Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/586 E. 2019/829 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/586 Esas
KARAR NO : 2019/829

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2019
KARAR TARİHİ : 31/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle;… Bankası A.Ş 30/10/2019 tarihli, … Seri Nolu Çeke tedbiren ödeme yasağı konulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının uygulanmasını ve 2 adet çekin bedelinin karşılığı olarak 28/05/2019 tarihinin … İli … İlçesi 2445 Ada 19 Parsel sayılı 255.000-TL bedelli taşınmazın değerinin dava değeri yapıldığını, bu suretle çeklerin bedellerinin ödenmiş olmasına rağmen iade edilmemesi nedeniyle 30/10/2019 tarihli çekten dolayı davalı şirkete borçlu olmadıklarının tespiti ile anılan çeke teminatsız veya teminat mukabilinde ödeme yasağı konulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkili firmanın bahse konu çeklere ilişkin davalı şirkete borcu olmadığını davaya konu çeklerin iptal edilmesini, ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Talep, bono nedeni ile menfi tespit davası olarak açılmıştır.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir.
Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır.
Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir.
Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır.
Buna rağmen borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir.
Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür.
Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur.
İİK’nun 72’inci maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir.
Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir . (Hukuk Genel Kurulunun 2017/3-1526 E 2018/1548 K sayılı emsal ilamı)
Somut olayda, davacı tarafından arabuluculuk son tutanağının sunulmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince arabulucuya başvurmadan konusu bir miktar paranın ödenmesine ilişkin ticari dava açılamayacağından ve davanın arabulucuya başvurulmaksızın açıldığı sabit olduğundan herhangi bir işlem yapılmaksızın , dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası ve HMK 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Peşin alınan 4.269,38-TL harçtan tahsili gereken 44,40-TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 4.224,98-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ve İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.31/10/2019

Katip …
¸E-İmza

Hakim …
¸E-İmza