Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/601 E. 2021/688 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/601 Esas
KARAR NO : 2021/688

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 20/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket aleyhine … 35. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibi 5 adet 02.02.2017, 02.02.2017, 13.02.2017, 21.03.2017 29.04.2017 tarihli faturalardan kaynaklı alacağa dayandığını, fatura alacakları … arası yapılan nakliye bedelini içerdiğini, faturaların toplam alacağı 23.950,00 Amerikan Doları olduğunu, borçlu farklı tarihlerde yaptığı ödemeler ile 8.700,00 Amerikan Doları ödediğini, kalan 15.250,00 Amerikan Doları alacağı takip tarihi olan 31.08.2018 tarihi itibari ile 97.600,00 Türk Lirasına karşılık geldiğini, borçlu icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davanın kabulünü, borçlunun itirazının iptalini, takibin … 35. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden devamını, borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olamamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı alacaklının iddia etmiş olduğu borç tutarının müvekkili şirket tarafından ödendiğini, müvekkili şirketin davacı şirkete borcunun bulunmadığını, yapılan nakliye hizmeti bedelleri davacı alacaklıya tamamen ödendiğini, şirketin defterleri incelendiğinde davacının herhangi bir alacağının olmadığının ortaya çıkacağını, davanın görev yönünden reddini, usul ve yasaya aykırı olarak açılan davanın reddini, davacı taraf aleyhine başlatılan haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
… 35. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, 02.02.2017, 02.02.2017, 13.02.2017, 21.03.2017, 29.24.2017 tarihli fatura suretleri, ticari defterler, banka kayıtları, celp edilmiş, incelenmiştir.
Dosya tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması amacıyla Mali Müşavir Bilirkişisi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 22.06.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; “Taraflar arasında 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 89. maddesine göre yazılı bir cari hesap sözleşmesine rastlanmamıştır. Taraflar arasında cari hesap benzeri ticari bir münasebet bulunmakta olup bu ticari münasebet açık hesap ilişkisidir. Açık hesap ilişkisi önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıkları bir ticari münasebet türüdür. Davacının 2017 yılı ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz olmadığı, 2008 yılı ticari defterleri ibraz etmediği, 2017 ticari defterleri incelenirken cari muavin kayıtlarını ibraz etmediği, yevmiye defterinde yapılması gereken yıl sonu kapanış fişinin yapılmadığından davalıya ait cari bakiyesinin ticari defterlerden tespit edilemediği davalıdan 15.250 USD karşılığı 97.604,00 TL talep ettiği, davalının 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz olduğu ve ticari defterlerde davacıya takip tarihi itibariyle 50.562,15 TL karşılığı 13.857 USD borcunun kayıtlı olduğu, davacının davalıya kestiği faturaların USD para birimi üzerinden kestiği ve bu para birimi ile tahsil edilmesi gerekmekte ise de davacının seçimlik hakkını Türk Lirası olarak kullandığı, Davacının … 35. İcra Müdürlüğü … E Sayılı dosyası ile borçlu aleyhine 31.08.2018 tarihinde başlattığı ilamsız takipte, 97.604,00 TL asıl alacak, 12.52,45 TL işlemiş faiz, 110.186,45 TL alacak talep ettiği, yapılan incelemede davacının davalıdan, takip tarihi itibariyle, 13.857,00 USD karşılığı 88.684,80 TL talep edebileceği, davacının 21.501,65 TL fazla ve yersiz talebinin olduğundan reddinin gerekeceği, davacının icra takibinde seçimlik hakkını TL para biriminden kullandığı için, takip tarihindeki USD karşılığı olan 88.684,80 TL alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yılık %9 yasal faiz uygulanması gerekeceği, takdir mahkemeye ait olmak üzere saygılarımla arz ederim.” şeklinde tespit edilmiştir. Denetime açık ve gerekçeli bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Dava, taşımacılık hizmetinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; taraf şirketler arasında taşımacılık sözleşmesine dayalı cari hesap ilişkisinin bulunduğu, davalının cari hesaptan kaynaklanan bakiye borcunu ödememesi üzerine davacı alacaklının, davalı borçlu hakkında icra takibine giriştiği, davalı borçlunun icra dosyasında davacıya borçlu olmadığını bildirmesi ve borca itiraz etmesi sonucunda takibin durduğu, davacının duran takibe devam edilmesi ve alacağın tahsiline yönelik olarak işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davalı cevap dilekçesinde, davacının iddia etmiş olduğu borç tutarının tamamen ödendiğini, nakliye hizmeti bedelinin davacı alacaklıya ödendiğini, kendi ticari defterleri incelendiğinde bu durumun tespit edileceğini savunmuştur. Davalı borcun tamamen ödendiği / ödeme itirazını usulüne uygun olarak ispat etmesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla, ödeme savunmasında bulunan davalının ödeme vakıasını ispat yükü kendisine / davalıya düşmektedir. Bu noktada, borcun ödendiği savunmasında bulunulduğundan davacının davaya ve takibe konu faturalardaki nakliye hizmetini yerine getirdiği hususunda taraflar arasında anlaşmazlık ve duraksama yoktur. Ne var ki, davalı tarafından ödeme savunmasında bulunulmasına rağmen ödeme yapıldığına yönelik bir kayıt sunulmamış, bu hususta ticari defterlere delil olarak dayanılmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Davacı şirket tarafından sunulan ticari defterlerin açılış tasdiklerinin süresinde ve yasaya uygun şekilde yapılmasına rağmen kapanış tasdiklerinin mevcut olmadığı, bu halde davacı tarafın ticari defterlerinin yasal yönden usulüne uygun şekilde tutulmadığından HMK’nın 222.maddesi hükmü uyarınca eldeki ticari davada delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının yasanın öngördüğü kurallara uygun şekilde açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapılarak usulüne uygun şekilde tutulduğu, bu nedenle HMK 222. maddesi hükmü uyarınca işbu davada delil olarak dayanılabileceği, davalı tarafın bizatihi kendi ticari defter ve kayıtlarında davacı tarafa takip tarihi itibariyle 13.587,00 USD borçlu olduğu, davalının defter ve kayıtlarının usulüne uygun şekilde tutulduğundan bu kayıtların sahibi aleyhine delil teşkil edeceği ve mahkememizce de itibar edildiği, zira hiçbir tacirin ticari defterine kendi aleyhinde herhangi bir kayıt düşmeyeceğinin esas olduğu, bu bağlamda davalının borcun tamamen ödendiği yönündeki savunmalarının kendi ticari defterleri ve kayıtları ile doğru olmadığı gibi aksine davacıya 13.587,00 USD borçlu olduğunun tespit edildiği, davacının yabancı para cinsinden olan alacağını takip talebinde Türk Lirası üzerinden istediği, başka bir anlatımla davacı TBK 99.maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanarak takipte Türk Lirası üzerinden borcun ödenmesini talep ettiği, bu halde davacının seçimlik hakkı uyarınca 13.587.,00 USD’nin takip tarihindeki (1 USD =6,40 TL) Türk Lirası karşılığının 88.684,80 TL olduğu, davalının kendi ticari defter ve belgelerine göre takip tarihi itibariyle bu tutar kadar (88.684,80 TL) davacıya borçlu olduğu anlaşılmıştır. Davacının takip talebindeki aşan kısım için talebinde haklı olmadığı gibi takip öncesinde cari hesaba konu borç yönünden davalı taraf temerrüte düşürülmediği için takip öncesi işlemiş faiz talepleri de yerinde görülmemiştir. Esasen aynı hususlar 22/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda da bilimsel olarak ve detaylı şekilde açıklanmıştır. Bilirkişi raporundaki anlatımlar, tespitler, kanunun geciktirici nedenleri, emsal içtihatlar, tarafların ticari defter ve kayıtları, bu kayıtların ne şekilde esas alınması gerektiğine yönelik yapılan muhasebesel açıklamalar denetime açık ve gerekçeli olarak doğru bir şekilde gösterilmiş olup, 22/06/2021 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, ayrıca alacak likit ve muayyen olduğu için İİK 67. maddesindeki yasal koşullar oluştuğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-Davalının … 35.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yönelik yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile takibin 88.684,80 TL asıl alacak üzerinden takip talebinde gösterilen şartlarla DEVAMINA, davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla asıl alacağın (88.684,80 TL) %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Kabul edilen dava değeri (88.684,80 TL) üzerinden alınması gereken 6.058,05 TL harçtan başlangıçta peşin alınan 1.330,78 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 4.727,27 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.330,78 TL peşin harç, 126,30 TL posta, tebligat, 1.550,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.007,08 yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.420,28 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 39,02 TL’ sinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 12.329,02 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı yargılama sırasında kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-HMK’nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan ancak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/10/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır