Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/658 E. 2022/299 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/658 Esas
KARAR NO : 2022/299

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2019
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine davacı tarafından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından ödeme emrine yasal süresi içerisinde itiraz edilmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu, davalı itirazı üzerine Arabuluculuk Bürosuna başvuru yapıldığını, arabulucu huzurunda yapılan toplantıda uyuşmazlığın çözümlenemediğini, muhasebe kayıtlarının incelendiğinde davalı yandan davacı şirketin alacaklı olduğunun görüleceğini, davacının icra talibine konu bu alacağı belli veya belirlenebilir nitelikte olduğunu kanunen ve Yargıtay kararları doğrultusunda alacağın hesaplanabilir olmasının eterli olduğunu, somut olayda alacak hesaplanabilir nitelikte olduğunu, bununla birlikte davacı davalı yandan da alacağının belli olduğunu, ayrıca icra takibine yapılan itirazında kötü niyetle yapıldığını, bu sebeple icra inkar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesini, davalının itirazının iptalini, ticari işlerde uygulanan en yüksek faiz ile icra takibinin devamına %20’den az olmamak üzere tazminat ödemesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve ve dava etmiştir.
Cevap:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket, dava dilekçesinde davalı şirket ile arasındaki hizmet ilişkisi gereği 11.07.2016 ve 21.07.2016 tarihlerinde düzenlenen toplam 57.058,90 TL bedelli iki faturadan kaynaklı cari hesap alacağını dayanak göstererek borcunu ödemediğini iddia ettiğini, bir an için davaya konu edilen alacağın mevcut olduğu varsayılsa dahi faturaları, faturaların muhteviyatını ve faturalara konu hizmetin sunduğu ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davacının söz konusu faturaları ne zaman ve ne şekilde davalı şirkete gönderdiğini ve kime teslim edildiğini, fatura muhteviyatı hizmetin usulüne uygun şekilde sunduğunu ispatlaması gerektiğini, bu hususta dava dilekçesinde bir beyan sunulmadığını, tarafların iradeleri ve imzalarını içerir davaya konu hizmet ile ilgili yazılı herhangi bir sözleşme/anlaşma ve dayanak belge sunulmamasına rağmen davacının alacak ve alacak miktarına ilişkin iddiasının davalı tarafından anlaşılmadığını, haksız olarak ikame edilen davanın reddini, karşı taraf aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlendiği iddia edilen faturalardan kaynaklı cari hesap alacağı iddiasına dayalı olarak … 26. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Esas sayılı icra takip dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
… 26. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelendiğinde, davacı şirket tarafından (57.058,90 TL) fatura alacağı için başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, icra dosyası içeriğine göre borçlu tarafından tebliğ için gider avansı yatırılıp itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğundan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlendiği iddia edilen faturalardan kaynaklı iddiasına dayalı olduğundan ticari defterlerin delil niteliği ve tacirler arası fatura tanzim delil niteliği hakkında mevzuat düzenlemeleri uyarınca uyuşmazlığın tahlili gereklidir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222.maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m.222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m.222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (HMK m.222/4).
Dosya Mali Müşavir Bilirkişisi …’a tevdi edildiği, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 16.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; Davacının icra takibine ve davaya konu etmiş olduğu faturaların ticari defterlerinde, tek Düzen Hesap Planına ve Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliğlerine uygun olarak 320.01.5012 – …LTD. ŞTİ. Satıcılar hesabında kısa vadeli alacak olarak kayıtlı olduğu görülmüş; davalı taraf 2016-2017 yılı yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre; davacı tarafından düzenlenen 11.07.2016 tarih 26.773,40 TL tutarlı ve 27.07.2016 tarih 30.285,50 TL tutarında iki adet faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından söz konusu faturalara ait ödeme yapılmadığı bu sebeple davalı tarafın davacı tarafa kaydi olarak 57.058,90 TL tutarında borçlu olduğu görüldüğü şeklinde tespit edilmiştir.
Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 sayılı TTK md. 21/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. Buna göre; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6102 sayılı TTK’nın 21. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge, belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 21/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz.
Diğer yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan yasanın 21/2. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın içeriğinden söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK. m.230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı taktirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.)
Faturanın davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafta olup, davacının bu hususu kanıtlaması halinde, bu kez, TTK’nın 21/2. maddesinde yazılı 8 günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü ise, davalı tarafa aittir. TTK’nın 21/2. maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydeden tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını HMK m. 222 uyarınca ispatlamış olur.
Yargıtay uygulamasında da kabul olunduğu üzere “davalının ticari defterlerinde kayıtlı borç bakımından defterleri kendi aleyhinde delil olacaktır. 6100 sayılı HMK m.220, m.222 hükümleri dikkate alındığında hiçbir tacir kendi defterine aleyhe kayıt düşemeyeceğinden faturaların davalı defterinde kayıtlı olması, faturalar içeriğindeki hizmetin davalıya teslim edildiğine karine oluşturur. Bu karinenin aksini,bir başka deyişle faturalar içeriği hizmetin teslim edilmediğini, faturaların usulsüz olduğunu davalı ispatlamalıdır.”(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/19-823E.2019/553K.sayılı ilamı)
Huzurdaki davanın… 26.İcra Müdürlüğünün …E.sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali niteliğinde olduğu, ilgili takip dosyasının incelenmesinde takip çıkışının (57.058,90 TL) üzerinden olduğu, davacının davasını bu miktar üzerinden ikame ettiği anlaşıldığından, dosya kapsamında cevap dilekçesinde davalı tarafça fatura konusu hizmetin verilmediğinin iddia edildiği ancak;
davalı taraf defterleri içeriğine göre; davacı tarafından düzenlenen 11.07.2016 tarih 26.773,40 TL tutarlı ve 27.07.2016 tarih 30.285,50 TL tutarında iki adet faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından söz konusu faturalara ait ödeme yapılmadığı bu sebeple davalı tarafın davacı tarafa kaydi olarak 57.058,90 TL tutarında borçlu olduğu; faturaların davalı defterinde kayıtlı olması, faturalar içeriğindeki hizmetin davalıya teslim edildiğine karine oluşturduğu, karinenin aksinin ispatına yönelik davalı tarafça sunulan bir delilin dosya kapsamında bulunmaması, takip konusu cari hesap alacağını oluşturan faturaların davalı tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının … 26.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynı koşullar altında aynen devamına, dair hüküm vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. (HGK’nın 07.06.2006 tarih 2006/19-295 Esas, 2006/341 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2021/3214 Esas, 2021/7424 Karar sayılı ilamı) Dosya kapsamında birbiri ile uyumlu taraf defterleri içeriğine göre; takip konusu cari hesap alacağını oluşturan faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, alacağın davalı tarafça gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte olduğundan alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla dava konusu edilen ve hükmedilen (57.058,90 TL)’nin %20′ si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın KABULÜ ile;
-Davalının … 26.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin kaldığı yerden aynı koşullar altında aynen DEVAMINA,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla 58.058,90 TL’ nin %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (57.058,90 TL) üzerinden alınması gereken 3.897,69 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 689,14 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 3.208,55 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 689,14 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı, posta ve tebligat masrafı 223,00 TL, bilirkişi ücreti 700,00- TL olmak üzere toplam 1.656,54 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan yargılama giderinin karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde iadesine,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca belirlenen 8.217,66 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davalıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-HMK’ nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 HAFTA içerisinde mahkememize ve bulunulan yer Asliye Ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.12/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

TASHİH ŞERHİ
6100 sayılı HMK m.304 “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.” hükmünü içermektedir.
HÜKÜM:
Mahkememizin yukarıda esas ve karar numarası yazılı dava dosyasından verilen 12/04/2022 tarihli Duruşma tutanağının 2 numaralı kısa kararında;
”Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla 58.058,90 TL’ nin %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE”
Şeklindeki hüküm fıkrasının
”Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla 57.058,90 TL’ nin %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE”
Şeklinde tashihine,
Mahkememiz kararının bu şekilde tashihine, tashih şerhinin gerekçeli karar arkasına yazılmasına, HMK m. 304 hükümlerine göre karar verildi.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır