte Nisan 2019- Ağustos 2019 tarihleri arasında davacının yeni araç kiralama zorunda kalıp kalmadığı, bu nedenle belirtilen dönemler ile ilgili …Ticaret A.Ş ile sözleşme imzalanıp imzalanmadığı, bu nedenle ne kadar kira bedeli ödenip ödendiği, davacının iddia etmiş olduğu bu nedenle dosyamız davalısına ödenmesi gereken kira bedeli ile kıyaslandığında daha yüksek kira bedeli ödenip ödenmediği, ne kadar ödendiği, buna göre bu kalem yönünden davacı şirketin fazladan ödediği toplam kira bedelinin 3.216.592,34-TL olup olmadığı, ayrıca müflisten kiralanan bu araçların kayıtları üzerine 2019 yılı Ağustos tarihinden sonra konulan haciz yakalama kararları sonrası trafikten men edilen araçlar nedeni ile … şirketleri ile uzun süreli kiralama sözleşmesi yapılıp yapılmadığı yapılana kadar Ağustos Eylül Ekim Kasım ayı için 3. firmalar durumundaki … şirketi, … Şirketi, … şirketine, … şirketine dava dilekçesinde belirtilen ödemelerin yapılıp yapılmadığı yukarıda belirtilen ödeme kalemlerinini ödenme nedeni ile davalıya atfedilen eylem arasında nedensellik bağı olup olmadığı, bu çerçevede davacının kayıt kabule esas tutmuş olduğu alacak miktarlarının dosyamız tarafları ile dava dışı şirketlerinin ticari defter ve kayıtlarında olup olmadığı, ne şekilde olduğu, davacının somutlaştırmış olduğu, deliller ile incelenecek ticari defter ve kayıt içeriklerinin uyumlu olup olmadığı, ne şeklide uyumlu olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Davanın kayıt kabul davası olarak açıldığı, davacının talebinin iflas tarihi öncesi yapılan sözleşmeden kaynaklanmakta olduğu, davanın hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu tartışmasızdır.
Taraflar arasındaki dava İİK. 235 ve devamından kaynaklanan, uygulamada kayıt kabul davası olarak nitelendirilen ve kanunda ise sıra cetveline itiraz olarak belirtilen, tahsili amaçlamayan, sadece iflas masasına kayıt yapılmasını amaçlayan bir davadır.
İİK m.235/f.1 hükmüne göre “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içerisinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar”.
Kayıt kabul aşamasında iflas dairesince davacının talep ettiği miktar oranında alacaklı olduğunu ortaya koyan yeterli belge olmadığından alacağın reddedildiği açıktır.
Kayıt kabul davası bilindiği üzere alacağı kısmen veya tamamen red edilen alacaklı tarafından iflas idaresine karşı açılır. Davada husumet iflas masasına yöneltilmelidir. İflas masasının temsilcisi adi tasfiyede iflas idaresi, basit tasfiyede ise somut olayda olduğu gibi iflas dairesidir. İspat yükü kural olarak masaya yazdırılması gereken alacağı olduğunu iddia eden davacı alacaklı üzerindedir. Davacı alacağını genel hükümlere göre ispat etmek yükümlülüğü altındadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın araştırılması amacıyla mahkememiz tarafından atanan SMMM, araç kiralama sektöründen bilirkişisi, otomotiv sektör teknik bilirkişisi, bankacı bilirkişi sunmuş olduğu 05/05/2021 tarihli raporunda, tarafların ve dava dışı şirketlerin ticari defter ve kayıtlarını incelediklerini, araç kiralama bedelleri arasında oluşan farktan dolayı talep edilen 3.216.592,34 TL zarara ilişkin hesaplama yapılarak tablonun düzenlendiğini, buna göre dava dışı şirketlerle yapılan uzun ve kısa dönem kira ilişkisine göre kira sözleşmesi bitişi tarihine kadarlık sürede kiralanmak durumunda kalınan 227 araç adetlerine göre toplamda 6.636.638,94 TL+KDV bedele ulaştığını, bu iki farkın 2.011.658 TL+KDV bedele ulaşmış ve bu bedel, yeniden kiralamak durumunda kalınan araçlar nedeniyle katlanılmak zorunda kalınan zarar olarak değerlendirilmiş ve rapora eklendiğini, yeniden kiralamak durumunda kalınan araçlar nedeniyle, tüm talep karşılığı kalemler hesaplandığında iflas tarihi itibari ile kayıt ve kabule esas olan alacak miktarının; 06/11/2018 tarih itibari ile davacı tarafın iflas tarihi itibari ile kayıt ve kabule esas olan alacak miktarının 108.377,00 TL olduğu, 06/11/2018 tarihinden taraflar arasındaki sözleşme süresi sonuna kadar oluşacak davacı taraf zararının 1.903.281,00 TL olduğu, davacı tarafın iflas tarihi ve sonrası sözleşmesinden kaynaklı oluşabilecek toplam zararın 2.011.658,00 TL olarak kayıt ve kabule esas olan alacak miktarı olmakla beraber davacının davalı tarafa cari hesaptan kaynaklı 37.084,75 TL borcu düşüldükten sonra iflas masasına kaydedilecek tutarın (2.011.658,00 TL – 37.084,75 TL = 1.974.573,25 TL olması gerektiğini” bildirmişlerdir.
Adı geçen raporun taraf vekillerine tebliğ olunması sonrasında ise 16/09/2021 tarihli ara karar ile bu defa “davacının kayıt ve kabul talebi ve dava dilekçesi içeriği gözetildiğinde ayrıca davacının KDV bedeli talep ettiğine dair açık talep bulunmadığı , esasen sonuç talep miktarına KDV eklenmesi halinde çok daha fazla miktar çıkacak olması karşısında uyuşmazlık yönünden ve ” taleple bağlılık” kuralı gereği KDV bedelinin talep edilip edilemeyeceği, aksi kararlaştırılmadığı sürece ve VUK gereği KDV nin davacının talep etmiş olduğu fiyatlara dahil olup olmadığı, raporun 8.sayfasındaki 2.fiyat farkı nedeni ile zararın 2.011.658+KDV olarak belirtilmesinin bu açıdan çelişkili olup olmadığı, yine 2.011.658+KDV olarak belirtilen zarar miktarının bu defa aynı bilirkişi kurulunun aynı raporunun 10.sayfasında 2.011.658TL olarak belirtilmiş olmasının ve akabinde bu zarardan düşüm yapılarak net zararın kayıt kabule esas miktar olarak tespiti ile bu defa zararın 1.974.573,25-TL olarak açıklanmasının çelişki arz edip etmediği, davacı tarafından delil olarak dayanıldığı halde … A.Ş’ nin davacı tarafından iddiaya konu sektör nedeni ile ödemelerinin finansal açıdan belli bir şekle uygun olarak yapılıp yapılmadığı, yine zarar olarak davacı lehine hesaplanmış olan miktarlar ile ilgili davacı şirket ile dava dışı şirket kayıtlarının miktar açısından ve muhasebesel olarak uyumlu olup olmadığı, en önemlisi ödeme iddialarına dayanak vesaikin olup olmadığı, bu noktada uyum olup olmadığı, dava dışı firmalara yapılan ödemelerin, tarih , numara ve bedelinin muhasebesel olarak ne şekilde anlaşıldığı, bilirkişi kurulu raporunun 6.sayfasının son paragrafı karşısında sonradan kiralanan araçların , müflis şirketin daha önce kiralamış olduğu araçların model ve yıllarından yüksek olması ve dahi araçların markası dahi özellikle dikkate alındığında davacının iddia etmiş olduğu bu yöne ilişkin zararın mevcut olup olmadığı, bu noktada “davacı şirketin daha düşük model araçları, daha yüksek fiyattan kiralama yapmak zorunda kalmasına sebep olmayacağı” yönündeki raporun 7.sayfasının ilk paragrafındaki sektörel açıklamanın yüksek model nedeni ile yüksek bedel ödenmesinin davacının zararına ne şekilde yol açtığının , mahkeme denetimine açık ,gerekçeli şekilde üzerinde durularak ve sektörel çalışma şartları dikkate alındığında rapordaki bu tespite ne şekilde itibar edilmesi gerektiği, sonuç olarak davacının 6.420.319,-83+KDV tutarında dava dışı şirketlere ödeme yapmış olduğunun muhasebesel açıdan anlaşılır ve dayanak vesaik ile ispatlanabilir olup olmadığı üzerinde durularak iflas tarihi itibari ile davacının zarar miktarının tespitine yönelik ek rapor alınmasına” dair ara karar oluşturulmuştur.
Akabinde bilirkişi kurulu hazırlamış olduğu 26/10/2021 tarihli raporda “davacının talep ederken KDV Dahil toplam değer üzerinden talepte bulunması gerektiğinden, VUK gereği KDV’nin davacının talep etmiş olduğu fiyatlara dahil olmasını, hesaplanan 2.011.658.-TL olarak belirtilen zarar miktarının tekrar kontrol edilerek aynı rakamın geçerli olduğu, kök raporda “…11.12.2018 tarihi itibari ile davalının, davacı taraftan alacağı 36.797,50 TL olup, davacı taraf kanuni defterlerindeki bakiye davalı alacaklı 33.984,47 TL olup taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklı farkın 2.813,03 TL olduğunu, bu farkta davacının eksik belge girişinden kaynaklı olup bu boyuttaki cari hesapta kabul edilebilir bir tutar/ hata olduğunu, davacı tarafa hesap edilen 2.011.658.- TL davalı kayıtları esas alınarak 11.12.2018 tarihindeki davalının cari hesaptan kaynaklı alacağı olan 36.797,50 TL düşüldükten sonra davacı alacağının 1.974.860,50 TL olacağını, bu dava özelinde de davalı tarafa tebliğ edilen trafik cezaları ve OGS belleri davalı tarafından11.12.2018 ile 16.01.2019 tarihleri arasında gelen bu tip cezalardan kaynaklı ilave 287,25 TL (NET) daha davalı alacağı olduğunu, davacıdan alacağı (iflas tarihinden sonra gelen trafik cezaları ve OGS’den kaynaklı ilave gelen) 37.084,75 TL olduğunu, ilave gelen 287,25 TL değerleme dışı bırakıldığını, davacının iflas masasına 11.12.2018 tarihi itibari ile yazdıracağı alacak tutarı 1.974.573,25TL olacağını, paylaşılan kök raporda “…” firmasına 3902375 nolu cari hesap kodunda muhasebe işlemleri yapılmış olup 9.10.2018 tarihinde çalışılmaya başlanıldığını, 2018 yılı içinde toplam 1.708.997,26 TL tutarında fatura/işlem yapılmış yıl sonunda dava dışı … firmasına davacının 1.312.- TL borcu bulunduğunu, dava dışı … A.Ş’ nin cari hesap ekstresi dava dosyasında mevcut olmamakla beraber 20.09.2021 tarihli tekit yazısı ile tekrar talep edilmiş olduğu davacı tarafından paylaşılan … AŞ’ye ait cari hesap ekstresine dayanılarak (Flash bellekte mevcut) değerlendirme yapıldığını, ödemelerin yapılması ile ilgili davacı tarafından yapılan paylaşımlarda dava dışı firma ile 9.10.2018 tarihinde çalışmaya başlamış olup hesabın en son hareket gördüğü, 29.12.2018 tarihi itibari ile de dava dışı … A.Ş’ firmasına 1.312.- TL borçlu olduğunu, davacı tarafından delil olarak dayanılan diğer dava dışı şirketlere ait cari hesap ekstrelerinde detay paylaşımlar var olup, kök raporunda sunulan flash bellek içinde de dava dışı firmalara ait davacı tarafından paylaşılan yevmiye madde numaralarında yer aldığı cari hesap ekstrelerinde dava dışı firmaların düzenlediği fatura ve davacı tarafından ödemelere ait tüm bilgilerin mevcut olduğu, dava dışı firmalara düzenledikleri araç kiralamadan kaynaklı alacaklarını oluşturan faturalara ait ödemelerin “Banka kanalıyla” 24 Aralık 2015 tarihli ve 29572 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 459 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine uygun yapıldığı, davacı tarafından delil olarak dayanılan diğer dava dışı şirketlere ait cari hesap ekstrelerinde detay paylaşımlar var olup, kök raporunda sunulan flash bellek içinde de dava dışı firmalara ait davacı tarafından paylaşılan yevmiye madde numaralarında yer aldığı cari hesap ekstrelerinde, dava dışı firmaların düzenlediği fatura ve davacı tarafından ödemelere ait tüm bilgiler mevcut olduğu, dava dışı firmalara düzenledikleri araç kiralamadan kaynaklı faturalara ait ödemelerin “Banka kanalıyla” yapıldığını, aynı marka ve model bir aracın kira fiyatı açısından karşılaştırıldığında; model yılı yeni olan ve düşük kilometredeki aracın kira fiyatı, model yıllı daha eski ve yüksek kilometredeki araca göre daha yüksek olduğunu, davacı şirketin davalı şirketten kiralamış olduğu araçların model yılları 2016 – 2017- 2018 model araçlar olduğunu, sonradan kiralanmak zorunda kalınan araçların model yılı ise 2018 model araçlar olduğunu, yani içinde bulunulan yıla ait yeni model araçlar kiralandığını, sektör dinamiği gereği yeni model araçların kira fiyatlarının yüksek olduğunu, şayet 2018 model araç yerine davalı şirketten kiralamış olduğu marka model ve km özelliklerinde daha eski model araç kiralanmak istenseydi daha uygun ve hatta davalı firma fiyatlarına yakın fiyattan araç kiralaması yapabilecekken 2018 yılı içinde 2018 model araç kiralaması yaptığından yüksek fiyattan kiralandığını, davalı tarafla yapılan kiralama sözleşmesindeki dönemlere ait kiralama yapılsaydı, daha yüksek bedelden davacı kiralamak zorunda kalınmayacağını” bildirmişlerdir.
Öncelikle mahkememize sunulan özellikle bilirkişi kurulunun hazırlamış olduğu kök rapor sonrası hazırlanan ek rapor mahkememizce belirlenen tek tek belirlenen konuları açıklar niteliktedir. Buna göre davacının talebine konu ve kayıt kabul davasına konu edilen miktarlar içinde VUK gereği KDV’nin bu fiyatlara dahil olunması gerektiği kabul edilmiştir. Öte yandan ödemelere ilişkin dayanaklar tek tek açıklanmış ve dayanak olan vesaiki üzerinde durulmak suretiyle gerekli hesaplar yapılmıştır. Yapılan bu incelemeler sonucunda da dava dışı şirketlerin kayıtları ile davacı şirketin defter ve kayıtların uyum taşımaktadır. Bu itibarla dava dışı şirketlerin defter ve kayıtlarıyla dahi davacının iddiası muhasebesel açıdan ortaya konulmuştur. Bu suretle araç kiralamadan kayıtlı faturalara dair ödemelerin banka kanalıyla yapıldığının tespit olunduğu gibi davacının farklı araç ve yeni model taleplerinden kaynaklı zararının mevcut olduğu dahi sektörel açıdan tespit edilmiş, davalı ile yapılan kira sözleşmesindeki dönemlere ait kira yapılması durumunda davacının daha yüksek bedelden kiralama yapmak zorunda kalmayacağı dahi sektörel açıdan belirlenmiştir.
Bu suretle mahkememizce inceleme konuları uygun olarak alınan ek rapor ile dahi iflas tarihi itibariyle davacının alacaklı olduğu miktar 1.974.860,50 TL olarak saptanmış olup özellikle ek rapor geçerli, denetime elverişli ve hükme esas olabilecek niteliktedir. Kaldı ki davacı vekili 26/10/2021 tarihli ek rapor sonrası bilirkişiden yeni rapor veya ek rapor alınması taleplerinin olmadığını açıkça belirtmiş olduğu gibi en önemlisi davalı vekili alınmış olan hem kök rapora hem ek rapora yönelik itirazda bulunmamış, yeni rapor alınmasını talep etmemiştir. Bu haliyle mahkememizce itibar olunan ek rapor içeriğinin davalı aleyhine davacı lehine olmak üzere usuli kazanılmış hak doğurduğu açıktır.
Kaldı ki alınan kök ve ek rapora itiraz etmeyen davalının bundan sonraki istinaf kanun yolu aşamasında, yargılama aşamasında ileri sürmediği beyanları ileri süremeyeceği de açıktır.
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kısmen kabulüne, 1.974.860,50-TL davacı alacağının … 1.İflas Dairesinin … iflas sayılı dosyasına istinaden açılan iflas masasına 4.sırada kayıt ve kabulüne, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulüne,
2-1.974.860,50-TL davacı alacağının … 1. İflas Dairesinin … iflas sayılı dosyasına istinaden açılan iflas masasına 4.sırada kayıt ve kabulüne,
3-Davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 59,30TL harçtan peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL karar ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL peşin harç, 44,40 TL başvuru harcı gideri toplamı olan 88,80‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından harcanan 190,00TL tebligat posta masrafı ile 6.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.790,00 TL yargılama giderininden davanın kabul nispetine göre (%61) 4.141,9‬0TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından harcanan 200,00 TL posta masrafının davanın ret nispetine göre (%39) 78,00TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Dava kısmen kabul edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereği 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Dava kısmen red edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereği 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere vekillerin huzurunda ve oy birliği ile karar verildi. 29/11/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip