Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/662 E. 2022/140 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/662 Esas
KARAR NO : 2022/140

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2019
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin davalı şirket ile yapmış olduğu ticari satış nedeniyle davalıya faturalar kestiğini, davalı şirketin faturalara itiraz etmeyip kayıtlarına işlediğini ancak ödeme yapmadığından 67.354,15 TL üzerinden aleyhine … 8. İcra müdürlüğünün… Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlunun süresinde itiraz ettiğinden takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya ve takibe konu edilen 23.03.2019 tarihli 129-155-129-156 numaralı iki adet faturanın şirket çalışanlarına 17.04.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, söz konusu faturalara 22.04.2019 tarihinde ihtarname ile itiraz edilerek faturaların iade edildiğini, davacı tarafından gönderilen ürünlerin mağazaları teşhirindeki mutfaklara konsinye olarak konulacağını hiçbir şekilde faturalandırılmayacağını ve hiçbir ücret alınmayacağını davacı şirket tarafından taahhüt edildiğinden, müvekkili mağazada teşhir edildiklerini, uygulamayı davacı şirket yetkilisi ve/veya çalışanı dava dışı … adli kişinin yaptığını, piyasa şartlarında bu tarz konsinye uygulamalarının gelenek haline gelen çalışma biçimi olduğunu ve davacının müvekkiline 8-9 ay sonra fatura ettiğini beyanla davanın reddine, kötü niyetli takip nedeniyle %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masraflarının davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 8. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası, … 12. Noterliğinin … tarihli ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi, taraf şirketlere ait BA BS formları, fatura suretleri, sevk irsaliyeleri, cari hesap ekstresi, ticari defter ve belgeler celp edilmiş incelenmiştir.
Dosya, Mali Müşavir bilirkişi …’ya tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 12/10/2021 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle ve sonuç olarak; “…Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmamaktadır. Davalının ibraz ettiği 2019 yılı ticari defterlerde davacı ile olan cari münasebetine rastlanmamıştır. Taraflar arasında konsinye mal alışverişi olmuş bu konuda sözleşme düzenlenmiş ancak sözleşme maddelerinin okunaksız olması nedeniyle sözleşme maddeleri üzerinde açıklama yapılamamıştır. Davalı tarafından davaya konu olan mal/ürünler 2018 Haziran ayında davacıdan teslim alınmış olup, davacı tarafça bu mallara 2019 Mart ayında fatura kesilmiş ve kesilen faturalar davalı tarafından konsinye malların bedelsiz teslim alınmış olduğu gerekçesi ile yasal yollarla iade edilmiştir. Dosya verilerinden konsinye mal/ürünlerin davalı uhdesinde kaldığı, davacı tarafından, davalıya verilen Konsinye Mal/ürünler, satılmak üzere bırakılan maldır/ürün olup, bu satış, malı satan kişinin adına fakat mal sahibinin hesabına yapılacağı, Yani Davalı Malı Satacak, Ancak Bedelini Anlaştığı Fiyattan Davacıya Verecektir. Eğer davalı taraf bu konsinye malı satmamışsa ve uhdesinde/envanterinde bekletiyorsa bu malları davacıya iade ederek bu borçtan kurtulabilir. Davalı taraf davacının kendisine kestiği faturayı iade etmiş ancak salt faturayı iade etmekle borçtan kurtuluş olmaz, fatura ile birlikte mallarında iade edilmesi gerekmektedir. Çünkü; Konsinye Mal, satılmak üzere bir komisyoncu veya tüccara bırakılan maldır. Bu satış, malı satan kişinin adına fakat mal sahibinin hesabına yapılacağı teamül haline gelmiş ticari bir iş olup, malın satılmadığı durumda iade edilemeyecek olması, taraflar arasında sadece yazılı bir sözleşme ile hüküm altına alınması halinde mümkün olur. Somut Davamızda; sözleşme hükümlerinin silik/okunaksız olması nedeniyle değerlendirilmediğinden : mevcut dosyada mübrez belgeler ışığında davacının, davalıdan 67.354,15 tl alacaklı olacağı ve davacının bu alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %19,50 oranından başlayacak değişen oranlarda faiz işletilmesi gerekecektir….” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, ticari satımdan kaynaklanan fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında ticari satıma dayalı akdi ilişkinin varlığı, bu kapsamda davaya konu faturaların düzenlenerek davalı tarafa tebliğ edildiği, faturaya konu malların davalı tarafa teslim edildiği, satıma konu malların konsinye mallar olması sebebiyle davalı tarafından faturalara karşı yasal süre içinde bedelsizlik itirazında bulunulduğu ve faturların noter kanalıyla iade edildiği, konsinye malların ise davalı tarafından davacıya geri iade ve teslim edilmediği noktasında taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, konsinye satım ilişkisinin bulunup bulunmadığı, davacının konsinye mal satım ilişkisi sebebiyle davalıdan alacaklı olup olmadığı ve varsa takip tarihi itibariyle alacağın miktarı noktasında toplanmaktadır.
Dava dosyası kapsamında bulunan beyanlar, faturalar ve sevk irsaliyeleri incelendiğinde, satım ilişkisine konu edilen malların konsinye olarak davalı tarafa satışının gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. Nitekim, sevk irsaliyeleri üzerinde konsinye olarak malların satıldığı noktasında ” teşhir irsaliyesi ” olduğu açıkça yazılmıştır. Öte yandan, davacı taraf kendi sunduğu cari hesap ekstresinde davaya konu faturalara açıklamalar kısmında “KONSİNYE” olduğunu bizzat kayıt altına almıştır. Sevk irsaliyelerinde malların teslim tarihi 06-08/2018 dönemi olmasına rağmen, faturalar konsinye satış usulüne uygun şekilde daha sonradan 23/03/2019 tarihinde düzenlenmiştir. Nihayetinde, davalı taraf cevap dilekçesinde aralarındaki satım ilişkisinin konsinye mal satım ilişkisi olduğunu kendisi beyan ve ikrar etmiştir. Davacının kendi sunduğu cari hesap ekstresi, davalının ikrara dayalı beyanları, fatura açıklama yazıları, sevk irsaliyesindeki kayıtlar ve satış usulü birlikte değerlendirildiğinde dava konusu faturalı satışların, konsinye mal / ürün satışı olduğu noktasında duraksama yoktur.
Konsinye satış, malların mülkiyetinin satıcıda kalması şartıyla, malın konsinye alan kişiye bırakılmasıdır. Konsinye mal / ürünler, satılmak üzere teslim alana bırakılmış mal ve ürünlerdir.
Konsinye satış işleminde, konsinye malı teslim alan taraf kendisine konsinye olarak bırakılan malları üçüncü şahıslara satacak, ancak mal bedeli olarak aldığı tutarı anlaştığı fiyattan satıcıya ödeyecektir. Konsinye mal satılamadığı takdirde, malların mülkiyeti satıcıya ait olduğu için satıcıya geri iade ve teslim edilmesi zorunludur. Bu satış usulünde malların mülkiyeti satıcıda olduğu için, mallar satılamadığı takdirde herhangi bir bedel ödenmeyeceği ya da malların satıcıya iade edilmeyeceği malı teslim alan tarafça ve ancak yazılı delillerle ispatlanmalıdır. Aksi halde, bu hususu yazılı delillerle ispat edemeyen ve mallar kendisinde bulunduğu halde iade etmeyen konsinye alan, malların bedelinden sorumlu olacaktır. Somut olayda, davacının konsinye malları davalı tarafa teslim ettiği; ancak bu malların davacıya geri iade edilmediği sabittir. Davalı, mallar satılamadığı takdirde davacıya herhangi bir bedel ödenmeyeceğini ya da malların davacıya geri iade ve teslim edilmeyeceğini yukarıda açıklandığı üzere yazılı delillerle ispatlayamamıştır (Y. 19. HD. 2020/250 E., 2020/986 K.). Taraflar arasında yazılı olarak akdedilen bayilik sözleşmesi delil olarak dosyaya ibraz edilmiş ise de; konsinye satış ilişkisine yönelik olarak sözleşmede bu yönde davalı lehine hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, bayilik sözleşmesinde davalı lehine konsinye mallar satılmadığı takdirde, malların bedelinin ödenmeyeceği ya da geri iade yapılmayacağı noktasında özel ve ayrıksı bir hüküm sözleşmede yoktur.
Öte yandan, konsinye satış usulünde davalının kendisine kesilen faturaları iade etmiş olması salt fatura borcundan davalıyı kurtarmayacaktır. Davalı konsinye satış usulünde, satılamayan malların cinsi, türü, miktarı.,…açıkça göstermeli ve bu malları davacı tarafa iade ve teslim etmiş olduğunu ispatlaması gerekmektedir. Ancak, eldeki davada davalı taraf malları davacı tarafa teslim etmediğinden fatura bedellerinden sorumludur. Kaldı ki, malların iade ve teslim edildiği davalı tarafından ispatlanamamıştır (Y. 19. H.D. 2016/20083 E., 2018/4962 K.) Hatta, konsinye olarak davalıya teslim edilip verilen malların satılıp satılmadığı, davalı nezdinde olup olmadığı, varsa ne kadarının satıldığı, elde ne kadarının kaldığı dahi belirli olmadığından davalının malların teslime hazır olduğuna yönelik soyut beyanlarına dahi itibar edilmemiştir. Davalı malları teslim borcunu yerine getirmediğinden dolayı sorumludur.
Bu itibarla, konsinye malı teslim alan davalının faturaların iadesini sağlamakla borcundan kurtulamayacağı, teslim aldığı malları davacı satıcıya geri iade ve teslim etmek zorunda olduğu, yargılama sürecinde davalının beyanlarından dahi bu malların davacıya geri iade ve teslim edilmediğinin anlaşıldığı, davalının konsinye malların satılamadığı takdirde bedelinin ödenmeyeceği ya da iade edilmeyeceğine yönelik savunmasını yerleşik içtihatlar doğrultusunda yazılı delillerle ispatlayamaması karşısında fatura bedellerinden sorumlu olduğu kanaatine varılarak; bilimsel yönden daha kapsamlı açıklamalar içeren , denetime açık ve gerekçeli 12/10/2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabullüne karar vermek gerekmiş, ayrıca fatura alacağının likit ve muayyen olduğu davacı lehine İİK 67. maddesindeki icra inkar tazminatına yönelik yasal koşulların oluştuğu anlaşılmakla davacı lehine inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının … 8. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin 67.354,15 TL asıl alacak üzerinden asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar 3095 Sayılı Kanun uyarınca yıllık %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak üzere DEVAMINA,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (67.354,15 TL) üzerinden alınması gereken 4.600,96 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 1.550,24 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 3.050,72 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 1.550,24 TL peşin harç, posta ve tebligat masrafı 76,00 TL, bilirkişi ücreti 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.626,24 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 9.556,04 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davalıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/02/2022

Katip …
e-imza *

Hakim …
e-imza *