Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/542 E. 2020/355 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/542
KARAR NO : 2020/355

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)
DAVA TARİHİ : 10/09/2019
KARAR TARİHİ : 24/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan sıra cetveline itiraz (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müflis …’den alacağının tahsili için adı geçen … VD., … VD., …. Veraset ve Harçlar VD. müdürlüğünün talebe konu alacaklarla ilgili iflas idare memuruna başvurduğunu, başvuru sonucunda bir kısım alacaklıların kısmen büyük kısmının tamamen red olunduğunu, oysaki iflas idaresinin kamu alacağının resen araştırma görevinin olmadığının, alacaklının zamanaşımına uğradığı iddialarının yanlış olduğunu,davacı müvekkilinin kayıt kabul davası açmaya zorlandığını, bu nedenle kısmen red olunan 184.714,42TL vergi alacakların, kısmen red olunan 1.312.227,87TL vergi alacaklarının 1.277.677,70TL vergi alacakların, tümden red olunan 2.710.33,80TL vergi alacaklarının müvekkil şirket alacağı olarak masaya kayıt ve kabulünü talep etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi ile müflis davalı …’in şahsi iflasına, iflasın 31/12/2008 günü açılmasına karar verildiğini, iflas tasfiye işlemleri ilk olarak … 1. İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile yürütülmeye başlandığını, iflas idaresinin 142 sayılı kararı ile 60 kayıt numaralı talep kapsamında 1.360-TL’nin kabul edilerek sıra cetvelinde 3.sıraya kaydına, kalan 1.312.227,87-TL’nin ise reddine karar verildiğini, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün 1.313.587,87-TL alaca kaydı talebine ilişkin 24/10/2018 tarih ve … sayılı yazısı ekinde gönderilen borç sorgulama listesinde yer alan tutarlardan vergi dönemi 01/1999-12/1999 olan 876.011,10-TL ve 3.153,64 -TL olmak üzere toplam 879.164,74-TL tutara ilişkin olduğunu, iflas idaresinin 24/04/2012 tarih ve 54 sayılı kararı ile alacak kaydı talebinin zaman aşımına uğraması nedeniyle red edildiğini, söz konusu karara süresi içinde itiraz edilmediğinden kesinleştiğinin tespit edildiği, daha önce 8 nolu alacak kaydına konu edilen … Vergi Müdürlüğü tarafından 24/07/2009 tarihli yazı ile talep edilen 13 adet ödeme emrine konu toplam 4.938.958,30-TL tutarındaki alacak kayıt talebi iflas idaresince incelenerek alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile iflas idaresinin 17/02/2010 tarih ve 10 sıra nolu kararı ile reddedildiğini, davacının 62 kayıt numaralı talebine ilişkin olarak … 24. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. …. Ksayılı 24/03/2014 tarihli harç tahsil müzekkeresine istinaden talep edilen 97.073,00-TL’ye ilişkin olduğu söz konusu talep kapsamındaki yargı harcının dayandığı mahkeme kararının Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 21/11/2017 tarih ve 2015/7104 E.sayılı, 2017/3333 K.sayılı kararı ile düzeltildiğini, mahkeme kararının hüküm kısmındaki 2. fıkrasının tümden çıkarılmasını, yerine maktu harç olan 24,30 TL nin davalıdan tahsiline ilişkin hüküm eklenmesini, Yargıtay kararı ile düzeltildiğini, süresi dolduktan sonra alacaklı kamu idaresinin söz konusu kamu alacağını tahsil etme yetkisi ortadan kalktığını, bu nedenle iflas idaresinin alacak kayıt talebinin reddine ilişkin kararın yerinde olduğunu, davacının 63 kayıt numaralı talebine ilişkin olarak müflis şirketin 18/12/2018 tarihi itibariyle 5.912.702,60-TL vergi borcunun kanuni temsilci … iflas masasına kaydı talep edildiğini, davacının 64 kayıt numaralı talebine ilişkin olarak kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu olan …’e karşı 20 yıllık zamanaşımı ileri sürülemeyeceğini, aciz vesikalarının alındığı tarih olan 13/02/2007 den alacak kaydının talep edildiği 08/02/2019 tarihine kadar 5 yıllık zaman aşımı süresi dolmuş olduğundan … iflas masasına kaydı talep edilen 09/1999-03/2000 tarihleri arası 798.112,90-TL vergi aslı ve 1.912.220,90-TL gecikme zammı olmak üzere toplam 2.710.333,80-TL lik tutarın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verildiğini, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları,somutlaştırılan belgeler çerçevesinde davacının 60 numaralı talebinin reddine konu kısmın mükerrer olup olmadığı, daha önce bu kalemin zamanaşımı nedeni ile red olunmasının ve kesinleşmesinin söz konusu olup olmadığı, 21.400,00TL açısından iflas tarihi sonrası döneme ait red kararının kabulünün mümkün olup olmadığı, 411.663,13TL açısından mükerrer talep olup olmadığı, 62 numaraları talep açısından 97.073,00TL kısmın Yargıtay ilamı gereği 24.030,00TL olarak düzeltilip düzeltilmediği, buna göre fazla talep olup olmadığı, … 1.Ağır Ceza Mahkemesinin …E.sayılı dosyasına istinaden talep olunan 1.180.629,00TL miktarın zamanaşımıyla reddinin geçerli olup olmadığı, 63 kayıt numaralı talep açısından aciz vesikasına bağlanan alacak yönünden zamanaşımının kesildiği iddiası karşısında alacak miktarı yönünden zamanaşımı nedeni ile alacak kayıt talebinin reddinin geçerli olup olmadığı, yine 64 numaralı kayıt açısından dahi aciz vesikasının alındığı tarih gözetildiğinde zamanaşımı nedeni ile alacak miktarının kabul edilmemesinin geçerli olup olmadığı, buna göre yapılacak hesaplama sonucunda davacının iddia etmiş olduğu alacak ile ilgili iflas tarihi itibariyle masaya kayıt olması gereken alacak miktarının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
…’den gelen cevabi yazılar karşısında davanın süresi içinde açıldığı, zamanaşımı ve mükerrer kayıt vakıaları başta olmak üzere iflas iadesinin red nedenlerini açıkladığı tartışmasızdır.
Dava, kayıt kabul istemine ilişkin olup İİK m.234/f.1 hükmü gereği “İflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166. maddenin 2. fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder.”Yine İİK m.235/f.1 hükmünün ilk iki cümlesi, “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur.” hükmünü içermektedir. Yargıtay 23.HD uygulamasında da belirtildiği gibi “Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup bu husus üzerinde mahkemece re’sen durulmalıdır. Bu süre, kural olarak sıra cetvelinin İcra İflas Kanunu’nun m.166 hükmünde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar.Eğer davacı, aynı Kanun’un 223. maddesine göre, tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır.Bu itibarla sıra cetvelinin hangi tarihte hangi gazetede yayınlandığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklıkla belirtilmesi ve davacının tebliğe elverişli adres bildirip gerekli avansı yatırıp yatırmadığının net olarak bilinmesi şarttır.”
Mahkememizce atanan bilirkişi kurulunun hazırlamış olduğu rapora göre vergi borcunun iflas masasına kaydının talep olunduğu tarihten itibaren alacağın zamanaşımına uğramadığı, kaldı ki tarh zamanaşımına uğradığına dair iddianın vergi mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerektiği, vergi borcu olup olmadığı vergi mahkemesinde tartışabileceğinden dolayı iflas müdürlüğünün red kararının kabulü mümkün olmadığı ve bu nedenle vergi mahkemelerinde tartışılacak bir hususla ilgili iflas idaresinin kararının kabulü mümkün bulunmadığı yönünde görüş açıklamışlardır.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin yerleşik kararında açıklandığı üzere;
“Amme alacaklarının sıra cetveline yazılması, bazı özellikler arzeder:
İflasın açıldığı ve adi tasfiye yapılacağı, İİK’nın 166 ve 219. maddeleri uyarınca amme idarelerine bildirildiği ve ilan yapıldığı için, amme idareleri, (amme) alacaklarını, (diğer alacaklılar gibi) iflas masasına yazdırmalıdırlar. Yani, iflas idaresi, bir amme alacağını, kendiliğinden (re’sen) nazara alarak, sıra cetveline yazmak zorunda değildir.
İflas masasına yazdırılan bir amme alacağı o konudaki amme alacaklarının tahakkuku usulüne göre iflastan önce kesinleşmişse veya iflası açıldıktan sonra kesinleşirse, bu kesinleşme, iflas idaresi için de bağlayıcıdır; o (kesinleşmiş) amme alacağının sıra cetveline kabul edilmesi gerekir. İflas idaresi, kesinleşmiş bir amme alacağını sıra cetveline kabul etmezse (reddederse), amme alacaklısı, sıra cetveline itiraz davası açabilir (İİK. m.235, II c.1)
Alacakları özel hukuktan doğan ve sıra cetveline kabul edilmiş olan iflas alacaklıları, o konudaki amme alacaklarının tahakkuku usulüne göre kesinleşmiş ve bu nedenle sıra cetveline kabul edilmiş olan bir amme alacağından dolayı, alacaklı amme idaresine karşı amme alacağının esası hakkında sıra cetveline itiraz (kayıt terkini) davası (İİK. m.235, II c.2) açamazlar. Ancak, iflas alacaklıları, amme alacağına sıra cetvelinde verilen sıraya itiraz edebilirler; bu itiraz sıraya itiraz niteliğinde olduğundan, iflas alacaklıları, amme idaresine karşı ticaret mahkemesinde sıra cetveline itiraz (kayıt terkini) davası açabilirler (İİK. m.235, II c.2).
İflas masasına yazdırılan bir amme alacağı o konudaki amme alacaklarının tahakkuku usulüne göre kesinleşmiş değilse, iflas idaresinin, o amme alacağının, hakkında hiçbir karar vermeden, sıra cetveline yazması gerekir. Bu halde müflisin o amme alacağına karşı başvurabileceği idari yargı yoluna (idare veya vergi mahkemesinde itiraz yoluna), müflis yerine, iflas idaresi başvurur. Buna rağmen, iflas idaresi, kesinleşmiş bir amme alacağının sıra cetveline yazılmasını reddederse, amme idaresi, iflas idaresi aleyhine (m.235, II c.1 hükmüne göre) ticaret mahkemesinde sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası açabilir. Bu davada, ticaret mahkemesi, amme alacağının esası (mevcut olup olmadığı) hakkında bir inceleme yapamaz; iflas idaresinin amme alacağına karşı idari yargı yoluna başvurmak (idare veya vergi mahkemesinde dava açma) hakkı saklı kalmak üzere, amme alacağının sıra cetveline kaydına karar verir.
İflas idaresinin kesinleşmemiş bir amme alacağının sıra cetveline yazması halinde, diğer iflas alacaklıları, amme alacağı hakkında (alacaklı amme idaresine karşı) sıra cetveline itiraz davası açamazlar; ancak, iflas idaresinden, o alacağa karşı idari yargı yoluna başvurmasını talep edebilirler. İflas idaresi (ve ikinci alacaklılar toplanması) o amme alacağına karşı idari yargı yoluna başvurmak istemezse, bu davayı açma hakkı, (İİK’nın 245. maddesine göre) isteyen alacaklıya (veya alacaklılara) devrolunur.
İflas idaresi, masaya yazdırılan amme alacağını miktar olarak aynen kabul eder (sıra cetveline yazar) ve fakat alacaklı amme idaresinin bildirdiği sırayı kabul etmezse, yani, amme alacağını iddia edilenden başka bir sıraya yazarsa, o zaman, alacaklı amme idaresi, sıra cetveline karşı icra mahkemesinde şikayet yoluna başvurabilir (m.235, IV).
Yukarıda da belirtildiği gibi, iflas idaresi, amme idaresinin iflas masasına amme alacağı olarak yazdırmak istediği alacağın, amme alacağı olmadığı, bilakis özel hukuktan doğan bir alacak olduğu kanısına varırsa, (diğer özel hukuktan doğan alacaklar gibi), amme idaresinin yazdırdığı alacağın kabul veya reddine karar verebilir. İflas idaresi alacağın reddine karar verirse, amme idaresi, buna karşı iflas idaresi aleyhine sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası açabilir (m.235, II c.1). Alacağı sıra cetveline yazılan (alacaklı) amme idaresi, sıra cetveline kabul edilen diğer alacaklıların alacaklarına veya sıralarına itiraz edebilir ve onlara karşı sıra cetveline itiraz davası açabilir (m.235, II c.2). (Bkz: Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, 2. Baskı, 2013, Ankara, Sh. 1339 vd.) Kamu alacağının haklı olup olmadığını iflas idaresinin ya da kayıt kabul davasına bakan mahkemenin inceleme yetkisi bulunmayıp, bu konuda karar vermek görevi idari yargınındır. Şeklen oluşmuş bir kamu alacağının kaydetmeyen iflas idaresi kararına karşı kamu alacaklısı olan kamu idaresini, iflas masasına karşı kayıt kabul davası açmaya zorlamak yerine, şekli yönden şartları varsa vergi alacağının masaya kaydedilmesi ve bu alacak iddiasına karşı müflis yerine iflas idaresinin idari yargıya başvurması gerekir. (Bkz. Dr. Adnan Deynekli, Hacizde ve İflasta Sıra Cetveli, 2. Bası, Ankara, 2002, Sh. 647, 648). İflas idaresi ya da kayıt kabul davasına bakan mahkeme, kamu alacağının yasal mevzuatına uygun olarak tahakkuk edip etmediğini ve muaccel olup olmadığını değerlendirmeye yetkili olup, şeklen tahakkuk etmemiş ve bu nedenle de şeklen muaccel olmamış bir kamu alacağının yazdırılması talebini iflas idaresi ve mahkeme reddedebilir. Kamu idaresinin, alacağını iflas masasına yazdırması için idari yargıda dava açması gerektiğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. H.D.’nin 01.12.1987 tarih ve 4284 E., 6743 K; YHGK’nın 28.04.1993 tarih ve 19-65 E., 182 K; Yargıtay 19. H.D.’nin 23.01.2003 tarih ve 2002/5642 E., 2003/503 K; 09.06.2010 tarih ve 4283 E., 7181 K. ilamları bu yöndedir.)
Bu çerçevede somut olay yönünden kayıt kabul talebinin reddeden iflas idaresinin masaya kaydı talep olunan kamu alacağının kaydedilemeyeceği yönündeki kararı önem arz etse dahi bu noktada ilgili iflas idaresinin bu konuya ilişkin inceleme yetkisi mevcut değildir.
Bu nedenle yerleşik Yargıtay uygulamasında iflas idaresinin kayden varlığı anlaşılan kamu alacağını masaya kaydetmesi, akabinde ise iflas idaresinin idari yargıya başvuru yapması gerekmektedir. Bu nedenle şeklen tahakkuk etmiş ve muaccel gözüken ve bu davaya konu edilen kamu alacağının haklı olup olmadığı, iflas idaresi veya kayıt kabul davasına bakan mahkememizce incelenebilir nitelikte değildir. Zira konu niteliği itibariyle idari yargı tarafından tartışılabilecektir.
Kaldı ki 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanununun m.6. hükmü gereği genel bütçe, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları çözümlemek noktasında görevli olan mahkemeler vergi mahkemeleridir. İdari yargı içinde yer alan vergi mahkemeleri tarafından halli gereken bir hususun mahkememizce tartışılarak yargısal sonuca bağlanması, bu çerçevede adı geçen Kanuna da aykırıdır. Zaten mahkemelerin çalışma ve yargı usullerinin kanunla düzenleneceğine dair Anayasal düzenlemeler karşısında bu durumunun göz ardı edilerek şeklen oluşmuş olan bu kamu alacağının iflas idaresi tarafından masaya kaydının yapılmaması yukarıda açıklanan Kanun ve Anayasa hükümlerine de aykırı olacaktır.
Öte yandan somut olay yönünden davaya konu alacak vergi müdürlüğünün alacağı konumunda olup bu alacağın üçüncü sıra olarak masaya kayıt ve kabulüne dair hüküm verilmesi de Yargıtayın son uygulamaları karşısında zorunludur.(Yargıtay 23. HD 2017/1078 E. 2020/2427 K. sayılı ilamı)
Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının kabulüne, “İdare veya Vergi mahkemesinde dava açma hakkı saklı kalmak üzere, alacaklar defterinin 63. sırasına kaydı yapılan ve kısmen reddedilen 184.714,42-TL vergi alacağının 3.sıra olarak; alacaklar defterinin 60. sırasına kaydı yapılan ve kısmen reddedilen 1.312.227,87-TL vergi alacağının 3. sıra olarak; alacaklar defterinin 62. sırasına kaydı yapılan ve kısmen reddedilen 1.277.677,70-TL vergi alacağının 3. sıra olarak; alacaklar defterinin 64. sırasına kaydı yapılan ve tüm olarak reddedilen 2.710.333,80-TL vergi alacağının 3. sıra olarak iflas tasfiye işlemlerini yürüten … Hukuk İşleri Başkanlığının … HUK -2009/1 sayılı dosyasına istinaden sıra cetveline kaydına, davacının alacaklılar toplantısına katılmasına tedbiren izin verilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Davacının davasının kabulüne,
“İdare veya Vergi mahkemesinde dava açma hakkı saklı kalmak üzere,
Alacaklar defterinin 63. sırasına kaydı yapılan ve kısmen reddedilen 184.714,42-TL vergi alacağının 3. sıra olarak
Alacaklar defterinin 60. sırasına kaydı yapılan ve kısmen reddedilen 1.312.227,87-TL vergi alacağının 3. sıra olarak
Alacaklar defterinin 62. sırasına kaydı yapılan ve kısmen reddedilen 1.277.677,70-TL vergi alacağının 3. sıra olarak
Alacaklar defterinin 64.sırasına kaydı yapılan ve tüm olarak reddedilen 2.710.333,80-TL vergi alacağının 3. sıra olarak
İflas tasfiye işlemlerini yürüten … Hukuk İşleri Başkanlığının … HUK -2009/1 sayılı dosyasına istinaden sıra cetveline kaydına,
Davacının alacaklılar toplantısına katılmasına tedbiren izin verilmesine,
2-Davacı tarafın harçtan muaf olması nedeniyle dava açılırken alınması gereken 54,40 TL peşin harcın ve yine alınması gereken 54,40 TL başvuru harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından harcanan 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 217,30TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.217,30TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı lehine AAÜT gereği takdir edilen maktu 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansının iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin huzurunda ve oy birliği ile karar verildi.24/09/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır