Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/611 E. 2022/915 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/611 Esas
KARAR NO : 2022/915

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/11/2019
KARAR TARİHİ : 28/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05.08.2018 tarihinde … İli, … İlçesi hudutları dahilinde meydana gelen ölümlü trafik kazasında müvekkilinin oğlu olan …’nın vefat ettiğini, her ne kadar kaza sonrası Cumhuriyet Başsavcılığı kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporuna göre takipsizlik kararı vermiş olsa dahi olayın resmi makamlara yanlış anlatıldığını veya yanlış aksettirildiğini, kazaya sebebiyet verenin karşı taraf olduğunu, bilirkişi tanık ve olay yeri tutanağının incelenmeden ve dinlenmeden tutanak ve rapor hazırlandığını, öncelikle …’da tespit edilen alkol kazanın meydana gelmesine bir sebep değil bir sonuç olduğunu, …’nın kaza yerinde yaşayan, yolu bilen ve her daim bu yolu kullanıp gidip gelen birisi olduğunu, kaza günüde eşinin talebi ile çocuğuna ilaç almak üzere eczaneye gitmek üzere yola çıktığını, karşı araç malikinin ve sürücüsünün kazanın olduğu yolu bilmediklerini hatta Türkiye dışında yaşayan kişiler olduğunu, kaza anı itibariyle karşı araç sürücüsü …’in yolu kaybettiği için şaşkın bir şekilde gideceği yeri aramakta dönemece-kavşağa geldiği esnada döneceğini anladığında ani hareket ederek direksiyonu kırarak orta şeritten sol şeride aniden geçerken müvekkilinin kendisine çarpmasına sebebiyet verdiğini, kendisinin de belirttiği gibi kavşağa geldiğinde sol şeritte olmadığını, aniden şerit değiştirdiğini, kendi yolunda giderken değil orta şeritten aniden kavşağa geçmek ve dönmek istediğini …’nın ani hareketi neticesinde arkasından kendisine çarpmamak için çok uzun bir süre fren yapsa da bu kazanın meydana geldiğini, tüm kusurun yolları bilmeyen ve acemisi olan …’in ani manevra ile kavşaktan dönmek istemesinden kaynaklandığını belirterek işbu kazadan dolayı davalılardan …ndan sigorta limiti sınırlı olmak üzere, anne … için 1.000,00 TL olmak üzere maddi destek tazminatının ve anne … için 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizli ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilemesini talep dava etmiştir.
Cevap: Dava dilekçesi ve ekleri davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 28.06.2008 gün ve 26920 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmeliğe göre çalışma usul ve esasları düzenlenmiş olan müvekkili Büronun, yabancı ülke Yeşil Kart Büroları (Emsal Bürolar) ile yaptığı Internal … Anlaşma çerçevesinde yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştıkları kazalarda şayet geçerli bir Yeşil Kart sigortaları mevcutsa Yeşil Kart Sigortacıları adına kusur esasına göre sebebiyet verilen üçüncü şahıs hasarlarını tedvir ettiğini, yabancı plakalı araçların ülkemizde sebebiyet verdikleri kazalarda ortaya çıkan hasarların tedvirinde bu araçların sahip veya sürücüleri adına hareket etmeyip kaza tarihini kapsayan geçerli Yeşil Kart sigortaları olması halinde bu sigorta şirketi adına hareket ettiğini, bu durumda, Trafik Kanunu ve Ticaret Kanunu hükümleri gereği, yabancı plakalı bir aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonrası ortaya çıkan hasarlar için kusur esasına göre ve yabancı sigorta şirketine izafeten Mali Sorumluluk Sigortası limit ve şartları çerçevesinde, limit üstü ve trafik sigortası şartları dışındaki talepler için ise ancak yabancı sigorta şirketinin ihtiyaren teminat vermesi halinde müvekkili Büro’nun sorumluluğunun doğduğunu, 05.08.2018 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı araç arasında meydana gelen kazada vefat eden … plakalı aracın sürücüsü …’nın annesi tarafından destekten yoksun kaldığı iddiası ile maddi ve manevi tazminat talepli dava açıldığını, … plakalı yabancı plakalı araç sürücüsü …’in kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun bulunmadığını, savcılık dosyasında da …’in kazanın meydana gelmesinde hiçbir kusurunun bulunmadığı ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığının …Soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporunda, kazada vefat eden … plakalı aracın sürücüsü …’nın Karayolları Trafik Kanununun 47, 48, 52, 56 ve 57. maddelerini ihlalden kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilerek kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiğini, yabancı plakalı araç sürücüsünün hiçbir kusuru bulunmadığından davacının taleplerinin reddedilmesi gerektiğini, ancak hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla kusur konusundan sonra ayrıca, davacı için destekten yoksun kalma tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığının tespitinin de gerektiğini, oluşmamış ise davanın reddine karar verilmesini, destekten yoksun kalma tazminatının en önemli koşullarından biri geride kalanların bakım ihtiyacının olup olmadığının tespiti olup, davacıların nüfus kayıtları geldikten sonra yapılacak tespitte bakım ihtiyacı olma koşulları gerçekleşmemişse açılan davanın reddedilmesi gerektiğini, …’nun manevi tazminatlarla ilgili sorumluluğunun ancak yabancı sigorta şirketinin ihtiyaren teminat vermesi halinde söz konusu olacağını, yabancı sigorta şirketinin de halihazırda teminat onayı vermediğini, yine hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte, yabancı plakalı aracın kazada kusuru bulunsa dahi her halükarda gerek yeşil kart poliçesini düzenlemiş bulunan yabancı sigorta şirketinin gerekse bu şirket adına müvekkili …’nun manevi tazminatlarla ilgili ve limit üstü taleplere ilişkin sorumluluğunun ancak yabancı sigorta şirketinin ihtiyaren teminat vermesi halinde söz konusu olacağından, şayet yabancı sigorta şirketi ihtiyaren (Türk mevzuatına göre trafik sigortacısının sorumluluğu üstünde) teminat vermez ise yabancı sigorta şirketinin ve …’nun manevi tazminatla ilgili talepten bir sorumluluğunun olmayacağını belirterek tüm bu nedenlerle davacı tarafın gayrı yasal ve haksız tüm taleplerinin reddini ve tüm yargılama giderlerinin ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı arabulucuculuk son tutanağının usule ve yasaya uygun şekilde tutulmadığını, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa ve Yönetmeliğine uygun olarak arabulucu, müvekkilinin iletişim bilgileri …” ikamet adresi olduğu halde davet mektubunun gönderilmediğini, tebliğ imkansızlığında ve keza … telefonun arandığından ulaşılmadığından bahsedilerek müvekkiline ulaşılmamış ve toplantıya davet edilmediğini, davete ilişkin işlemlerin arabulucu tarafından müvekkiline ilk toplantıya davet ettiğini belgelendirmediğini, dava şartı arabulucuculuk son tutanağının usule ve yasaya uygun tutulmadığından dava şartının gerçekleşmediğini, Müvekkilinin … İsviçre plakalı otomobiliyle 05.08.2018 tarihinde saat 06.00 sularında … istikameti üzerinde bölünmüş karayolunun 20. km sinde kavşağa yaklaşırken, sinyal ve şeridi kavşak kurallarına riayet ederek dönüş için yavaşladığı esnada, arkadan kontrolsüzce gelen …plakalı … marka otomobil sürücüsü davacı …’ nın oğlu …’nın, arka tampon kısmına çok süratli bir şekilde çarpmasıyla, müvekkilinin otomobilinin kavşak refüj taşlarına ve kavşak tabelalarına çarparak takla attığını, kazada müvekkilinin köprücük kemiğinin kırıldığını,eşinin boynunda çatlak oluştuğunu, oğlunun ise sol ayak bileği kemiği ve sol el bileği kırılmış olup tedavilerinin hala devam ettiğini, müvekkilinin kazada hiç bir kusuru yokken ailesinin bütün fertlerinin mağdur olması ve zarar görmüş olmasına rağmen şikayetçi olmamış ve kanuni yollara başvuruda bulunmadığını, davacının oğlunun tamamen kusurlu olmasına rağmen müvekkilinin beş kişilik ailesine maddi ve manevi zarar vermişken ne koparsam kardır anlayışından dolayı davacının haksız ve mesnetsiz dava açması müvekkilini ve ailesini daha da üzdüğünü, Olay Yeri Görgü ve Tespit Tutanağı, Ölümlü/Yaralamalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı olayın oluş şekline usul ve yasaya uygun olarak tutulduğunu, bu bilgiler doğrultusunda da Adli Trafik bilirkişisinin dosya kapsamında bulunan tüm bilgi, belge, delilleri inceleyerek, trafik kazasındaki kusurla ilgili olarak, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın karar vermesine elverişli olacak şekilde düzenlediğini 18.10.2018 tarihli kusurla ilgili bilirkişi raporuna istinaden … Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma no.lu, …karar no.lu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, sürücü …’nın, alkollü araç kullanmak suretiyle trafik kazasına sebebiyet verdiği ve bu suretle trafik güvenliğini tehlikeye soktuğunu, Karayolları Trafik Kanunun 47,48,52,56 ve 57 maddelerini ihlal ettiğine göre sürücünün alkolü olması trafik kuralları ihlallerini yapmasını kolaylaştırmış olduğunu, müvekkilinin yolları bilmemesi trafik kurallarını ihlal ettiği sonucunu doğuramayacağını, önemli olan trafik kazasında tarafların trafik kurallarına uyup uymadığı olduğunu, sürücü …’nın yolu her zaman kullandığı halde trafik kurallarını ihlal ederek işbu kazanın oluşmasına sebebiyet verdiğini belirterek % 100 oranında tamamen kusurlu olduğunu belirtmiş tüm bu nedenlerle arabulucuculuk dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine ve haksız açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma no.lu dosyası, …Cumhuriyet Başsavcılığının KVYO kararı, kaza tespit tutanağı, …’na ait hasar dosyası, davacıya ait sosyal ekonomik durum araştırması, talimat tanık beyanları, celp edilmiş, incelenmiştir.
Dosya, trafik kazalarında kusur konusunda Uzman Makine Mühendisi ve İ.T.Ü. Makine Fakültesi Öğretim Üyeleri … ve … ile Nöroloji Uzmanı …’tan oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 30/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “… plakalı otomobil sürücüsü …’nın meydana gelen kazada asli ve %100 oranında kusurlu olduğu; Nöroloji açısından yapılan değerlendirme sonunda, kaza anında 1.85 promil alkollü sürücü … hem yasal sınırı yaklaşık 4 kat aşmış, hem güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş, hem de alkolün merkezi sinir sistemindeki araç kullanmayı zorlaştıran bilişsel ve motor zayıflama etkisini artıran antidepresan bir ilacı alkolle birlikte kullandığı, kusur bilirkişisine göre kazada tam ve % 100 kusurlu da olduğundan, kazanın münhasıran alkol etkisinde olduğu kanaati hasıl olmuştur, … plakalı otomobil sürücüsü Davalı … ‘in kazanın meydana gelmesinde atfı kabil kusuru olmadığı…” şeklinde rapor sunulmuştur. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi heyeti raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüme dayalı maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle basit yargılama usulüne tabi olması, bu hususun tensip tutanağının 2. maddesinde gösterilmesi ve taraflara tebliğ edilerek bildirilmesi karşısında öncelikle yenilendikten sonra tekrar takipsiz bırakılan dava hakkında, davanın açılmamış sayılmasına yönelik yasal koşulların oluşup oluşmadığının tartışılması ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davacı vekili 21/12/2022 tarihli yenileme dilekçesi ile taraflarca takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırılan mahkememizin işbu dava dosyasının yenilenmesi ile yeni duruşma günü verilmesini içeren talep dilekçesi sunmuştur.
Yasal düzenlemeye bakıldığında:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun (Değişik: 28/2/2018-7101/61 md.) 4/2. maddesi “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır” şeklinde düzenlenmiştir.
Eldeki dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma maddi (1.000,00 TL) ve manevi (40.000,00 TL) tazminat istemli olup, 11/11/2019 tarihinde ikame edilmiştir. İşbu davanın açıldığı tarih ve dava değerine bakıldığında 6102 sayılı TTK’ nın 4/2. maddesi kapsamında kalıp, davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu açıktır. Nitekim, bu husus Mahkememizce düzenlenen 29/11/2019 tarihli tensip tutanağının (2) numaralı maddesinde vurgulanmış, ayrıca usulünce taraflara bildirilmiştir. (Eldeki dava, 6102 sayılı TTK 4/2. maddesinin yürürlüğe girdiği 28/02/2018 tarihinden daha sonra 11/11/2019 tarihinde açıldığından usul hükümlerinin derhal uygulanması ilkesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olıp, emsal ilamların gerekçesinden hareket edilmiştir. Bkz. İstanbul BAM 8. HD. 2022/1398 Esas, 2022/1048 Karar; İstanbul BAM 40. HD. 2022/345 Esas, 2022/685 Karar).
Basit yargılama usulüne ilişkin kurallar HMK’nin 316-322. maddeleri arasında ihdas edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 320/4. maddesi “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
HMK’nin 150. maddesine göre usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
HMK’nin 320. maddesinin 4. bendine göre ise basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.
Bu itibarla, taraf vekillerinin hazır bulunduğu 6. celseden sonra, 15/06/2022 tarihli 7. celsede davacı ve vekilinin mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği / katılmadığı, duruşmaya katılan davalının ise kendilerinin de davayı takip etmediklerini mahkememize bildirmesi üzerine mahkememizce taraflarca takip edilmeyen davanın HMK 150.maddesi uyarınca 15/06/2022 tarihli duruşmada dosyanın ilk kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili 16/06/2022 tarihli dilekçesi ile yenileme talebinde bulunmuş, mahkememizce bu talebi kabul edilerek 22/06/2022 tarihinde yenileme tensip tutanağı hazırlanmış, duruşma gün ve saati meşruhatlı davetiye ile taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Nitekim, yenileme sonrası 28/09/2022 tarihinde icra edilen 8. celsede taraf vekilleri hazır bulunmuş ve duruşma vekiller huzurunda beyanları ve talepleri alınarak icra edilmiştir.
Ancak; davacı ve vekili mazeretsiz olarak 21/12/2022 tarihli 9. celseye de gelmemiş / katılmamış, duruşmaya katılan davalı taraf dosyanın kendileri tarafından da takip edilmediğini bildirerek dosyanın yeniden işlemden kaldırılmasını talep etmiştir. Bu aşamada, HMK 320/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği halde, basit yargılama usulüne tabi davada sehven dosya ikinci kez işlemden kaldırılmıştır.
Bilindiği üzere, usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise, usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır. Usul hükümleri derhal uygulanır ve sehven ikinci kez verilen işlemden kaldırma kararı taraflar için hak bahşetmez. Bu bağlamda, açık kanun hükümlerine ve usul kurallarına aykırı hareket edilerek yargılamaya devam edilmesi / hatanın sürdürülmesi de mümkün değildir. Basit yargılama usulüne tabi eldeki davada, dosyanın yenilenmesinden sonra yeniden takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hükmü (usul kuralı) emredici niteliktedir. HMK’ nın 320/4. maddesindeki bu usul kuralı, esasen kendiliğinden tespit edilmesi ve gereken kararın verilmesi noktasında mahkemeye ödev / görev de yüklemektedir. Kaldı ki, HMK 150/5. maddesinde bu durumun tespiti halinde “mahkemece kendiliğinden karar verilerek kaydın kapatılacağı” açıkça ifade edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ikinci kez dosyanın yenilenmesi talebi kabul edilmemiş, basit yargılama usulüne tabi eldeki davada 15/06/2022 tarihinde dosyanın ilk kez işlemden kaldırıldığı, 16/06/2022 tarihinde yenileme talebi üzerine dosyada yenileme tensibinin yapıldığı, bu haliyle dosyanın 21/12/2022 tarihinde ikinci kez takip edilmediği anlaşılmakla; basit yargılama usulüne tabi dosyanın ve davanın daha önce işlemden kaldırılmış olması sebebi ile yenilenmesinden sonra yeniden takipsiz bırakıldığından HMK 320/4. ve HMK 150. maddeleri gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Basit yargılama usulüne tabi dosyanın ve eldeki davanın daha önce işlemden kaldırılmış olması sebebiyle yenilenmesinden sonra ikinci kez takipsiz bırakıldığından HMK 320/4. madde atfı ve HMK 150.madddesi hükmü uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereklen 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 140,04 TL harcın mahsubu ile fazladan alınan ‭59,34‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya veya vekiline İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı … tarafından yargılama sebebi ile yapılan 100,00 TL posta masrafının davacıdan alınarak davalı …’e VERİLMESİNE,
5-Davalılar … ve … yargılama sırasında kendilerini bir vekille temsil ettirdiklerinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ nin 3/2. 7/1. ve 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
6-Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk sarf ücretinin davacıdan tahsil edilerek HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 28/12/2022

Katip …
E- İmza

Hakim …
E-İmza